Sözlük
Sponsor Bağlantılar
Çevir

EN 'ba' sonuçları
Çeviri ba
(kıs). Bachelor of Arts edebiyat fakültesi diploması; Buenos Aires.
 

3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net

 
Çeviri baa
(i)., (f). koyun melemesi; (f). melemek.
 
Çeviri baal
(i). eski Sami ırkların tanrılarından biri; Fenikelilerin baş tanrısı olan güneş ilâhı; sahte ilâh.
 
Çeviri babbitt
(i). vaytmetal, mil yataklarında kullanılan bir alaşım; buna benzer herhangi bir alaşım. babbitt bearings bu maden ile yapılan mil yatağı.
 
Çeviri babble
(f)., (i). anlaşılmaz sözler söylemek; gevezelik etmek, saçmalamak; çağlama; manasız ve saçma bir şekilde if ade etmek; boşboğazlık etmek, ağzından kaçırmak ; (i). boş laf, manasız söz; gevezelik, mırıltı babbler (i). geveze kimse, boşboğaz kimse, durmadan konuşan kimse; çağlayan (ırmak).
 
Çeviri babe
(i). bebek; saf ve tecrübesiz kimse; ABD, argo kız, slang piliç.
 
Çeviri babel
(i). Babil şehri ve kulesi; yüksek bina; (kh). kargaşalık, ana baba günü.
 
Çeviri babism
(i). Babilik.
 
Çeviri baboo
(i). Hintli veya Bengalli efendi; ingilizce bilen yerli kâtip; sathi bir ingiliz kültürüne sahip olan yerli.
 
Çeviri baboon
(i). ağzı köpeğinkine benzeyen kısa kuyruklu bir maymun türü, Habeş maymunu.
 
Çeviri baboosh
pabuç
 
Çeviri babouche, babuche babul
(i). Hindistan ve Arabistana mahsus birkaç cins ağaç, (bot). Acacia arabica; bu ağaçların zamkı, tohum zarfı veya kabukları.
 
Çeviri babushka
(i). eşarp.
 
Çeviri baby
(i)., (s). (f). bebek çocuk; bir ailenin en küçüğü; çocukça halleri olan kimse; argo bir kimsenin ovunmesine sebep olan icat veya eser; argo kız; (s), bebek gibi; bebeğe ait; bebeğe yakışan; (k).dili küçük nispeten küçük; (f). küçük çocuk muamelesi yapmak; şımartmak baby blue süt mavisi baby'sbreath (i). bir cins uzun saplı, hafif kokulu pembe ve beyaz çiçekleri olan bitki, (bot). Gypsophila paniculata baby bottle biberon, emzik. baby carriage ABD çocuk arabası. baby farm çocuk ve bebekler için ücretli bakımevi, kreş. baby grand kısa kuyruklu piyano babyhood (i). bebeklik devresi babyish (s). çocuksu, bebeksi, bebek gibi.
 
Çeviri baby- sit
(f)., ABD ana babanın evde olmadıgı zaman çocuğa (çoğu zaman birgece için) bakmak. baby sitter çocuk bakıcısı.
 
Çeviri babylon
(i). Babil şehri; herhangi büyük ve tantanalı bir şehir; günahkârlar şehri.
 
Çeviri babylonia
(i). Babil imparatorluğu.
 
Çeviri babylonian
(s)., (i). Babil şehrine veya imparatorluğuna ait; günahkâr; (i). Babil imparatorluğunda oturan kimse; Babil dili.
 
Çeviri baccalaureate
(i). bakalorya; mezuniyet törenlerinde yapılan dini ayin.
 
Çeviri baccarat
(i). iskambil kâgıdı ile oynanan bir Fransız kumarı, bakara.
 
Çeviri baccate
(s)., (bot). çileğe benzeyen etli ve çekirdeksiz meyva gibi; böyle meyva veren.
 
Çeviri bacchanal
(i)., (s). şarap tanrısı Baküs'e tapınan kimse; zevkine düşkün kimse; ayyaş kimse; (çoğ). Baküs şenliği, içki âlemi; (s). Baküs'e ait.
 
Çeviri bacchanalia
(i). Baküs şenliği; (k).(h). içki âlemi, içki meclisi. bacchanalian (s). içki eğlencesi kabilinden.
 
Çeviri bacchant
(i). Baküs rahibi; ayyaş kimse.
 
Çeviri bacchante
(i). Baküs rahibesi; Baküs'e tapan kadın; içki seven kadın
 
Çeviri bacchic
(s). Baküs'e veya Baküs ayinlerine ait; (k).(h). şen, neşeli, keyif ehli; sarhoş.
 
Çeviri bacchus
(i). Baküs, eski Yunan şarap tanrısı.
 
Çeviri bacciferous
(s)., (bot). çileğe benzer küçük ve etli meyva veren.
 
Çeviri bacciform
(s)., (bot). çileğe benzer küçük ve etli meyva şeklinde.
 
Çeviri baccilliform
(s). çubuk şeklinde, küçük çubuklardan ibaret; (tıb). basile ait, sebebi basil olan.
 
Çeviri baccivorous
(s).,(zool).çileğe benzer küçük ve etli meyva ile beslenen.
 
Çeviri bach
(f)., (k). dili bekâr hayatı yaşamak.
 
Çeviri bachelor
(i). bekâr erkek, evlenmemiş erkek; fen veya edebiyat fakültesi mezunu; bir başkasının bayrağı altında hizmet eden genç şövalye. bachelor'sbutton (i)., (bot). peygamber çiçeği. bachelordom, bachelorhood bachelorship (i). bekârlık. Bachelor of Arts degree edebiyat fakültesi diploması; (kıs). BA., A.B. Bachelor of Science degree fen fakültesi diploması; (kıs). B.S.
 
Çeviri bacillus
(i)., (tıb). çubuk seklinde mikroskobik bakteri, basil; herhangi bir mikrop.
 
Çeviri back
(f). bir şeye destek olmak, arka olmak, yardım etmek; tarafını tutmak, üzerine bahse girmek (at v.b.); ; geriye sürmek; sırtına binmek ; (den). güneşin aksi yönüne dönmek, dirise etmek (rüzgar). back down back out caymak, sözünden dönmek. back the oars, back water (den). siya etmek. back the sails (den). yelkenleri faça etmek back up geri sürmek, geri gitmek; desteklemek.
 
Çeviri back
(i). arka, sırt, geri; belkemigi; futbolda bek, müdafi. back to back arka arkaya, sırt sırta. be at one's back bir kimseye arka çıkmak. behind one's back birisinin arkasından, gıyabında. flat on one's back hasta, yatakta. get one's back up öfkeli veya dik başlı olmak. have one's back to the wall çıkmazda kalmak. turn one's back on a person veya a thing bir kimseye veya bir şeye sırt çevirmek; vazgeçmek; ihmal etmek.back scratcher kasağı.
 
Çeviri back
(z). geri, geriye; yine, tekrar. back and forth ileri geri. fall back upon a thing güvenmek sığınmak give back geri vermek; gerilemek, geri geri gitmek. keep back saklamak, gizlemek. look back geçmişi düşünmek, hayal etmek. back talk küstahça karşılaık verme.go back on inkar etmek, yerine getirmemek.
 
Çeviri back
(i). tekne, küçük havuz.
 
Çeviri back
(s). arkadaki, arkasında olan; arkaya doğru olan, evvelki; eski. back country taşra, memleketin uzak köşeleri; geri kalmış bölgeler. back formation (dilb). benzetme yolu ile bir kelimeden geriye gidilerek türetilen yeni kelime. back issue eski tarihli mecmua. back number günü geçmiş gazete, eski dergi; itibardan düşmüş şey veya kimse back taxes vergi borcu.
 
Çeviri back-chat
(i). küstahlık; küstahça karşılık.
 
Çeviri back-pedal
(f). bisiklette ayak frenine basmak; sözünü geri almak, söyledigini değiştirmek.
 
Çeviri back-seat driver
şöförün hareketlerine müdahale eden kimse.
 
Çeviri backache
(i). sırt ağrısı; (tıb). bel romatizması Iumbaqo.
 
Çeviri backbencher
(i). parlamento üyesi.
 
Çeviri backbite
(f). gıyabındaçekiştirmek, arkasından konuşmak, iftira etmek. backbiter (i). dedikoducu kimse.
 
Çeviri backboard
(i). arka tahtası, arkalık; (den). filikada kıç aynalık tahtası, aynalık; basketbolde sepetin üzerine tespit edilmiş dikey tahta.
 
Çeviri backbone
(i)., (anat). omurga, belkemiği; görünüm veya görev itibariyle belkemiğine benzeyen herhangi bir ,şey; karakter kuvveti, metanet.
 
Çeviri backbreaking
(s). bedenen yorucu , yıpratıcı.
 
Çeviri backdoor
(s). gizli, el altından yapılan.
 
Çeviri backdown
(i). cayma; (fig). yelkenleri indirme; tam teslimiyet
 
Çeviri backdrop
(i). sahnede arka perde.
 
Çeviri backed
(s). arkası olan, yardım edilmiş, himaye edilmiş; arkalıklı (iskemle v.b.); çifte dokunmuş.
 
Çeviri backer
(i). arka, yardım eden kimse, tarafını tutan kimse; yarışta bir ata para koyan kimse.
 
Çeviri backfire
(i)., (f). orman yangınını söndürmek için aksi yönde çıkartılan yangın; (mak). geri tepme; bunsen lambasında fitil yanmadan gazın tutuşması; (f). aksi yönde kasten yangın çıkarmak; geri tepmek.
 
