Sözlük
Sponsor Bağlantılar
Çevir

EN 'as' sonuçları
Çeviri as
(z). gibi, veçhile, suretle; iken as... so oldugu gibi, dahi, o veçhile. as well as gibi. as you were going siz giderken. so as gibi, suretle, veçhile; için; ki as...as kadar. so as to see görecek surette, görmek için. This is as good as that.Bu da diğeri kadar iyidir. He bought the farm as well as the house.Hem evi hem de çiftliği aldı. As we have finished, we may go. Mademki işimiz bitti, gidebiliriz. ıt gets better as you go along. iş ilerledikçe daha iyi oluyor. Do as I do. Sen de benim yaptığımı yap. Expensive as it was, I bought it. Çok pahalı olduğu halde aldım. as is şimdiki durumuyla. I'II buy it as is. Olduğu gibi satın alırım.
 

3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net

 
Çeviri as
baglaç çünkü, mademki, nitekim. as if, as though, as it were sanki, güya. as to, as for gelince, hakkynda,... sorarsanız AS (kıs). Anglo-Saxon.
 
Çeviri asafetida
(i). şeytantersi, çadıruşağı otu, kötü kokulu bir sinir ilâcı.
 
Çeviri asbestos
(i).amyant,asbest, yanmaz taş dağ keteni, taş keten, yeşil taş pamuğu. asbestos packing asbest salmastrası.
 
Çeviri ascap
(kıs). American Society of Composers, Authors and Publishers.
 
Çeviri ascarid
(i). askarid, (zool). Ascaris.
 
Çeviri ascend
(f). çıkmak, yukarı çıkmak, yükselmek , muzikte pesten tize geçmek; akarsu boyunca akıntıya karşı gitmek; artmak, çoğalmak , ziyadeleşmek; üzerine çıkmak, tırmanmak. ascendable (s). çıkılır, çıkılabilir.
 
Çeviri ascendancy
(i). hüküm, nüfuz, itibar, üstünlük, faiklyet.
 
Çeviri ascendantent
(i)., (s). hüküm, nüfuz, itibar; s yükselen; üstün, faik, hâkim; ufukta görünmeye başlayan. be in the ascendant galip olmak, nufuz sahibi olmaya başlamak.
 
Çeviri ascender
(i)., (matb). satırın tepesine kadar uzantısı olan harf.
 
Çeviri ascension
(i). yukarı çıkış, yükselme, miraç; (astr). ufuktan yükseklik derecesi; (bak). right ascension.
 
Çeviri ascent
(i). çıkış, yükseliş; çıkacak yol, yokuş, bayır.
 
Çeviri ascertain
(f). doğrusunu anlamak, tahkik etmek, araştırmak, soruşturmak. ascertainable (s). soruşturulabilir, tahkik edilebilir , anlaşılabilir. ascertainment (i). soruşturma , tahkik, anlama.
 
Çeviri ascetic
(i). din urğuna dünya zevklerini feda eden kimse, zahit kimse, münzevi kimse, riyazetçi, sofu kimse, derviş. ascetic (s). zahit, sofu; kendi zevkini çok düşünmeyen. asceticism (i). koyu sofuluk, aşırı riyazet, çilecilik, zahitlik; sade bir hayat sürme.
 
Çeviri ascites
(i)., tıb sıskalık, karında istiska, karına su dolması, karında sıvı toplanması.
 
Çeviri asclepius
(i). Yunanlıların tıp ilâhı.
 
Çeviri ascorbic acid
C vitamini
 
Çeviri ascot
(i). bir çeşit enli boyunbağı.
 
Çeviri ascribe
(f). atfetmek, hamletmek, vermek, yüklemek, isnat etmek. ascribable (s). atfolunabilir, isnat olunabilir, yüklenebilir.
 
Çeviri ascription
(i). yükleme, isnat, atıf. ascription of praise Tannya övgü sunma, hamt, tesbih, tehlil.
 
Çeviri aseity
(i). kendiliğinden meydana gelme.
 
