Sözlük
Sponsor Bağlantılar
Çevir

EN 'ass' sonuçları
Çeviri ass
(i). eşek, merkep: ahmak, aptal veya budala kimse; argo but, kaba et wild ass dağ kulanı, yaban eşeği, zool Asinus onager.
 

3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net

 
Çeviri assagai
(i). Güney Afrika'da kullanılan hafif bir mızrak.
 
Çeviri assail
(f) saldırmak, üzerine atılmak, üzerine varmak, hücum etmek, hamle etmek; tecavüz etmek, dil uzatmak assailable (s). tecavüz edilebilir. assailant (i). saldırgan kimse, mütecaviz kimse.
 
Çeviri assassin
(i). suikastçı, katil, gizlice adam öIdüren kimse; (bh). ismaili mezhebinin Haşşâşin denilen koluna mensup olan kimse.
 
Çeviri assassinate
(f) suikast yapmak, alçakçasına adam öldürmek (özellikle siyasi kişileri);bir kimsenin şöhretini mahvetmek assassina'tion i suikast, adam öIdürme.
 
Çeviri assault
(i)., (f). saldırı, şiddetli hucum, hamle, tecavüz; (f). saldırmak, hücum etmek, tecavüz etmek. assault and battery huk. muessir fiil.
 
Çeviri assay
(i). tahlil; tecrübe, deneme; tartma, ayarlama; ayar için alınan madde.
 
Çeviri assay
(f). denemek, tecrübe etmek, yoklamak ; tahlil etmek, ayar etmek; değer biçmek , kıymet takdir etmek.
 
Çeviri assemblage
(i). toplantı, meclis; takım, kalabalık; montaj; bir araya toplama veya toplanma.
 
Çeviri assemble
(f). toplamak, birleştirmek, bir araya getirmek, kısımlan birbirine uydurmak ; parçaları yerli yerine takmak; toplanmak , birleşmek, bir araya gelmek, toplantı yapmak, içtima etmek.
 
Çeviri assembly
(i). toplantı, meclis, kongre assembly line montaj fabrikası. assembly room toplantı salonu. right of assembly toplanma hakkı. assemblyman (i). meclis üyesi, özellikle eyalet meclisi üyesi.
 
Çeviri assent
(i)., (f). rıza, muvafakat, tasdik, onay, kabul teslim; (f). razl olmak, muvafakat etmek, tasdik etmek, kabul etmek.
 
Çeviri assert
(f). ispat ve iddia ile beyan etmek; üzerinde durmak, teyit etmek; demek, öne sürmek, söylemek, iddia etmek assert one's rights hakkını öne sürmek. assertive (s). iddiacı. assertively (z). öne sürerek. assertion (i). iddia, teyit, hakkını ispat etme. assertory (s). iddia eden.
 
Çeviri assess
(f), tayin etmek (vergi, para cezası v.b.) , kıymet takdir etmek, tarh etmek, -e bağlamak assessable (s). vergi tayini için kıymeti takdir olunabilen.
 
Çeviri assessment
i takdir edilen kıymet; kıymet takdir etme; vergi; ödenecek veya toplanacak meblâğ .
 
Çeviri assessor
(i).vergi tahakkuk memuru; yargıç muavini veya muşaviri. assessor'ial (s). bu memura ait.
 
Çeviri asset
(i), mal, kıymetli şey, kıymetli vasıf.
 
Çeviri assets
(i)., (çog)., (tic). emval, servet, mevcudat, aktif, varlık. assets and liabilities varlıklar ve borçlar asset and liability statement bilanço. current assets döner varlıklar. fixed assets sabit kıymetler, duran varlıklar. personal sssets menkul mallar. real assets taşınmazlar, gayri menkul mallar. Iiquid assets derhal paraya çevrilebilen kıymetler.
 
Çeviri asseverate
(f). beyan ve iddia etmek, katiyetle bildirmek. assevera'tion (i). iddia, soyleme, beyan, söz.
 
Çeviri assiduous
(s). çaIışkan, yorulmaz, yılmaz, bezmez, usanmaz; devamlı, surekli; dikkatli assidu'ity, assid'uousness (i). çalışkanlık, gayret; devam , süreklilik assiduously (z). kendini vererek, gayretle; sürekli olarak.
 
Çeviri assign
(f). atamak, tayin etmek; aylrmak , tahsis etmek; kararlaştırmak; atfetmek , hamletmek; (huk). devretmek assignable (s). tayini mümkun, tahsisi mümkün; feragat edilmesi mümkün.
 
Çeviri assignation
(i). randevu, gizli aşk randevusu.
 
Çeviri assignee
(i)., (huk). kendisine mal, hak ve yetki devredilen kimse.
 