Çeviri backgammon
(i)., (f). tavla oyunu; (f). tavla oyununda yenmek, özellikle mars etmek.
 
Çeviri background
(i). arka plan, zemin; (güz). (san). (fon).; bir kimsenin geçmişteki görgü, muhit ve tahsili. in the background gözden uzak; muğlak, belirsiz. keep in the background arka planda kalmak, kendini göstermemek.
 
Çeviri backhand
(i)., (s)., (z). elin tersi öne gelecek şekilde yapllan vuruş; geriye doğru veya sola yatık olan el yazısı; (s). elin tersi öne doğru olarak yapllan ; (z). dolayısıyle, dolaylı olarak.
 
Çeviri backhanded
(s). elin tersi öne doğru olduğu halde vurulan; samimi olmayan , sinsice, zıt anlamı ima eden. backhanded compliment tenkit niteliğinde olan kompliman.
 
Çeviri backhouse
(i). binanın dışında olan apteshane, tuvalet.
 
Çeviri backing
(i). yardım, müzaheret; tasdik; arka, arkalık, destek.
 
Çeviri backlash
(i). şiddetli geri itme; makinede boşluk veya salgı; yeniliğe karşı umumun aksi tepkisi.
 
Çeviri backlog
(i)., ABD ocakta arka tarafa konan iri kütük; destek veya yedek vazifesi gören herhangi bir şey.
 
Çeviri backrest
(i). arkalık.
 
Çeviri backroom
(s). gizli, el altından yapılan.
 
Çeviri backsaw
(i ) sırtı madeni bir çubukla kuvvetlendirilmiş ince dişli bir çeşit testere.
 
Çeviri backscratch
(f). birbirini yağlamak back-scratcher (i). sırt kaşıyıcısı; yagcılık yapan kimse. back-scratching (i). birbirini yağlama.
 
Çeviri backset
(i). sekte, aksilik, işin ters gitmesi; ters akıntı.
 
Çeviri backside
(i). arka taraf; insan veya hayvan kıçı.
 
Çeviri backslide
(f). fena yola sapmak; doğru yoldan tekrar günaha dönmek. backslider (i). fena yola sapan kimse; tekrar günaha dönen kimse.
 
Çeviri backspace
(f). daktiloda geri gitmek.
 
Çeviri backstage
(i)., (s)., (z). kulis, soyunma odaları, perde arkası; (s). perde arkasında olan, kuliste bulunan; (z). kuliste, perde arkasmda.
 
Çeviri backstairs
(i)., (s). arka merdiven; gizli yol; (s). dolaylı, gizlice yapılan, el altından olan.
 
Çeviri backstay
(i)., (den). patrise; (mak). bir mekanizmada destek veya kontrol vazifesi gören parça.
 
Çeviri backstitch
(i)., (f). iğneardl dikiş; (f). iğneardı dikiş dikmek.
 
Çeviri backstop
(i)., A.B.D. topun kaçmasnı önlemek için arka plana gerilen ağ veya parmaklık.
 
Çeviri backstrap
(i). küskün, atın eyerine bağlı ve kuyruğunun altından geçirilen kayış.
 
Çeviri backstream
(i). ters akıntı anafor.
 
Çeviri backstroke
(i). ters vuruş, geri tepme; sırt üstü yüzüş.
 
Çeviri backsword
(i). tek yüzlü kılıç; bu çeşit kılıcı kullanan eskrimci. backswordsman (i).kılıç kullanan eskrimci. back talk küstahça konuşma, karşllık verme.
 
Çeviri backtrack
(f). geriye dönüş yapmak; söylediğini değiştirmek veya sözünü geri almak.
 
Çeviri backward, backwards
(z)., (s). geriye doğru, tersine, geri geri; geçmiş zamanlara doğru, geri; (s). geç kavrayan , geç ve yavaş öğrenen; isteksiz, çekingen ; geç backwardly (z).geriye doğru olarak backwardness (i). geriye doğru olma; geç kavrama.
 
Çeviri backwash
(i). kayık küreklerinin veya gemi pervanesinin geriye attlğı su, serpinti; kendisini yaratan olayın bitiminden sonra da devam eden durum.
 
Çeviri backwater
(i)., (f). bir set vasltaslyle geri çevrilen su; dümen suyu, gemi pervanesinin geriye attlğı su; durgun su; durgunluk , ilgisizlik; (f)., (den). siya etmek, tersine kürek çekmek.
 
Çeviri backwoods
(i)., (s)., (çoğ). meskun yerlerden uzak veya ağaçlardan yarı temizlenmiş yerler; (s). kaba, basit, incelikten uzak. backwoodsman (i). böyle bir mıntıkada yaşayan kimse; kaba ve basit adam.
 
Çeviri backyard
(i).evin arkasındaki bahçe in his own backyard kendi çevresinde
 
Çeviri bacon
(i). beykin, hayvanın yan ve sırt tarafından elde edilen tuzlanmış veya tütsülenmiş domuz eti, domuz pastırması. bring home the bacon istediğini elde etmek, bir şeyde muvaffak olmak
 
Çeviri baconian
(s)., (i). İngiliz âlim ve filozofu Francis Bacon'a veya doktrinlerine ait; (i). Bacon felsefesine bağlı olan kimse. Baconian theory Shakespeare'in eserlerini yazanın Bacon olduğunu ileri süren kuram
 
Çeviri bacteria
(i)., (çoğ). bakteriler. bacterial (s). bakteriye ait, ondan ibaret olan veya ondan ileri gelen bacterially (z). bakteriyle ilgili olarak
 
Çeviri bactericide
(i). bakterileri yok eden bir madde, bakterisid. bacterici'dal s bakterileri yok eden maddeye ait
 
Çeviri bacteriology
(i). bakteriyoloji, bakterileri tetkik ilmi, mikrop ilmi, bakteri bilgisi. bacteriolog'ical (s). bakteriyoloji ilmine ait. bacteriolog'ically (z). bakteriyolojiyle ilgili olarak. bacteriol'ogist (i). bakteriyoloji uzmanı, bakteriyolog
 
Çeviri bacteriolysis
(i). bakteriler vasıtasıyla meydana getirilen kimyasal ayrışma; bakteri hücrelerinin imhası
 
Çeviri bacteriophage
(i). bakterileri yok eden küçücük cisimler
 
Çeviri bacterioscopy
(i). bakteri yoskopi, mikroskopla bakterileri inceleme
 
Çeviri bacterium
(i). bakteri.
 
Çeviri bacteroid
(s). bakteri şeklinde, bakteri biçim, bakterimsi. bacteroi'dal (s). bakteriye ait.
 
Çeviri bactria
(i). Batı Asya'da Amu Derya nehri ile Hindukuş dağları arasında bulunan eski bir ülke. Bactrian (s). bu ülkeye ait. Bactrian camel iki hörgüçlü deve
 
Çeviri baculine
(s). değneğe veya değnekle cezalandırmaya ait
 
Çeviri bad
(s).(worse,worst) kötü, nahoş; değersiz; kifayetsiz; yanlış, kusurlu; geçersiz; bozuk, zararlı; keyifsiz, hasta; pişman, müteessir; şiddetli, sert; çürük. in bad k. dili güç durumda. be bad at something bir şeyi becerememek. bad debt şüpheli alacak, tahsili mümkün olmayan alacak. bad money kalp para. feel bad kendini iyi hissetmemek. go from bad to worse gittikçe fenalaşmak, daha beter olmak. go to the bad fena yola sapmak, baştan çıkmak. have bad blood between arada husumet olmak
 
Çeviri badderlocks
(i). denizkadayıfı, zool. Alaria esculenta
 
Çeviri baddie, baddy
(i)., argo (filimde) kötü adam
 
Çeviri bade
(bak). bid
 
Çeviri badge
(i). nişan, alâmet, işaret, rozet
 
Çeviri badger
(i)., (f). porsuk; porsuk kürkü; porsuk kılından yapılma fırça ve olta; (f). kızdırmak, gücendirmek; taciz etmek, canını sıkmak, fig. başının etini yemek.
 
Çeviri badinage
(i). takılma, latife, şaka; istihza
 
Çeviri badlands
(i). içinde birçok vadi bulunan çorak arazi
 
Çeviri badly
(z). fena halde; (k.dili) çok .
 
Çeviri badman
(i). eşkıya .
 
Çeviri badminton
(i). tüylü toplarla ve küçük raketlerle oynanan bir çeşit oyun.
 
Çeviri badtempered
(s). aksi, huysuz, ters.
 
 
Çeviri baffle
(f)., (i). şaşırtmak; engel olmak; boşa çıkarmak, aciz bırakmak; beyhude yere mücadele etmek, bocalamak (gemi v.b.) ; (i). su, hava veya ses hareketlerini kontrol eden bir levha; hoparlör ekranı. be baffled şaşırmak.
 
Çeviri baffling
(s). şaşırtıcı, aldatıcı, durmadan değişen. baffling winds den. kararsız rüzgarlar. bafflingly (z). şaşırtıcı durumda .
 
Çeviri baffy
(i). golf topunu havaya atmaya mahsus kısa değnek.
 
Çeviri bag
(i)., (f). (-ged,-ging) torba, çanta; kese, çuval; bir çanta muhtevası, çantanın içindekiler; inek memesi; argo bir paket esrar; (f). torbaya veya çuvala koymak; torba gibi şişmek, torba gibi sarkmak; şişirmek, germek; yakalamak, avlamak. bag and baggage pılı pırtıyı toplayarak, butun eşya ile. hold the bag kabak başında patlamak; avucunu yalamak. in the bag ABD argo emin, garantili; colloq. çantada keklik.
 
