yachti., f. yat, gezinti gemisi;f. yat ile gezintiye çıkmak veya yarış etmek. yacth clup yat kulübü. yacth race yat yarışı. yacthing i. yatçılık, yat kullanma.
3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net
yachtsmani. (çoğ. -men) yat sahibi veya yat kullanan kimse. yacthmanship i. yatçılık.
yackety-yaki., f. (-ked, -king) (argo) gevezelik, boş laf; f. gevezelik etmek.
yah(ünlem) k.dili. evet.
yahooi. hayvan gibi insan, insan azmanı.
yaki. Tibet yöresine özgü yaban sığırı, yak, zool. Bos grunniens.
yakf. (-ked, -king)(A.B.D.) (argo) gevezelik etmek, durmadan konuşmak; kahkaha ile gülmek, saçma sapan şeylere gülmek.
yami. Hint yerelması, bot. Dioscorea; İskoç. patates; (A.B.D.) tatlı patates.
yameni. eski Çin'de yüksek memura mahsus daire veya lojman, eski Çin'de hükümet dairesi.
yammerf., i., k.dili. şikayet etmek, ağlamsamak, sızlanmak, dırlanmak; bağırmak, yaygara etmek; i. yaygara.
yangi. Çin felsefesine göre hayatın özünü oluşturan eril eleman.
yanki., f. birden ve kuvvetle çekiş; f. hızla ve birden çekmek. yank out birden zorla çıkartmak.
yank, yankyi.,s. Birleşik Amerika'nın özellikle kuzey doğu eyaletleri ahalisinden biri; Kuzey Amerikalılara verilen bir lakap; s.Amerika'ya ait, American.
yaoundei. Yaunde, Kamerunun baş kenti.
yapi., f. havlama; (argo) ağız; gevezelik; f. kesik kesik ve yüksek sesle havlamak; (argo) fazla konuşmak, gevezelik etmek.
yarboroughi., (briç) 9 ludan yüksek kağıt olmayan el.
yardi., f. avlu; odun deposu gibi üstü açık işyeri; istasyon çevresinde tren manevra yeri; kışın ormanda geyiklerin toplandığı yer; f. avluya koymak; ağıla gütmek.
yardi. yarda, 0.9144 metrelik İngiliz ölçüsü , kıs. yd., y. yard goods yarda ile satılan kumaş.cubic yard yarda küp, 0.7645 m^3. square yard yarda kare 0.8361n^2. the hundered-yard dash yüz yardalık yarış.
yardi., den. seren. royal yard kuntra babafingo sereni. topsail yard gabya yelkenin sereni.
yardagei. yarda ölçüsüyle uzunluk; davarın demiryolu istasyonunda bekletilme ücreti.
yardarmi., den. serenin ucu, seren cundası.
yardbirdi., ask., (argo) acemi nefer; temizlik işine tayin edilmiş asker; cezalı olarak izinsiz asker.
yardmani., den. serenlerde çalışan tayfa; d.y. manevra sahasında çalışan işçi.
yardsticki. bir yardalık ölçü çubuğu; mukayese standardı, denek taşı.
yares., (eski) çabuk; tetik; iyi idare edilir (dümen).
yarmukei. havralarda giyilen bere, bir nevi takke.
yarni., f. pamuk veya yün ipliği, bükülümüş iplik; k.dili. hikaye, masal, bilhassa gemici masalı; f., k.dili. masal anlatmak.
yarn-dyeds. boyanmış yün ipliğinden dokunmuş.
yarrowi. civanperçemi, bot. Achilla millefolium.
yawf., i. (gemi) sağa sola sapma, yalpa vurmak, rotadan çıkmak, lase yapmak; dümeni kötü kullanıp gemiyi sağa sola saptırmak; i. sapma açısı; rotadan çıkış.
yawli., den. küçük gemi filikası, 4 veya 6 kürekli gemi filikası; yole, başı kıçı bir olan yelkenli; fazla olarak kıçtaki küçük direkte yelkeni olan gemi.
yawnf., i. esnemek; açık ve dipsiz gibi görünmek (uçurum); esneyerek söylemek; i. esneyiş. yawn'ing gulf derin ve dibi görünmez uçurum. yawningly z. esneyerek.
yawpf., i. havlamak; k.dili. esnemek; ing. k.dili. yaygara etmek; i. havlama; yaygara; iskoç. kuş çığlığı.
yawsi., tıb. verem dutu.
yays., z., (A.B.D.), leh. bu kadar.
Toplam 42 sonuç listeleniyor