Çeviri asepsis
(i)., (tıb). mikropsuzluk, asepsi. aseptic (s). mikropsuz, aseptik.
 
Çeviri asexual
(s)., (biyol). cinsiyetsiz, erkekliği ve dişiliği olmayan, eşeysiz.
 
Çeviri ash
(i). dibudak ağacı veya kerestesi, (bot). Fraxinus mountain ash yabani üvez ağacı, alıç, (bot). Sorbus ancuparia.
 
Çeviri ash
(i). kül. ash can kaloriferden alınan küllerin konulduğu varil. ash hole kül yeri, külhan ashpan (i). sobadaki ateşten düşen külü tutan kap veya çekme, küllük. ashpit (i). kül veya çöp çukuru, külhan. ash tray sigara tablası, kül tablası. Ash Wednesday Paskalyadan evvelki perhizin ilk çarşambası.
 
Çeviri ashamed
(s). utanmış, mahcup olmuş.
 
Çeviri ashen
(s). kül gibi; kül rengi, soluk renkli; dişbudak ağacına ait veya ondan yapılmış.
 
Çeviri ashkenazim
(i)., (çoğ). Polonya, Rus ve Alman Yahudileri.
 
Çeviri ashlar
(i). inşaatlarda kullanılan kesme veya yontma kare taş; böyle taşlarla yapılmış veya kaplanmış yapı.
 
Çeviri ashore
(z). karaya, karada, kıyıya, kıyıda, karaya oturmuş (gemi).
 
Çeviri ashram
(i). Hindistan'da tekke.
 
Çeviri ashy
(s). küllü, kül serpilmiş, külle kaplı; kül rengi.
 
Çeviri asia
(i). Asya. Asia Minor Anadolu.
 
Çeviri asian
(s)., (i). Asyalı.
 
Çeviri asiatic
(i)., (s). Asyalı; (s). Asya kıtasına veya halkına ait.
 
Çeviri aside
(z). bir yana, bir tarafa, bir kenara, ayrı, kendi kendine. aside from ABD -den başka. call aside bir tarafa çağırmak. draw aside bir tarafa almak, bir tarafa çekmek. Iay aside bir tarafa koymak, saklamak. stand aside bir yana çekilmek. turn aside bir yana sapmak, bir yana saptırmak, baştan çıkarmak.
 
Çeviri aside
(i). bir oyuncunun sahnede kendi kendine söyledii sözler.
 
Çeviri asinine
(s). aptal, inatçı , (eşek gibi) eşeğe ait, eşekçe. asinin'ity (i). eşeklik, aptallık.
 
Çeviri ask
(f). sormak; talep etmek; davet etmek, teklif etmek; icap ettirmek, istemek, ihtiyaç göstermek; yalvarmak, rica etmek, niyaz etmek. ask for sormak, aramak, talep etmek, istemek. ask for it hak etmek. ask in içeriye davet etmek. ask one to davet etmek. ask one rica etmek.
 
Çeviri askanceaskant
(z). göz ucuyla, yan yan (bakış); güvensizlikle; beğenmeyerek. Iook askance göz ucuyla bakmak, yan bakmak.
 
Çeviri askew
(z). eğri olarak, çarpık bir şekilde.
 
Çeviri aslant
(s)., (edat). (z). eğri olan, yan, meyilli ; edat üzerinden meyilli olarak; (z). meyilli olarak.
 
Çeviri asleep
(s)., (z). uykuda olan, uyuşmuş; (z). uyurken, uykuya. fall asleep uykuya dalmak. fast asleep derin uykuda. My foot is asleep. Ayağım uyuşmuş.
 
Çeviri aslope
(s)., (z). meyilli, yatyk, eğri; (z). meyilli olarak.
 
Çeviri asmara
(i). Asmara nehri.
 
Çeviri asocial
(s). toplumdan kaçan, merdümgiriz ; toplumun yararını düşünmeyen, egoist, menfaatperest.
 
Çeviri asp
(i). engerek yılanı.
 