Çeviri bagasse
(i). suyu çıkarılmış şeker kamışı (kağıt v.b.imalinde kullanılır); üzüm veya pancar posası.
 
Çeviri bagatelle
(i). önemsiz şey; bilardoya benzer bir oyun; çoğunlukla piyano için bestelenmiş kısa ve hafif parça.
 
Çeviri bagdad baghdat
Bağdat şehri; Irak'ın başşehri.
 
Çeviri bagel
(i). bir cins tatlı küçük ekmek.
 
Çeviri baggage
(i)., ABD bagaj, yolcu eşyası; ordu ağırlığı; hafifmeşrep kadın; işvebaz kız, canlı genç kadın. baggage master (i). bagaj memuru.
 
Çeviri bagging
(i). kenevir veya jütten dokunmuş olan çuval bezi.
 
Çeviri baggy
(s). torba gibi, gevşek, sarkık.
 
Çeviri bagnio
(i). umumhane, genelev, hamam; eski doğu memleketlerinde esirlerin konduğu zindan .
 
Çeviri bagpipe
(i). gayda, İskoçlarım tulum çalgısı
 
Çeviri bah
ünlem hakaret ifadesi, Tu !
 
Çeviri bahadur
(i). Hindistan'da hürmet ifade eden ve bey kelimesinin karşılığı olan unvan
 
Çeviri bahai
(i)., (s). Bahai; (s). Bahai mezhebine mensup olan
 
Çeviri bahaism
(i). Bahailik.
 
Çeviri bail
(i)., (f)., (huk). kefil; kefalet; kefalete bağlanma; kefaletle tahliye; tahliye için kefalet, teminat; (f). bir kimseye kefalet ederek tahliyesini temin etmek; mevkufu kefile teslim etmek; emanet etmek, tevdi etmek, sorumlu olmak. bail bond kefaletname. bail out kefalet ödeyerek tahliye ettirmek. go bail ABD, argo kefalet etmek.
 
Çeviri bail
(i)., (f). kayıktan su boşaltmaya mahsus tas; çember kulp, halka; tente desteği; ahır bölmesi; kriket oyununda kullanılan çubuk; (f). kayığın suyunu boşaltmak. bail out tayyareden paraşütle atlamak. bailer (i). kayığın suyunu boşaltan kimse; (kriket) sipere vuran top; (huk). bir kimseye emanet para veren kimse.
 
Çeviri bailable
(s)., (huk). kefil olunabilir, teminat olarak verilmiş.
 
Çeviri bailee
(i)., (huk). emanetçi, kendisine saklamak için verilen malı kabul eden kimse.
 
Çeviri bailey
(i). bir derebeyi şatosunun etrafını çeviren dış duvar; şatonun dış avlusu. Old Bailey Londra ağır ceza mahkemesi.
 
Çeviri bailie
(i). İskoçya'da belediye yüksek memuru; nahiye müdürü.
 
Çeviri bailiff
(i). mübaşir; icra memuru; muhafız; kazalarda Sheriff denilen baş icra memurunun vekili; çiftlik veya şato kâhyası; ing. sınırlı görevleri olan hâkim.
 
Çeviri bailiwick
(i)., (huk). bailiff denilen yetki bölgesi; A.B.D. ihtisas sahası
 
Çeviri bailment
(i)., (huk). kefalet, malları teminat olarak verme.
 
Çeviri bailor
(i)., (huk). teminatı veren mudi, iade edilmek üzere mal veren kimse.
 
Çeviri bailsman
(i).(çoğ. -men) (huk). kefil.
 
Çeviri bainmarie
(i)., (fr.) (çoğ.bainsmaire) benmari, iki katlı tencere.
 
Çeviri bairam
(i). bayram, özellikle Kurban ve şeker bayramları.
 
Çeviri bairn
(i)., İskoç. çocuk, kız veya oğlan çocuk.
 
Çeviri bait
(i)., (f). olta veya kapan için yem; aldatma, cezbetme; mola, konak; (f). oltaya veya kapana yem koymak; olta veya tuzak yemi ile cezbetmek; üzerine köpek saldırtmak (hayvan) ; eziyet etmek, taciz etmek.
 
Çeviri baize
(i). çoğunlukla yeşil renk olan ve özellikle bilardo masalarında kullanılan yumuşak, kaba, keçeye benzer bir kumaş; bu kumaştan yapılmış eşya.
 
Çeviri bake
(f). fırında pişirmek, kızartmak; ateşte kurutmak. baking (i). fırında pişirme; bir pişim. baking powder krem tartar ve karbonat karışımı kabartıcı toz, baking powder. baking soda sodyum bikarbonat, karbonat.
 
Çeviri bakehouse
(i). fırın, ekmekçi dükkânı.
 
Çeviri bakelite
(i)., tic. mark. bakalit; telefon ahizeleri v.b. yapımında ve elektrik veya hararet tecridi için kullanılan bir çeşit plastik.
 
Çeviri baker
(i). ekmekçi, fırıncı; portatif fırın. baker's dozen on üç.
 
Çeviri bakery
(i). fırın, ekmekçi dukkânı..
 
Çeviri baksheesh
(i). bahşiş
 
Çeviri balaam
(i). İsraillileri lanetlemesi emrolunduğu halde, bindiği eşek tarafından azarlanınca onları takdis eden Mezopotamya lı aziz; k.h., argo gazete sütunlarını icabında doldurmak için hazır bulundurulan havai yazılar.
 
Çeviri balalaika
(i). balalayka, gövdesi üç köşe olan Rus mandolini.
 
Çeviri balance
balance of trade ticaret dengesi, ithalât ve ihracat arasındaki para kıymeti farkı balance sheet bilanço balance wheel nâzım çark credit balance alacak bakiyesi, matlup bakiyesi debit balance zimmet bakiyesi, borç bakiyesi hang in the balance muallâkta olmak, nazik bir vaziyette olmak strike a balance uzlaşmak trial balance muvakkat mizan, küçük mizan
 
Çeviri balance
(f). tartmak, dengelemek, muvazene sağlamak; eşit olmak, dengeli olmak; tereddüt etmek, dansta aksi istikametlerde hareket etmek.
 
Çeviri balanced
(s). dengeli, muvazeneli. be well balanced denk gelmek, muvazeneli olmak.
 
Çeviri balasruby
lal yakut, açık pembe yakut.
 
Çeviri balaustine
(i). nar, kurutulmuş nar çiçekleri, nar ağacı kabuğu.
 
Çeviri balbriggan
(i). aslen İrlanda'nım Balbriggan şehrinde imal edilip çorap ve iç çamaşırları yapımında kullanılan ince pamuklu kumaş.
 
Çeviri balcony
(i). balkon. balconied (s). balkonlu.
 
Çeviri bald
(s). dazlak, kel, saçları kısmen veya tamamen dökülmüş; çıplak, çorak; sade, süssüz (üslup v.b.); gizli olmayan, açık, aşikar, besbelli; zool. başında ak tüyler olan (hayvan). balding (s). saçları dökülen. baldhead, baldpate (i). kel kimse, dazlak başlı adam. baldly (z). kel olarak; aşikâr olarak. baldness (i). kellik; açıklık. baldfaced (s). beyaz yüzlü (hayvan); yüzsüz, küstah.
 
Çeviri baldachin
(i). tente, gölgelik, sayvan; ağır brokar, diba.
 
Çeviri balderdash
(i). saçma sapan söz, boş laf.
 
Çeviri baldric
(i). kılıç kayışı, omuzdan kalçaya çaprazlama tutturulan üstü fizen süslü ve kılıç taşımaya mahsus kayış.
 
Çeviri baldwin
(i). özellikle A.B.D.'nin kuzeydoğusunda yetişen bir cins sarılı kırmızılı kış elması.
 
Çeviri bale
(i)., (f). balya, denk; (f). balya yapmak, denk bağlamak.
 
Çeviri balearic islands
Balear adaları
 
Çeviri baleen
(i)., zool. balinanın ağızında oluşan elastiki bir madde, balina
 
Çeviri balefire
(i). açık havada yakılan büyük ateş, şenlik ateşi; işaret vermek için yakılan ateş.
 
Çeviri baleful
(s). meşum, ugursuz; sahte; zararlı. balefully (z). sahte ifade ile. balefulness (i). sahte yüz ifadesi.
 
Çeviri balk
(f)., (i). bir engel karşısında duraklamak; yürümemekte ısrar etmek, direnmek (at); mani olmak, engel olmak, muhalefet etmek; kaçınmak, imtina etmek; (i). mania, engel; hata, başarısızlık; tarlada sürülmemiş kısım; kiriş;( beysbol) topu atanın zamansız olarak topa vuruyor gibi davranarak yaptığı hata; bilardo masasının bir kısmı. balk line bilardo masasındaki çizgi.
 
Çeviri balkan
(s). Balkan, Balkan devletlerine veya bu memleketlerde oturanlara ait; Balkan yarımadasına veya dağlarına ait. the Balkans Balkan Devletleri; Balkan Dağları.
 
Çeviri balkanize
ing. -ise (f). Balkanlaştırmak; birbirlerine düşman olan muhtelif ufak devletlere bölmek.
 
Çeviri balkh
(i). Belh şehri.
 
Çeviri balky
(s)., A.B.D. yürümemekte direnen, inat eden (at v.b.).
 
