Sözlük
Sponsor Bağlantılar
Çevir

EN 'tu' sonuçları
Çeviri tu quoque
Lat. sen de (hasmı aynı suç ile itham etmek için kullanılır).
 

3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net

 
Çeviri tu-whit , tu-whoo
baykuş ötüşü.
 
Çeviri tub
i., f. (-bed, -bing) yarım fıçı, tekne yayık; bir yayığın alabildiği miktar; banyo küveti; k.dili tekne; f. fıçı içine dikmek veya koymak; teknede yıkamak. tub'bable s. yıkanabilir. tub'ful i. tekne dolusu.
 
Çeviri tuba
i. büyük ve kalın sesli bir çalgı borusu, tuba.
 
Çeviri tubal
s. boruya ait; anat. dölyatağı borusuna ait. tubal pregnancy dış gebelik.
 
Çeviri tubby
s. fıçı gibi; şişman ve bodur, bıdık; çınlamasız, boğuk.
 
Çeviri tube
i., f. boru, tüp; bot. çiçeğin boru gibi olan kısmı; boru eklinde şey; yeraltı demiryolu veya tüneli; (argo) televizyon; f. boru koymak, boru döşemek; boru içine koymak. bronchial tubes bronşlar. pneumatic tube tazyikli hava ile içinden mektup gönderilen boru. tube pan içi borulu pasta tenceresi.
 
Çeviri tubeless
s. iç lastiği olmayan.
 
Çeviri tuber
i. yumru kök; anat ufak ur.
 
Çeviri tubercle
i. tümsecik, tüberkül; bot. küçük yumru, yumrucuk; tıb. ufak ur, kabarcık, şiş. tuber'cular s. yumrulu; tüberkülozlu, tüberküloza özgü. tuber'culous. s verem kabilinden, tüberkülozlu. tuber'culate(d) s. urlu, yumrulu.
 
Çeviri tuberculin
i. tüberkülin.
 
Çeviri tuberculosis
i. tüberküloz, verem, colloq. ince hastalık.
 
Çeviri tuberose
i. sümbülteber, bot. Polianthes tuberosa.
 
Çeviri tuberous, tuberose
s. kabarcık veya urlarla kaplı; anat. tümsekli; bot. yumrulu. tuberosity i. urluluk; kabarcık, ur, yumru; anat. sinir veya eklemin kemiğe bağlandığı yerde bulunan kemik çıkıntısı, pürtük.
 
Çeviri tubing
i. boru takımı, borular; boru yapmaya mahsus madde; boru şeklinde dokunmuş kumaş; tüp veya boru yapma.
 
Çeviri tubular
s. boru şeklindeki; borulu; boru sesi gibi. tubulous s. boru şeklindeki; borulu.
 
Çeviri tubule
i. ufak tüp.
 
Çeviri tuck
f., i. içine tıkmak, içine sokmak, altına kıvırmak; kat kat edip küçültmek; sıkıştrıvermek, tıkmak; üstünü örtüp etrafını tıkmak; kat yapmak; i. elbise kırması; geminin kıç kuruzu; İng., (argo) yemek. tuck away (veya) in İng., k.dili iştahla yemek, tıka basa doldurmak. tuck oneself in bed yatağa girip yorganın kenarını şiltenin altına sıkıştırmak tucker i. tıkan veya sıkıştıran şey veya kimse; plise makinası; eski zaman kadınlarının giydiği dantel veya muslin yelek; omuz atkısı, şal.
 
Çeviri tucker
f., k.dili yormak. tucker out yormak, bezdirmek, bıktırmak.
 
Çeviri tuckshop
i., İng. şekerci dükkânı, pastane.
 
Çeviri tude-
(sonek) -lik (Latince sıfatlardan isim yapımında kullanılır: fortitude, latitude).
 
Çeviri tudor
i., s. Tudor, İngiltere'de 1485-1603 senelerinde saltanat süren hanedan; s. Tudor hanedanma ait. Tudor flower İngiliz gotik sanatında kullanılan üç yapraklı çiçek. Tudor style Tudor üslubu, İngiliz Rönesans üslubu.
 