Çeviri asparagus
(i). kuşkonmaz, (bot). Asparagus officinalis. asparagus fern perçemli kuşkonmaz. wild asparagus dişi kuşkonmaz, (bot). Asparagus acutifolius.
 
Çeviri asparticacid
kuşkonmaz otu ve pancardan çıkarılan özel bir asit, asparagin asidi.
 
Çeviri aspect
(i). görünüş, gösteriş, veçhe, suret; yüz, çehre, sima; bakış, görüş, nazar; safha, hal, durum, vaziyet; (astrol). gezegenlerin birbirine oranla durumları.
 
Çeviri aspen
(i). yaprakları çok titreyen bir çeşit kavak ağacı, toz ağacı, (bot). Populus tremuloides.
 
Çeviri asper
(i). akçe, pul.
 
Çeviri asper
(i). ''h'' sesi.
 
Çeviri asperity
(i). pürüz, sertlik; kabalık, şiddet; zorluk, güçlük.
 
Çeviri aspermous
(s)., (bot). tohumsuz, aslı tohumsuz olan.
 
Çeviri asperse
(f). iftira etmek, lekelemek, çamur atmak; serpmek. aspersion (i). iftira, leke. cast aspersions taş atmak, laf sokuşturmak, dokundurmak. aspersive (s). iftira kabilinden.
 
Çeviri asphalt
(i). maden zifti; asfalt, maden zifti ile kum veya çakıl taşını karıştırarak yol yapımında kullanılan malzeme; asfalt yol.
 
Çeviri asphodel
(i). çirişotu, (bot). Asphodelus.
 
Çeviri asphyxia
(i), (tıb). asfeksi, oksijen yokluğundan ileri gelen boğulma, nefes kesilmesi. (havagazından boğulma gibi).
 
Çeviri asphyxiate
(f). boğmak, oksijensiz bırakmak; boğulmak.asphyxia'tion (i). oksijen yokluğundan boğulmaya sebep olma, boğulma, nefes kesilmesi.
 
Çeviri aspic
(i)., ahçı. et vb'nin yanında garnitür olarak servis yapılan iştah açıcı bir çeit jelatin.
 
Çeviri aspidistra
(i)., (bot). aspidistra, zambak familyasından çok güzel yaprakll bir salon bitkisi.
 
Çeviri aspirant
(s)., (i). istekli, arzulu, talip (kimse).
 
Çeviri aspirate
(i)., (f)., (s). h sesi ve ''h harfi; h', gibi ses çIkarma; (f). h sesiyle telâffuz etmek; (s). ''h sesiyle telâffuz olunan.
 
Çeviri aspiration
(i). arzu, istek, iştiyak; yüksek bir gaye edinme; teneffüs etme, nefes alıp verme; (gram). h harfini telâffuz.
 
Çeviri aspirator
(i). aspiratör, emici alet; (tıb). emerek vücuttan sıvıları çeken alet.
 
Çeviri aspire
(f). yüksek bir gaye edinmek, arzu etmek, talip olmak, göz dikmek.
 
Çeviri aspirin
(i ).aspirin
 
Çeviri aspiring
(s). gözü ilerde olan, bir gayesi olan aspiringly (z). yüksek emeller peşinde koşarak.
 
Çeviri asquint
(s)., (z). gözunün ucuyla bakan; (z). gözünün ucuyla bakarak, yan yan bakarak.
 
Çeviri ass
(i). eşek, merkep: ahmak, aptal veya budala kimse; argo but, kaba et wild ass dağ kulanı, yaban eşeği, zool Asinus onager.
 
Çeviri assagai
(i). Güney Afrika'da kullanılan hafif bir mızrak.
 
Çeviri assail
(f) saldırmak, üzerine atılmak, üzerine varmak, hücum etmek, hamle etmek; tecavüz etmek, dil uzatmak assailable (s). tecavüz edilebilir. assailant (i). saldırgan kimse, mütecaviz kimse.
 
Çeviri assassin
(i). suikastçı, katil, gizlice adam öIdüren kimse; (bh). ismaili mezhebinin Haşşâşin denilen koluna mensup olan kimse.
 