Çeviri ball
(i)., (f). top, küre; bilye; yumak; top oyunu; (beysbol) istenilen şekilde ve yönde atılmayan top; ask. gülle; (f). yumak haline koymak; yumak haline gelmek, top top olmak. be on the ball A.B.D., argo uyanık olmak, açıkgöz olmak. play ball top oynamak; A.B.D., (k.dili). beraber çalışmak. ball up argo şaşırtmak, (işi) bozmak. ball-and- socket joint kalça eklemi tipindeki eklem. ball bearing bilye; bilyeli yatak. ball cock yüzen top ile işleyen kapama valfı. ball of the foot ayak parmaklarının kökü. ball peen hammer bir ucu yarım küre biçiminde olan çekiç. ball valve toplu valf. ball and chain ayak kösteği, pranga. ballpoint (i)., ballpoint pen tükenmez, tükenmez kalem. balls (i).., argo husyeler.
 
Çeviri ball
(i). balo. have a ball argo eğlenmek.
 
Çeviri ballad
(i). balad, türkü, güftesi hisli olan halk şarkısı. balladry (i). balad tarzında şiirler.
 
Çeviri ballade
(i). üç bentten ve bir de ağırlama mısraından meydana gelen bir nazım şekli.
 
Çeviri balladmonger
(i). şarkı satan kimse; kotü şair.
 
Çeviri ballan
(i). kikla, zool. Labrus bergylta
 
Çeviri ballast
(i)., (f)., den. safra, balast; (f). safra koymak, muvazene temin etmek; çakıl döşemek. in ballast yüksüz, safralı. ballastage (i)., (huk). safra hakkı, safra resmi.
 
Çeviri ballerina
(i). balerin.
 
Çeviri ballet
(i). bale, danslı oyun; bale trupu.
 
Çeviri ballista
(i). (çoğ.-tae) mancınık.
 
Çeviri ballistics
(i). balistik ilmi, askerlikte atış ilmi. ballistic (s). atılan gülleyle ilgili. ballistic curve bir güllenin çizdiği eğri. ballistic missile ask. roket.
 
Çeviri balloon
(i)., (f). balon; (kim). balon şişe; karikatür serilerinde şahısların sözlerini içine alan balon şeklindeki çizgi; (f). balon ile uçmak; balon gibi şişip kabarmak; şişirmek. balloon foresail den. çoğunlukla yatlarda kullanılan bir cins balon yelkeni; balon gibi şişen ve fazladan kullanılan yelken. balloon sickness tıb. çok yüksek irtifalarda hası1 olan hastalık, dağ hastalığı. balloon tire otomobil veya bisiklet için büyük lastik, balon lastik. trial balloon kamuoyunu ve yabancı devletlerin fikirlerini yoklamak maksadıyle ortaya atılan fikir veya havadis
 
Çeviri ballot
(i)., (f). oy pusulası; bir seçimde oyların toplamı; gizli oy usulu ile yapılan seçim; (f). oy vermek; kura çekmek (yer için). ballot box oy sandığı. ballot paper oy pusulası.
 
Çeviri ballroom
(i). dans salonu, balo salonu.
 
Çeviri bally
(s)., (z)., ing, argo yaman, çok (ifadeyi kuvvetlendirmek için iyi veya kötü anlamında kullanılan söz).
 
Çeviri ballyhoo
(i)., k. dili heyecanlı ve göze batan propaganda veya yazı; gürultü, velvele.
 
Çeviri balm
(i). ilâç olarak kullanılan birkaç çeşit yağ; belesan yağı; (bot). melisa, oğulotu, güzel koku, rayiha; kokulu merhem; ağrı veya sızıyı dindiren, tedavi eden merhem. balm of Gilead belesan, belsen, pelesenk yağı; merhem; bir cins Kuzey Amerika kavağı. balm honey kötü kokulu oğulotu.
 
Çeviri balmoral
(i). eskiden giyilen bir seşit renkli yünlü kumaştan yapılmış iç etekliği; k.h. bir çeşit bağlı ayakkabı; bir çesit iskoç kasketi.
 
Çeviri balmy
(s). sakin, dinlendirici, huzur verici; ağır kokulu, rayihalı; belesan yağı veren: şifa veren; ing., argo deli, çatlak.
 
Çeviri balneal
(s). banyoya veya banyo yapmaya ait.
 
Çeviri balneology
(i)., tıb. banyo ile tedavi etme ilmi.
 
Çeviri baloney
(i)., argo saçma sey; bir cins salam.
 
Çeviri balsa
(i). tahtası çok hafif olup, cankurtaran salı v.b. yapımında kullanılan bir tropikal Amerikan ağacı; bu ağacın tahtası; bu tahtadan yapılmış olan cankurtaran salı.
 
Çeviri balsam
(i). belesan; pelesenkağacı, (bot). Commiphora opobalsamum; kınaçiçeği, (bot). Impatiens. balsam apple kudret narı. balsam fir Kuzey Amerika'ya mahsus bir cins pelesenkağacı; bu ağacın tahtası sweet scented balsam yabani nane. balsamıc (s). belesan gibiüzel koku verici,teskim edici.
 
Çeviri baltic
(s). Baltık.
 
Çeviri baltimoreoriole
siyah ve portakal renginde Kuzey Amerika'ya mahsus sarıasmagiller familyasından bir kuş, zool. Icterus galbula.
 
Çeviri baluster
(i). merdiven veya taraçanın kenarındaki tırabzanı meydana getiren küçük direklerden her biri. balustered (s). parmakIıklı, korkuluklu.
 
Çeviri balustrade
(i).. korkuluk, parmaklık, tırabzan parmaklığı.
 
Çeviri bamako
(i). Bamako, Mali'nin başkenti.
 
Çeviri bambino
(i). bebek, çocuk; sanat eserlerinde isa'yı temsil eden çocuk tasviri.
 
Çeviri bamboo
(i)., (s). hintkamışı, bambu, (bot). Bambusa arundinacea; (s). bambudan yapılmış.
 
Çeviri bamboozle
(f)., (k.dili). aldatmak, dolandlrmak; şaşırtmak.
 
Çeviri ban
(i). beyanname, tebliğ, bildiri; ortaçağda seferberlik ilanı. banns (i)., (çoğ). nikâh ilânı, evlenme beyannamesi. publish the banns nikâh kâğıtlarını asmak, nikâhı ilân etmek.
 
Çeviri ban
(i). Hırvat ve Slovanya valisi.
 
Çeviri ban
(i). yasaklamak, menetmek; (eski) lânetlemek, aforoz etmek; (i). yasak, aforoz.
 
Çeviri banal
(s). adi, bayağı; umumi (fikir,ifade). banality (i). adilik.
 
Çeviri banana
(i). muz, (bot). Musa paradisiaca sapientum.
 
Çeviri band
(i)., f, takım, zümre; bando; dans müziği çalan orkestra; (f).toplamak, bir kamp v.b.'nde bir araya gelmek, birleşmek; bağlamak, bir araya toplamak. beat the band (argo) mükemmel olmak; şaşırtıcı olmak.
 
Çeviri band
(i)., (f). şerit, bant, kordele; sargı; kemer; kayış; çizgi; (f). çizgilerle süslemek.
 
Çeviri band saw
mak. şerit testere.
 
Çeviri band shell
açık havada çalan müzik topluluklarını koruyan yarım küre şeklindeki önü açık duvar.
 
Çeviri bandage
i, f sargı, bağ; f sarmak, bağlamak (yara veya göz).
 
Çeviri bandanna
(i). çoğunlukla kırmızı veya mavi zemin üzerine beyaz benek veya desenleri olan büyük mendil; herhangi bir büyük mendil.
 
Çeviri bandbox
(i). şapka muhafaza etmede kullanılan mukavva veya ince tahtadan yapılmış kutu.
 
Çeviri bandeau
(i). (çoğ. -deaux) saç bağı veya şeridi, saç filesi.
 
Çeviri banderole
(i). ince ve uzun bayrak; bandrol; den. flandıra; (mim). üzerine kitabe yazılan kordele şeklindeki tezyinat.
 
Çeviri bandicoot
(i). Hindistan'da bulunan bir cins büyük fare.
 
Çeviri bandit
(i). haydut, eşklya, yol kesen kimse. banditry (i). haydutluk. bandits, banditti (i)., (çoğ). eşklya takımı, haydut çetesi.
 
Çeviri bandmaster
(i)., (müz). bando sefi.
 
Çeviri bandolier, bandoleer
(i). fişeklik; omuz kayışı.
 
Çeviri bandoline
(i). bir çeşit saç yağı.
 
Çeviri bandsman
(i). (çoğ. -men) mızıkacı, bando çalgıcısı.
 
Çeviri bandstand
(i). açık havada çalan muzik topluluklarına mahsus çoğu zaman üstü kapalı platform.
 
Çeviri bandvvagon
(i). bir geçit töreninde bandoyu taşıyan araba; A.B.D., (k.dili). gözde olan taraf.
 
Çeviri bandy
(f)., (s)., (i). topa vurur gibi sağa sola vurmak; mukabele etmek, atışmak; (s). çarpık, dışarı doğru meyilli (bacak); (i)., ing. hokey oyunu; hokey kulubü. bandylegged (s). çarpık bacaklı.
 
Çeviri bane
(i). zehir; afet, felâket, dert; öIüm.
 
Çeviri baneful
(s). öldürucü, zehirli; mahvedici, muzır. banefully (z). zehirli bir şekilde. banefulness (i). zehirlilik.
 