Çeviri tuesday
i. salı kıs. Tues.
 
Çeviri tufa
i. süngertaşı; ırmak veya kaynaklarda oluşan bir çeşit kireçtaşı.
 
Çeviri tufaceous
s. süngertaşı veya kireçtaşı kabilinden.
 
Çeviri tuff
i. süngertaşı.
 
Çeviri tuft
i., f. küme, öbek, top; tepe, sorguç; püskül; f. kümelemek, demet demet yapmak: püskül ile süslemek. tuft'ed s kümeli; tepeli. tuft'y s. perçem gibi püskül püskül veya küme küme olan, öbek öbek.
 
Çeviri tug
f,. i. kuvvetle çekmek; çekmek, çekelemek; i. kuvvetli çekiş, büyük gayret; römorkör; koşum kayışı. tug boat i. römorkör. tug of war halat çekme oyunu; şiddetli rekabet.
 
Çeviri tuition
i. okul taksiti; öğretim
 
Çeviri tularemia
i., tıb. kemirgenlerden insanlara geçen ateşli bir hastalık, tularemi.
 
Çeviri tulip
i. lâle, lâle fidanı. tulip root bazı tahılların sapına arız olan bir hastalık. tulip tree ağaç lâlesi, bot. Liriodendron tulpifera; lâle ağacı. white tulip tülbent lâlesi, bot. Tulipa stellata.
 
Çeviri tulipomania
i. lâle yetiştirrneye aşırı merak.
 
Çeviri tulle
i. tül, ipek bürümcük.
 
Çeviri tumble
f., i. düşmek, yıkılmak, devrilmek; yuvarlanmak; acele ve dikkatsizce yürümek; takla atmak; karıştırmak, altüst etmek; örselemek; yıkmak, devirmek, yuvarlamak, düşürmek; cila makinasında yuvarlayıp temizlemek; i. düşüş, yuvarlanma; taklak; A.B.D., k.dili fırsat. tumble in yuvarlanır gibi girmek, cumburlop düşmek, içine düşmek; yatağa girmek. tumble out of bed yataktan fırlamak. tumble to k.dili anlamak. tumble up çabucak güverteye çıkmak. all in a tumble tamamen altüst.
 
Çeviri tumblebug
i. bokböceği.
 
Çeviri tumbledown
s. yıkılacak gibi, yıkılmak üzere, yarı yıkık.
 
Çeviri tumbler
i. su bardağı; taklakçı güvercin, uçarken takla atan güvercin; emniyet kilidinde hareketli kısım; tabancada tetik ile hareket ettirilen bir kısım; hacıyatmaz.
 
Çeviri tumbleweed
i. horozibiği, yabani kadife çiçeği, bot. Amaranthus.
 
Çeviri tumbling
i. cambazlık; taklak; güvercinin uçarken taklak atması. tumbling barrel, tumbling box parlatmaya mahsus döner varil.
 
Çeviri tumbrel , tumbril
i. çiftçi arabası, kağnı; Fransız ihtilâli zamanında suçluları idam yerine götürmek için kullanılan araba; eskiden suya batırmak maksadı ile üstüne suçlu kadınları bağladıkları tekerlekli iskemle.
 
Çeviri tumefy
f. şişmek, şişirmek; kabarmak, kabartmak. tumefa'cient s., tıb. şişiren, şişlik meydana getiren. tumefac'tion i. kabartı, şiş; şişme, kabarma, şişirme.
 
Çeviri tumid
s. şişmiş, şişkin, kabarmış; çıkıntılı; mübalağalı, tantanalı, debdebeli.
 
Çeviri tumor , ing. tumour
i. şiş, yumru, ur, tümör; (eski) mübalâğa.
 
Çeviri tumult
i. gürültü, karışıklık, kargaşalık, kargaşa; heyecan. tumultuary s. gürültülü, patırtılı, kargaşalı.
 