Çeviri assassinate
(f) suikast yapmak, alçakçasına adam öldürmek (özellikle siyasi kişileri);bir kimsenin şöhretini mahvetmek assassina'tion i suikast, adam öIdürme.
 
Çeviri assault
(i)., (f). saldırı, şiddetli hucum, hamle, tecavüz; (f). saldırmak, hücum etmek, tecavüz etmek. assault and battery huk. muessir fiil.
 
Çeviri assay
(i). tahlil; tecrübe, deneme; tartma, ayarlama; ayar için alınan madde.
 
Çeviri assay
(f). denemek, tecrübe etmek, yoklamak ; tahlil etmek, ayar etmek; değer biçmek , kıymet takdir etmek.
 
Çeviri assemblage
(i). toplantı, meclis; takım, kalabalık; montaj; bir araya toplama veya toplanma.
 
Çeviri assemble
(f). toplamak, birleştirmek, bir araya getirmek, kısımlan birbirine uydurmak ; parçaları yerli yerine takmak; toplanmak , birleşmek, bir araya gelmek, toplantı yapmak, içtima etmek.
 
Çeviri assembly
(i). toplantı, meclis, kongre assembly line montaj fabrikası. assembly room toplantı salonu. right of assembly toplanma hakkı. assemblyman (i). meclis üyesi, özellikle eyalet meclisi üyesi.
 
Çeviri assent
(i)., (f). rıza, muvafakat, tasdik, onay, kabul teslim; (f). razl olmak, muvafakat etmek, tasdik etmek, kabul etmek.
 
Çeviri assert
(f). ispat ve iddia ile beyan etmek; üzerinde durmak, teyit etmek; demek, öne sürmek, söylemek, iddia etmek assert one's rights hakkını öne sürmek. assertive (s). iddiacı. assertively (z). öne sürerek. assertion (i). iddia, teyit, hakkını ispat etme. assertory (s). iddia eden.
 
Çeviri assess
(f), tayin etmek (vergi, para cezası v.b.) , kıymet takdir etmek, tarh etmek, -e bağlamak assessable (s). vergi tayini için kıymeti takdir olunabilen.
 
Çeviri assessment
i takdir edilen kıymet; kıymet takdir etme; vergi; ödenecek veya toplanacak meblâğ .
 
Çeviri assessor
(i).vergi tahakkuk memuru; yargıç muavini veya muşaviri. assessor'ial (s). bu memura ait.
 
Çeviri asset
(i), mal, kıymetli şey, kıymetli vasıf.
 
Çeviri assets
(i)., (çog)., (tic). emval, servet, mevcudat, aktif, varlık. assets and liabilities varlıklar ve borçlar asset and liability statement bilanço. current assets döner varlıklar. fixed assets sabit kıymetler, duran varlıklar. personal sssets menkul mallar. real assets taşınmazlar, gayri menkul mallar. Iiquid assets derhal paraya çevrilebilen kıymetler.
 
Çeviri asseverate
(f). beyan ve iddia etmek, katiyetle bildirmek. assevera'tion (i). iddia, soyleme, beyan, söz.
 
Çeviri assiduous
(s). çaIışkan, yorulmaz, yılmaz, bezmez, usanmaz; devamlı, surekli; dikkatli assidu'ity, assid'uousness (i). çalışkanlık, gayret; devam , süreklilik assiduously (z). kendini vererek, gayretle; sürekli olarak.
 
Çeviri assign
(f). atamak, tayin etmek; aylrmak , tahsis etmek; kararlaştırmak; atfetmek , hamletmek; (huk). devretmek assignable (s). tayini mümkun, tahsisi mümkün; feragat edilmesi mümkün.
 
Çeviri assignation
(i). randevu, gizli aşk randevusu.
 
Çeviri assignee
(i)., (huk). kendisine mal, hak ve yetki devredilen kimse.
 
Çeviri assignment
(i). atama, tayin etme; tayin edilen şey; (huk). feragat etme, feragat senedi, havale senedi; davanın görulmesi için gün tayin edilmesi; müflisin malınl bir vekile emaneten teslim ve havale; temlik; okul ödevi, evde hazırlanacak ders assignment clause bir sigorta poliçesinde sahibine ciro hakkını veren madde.
 