Çeviri bang
(i)., (f)., (z). gürültü, patlama; bir vuruş neticesinde çıkan ses; patırtı; enerji, bir şeyi yapma gayreti, şevk; A.B.D., argo heyecan, sevinç; argo uyuşturucu madde içitimi, morfin; (f). çarpmak, gürültü ile kapatmak; hızla vurmak; gürültü yapmak; argo morfin yapmak; (z). gürültülü bir şekilde, ansızın.
 
Çeviri bangkok
(i). Bangkok
 
Çeviri bangladesh
(i). Bangladeş
 
Çeviri bangle
(i). halka, bilezik, halhal.
 
Çeviri bangs
(i)., (çoğ). perçem, kâkul, kırkma.
 
Çeviri bangui
(i). Bengi.
 
Çeviri banian
(i). Hindistan'da giyilen bir çeşit bol gömlek, ceket veya entari; Hindistan'da et yemeyen bir tüccar slnıfı; banyan ağacı.
 
Çeviri banian banyan
(i). banyan ağacı, Hint inciri, (bot). Ficus benghalensis
 
Çeviri banicter
(i)., (gen). (çoğ). merdiven parmaklığı, tırabzan.
 
Çeviri banish
(f). sürgün etmek; kovmak, uzaklaştırmak. banisher (i). sürgüne gönderen kimse. banishment (i). sürgün.
 
Çeviri banjo
(i)., (müz). banco, bir çeşit telli saz banjoist (i). banco çalan kimse.
 
Çeviri bank
(i)., (f). yığın, küme; bayır; kıyı, kenar (nehir,göl); kıyıdan açık kısımlarda deniz dibinin sığ olduğu bölge; mad. ocak agzı; bilardo masasının kenarı; kısa kürekçi sırası; piyano veya orgda tuş sıralanndan her biri; matb. küçük manşet; matb. gale yatağı; hav. yatış; (f). yığmak, set yapmak; hav. dönerken yan yatmak; ateşin yavaş yanmasnı temin için küllemek; kümelenmek, yığınlar meydana getirmek. bank of keys piyanoda tuşlar; orgda klavyelerden her bir(i). bank of lights tiyatro grup ,ışıkları. banking (i). banket.
 
Çeviri bank
(i)., (f). banka; (iskambil) banko; (f). banka veya bankacılık vazifesini yapmak; bankaya para yatırmak; (k.dili). dayanmak, güvenmek. bank acceptance banka kabulü, banka akseptansı, kabul kredisi. bank account banka hesabı. bank bill banknot; bir banka tarafmdan diğer bir banka üzerine çekilen poliçe. bankbook (i). banka defteri, banka cüzdanı. bank discount banka iskontosu, bir senedin banka tarafmdan kınlması. bank holiday bankalann resmi tatil günü. bank note banknot, kağlt para. bank paper piyasada geçerli olan tahvil ve senetler. bank rate banka iskonto haddi, faiz oranı. bank statement banka hesap durumu; müşterilere gönderilen hesap hulasası. blood bank kan bankası. savings bank tasarruf sandığı tasarruf bankası. bankable s. bankaca muteber. banking i. bankacılık.
 
Çeviri banker
(i). bankacı; kumar oyununda bankocu; özellikle morina balığl avmda Newfoundland kıyılarında kullanılan balıkçı gemisi; duvarcı veya taşçıların üzerinde çaIıştıkları taş veya tahta set.
 
Çeviri bankrupt
(s)., (i)., (f). müflis (kimse), iflas etmiş olan (kimse); iflas ettirmek, mahvetmek, tüketmek. go bankrupt iflas etmek.
 
Çeviri bankruptcy
(i). iflas. declare bankruptcy iflas etmek. fraudulent bankruptcy hileli iflas.
 
Çeviri banksia
(i)., (bot). Avustralyada bulunan ve oradan Avrupaya getirilmiş olan san çiçekli bir cins çalı, banksiya.
 
Çeviri banner
(i). bayrak, sancak, alem; gazet. manşet.
 
Çeviri bannock
(i)., iskoç. yassı yulaf veya arpa ekmeği, pide.
 
Çeviri banns
(bak). ban
 
Çeviri banqljette
(i)., ask. seğirdim yolu; yaya kaldırımı; büfe arkalığı; tek kollu sedir.
 
Çeviri banquet
(i)., (f). ziyafet, resmi ziyafet; (f). ziyafet çekmek.
 
Çeviri banshie banshee
(i). Galler üIkesinde haykırmasının o evden bir öIü çıkacağma işaret ettiğine inanılan hayali bir peri.
 
Çeviri bantam
(i)., (s). ufak cins tavuk, ispenç, çin tavuğu; ufak tefek kavgacı insan; (s). küçük, ufak. bantamweight (i).,(spor) filiz siklet.
 
Çeviri banter
(i)., (f). şaka, latife, takılma, alay; (f). şaka etmek, takılmak, latife etmek. banterer (i). şaka eden kimse.
 
Çeviri bantling
(i). çocuk, bebek, yumurcak.
 
Çeviri bantu
(i). (çoğ. bantu,bantus) Orta ve Güney Afrika'da yaşayan zenci kabile grubu; Bantu; bu gruba mensup kimse; Bantu dil grubu. ,
 
Çeviri banzai
(ünlem) Japonya'ya mahsus hürmet ifade eden bir selamlama şekli olup uzun ömür ve askerlikte ''ileri hücum manalarını taşır.
 
Çeviri baobab
(i). baobap ağacı, (bot). Adansonia digitata.
 
Çeviri baptism
(i). vaftiz, vaftiz ayini. baptismal (s). vaftizle ilgili. baptism of fire bir askerin katıldığı ilk savaş; çetin bir imtihan veya tecrübe.
 
Çeviri baptist
(i). Baptist denilen Protestan mezhebi mensubu; vaftiz eden kimse. John the Baptist Yahya peygamber.
 
Çeviri baptistery
(i). kilisenin vaftiz ayini için ayrılmış kısmı.
 
Çeviri baptize
(f). vaftiz etmek; ad koymak vaftiz ayini ifa etmek; ilk defa kullanmak.
 
Çeviri bapu
(i)., hintçe mürşit kimse.
 
Çeviri bar
(i). çubuk, sırık, kol, kol demiri; mania, engel; bir nehir ağzında veya kıyıya paralel olan uzun kum ve cakıl seti; avukatlık mesleği, baro; mahkemede dinleyicileri hakim, jüri ve avukatlardan ayıran parmaklık; mahkemede sanık kürsüsü; içki satılan veya içilen yer, bar, meyhane, (huk). men'i muhakeme; (müz). ölçü çizgisi; hane armada birbirine paralel iki serit. bar line (müz). öIçü çizgisi. bar of soap sabun kalıbı. admit to the bar baroya kabul etmek. behind bars hapiste, mahpus.
 
Çeviri bar
(f). kol demiri ile kapamak, sürgülemek; parmaklığln arkasında tutmak; mani olmak, önlemek; hariç tutmak, dahil etmemek; kumaş üzerine çizgi veya yollar yapmak.
 
Çeviri bar
(i)., (fiz). bar, basınç öIçü birimi.
 
Çeviri bar
(edat) maada, -den baska bar none istisnasız, ayrıksız.
 
Çeviri bar
kıs barometer, barometric, barrel.
 
Çeviri barb
argo, (bak). barbiturate.
 
Çeviri barb
(i)., (f). olta çengeli; ok ucu; kanca; kuş tüyünün bir kılı; (bot)., zool. sakala benzer kısım; kısa ve kalın gagalı güvercin; rahibelerin kullandığı boynu ve göğsü örten keten örtü; eski sakal; Mağrip atı; (f). ok, mızrak vb,ne uç takmak.
 
Çeviri barbados
(i). Barbados, Batı Hint adalarından biri.
 
Çeviri barbarian
(i)., (s). kaba kimse, vahşi kimse, medeniyet görmemiş bir kimse; barbar; (s). zalim; gaddar; yabancı; medeni olmayan.
 
Çeviri barbaric
(s). medeniyetsiz, uygar olmayan; barbar; vahşi. barbarically (z). barbarca.
 
Çeviri barbarism
(i). munevverlerce makbul olmayan ifade tarzı; edebiyatta ve sanatta bazılarınca alışılmış şekil ve yazıların haricinde kalan tarzda eserler; vahşilik, kabalık, barbarlık.
 
Çeviri barbarity
(i). gaddarlık, zalimlik, medeniyetsizlik, sanat ve edebiyatta zevksizlik, kabalık.
 
Çeviri barbarize
ing. rise (f). vahşileştirmek, vahşileşmek.
 
Çeviri barbarossa
(i). Barbaros; Roma imparatoru I Frederick'in lakabı.
 
Çeviri barbarous
(s). medeni olmayan; haşin, kaba; klasik ölçüler dışında olan; yabancı, ecnebi. barbarously (z). ilkel bir şekilde. barbrousness (i). ilkellik.
 
Çeviri barbary
(i). eski Berberistan. Barbary ape Kuzey Afrika ile Cebelitarık'ta yaşayan bir cins maymun. Barbary Coast San Fransisko'nun eskiden kumarhanelerin bulunduğu sahil kısmı. barbary ragwort yılanbaşı, (bot). Othonna cheirifolia
 
Çeviri barbate
(s)., zool., (bot). kıllı sakallı.
 
Çeviri barbecue
(i)., (f). kuzu v.b.'nin bütün olarak çevrildiği açık hava toplantısı; bütün çevrilmiş koyun, kuzu ve oğlak gibi hayvan; bu işe mahsus portatif ızgara; baharatlı ve salçalı bir et yemeği; (f). açık havada bütün hayvan çevirmek.
 