Çeviri tumultuous
s. düzensiz; gürültülü, patırtılı, kargaşalı. tumultuously z. düzensizce. tumultuousness i. kargaşalık.
 
Çeviri tumulus
i. (çoğ., -li) höyük; çoğunlukla mezar üzerindeki toprak yığını. tumular s. yığın şeklinde. tumulous, tumulose s. tepeleri çok.
 
Çeviri tun
i., f. (-ned, -ning) büyük fıçı; takriben 950 litrelik sıvı ölçüsü; biracılann mayalama teknesi; f. fıçılamak, büyük fıçıya doldurmak.
 
Çeviri tuna
i. tonbalığı, orkinos, istavrit azmanı, zool. Thunnus.
 
Çeviri tunable
s. akort edilebilir, ayarlana bilir, düzeltilebilir.
 
Çeviri tundra
i. tundura.
 
Çeviri tune
i., f. beste, hava, nağme; ahenk, düzen; akort; hal, mizaç; f. akort etmek, ahenk vermek; ahenkle çalmak; düzen vermek; ahenkli olmak, sesi uymak. tune down sesi bastırmak. tune in belirli bir istasyonu açmak. tune out istasyonu düzeltmek. tune up salgıları akort etmek; ayarlamak. change one's tune ağız değiştirmek. in tune akortlu. out of tune akortsuz; ahenksiz, düzensiz. to the tune of bestesiyle; meblağına kadar.
 
Çeviri tune-up
i. ayarlama.
 
Çeviri tuneful
s. ahenkli, hoş sesli, nağmeli. tunefully z. ahenkle. tunefulness i. hoş seslilik.
 
Çeviri tuneless
s. ahenksiz, nağmesiz, makamsız; sessiz, müziksiz.
 
Çeviri tuner
i. akortçu; amplifikatör ve hoparlörü olmayan radyo; ayarlayıcı alet.
 
Çeviri tung oil
tung yağı, boyalarda kullanılan bir çeşit yağ.
 
Çeviri tungsten
i. tungsten, volfram. tungsten lamp teli tungstenden olan ampul. tungstic s. tungstenli.
 
Çeviri tungus,tunguz
i. Doğu Sibirya'da yaşayan Moğol ırkından biri, Tunguz.
 
Çeviri tunic
i. eski Yunan ve Romalıların kollu veya kolsuz ve dizlere kadar inen gömlek veya entarisi; tünik; ask. günlük asker ceketi; zool. gömlek, kılıf, zar; anat. tabaka, kılıf. tunicate(d) s. zarlı, tabakalı.
 
Çeviri tunicle
i. ince entari; bazı papazlann iç entarisi; biyol. zar.
 
Çeviri tuning
i. akort. tuning fork diyapazon. tuning hammer, tuning key piyano akort aleti. tuning peg, tuning pin akort anahtarı.
 
Çeviri tunis
i. Tunus şehri.
 
Çeviri tunisia
i. Tunus ülkesi.
 
Çeviri tunnage
bak. tonnage.
 
Çeviri tunnel
i., f. (-ed, -ing veya -led, -ling) tünel, yeraltı yolu; yeraltı maden ocağının yatay yolu; f. tünel açmak; yeraltında yol veya geçit açmak. tunnel diode elek. transistör gibi amplifikatör. tunnel disease bak. bends.
 
Çeviri tunny
i. orkinos, tonbalığı, zool. Thunnus. pickled tunny lakerda. short-finned tunny palamut, torik, altıparmak, zool. Pelamys sarda.
 
Çeviri tup
i., f. (-ped, -ping) koç, erkek koyun; balyozun kazık başını döven yüzü, şahmerdan; f. çiftleşmek (koç); tos vurmak.
 
Çeviri tuppence
i., İng., k.dili. iki penilik sikke; hiç, beş para.
 
Çeviri tuque
i. Kanada'ya mahsus bir çeşit örme kukulete.
 