Çeviri assimilate
(f). benzetmek, uydurmak , tesbih etmek, bagdaştırmak; özumsemek , hazmetmek, emmek assimila'tion (i). benzeyis, tesbih; benzesme, temsil; hazım, emme, ozumseme, asimilasyon assim'ilative (s). benzeten, teşbih eden; hazmedici, özümseyici.
 
Çeviri assist
(f)., (i). yardım etmek, muavenet etmek, iane vermek, desteklemek; (i). yardım assist at hazır bulunmak assistance (i). yardım, muavenet, imdat, iane assistant (i). muavin, yardımcı assistant professor asistan .
 
Çeviri assize
(i). kurulda alınan karar, hukum; (çog), (ing) geçici mahkeme celsesi.
 
Çeviri associate
(i)., (f)., (s). arkadaş, dost; serik, ortak; uye,aza; (f). arkadaşlık etmek; ortak etmek, birleştirmek; benzetmek, yakıştırmak, aralannda iliski kurmak; ortakllk kurmak, ,serik olmak;(s). arkadas olan, ortak çıkar ve ilişkileri olan; tam üyelik haklanndan yararlanamayan, üye olarak tam yetki sahibi olmayan. associate professor (doçent). associable (s). baglantısı olabilen. associateship (i). arkadaslık; şeriklik, ortaklık.
 
Çeviri associated press
Assosiated Press haber ajansı
 
Çeviri association
(i). kurum, cemiyet; arkadaşlık, birlik; şirket association football (ing). futbol. association of ideas çagrışım.
 
Çeviri associative
(s). birliğe ait. associative faculty çağrışım yeteneği.
 
Çeviri assonance
(i). telaffuz benzerliği; asonans, yarım kafiye, seci. assonant (s). telaffuzu benzer olan; yarım kafiyeli.
 
Çeviri assort
(f). tasnif etmek, sınıflandırmak, cinslerine göre ayırmak; uymak, uygun olmak, yakışmak. assorted (s). çesitli assortment (i). tasnif, sınıflandırma; çesitle
 
Çeviri asst
(kıs).assistant.
 
Çeviri assuage
(f). azaltmak, hafifletmek, yatıştırmak, teskin etmek, kesmek; tatmin etmek.
 
Çeviri assuasive
(s). hafifletici, dindirici, teskin edici.
 
Çeviri assume
(f). üzerine almak, deruhte etmek ; farzetmek, var olduğunu kabul etmek; var gibi göstermek, yakıştırmak; yetkisi olmadan bir vazifeyi üstüne almak. assumed (s). farzolunan; hayali; takma, müstear (isim) ; gasbedilmiş assuming (s). kibirli, mağrur, amirane tavırlar takınan.
 
Çeviri assumpsit
(i)., (huk). bir vaat uzerine yapılan sözlesme; akdin bozulması halinde zarar ziyan davası.
 
Çeviri assumption
(i) farz, tahmin, zan; tavır, poz, amirlik taslama; kendine is edinme, ustune alma; kibir, gurur, kustahlık; semaya yukselme, uruç, bilhassa Hazreti Meryem'in semaya urucu. Feast of the Assumption 15 Ağustosta kutlanan Meryem'in urucu yortusu.
 
Çeviri assumptive
(s). farzolunan, zannedilen ; kibirli, magrur. assumptively (z).farzederek , zannederek; kibirle, gururla.
 
Çeviri assurance
(i). güven, itimat; inanç, itikat; nefsine itimat, kendine güvenme, cesaret ; söz, yemin, teminat; arsızlık, yüzsüzlük; (ing). sigorta.
 
Çeviri assure
(f).temin etmek , temin edici söz söylemek;ikna etmek; söz vermek;sigorta etmek.assured (s).önceden belli olan (ışur'idli) (z) elbette, her halde, mutlaka, muhakkak assuring (i).,(s). emniyet veren, inandıncı (şey veya kimse). assuringly (z). inandlncı bir şekilde.
 