Çeviri barbed
(s). dikenli, kancalı. barbed wire dikenli tel.
 
Çeviri barbel
(i). bir nevi sakallı tatlı su balığı; karakeçi, zool. Barbus fluviatilis; balığın dudağındaki sakal.
 
Çeviri barbell
(i). halter.
 
Çeviri barber
(i)., (f). berber; (f). tlraş etmek. barbers itch birkaç cins parazit mantarın yüzde ve boyunda meydana getirdiği bir deri hastalığı. barbershop (i). berber dükkanı.
 
Çeviri barberry
(i). diken üzümü; kadıntuzluğu, amberbaris, sarıçalı, (bot). Berberis vulgaris
 
Çeviri barbet
(i). uzun ve kıvırcık tüylü köpek, kaniş; tropikal bölgelerde yaşayan kıllı ve kalın gagalı bir kuş, zool. Capito veya Bucco
 
Çeviri barbette
(i)., ask. top için hazırlanmış mahfuz yer, barbet, top kulesi; den. taret, top siperi.
 
Çeviri barbican
(i). bir hisar veya şatonun damında bulunan müdafaa kulesi; gözleme kulesi.
 
Çeviri barbiturate
(i)., ecza. barbiturat, uyku hapı.
 
Çeviri barbule
(i). büyük tüy kenarındaki küçük tüy.
 
Çeviri barcarolle
(i)., (müz). Venedik gondolcularının şarkısı; bu tarzda yazılmış parça.
 
Çeviri bard
(i). saz şairi, şair, ozan. bardic (s). sairane.
 
Çeviri bard
(i)., ing. fırında pişerken kurumasın diye rostonun üstüne konulan yağlı et.
 
Çeviri bard
(i)., (f). at zırhını meydana getiren parçalardan biri; (f). ata zırh giydirmek; donatmak.
 
Çeviri bare
(s). çıplak, açık,yalın;sade,süssüz,mübalağasız,basit;havı dökülmüş,parlamış(kumaş);ancak yetecek kadar,.bareback (s). eyersiz (at).bare change zayıf vir ihtimal. bare faced (s). yüzü açık, peçesiz;yüzsüz, arsız,hayasız. barefoot (s).,(z). yalınayak. barehanded (s). silahsız,elleri açıkta.bareheaded (s). başı açık.barelegged (s).çorapsız,çıplak bacaklı. bare living ancak geçinme,kıt kanaat geçinme.
 
Çeviri bare
(f). soymak, açmak.
 
Çeviri barely
(z). ancak, güçbelâ; açıkça, gizlemeden.
 
Çeviri barents sea
Barents Denizi.
 
Çeviri baresark
(i). eski iskandinav kahramanı; zırhsız asker.
 
Çeviri barfly
(i)., (argo) zamanını barda geçiren kimse.
 
Çeviri bargain
(i)., (f). pazarlık, anlaşma; muamele; işlem; kelepir; (f). pazarlık etmek, pazarIığa girişmek, uyuşmak; kayıt ve şarta bağlamak, taahhüt etmek. bargain counter tenzilâtlı eşya tezgâhı. bargain day tenzilâtlı satış günü. bargain price ucuz fiyat, tenzilâtlı fiyat. bargainer (i). pazarlık eden kimse. into the bargain üstelik, caba. strike a bargain uzlaşmak. That is not what he bargained for Bu, umduğu netice değildi.
 
Çeviri barge
(i)., (f). mavna, salapurya; saltanat kayığı; (f). mavna ile taşımak; mavna gibi ağır hareket etmek; (k.dili)., (gen). in, into ile paldır küldür girmek; işe karışmak
 
Çeviri bargeboard
(i)., (mim). saçak
 
Çeviri bargee bargeman, ing
(i). mavnacılardan biri; kumanda eden mavnacı.
 
Çeviri baric
(s)., (kim). baryumlu; atmosfer basıncına ait.
 
Çeviri barilla
(i). yanınca çok kül bırakan bir deniz yosunu; bu yosunun küllerinden elde edilen alkali, yosun sodası.
 
Çeviri baritone, ing barytone
(i)., (müz). tenor ile bas arasındaki erkek sesi, bariton; bu sese sahip olan kimse; bandolarda kullanılan bir çalgı aleti, bariton.
 
Çeviri barium
(i)., (kim). baryum.
 
Çeviri bark
(i)., (f). havlama, köpek havlamasına benzer ses; (k.dili). öksürük; (f). havlamak; havlamaya benzer sesler çıkarmak; yüksek sesle konuşmak veya bağırmak; (argo) bir eğlence yerinin kapısında çığırtkanlık etmek; öksürmek. bark up the wrong tree yanlış kapı çalmak. His bark is worse than his bite Ne varsa dilindedir.
 
Çeviri bark
(i)., (f)., (bot). kabuk; ağaç kabuğu; (f). kabuğunu soymak; tabaklamak.
 
Çeviri bark ,barque
(i)., den. üç direkli yelkenli gemi, barka.
 
Çeviri barkeeper
(i). barmen.
 
Çeviri barker
(i). havlayan, bağıran insan veya köpek; (k.dili). dükkân veya eğlence yeri önünde bağıran adam, çığırtkan.
 
Çeviri barky
(s). kabuğu olan, kabuklu; kabuğa benzeyen.
 
Çeviri barley
(i). arpa, (bot). Hordeum vulgare. barleycorn (i). arpa, arpa tanesi. barley meal arpa unu. barley sugar arpa özü ile yapılan bir şekerleme. pearl barley frenk arpası. wall barley duvar arpası, (bot). Hordeum murinum.
 
Çeviri barm
(i). biranın üstündeki köpük.
 
Çeviri barmaid
(i)., ing. meyhane tezgâhında hizmet eden kız veya kadın.
 
Çeviri barman
(i). meyhane tezgâhında hizmet eden garson, barmen.
 
Çeviri barmecide
(i). Binbir Gece Masallan''nda dilenciye boş tabaklarla hayali bir ziyafet çeken Bağdat'lı prens. Barmecide feast çok kıt yemek.
 
Çeviri barmitzvah
dini görevleri yüklenebilecek yaşa gelmiş Musevi erkek çocuk; ergenlik töreni.
 
Çeviri barmy
(s). mayalı, köpüklü; ing., (argo) havai, boş kafalı.
 
Çeviri barn
(i)., (f). ahır, çiftlik ambarı; (f). ambara koymak. barn dance bir çiftlikte ambarda yapılan danslı toplantı. barn owl peçeli baykuş, ambarlarda fareleri yiyen baykuş. barnful (s). ambar dolusu. barnyard (i). çiftlikte ahır veya ambann yanındaki avlu.
 
Çeviri barnacle
(i). gemi diplerine veya kayalara yapışan midyeye benzer birkaç cins kabuklu deniz hayvanı; bir cins yabani kaz; (mec). yapıskan huylu sırnaşık adam fig. çamsakızı. acorn barnacle beyaz kurt, zool. Bolanus.
 
Çeviri barnacle
(i)., (gen). (çoğ). at nallanırken burnuna takılan kıskaç, nalbant yavaşası
 
Çeviri barnstorm
(f)., A.B.D. (k.dili). taşrada temsil vermek; taşra halkını uçakla gezdirip para kazanmak.
 
Çeviri barogram
(i). barograf aletinin tespit ettiği kayıtlar.
 
Çeviri barograph
(i). otomatik olarak hava basıncını kaydeden barometre barograph'ic (s). otomatik barometreyle ilgili.
 
Çeviri barometer
(i). barometre, hava basıncını öIçen alet.
 
Çeviri baron
(i). (avrupada bir asalet ünvanı) baron; A.B.D. kudretli iş adamı, kral. baroness (i). baronun karısı; kadın baron, barones.
 
Çeviri baronage
(i). ingiliz baronlar slnıfı; baronluk.
 
Çeviri baronet
(i). barondan bir derece aşağı olan asalet rütbesi, baronet; bu payenin sahibi. baronetage (i). baronet payesi; baronet sınıfı. baronetcy (i). baronet payesi.
 
Çeviri baronial
(s). barona ait, baronlar smıfına ait; barona yakışan.
 
Çeviri barony
(i). baronun payesi veya malikânesi.
 
Çeviri baroque
(i)., (s). barok; (s). bu usluba ait, barok; şatafatlı, çok süslü.
 
Çeviri baroscope
(i). hava basıncında meydana gelen değişiklikleri kaydeden alet, baroskop
 
Çeviri barouche
(i). üstü körüklü dört kişilik at arabası, fayton.
 
Çeviri barque
(bak). bark.
 
Çeviri barrack
(f). kışlada oturtmak.
 
Çeviri barrack
(f)., Avustralya ve ing., (argo) bir takım veya oyuncu lehine veya aleyhine tezahürat yapmak; bağlrarak tezahürat yapmak.
 
Çeviri barracks
(i). kışla.
 
Çeviri barracuda, ing. barracouta
(i). eti yenen birkaç cins deniz balığı, zool. Sphyraena.
 
Çeviri barrage
(i). sulama işlerinde hendekteki suların yönünü veya seviyesini değiştirmek için hendeğe konulan geçici mânia.
 
Çeviri barrage
(i).,ask.top ateşi ile yapılan mania;şiddetli hücum.barrage balloon uçak hücumuna karşı savunmada kullanılan ve yere bağlı olan balon.
 