Çeviri assignment
(i). atama, tayin etme; tayin edilen şey; (huk). feragat etme, feragat senedi, havale senedi; davanın görulmesi için gün tayin edilmesi; müflisin malınl bir vekile emaneten teslim ve havale; temlik; okul ödevi, evde hazırlanacak ders assignment clause bir sigorta poliçesinde sahibine ciro hakkını veren madde.
 
Çeviri assimilate
(f). benzetmek, uydurmak , tesbih etmek, bagdaştırmak; özumsemek , hazmetmek, emmek assimila'tion (i). benzeyis, tesbih; benzesme, temsil; hazım, emme, ozumseme, asimilasyon assim'ilative (s). benzeten, teşbih eden; hazmedici, özümseyici.
 
Çeviri assist
(f)., (i). yardım etmek, muavenet etmek, iane vermek, desteklemek; (i). yardım assist at hazır bulunmak assistance (i). yardım, muavenet, imdat, iane assistant (i). muavin, yardımcı assistant professor asistan .
 
Çeviri assize
(i). kurulda alınan karar, hukum; (çog), (ing) geçici mahkeme celsesi.
 
Çeviri associate
(i)., (f)., (s). arkadaş, dost; serik, ortak; uye,aza; (f). arkadaşlık etmek; ortak etmek, birleştirmek; benzetmek, yakıştırmak, aralannda iliski kurmak; ortakllk kurmak, ,serik olmak;(s). arkadas olan, ortak çıkar ve ilişkileri olan; tam üyelik haklanndan yararlanamayan, üye olarak tam yetki sahibi olmayan. associate professor (doçent). associable (s). baglantısı olabilen. associateship (i). arkadaslık; şeriklik, ortaklık.
 
Çeviri associated press
Assosiated Press haber ajansı
 
Çeviri association
(i). kurum, cemiyet; arkadaşlık, birlik; şirket association football (ing). futbol. association of ideas çagrışım.
 
Çeviri associative
(s). birliğe ait. associative faculty çağrışım yeteneği.
 
Çeviri assonance
(i). telaffuz benzerliği; asonans, yarım kafiye, seci. assonant (s). telaffuzu benzer olan; yarım kafiyeli.
 
Çeviri assort
(f). tasnif etmek, sınıflandırmak, cinslerine göre ayırmak; uymak, uygun olmak, yakışmak. assorted (s). çesitli assortment (i). tasnif, sınıflandırma; çesitle
 
Çeviri asst
(kıs).assistant.
 
Çeviri assuage
(f). azaltmak, hafifletmek, yatıştırmak, teskin etmek, kesmek; tatmin etmek.
 
Çeviri assuasive
(s). hafifletici, dindirici, teskin edici.
 
Çeviri assume
(f). üzerine almak, deruhte etmek ; farzetmek, var olduğunu kabul etmek; var gibi göstermek, yakıştırmak; yetkisi olmadan bir vazifeyi üstüne almak. assumed (s). farzolunan; hayali; takma, müstear (isim) ; gasbedilmiş assuming (s). kibirli, mağrur, amirane tavırlar takınan.
 
Çeviri assumpsit
(i)., (huk). bir vaat uzerine yapılan sözlesme; akdin bozulması halinde zarar ziyan davası.
 
Çeviri assumption
(i) farz, tahmin, zan; tavır, poz, amirlik taslama; kendine is edinme, ustune alma; kibir, gurur, kustahlık; semaya yukselme, uruç, bilhassa Hazreti Meryem'in semaya urucu. Feast of the Assumption 15 Ağustosta kutlanan Meryem'in urucu yortusu.
 
Çeviri assumptive
(s). farzolunan, zannedilen ; kibirli, magrur. assumptively (z).farzederek , zannederek; kibirle, gururla.
 
Çeviri assurance
(i). güven, itimat; inanç, itikat; nefsine itimat, kendine güvenme, cesaret ; söz, yemin, teminat; arsızlık, yüzsüzlük; (ing). sigorta.
 
Çeviri assure
(f).temin etmek , temin edici söz söylemek;ikna etmek; söz vermek;sigorta etmek.assured (s).önceden belli olan (ışur'idli) (z) elbette, her halde, mutlaka, muhakkak assuring (i).,(s). emniyet veren, inandıncı (şey veya kimse). assuringly (z). inandlncı bir şekilde.
 
Çeviri assurgent
(s)., (bot). yükselen, yukarı dogru kıvrılan.
 
Çeviri assyria
(i). Asur. Assyrian (i).,(s). Asuri, Asurca. Assyriol'ogist (i). Asur uygarlıgl bilgini. Assyriol'ogy (i). Asur uygarllğı(tarih, dil ve arkeoloji) ilmi.
 
Toplam 44 sonuç listeleniyor
Copyright © Dogrusozluk.comSponsor: ip adresim nedir cevaplar için doğru adres ipsorgu.com