Çeviri assurgent
(s)., (bot). yükselen, yukarı dogru kıvrılan.
 
Çeviri assyria
(i). Asur. Assyrian (i).,(s). Asuri, Asurca. Assyriol'ogist (i). Asur uygarlıgl bilgini. Assyriol'ogy (i). Asur uygarllğı(tarih, dil ve arkeoloji) ilmi.
 
Çeviri astarte
(i). Fenikelilerin aşk ilâhesi, Kibele.
 
Çeviri astatic
(s)., fiz. tesirsiz denkligi olan; sabit olmayan, belirli bir yeri veya yönu olmayan.
 
Çeviri aster
(i). ylldız çiçegi, pat çiçeği China aster saray patı.
 
Çeviri asteriated
(s). yıldız şeklinde yansıtan.
 
Çeviri asterisk
(i). yıldız işareti.
 
Çeviri asterism
(i)., astr. yıldız kümesi; matb. uç yıldız işareti; bazı kristalleşmiş madenlerin i çinde yıldız şeklinin belirmesi özelligi.
 
Çeviri astern
(z).den geriye, gerisinde, arkaya, geminin gerisinde kalmak, geride bulunmak.go astern geri gitmek (gemi), tornistan etmek;geminin kıç tarafına gitmek.
 
Çeviri asteroid
(i).(s)., (astr). küçük gezegen, asteroid, planetoit; (zool). deniz yıldızı familyası; s yıldız gibi. asteroi'dal (s). küçük gezegenle ilgili; yıldıza benzer.
 
Çeviri asthenia
(i).,tıp.kuvvetsizlik,dermansızlık, kuvvetten düşme. asthen'ic (s)., tıb. kuvvetsizlige ait, kuvvetsiz.
 
Çeviri asthma
(i)., tıb. nefes darlıgı, astım. asthmat'ic (s)., astımla ilgili, astımlı, nefes darlıgına ait.
 
Çeviri astigmatism
(i)., tıb. astigmatizm. astigmat'ic (s). astigmatik astigmometer (s). astigmatın derecesini olçmeye mahsus alet.
 
Çeviri astir
(z)., (s), hareket halinde, harekette; (s). yataktan kalkmış, etrafta dolaşan.
 
Çeviri astomatous
(s). agızsız.
 
Çeviri astonish
(f). şaşırtmak, hayrete dusurmek. be astonished at hayret etmek, şaşmak, şaşakalmak.
 
Çeviri astonishing
(s). şasırtıcı, hayret verici, şaşılacak. astonishingly (z). şaşılacak surette.
 
Çeviri astonishment
( i). hayret, şaskınlık, şaşırma.be filled,(seized,struck). with astonishment şaşmak, şaşakalmak, donakalmak.
 
Çeviri astound
(f). aşırı derecede şaşırtmak, bütüun bütün hayret ettirmek. astoundingly (z). hayret ettirecek surette, Saşırtıcı bir şekilde.
 
Çeviri astraddle
(z). ata binmiş gibi bacaklan birbirinden ayn olarak, eyere binmiş olarak.
 
Çeviri astragal
(i), (mim ).dlşbukey pervaz .
 
Çeviri astragalus
(i). topuk kemigi.
 
Çeviri astrakhan
(i). astragan, yeni dogmuş kuzunun postu; karagülün kürkü.
 
Çeviri astral
(s). yıldızlı, ylldız gibi, yıldızlarla ilgili;(biyol yıldlz biçiminde.
 
Çeviri astrand
(s) . kıyıda, karaya oturmuş.
 
Çeviri astraphobia
(i).(Ing). ylldlnm ve gök gürültüsünden aşım korku.
 
Çeviri astray
(z)., (s). yolundan çıkmış, yanlış yol tutmuş, sapıtmış, sapmış,go ü astray kötü yola sapmak; yanlış yere gitmek. Iead astray ayartmak azdırmak,.baştan çıkartmak ;kötü yola sevketmek.
 