Çeviri barratry
(i)., (huk). baratarya, kaptan veya mürettebat tarafından gemiye veya eşyaya kasten yapılan zarar veya kaza; sık sık kavga veya hukuki ihtilâflara sebebiyet verme suçu, dava veya kavgaları teşvik itiyadı; kilise veya devlet dairelerinde bir mevkii satma veya satm alma. barrator (i). baratarya suçunu işleyen kimse. barratrous (s). baratarya cinsinden olan. barratrously (z). baratarya suçunu işleyecek şekilde.
 
Çeviri barred
(s). demir çubuklarla kapatlımış; yasaklanmış; çizgili, yollu (kumaş).
 
Çeviri barrel
(i)., (f). varil, fıçı; bir varilin içine alacağı miktar; top veya tüfek namlusu; (f). fıçıya koymak; A.B.D. arabayı hlzlı kullanmak. barrel buoy fıçı şamandıra. barrel organ latarna. barrel roll uçuşta uçağın ekseni üzerinde tam bir devir yapması. barrel vault (mim). beşik kemer, yarım silindir şeklinde kemer, tonos.
 
Çeviri barren
(s)., (i).kısır;meyvasız; kıraç, verimsiz (toprak); yavan, anlamsız; budala, boş kafalı; (i)., (gen).(çoğ). düz veya hafif meyilli, toprağı kumlu, nispeten çorak arazi. barrenly (z). kısır bir şekilde. barrenness kısırlık.
 
Çeviri barret
(i). bere, küçük bir çeşit sapka.
 
Çeviri barrette
(i). saç tokası.
 
Çeviri barricade
(i)., (f). barikat, siper; mânia, engel; (f). siper yapmak; barikatla önünü kesip müdafaa etmek. barricader (i). barikat yapan kimse.
 
Çeviri barrier
(i). herhangi bir yolu kapamak için yapılan mania, engel; doğal mânia (sıradağlar v.b.); çit, korkuluk. barrier reef sahile yakın sığ mercan kayalığı.
 
Çeviri barring
edat maada, -den gayri, olmadığı takdirde.
 
Çeviri barrister
(i)., ing. dava vekili, mahkemede dava görebilen avukat, avukat
 
Çeviri barroom
(i)., A.B.D. meyhane, bar.
 
Çeviri barrow
(i). el arabası; ing. seyyar sebze ve meyva satıcılarının kullandığı itilerek yürütülen araba; Büyük Britanyada tarihten evvelki devirlerde yaşamış olan kimselerin mezarlarının bulunduğu tepe; tepe (bu gün özellikle yer isimlerinde kullanılır).
 
Çeviri bart
(kıs). Baronet.
 
Çeviri bartender
(i). meyhanede içki veren kimse, barmen.
 
Çeviri barter
(f)., (i). mübadele usulü ile alışveriş etmek, trampa etmek; takas yapmak; (i). mübadele, trampa.
 
Çeviri bartizan
(i)., (mim). eski zaman kale bedenlerinden dışarı çıkmalı olan kulecik.
 
Çeviri baryon
(i)., (fiz). (atom dan ufak) ağır tanecik.
 
Çeviri barysphere
(i). ağırküre.
 
Çeviri baryta
(i)., (kim). baryum monoksit. barytic (s). baryum monoksit ile ilgili.
 
Çeviri barytone
(bak).baritone.
 
Çeviri basal
(s). esasa ait, temele ait; kaidevi. basal metabolism tıb. bazal metabolizma.
 
Çeviri basalt
(i). bazalt, volkanik karataş, siyah mermer. basaltic (s). bazalta ait.
 
Çeviri bascule
(i). icabında kaldırılacak bir ağırlığa denk ağırlık koymakla meydana gelen sistem.
 
Çeviri base
(i). kaide, temel, esas, taban, dip; (bot). sap dibi; zool. bir uzvun gövdeye bitiştiği noktaya en yakın kısmı; spor depart; ask. üs; kim alkali, (baz). baseball (i). beysbol. baseboard (i). süpürgelik, döşemenin kenar tahtalan. baseburner (i). yakıtı otomatik olarak dolan soba. base hospital askeri hastane (gezici olmayan). base line öIçmek için esas tutulan çizgi veya miktar; spor saha kenarı. base of a column (i)., (mim). pabuç (sütun).base of operations hareket üssü. off base A.B.D., (argo) yanlış yolda.
 
Çeviri base
(f). temel atmak, kurmak, tesis etmek; on veya upon ile bir esas üzerine bina ettirmek; dayandırmak.
 
Çeviri base
(s). alçak, adi, rezil; korkak; değersiz; sahte, kalp. baseborn (s). soylu aileden gelmeyen; nikahsız doğmuş, piç; alçak, zalim. basely (z). alçakça. baseness (i). alçaklık.
 
Çeviri baseless
(s). asılsız, temelsiz, esası olmayan. basielessly (z). asılsızca. baselessness (i). asılsızlık.
 
Çeviri basement
(i). bodrum katı, zemin kat; herhangi bir yapnın kaidesi.
 
Çeviri bash
(f)., (i)., (k.dili). kuvvetle vurmak, hızla vurmak; (i). şiddetli vuruş; kuvvetli darbe; ing., (argo) cümbüş.
 
Çeviri bashaw
(i). paşa; azametli kimse.
 
Çeviri bashful
(s). utangaç, sıkılgan, mahcup, çekingen. bashfully (z). utangaçlıkla bashfulness (i). utangaçlık.
 
Çeviri bashibazouk
(i).,(t). başıbozuk.
 
Çeviri basic
(s). esas, temel, esas teşkil eden; (kim). bazal; ask. acemi basic English ingilizce oğretiminde kullamlan kelime bilgisi sınırlı basit ingilizce basic slag çelik imalatında elde edilen fosfatlı bir cins gübre. basically (z). temel olarak, esasmda.
 
Çeviri basil
(i). fesleğen, reyhan, (bot). Ocimum.
 
Çeviri basilic
(s). bir kilise mimarisi üslübuna ait; (anat). bazilik, kolun üst tarafmln yüzeysel venlerinden iç yanda olanı; bilek damarıyla ilgili.
 
Çeviri basilics
(i)., (mim). dik dörtgen şeklinde bina veya kilise; Romamn belli başlı yedi kilisesinden biri veya aynı imtiyazlara sahip diğer bir Katolik kilisesi.
 
Çeviri basilisk
(i)., (mit). şahmaran, nefes veya bakışında öIdürme gücü olduğuna inanılan ejderha; kertenkele gibi sürüngen; bir cins tropikal Amerikan kertenkelesi.
 
Çeviri basinet
(i). çelik migfer.
 
Çeviri basis
(i). kaide, temel; menşe, kaynak; ana prensip.
 
Çeviri bask
(f). güneşlenmek, tatlı bir slcaklığın karşısında uzanmak; zevk verici bir durumun tadınl çıkarmak; bir şeyi güneşe veya ateşe tutmak.
 
Çeviri basket
(i). sepet, küfe, zembil; sepet dolusu; spor sayı, basket. basketball (i). basketbol; basketbol topu.basket fern eğreltiotu, (bot). Sarhasia basket hilt eli muhafaza etmeye yarayan yarım küre şeklinde kafesli kılıç kabzası. basket weave iki veya daha fazla iplikle örülen örgü. basket woman seyyar satıcı kadın. basketwork (i). sepet örgüsü.
 
Çeviri basketry
(i). sepetçilik, sepet örgüsü işler.
 
Çeviri basking shark
güneslenmek için su yüzüne çıkan çok iri cüsseli fakat zararsız bir cins köpek balığı.
 
Çeviri baslin
(i). legen; legen dolusu; havuz; havza.
 
Çeviri basque
(i)., (s). Fransa ve ispanya'nın Batı Pireneler bölgesinde oturan Bask kabilesinden biri; Baskça; k.h. kadınların kalçaya kadar inen korsası; belden aşağı sarkan kumaş parçası veya kısa eteklik; (s). Basklara veya onlann diline ait.
 
Çeviri basrelief
(i). heyketıraşçılıkta yarım kabartma.
 
Çeviri bass
(i). levrek, zool. Labrax lupus; hani, zool. Serranus cabrilla. sea bass levrek.
 
Çeviri bass
(s)., (i)., (müz). alçak perdeden, kalın sesli; pest; (i). basso, bas. bass clef fa anahtarı. bass drum kalın ses veren en büyük davul. bass horn bir nefesli çalgı. bass viol kontrbas. bass voice bas, basso.
 
Çeviri basset
(i). sepet, beşik; sepet işi çocuk arabası.
 
Çeviri basso
(i)., (it)., (müz). basso, bas; pes perdeli ses.
 
Çeviri bassoon
(i)., (müz). çifte kamışlı bir nefesli saz.
 
Çeviri bassorelievo
(i)., (it)., (bak). basrelief.
 
Çeviri basswood
(i). ıhlamur ağacı
 
Çeviri bast
(i)., (bot). bazı ağaçların hasır yapmak için kullanılan iç kabuğu.
 
Çeviri bastard
(i)., (s). piç, nikahsız doğan çocuk; (argo) alçak herif, kepaze kimse; (s). gayri meşru (çocuk); sahte, hakiki olmayan, kalp; alışılmışın dışında; matb. normal boyda olmayan. bastardy (i). piçlik. bastardly (s). gayri meşru olarak doğan; hileli; bayağı.
 
Çeviri bastardize
ing. -ise (f). piç olduğunu ispat etmek; alçaltmak; şerefi lekelenmek, alçaltılmak; değiştirip kıymetini bozmak.
 
Çeviri baste
(f). teyellemek, eğreti dikmek; ahçı. eti pişerken tereyağı v.b. ile yağlayarak yumuşatmak; (k.dili). dayak atmak; dövmek. basting (i). teyelleme; azarlama.
 
Çeviri bastille
(i). Paris'teki Bastil hapishanesi; k.h. hapishane olarak kullanılan herhangi bir kale.
 
Çeviri bastinado
(i)., (f). dayak, falaka; sopa, falaka değneği; f falakaya yatırmak; dayak atmak, dövmek.
 
Çeviri bastion
(i). kale burcu; tabya; sağlamlaştlrılmış yer.
 
Çeviri bat
(i)., spor. beysbol, kriket vb oyunlarda topa vurmak için kullanllan sopa; pingpong ve tenis raketi; tokmak, değnek. go on a bat bütün gece kafayı çekmek. go to bat for yardımına koşmak, müdafaa etmek.
 
Çeviri bat
(f). spor. beysbol sopası veya diğer bir değnekle vurmak; beysbol v.b. oyunlarda sopa ile vurma sırası gelince oynamak; kırpmak (göz). bat around (argo) dolaşmak, gezmek; münakaşa etmek, tartışmak. without batting an eye şaşkınlığını belli etmeden; şaşmadan.
 
Çeviri bat
(i). yarasa, zool. Chiroptera blind as a bat tamamen kör. have bats in the belfry A.B.D., (argo) delirmiş olmak. horseshoe bat seytan kuşu
 
Çeviri batch
(i). bir fırın dolusu ekmek; bir defada alman miktar; takım, alay; yığın.
 
Çeviri bate
(f). nefesini tutmak; azaltmak, indirmek, tenzil etmek, kesmek. with bated breath nefesi kesilerek, soluk soluğa.
 
Çeviri bath
(i)., (f). banyo, hamam, banyo küveti, banyo dairesi, sıcak; kaplıca; fotoğraf, filim v.b. banyosu; (f)., ing. banyo etmek, yıkamak. bathhouse (i). hamam. bathrobe (i). bornoz. bathroom (i). banyo dairesi; tuvalet. bathtub (i). banyo kuveti.
 
Çeviri bath
(i). ibranilerde eskiden kullanılan bir sıvı öIçü birimi, takriben 40 litre.
 
Çeviri bathe
(f). yıkamak, banyo etmek; ıslatmak, suya batırmak; banyo yapmak, yıkanmak; deniz banyosu almak; etrafı su veya diğer bir sıvıyla çevrili olmak bathing beach plaj.
 
Çeviri batholith
(i)., jeol. derinde bulunan bir çeşit volkanik kaya.
 
Çeviri bathometer
(i). deniz derinlik ölçeği, iskandil aleti, batometre.
 
Çeviri bathorse
(i). orduda yük beygiri
 
Çeviri bathos
(i). üslüpta gülünç bir şekilde yüksekten düşme; herkesce söylenmiş ve adi konulan işleme.
 
Çeviri bathurst
(i). Bathurst, Gambia'mn başkenti.
 
Çeviri bathysphere
(i). deniz dibi tetkiklerinde kullanılan küre biçiminde dalgıç aleti .
 
Çeviri batik
i batik, kuma51 boyama iSi
 
Çeviri batiste
(i). batist, ince ve renkli patiska.
 
Çeviri batman
(i). ing. emir eri.
 
Çeviri baton
(i)., (fr.) rütbe veya mevki alameti olan asa; değnek, sopa, baston; (müz). orkestra şefinin değneği, baton.
 
Çeviri batrschian
(s)., (i). kurbağalara ait; (i). kurbağa
 
Çeviri batsman
(i). krikette topa vurma sırası kendisinde olan oyuncu.
 
Çeviri battalion
(i)., ask. tabur, müfreze, kıta.
 
Çeviri batten
(i). ince tahta parçası, tiriz, takoz: den. tiriz, yelkenleri düz tutmak için içine geçirilen ince tahta parçası. batten down den. ambar muşambalarını çekip tirizini vurmak.
 
Çeviri batten
(f).semirmek, iyi beslenme sonucunda şişmanlamak; başkalarının sırtından geçinerek lüks bir hayat sürmek; semirtmek, Sişmanlatmak.
 
Çeviri batter
(f). sert darbelerle vurmak, hırpalamak; dövmek; eskitmek tahrip etmek; hamle yapmak. battered baby büyükleri tarafından hırpalanmış küçük çocuk.
 
Çeviri batter
(i). sulu hamur; matb. bağlanmış sayfa halindeki dizilmiş harflerde bozukluk; bu bozukluğun meydana getirdiği yanlış; spor topa vuran oyuncu.
 
Çeviri batter
(f)., (i)., (mim). temelden yukarı doğru meyletmek; (i). bu şekilde meyilli duvar.
 
Çeviri batteringram
(i). eskiden kale duvarlarını ve kapılarını yıkmak için kullanılan kalın kütük.
 
Çeviri battery
(i)., elek. pil, elektrik bataryası; akümülatör, akü; ask. batarya; (beysbol) atıcı ve tutucu; vuruş, dövme; (huk). kötü davranış; müessir fiil; bir şahsın haksız yere dövülmesi veya bedeni ezaya maruz bırakılması; dizi, seri, takım.
 
Çeviri batting
(i). tabaka halinde pamuk (yorgan veya şiltede kullanılır); spor. bazı top oyunlannda vuruş.
 
Çeviri battle
(i)., (f). muharebe, savaş; dövüş; (f). savaşa katılmak; mücadele etmek, savaşmak. battle array harp safı. battle-ax (i). cenk baltası, teber; argo huysuz kocakarı. battle cruiser ağır kruvazör. battle cry savaş narası; herhangi bir kampanyada kullanılan mücadele sloganı. battle fatigue harp görmüş kimselerde görülen ruhsal çöküntü. battlefield (i). savaş meydanı. battle royal birkaç kişinin katıldığı kavga; büyük ve hararetli münakaşa. battleship (i). zırhlı harp gemisi. join battle savaşmak, savaşa başlamak. offer battle savaşa meydan vermek; meydan okumak. pitched battle iki tarafm da bütün güçlerini seferber ettiği savaş. battlescarred s. savaşta alınmış yara izleri taşıyan.
 
Çeviri battledore
(i). ucuna tüy takılmış mantarla oynanan bir oyun; bu oyunda kullanılan raket.
 
Çeviri battlement
(i). kale burcundaki mazgallı siper.
 
Çeviri battue
(i)., ing. sürgün avı, sürek avı; katliam.
 
Çeviri batty
(s)., (argo) çatlak kaçık.
 
Çeviri bauble
(i). ucuz ve adi süs eşyası, biblo.
 
Çeviri baulk
(bak). balk.
 
Çeviri bauxite
(i). bir çeşit alüminyum oksit veya hidroksit.
 
Çeviri bawd
(i)., (eski) genelev patronu.
 
Çeviri bawdry
(i). müstehcen söz veya davranış.
 
Çeviri bawdy
(s)., (i). açık saçık, müstehcen; (i). müstehcen söz. bawdily (z). açık saçık bir şekilde. bawdiness (i). açık saçık oluş
 
Çeviri bawdyhouse
(i). genelev.
 
Çeviri bawl
(f)., (i). haykırmak, bağırmak, feryat etmek; bağırarak satış yapmak (işportacı); yüksek sesle ağlamak; (i). haykırış, feryat. bawl out A.B.D., (argo) azarlamak, haşlamak.
 
Çeviri bay
(i). defne, defneye benzer birkaç cins ağaç; zafer nişanesi olarak verilen defneden yapılmış taç; (çoğ). şöhret, ün. bay leaf defne yaprağı. bay rum bir çeşit güzel kokulu losyon, defne ispirtosu bay tree defne ağacı. wild bay tree fil burnu, yaban defnesi, (bot). Viburnum tinus.
 
Çeviri bay
(i)., (s). doru rengi; doru at; (s). doru, kızıl doru, kızıl kahverengi. bay horse doru at.
 
Çeviri bay
(i)., (f). uzun havlama sesi, uluma; (f). havlamak, ulumak. at bay av köpekleri tarafından kıstırılmış; sıkışık durumda.
 
Çeviri bay
(i). koy, küçük körfez; pencere çıkması, cumba; duvar bölmesi; bölüm. bay window cumba.
 
Çeviri bayard
(i). cesur ve namuslu adam.(15.,16.yüzyıllarda yaşamış kahraman vir fransız şovalyesinin ismi.
 
Çeviri bayard
(i). ortaçağ kahramanlık destanlarında adı geçen efsanevi at; kahramanlık göstermiş herhangi bir ata verilen isim; k.h. doru at.
 
Çeviri bayberry
(i). defne v.b. ağaçların meyvası; mum ağacı, (bot). Myrica cerifera.
 
Çeviri bayonet
(i)., (f). süngü, kasatura; (f). süngülemek. bayonet clutch bayonet kavramı. spade bayonet kazma şeklinde süngü. trowel bayonet mala şeklinde ufak süngü.
 
Çeviri bayou
(i)., A.B.D. bir nehir veya gölün bataklıklı kolu veya çıkış noktası.
 
Çeviri bazaar
pazar, çarşı, içinde çeşitli mallann satıldığı çarşı; kermes.
 
Çeviri bazooka
(i)., ask. bazuka, bir çeşit tanksavar top.
 
Toplam 458 sonuç listeleniyor
Copyright © Dogrusozluk.comSponsor: ip adresim nedir cevaplar için doğru adres ipsorgu.com