Çeviri astride
(z). ata binmis gibi bacaklan birbirinden ayn olarak.
 
Çeviri astringe
(f). sıkmak, sıkıştırmak, teksif etmek. astrin'gency (i). sıkıştırıcılık, sıkıcılık,kabız, kasılma astringent (i)., (s). Iokal olarak doku ve damarlan büzen ilaç; (s)sıkıştırıcı büzücü.
 
Çeviri astrobiology
( i) astrobiyoloji.
 
Çeviri astrodome
(i).uçağın üst kısmında gökcisimlerini gözlemek için yuvarlak pencere.
 
Çeviri astrodynamics
(i) yıldızların hareketleriyle ilgili bilim dalı.
 
Çeviri astrogate
(f). uzay aracmda yön tayin etmek.
 
Çeviri astrography
(i) astrografi, yıldızların haritasını çıkarma veya yıldızları tarif etme ilmi.
 
Çeviri astrolabe
(i). eskiden gökcisimlerinin yüksekliğini tayin etmede kullamlan bir gözlem aracı, usturlap.
 
Çeviri astrolatry
(i). gökcisimlerine tapma.
 
Çeviri astrologer
(i) muneccim.
 
Çeviri astrology
(i). astroloji, muneccimlik ; yıldız falcılığı; (eski zamanda)yıldızlar ilmi. astrolog'ical (s) astrolojiye ait, astrologically (z) astrolojik olarak.
 
Çeviri astronaut
(i). astronot.
 
Çeviri astronautics
(i) fezada yolculuk ilmi.
 
Çeviri astronomer
(i). astronom.
 
Çeviri astronomical
( s ).,çok fazla, muazzam, aşırı astronomik; astronomi ile ilqili.
 
Çeviri astronomy
(i) astronomi, yıldızlar ilmi.
 
Çeviri astrophotography
(i) fotografçılığın astronomiye uygulanması. as'trophotograph'ic (s). gökcisimlerinin foto ğraflannln allnmasma ait.
 
Çeviri astrophysics
(i) gökcisimlerinin fiziksel ve kimyasal yapılarını inceleyen ilim, astrofizik. astrophysical (s) astrofizikle ilgili.
 
Çeviri astute
(s). dirayetli, akıllı, zeki, kurnaz, zeyrek, aldanmaz. astutely (z) dirayetle; kurnazcasına. astuteness (i). dirayet, feraset; kurnazlık.
 
Çeviri asunci6n
(i) Asunsion, Paraguay ,ın başkenti,
 
Çeviri asunder
(z). ayrılmış olarak, parçalanm ış bir şekilde; parçalar halinde; birbirinden ayrı veya uzak.
 
Çeviri asylum
(i) sığınak barinak, melce; himaye, koruma, muhafaza; kimsesiz veya düşkünleri barındıran kurum, yetimhane, düşkünler evi. give asylum to barındırmak. insane asylum akıl hastanesi, şifa yurdu. orphan asylum yetimhane, oksüzler yurdu political asylum siyasi iltica take asylum in barınmak, sığınmak, iltica etmek.
 
Çeviri asymmetry
(i) simetrisizlik, bakıışımszlık.asymmetrıc (s) simetrik olmayan, simetriz, bakışımsız.
 
Çeviri asymptote
(i).,mat.asimptot, sonuşmaz.asymptotic (s) asimptotik, sonuşmazla ilgili veya ona ait.
 
Çeviri asynchronous
(s) aynı zamanda vaki olmayan, eşzamanlı olmayan.
 
Çeviri asyndeton
(i) cümlenin bolümleri arasında bağlaç kullanmama: I came, I saw, I conquered.
 
Çeviri asyntactic
(s) gramer kurallarına uymayan, biçimsiz.
 
Çeviri asystole
(i)., kalpteki kasılma yetmezliği .As you were !Ask. emir. Eski vaziyetinizi alınl
 
Toplam 167 sonuç listeleniyor
Copyright © Dogrusozluk.comSponsor: ip adresim nedir cevaplar için doğru adres ipsorgu.com