Çeviri turanian
s. Turanlı. Turanianism i. Turancılık, Panturanizm.
 
Çeviri turban
i. sarık; sarığa benzer kadın başlığı, turban. turbaned s. sarıklı.
 
Çeviri turbary
i., İng. huk. başkasının arazisinden kesek veya turba çıkarma hakkı; kesek veya turba çıkarılan yer, turbalık.
 
Çeviri turbid
s. bulanık, çamurlu; yoğun; karışık, düzensiz. turbid'ity, turbidness i. bulanıklık; yoğunluk; karışıklık. turbidly z. bulanıkça.
 
Çeviri turbinal
s., i., anat., zool. sarmal şekilde kıvrılmış, türbinal; i., bak. turbinated bone.
 
Çeviri turbinate, -nated
s. kıvrımlı, türbinal; bot. konik şekilde sarmal; zool. konik. turbinated bone insan burnundaki koni şeklinde üç kemikten biri. turbina'tion i. kıvrımlılık.
 
Çeviri turbine
i. türbin.
 
Çeviri turbit
i. kısa gagalı ve göğsü kabarık tüylü evcil bir güvercin.
 
Çeviri turbo-
(önek )türbin ile çalışan, türbinli.
 
Çeviri turbogenerator
i. türbinli jeneratör.
 
Çeviri turbojet
i. türbinli jet motoruyle işleyen uçak.
 
Çeviri turboprop
i. türbinli pervanesi olan uçak.
 
Çeviri turbot
i. kalkan, zool. Pselta maximus.
 
Çeviri turbotrain
i. türbinle çalışıp fazla hız yapan tren.
 
Çeviri turbulent
s. çalkantılı dalgalı; kavgacı, şamatacı; karışıklık çıkaran. turbulence,-cy i. şiddetli çalkantı; çalkantılı hava; karışıklık, kargaşalık. turbulently z. çalkantılı bir şekilde; kargaşayla.
 
Çeviri turco
i. Cezayir'de eski Fransız ordusunda piyade eri.
 
Çeviri turco-, turko-
(önek) Türk.
 
Çeviri turcoman
bak. Turkoman.
 
Çeviri turd
i. kaka, bok; A.B.D., (argo) hergele, herifçioğlu.
 
Çeviri turdiform
s. ardıçkuşu şeklinde.
 
Çeviri turdine
s., zool. kara tavukgillerden.
 
Çeviri tureen
i. büyük çorba kâsesi.
 
Çeviri turf
i., f. çimen, çim; turba, kesek, yer tezeği; A.B.D., (argo) bir çetenin sahip çıktığı şehrin bir bölümü; f. kesekle veya çimle kaplamak, çimlendirmek. the turf at yarışçılığı; at yarışı meydanı, hipodrom. turf'iness i. kesekle kaplı toprak; keseğe benzer şey. turf'man i. at yarışı meraklısı. turf'y s. kesekle kaplı, çimli, çime benzer, at yarışına ait.
 
Çeviri turgent
s., (eski) şişkin. turges'cence , -cy i. şiş, şişlik; abartma. turges'cent s. şişecek gibi.
 
Çeviri turgid
s. şişmiş, şişkin, şiş; abartmalı, şişirilmiş, tumturaklı. turgid'ity i. şişkinlik.
 
Çeviri turgor
i. şişkinlik; biyol. turgor.
 
Çeviri turin
i. Torino.
 
Çeviri turk
i. Türk. Turk'ism i. Türkçülük; Türklere özgü deyiş veya adet.
 
Çeviri turk's-cap lily
kırmızı zambak.
 
Çeviri turkestan
i. Türkistan.
 
Çeviri turkey
i. hindi, zool. Meleagris gallopavo; A.B.D., (argo) başarısız piyes. turkey buzzard hindi akbabası. turkey cock erkek hindi, baba hindi. turkey hen dişi hindi. turkey trot bir çeşit caz dansı. talk turkey dobra dobra konuşmak, yüzüne karşı söylemek.
 
Çeviri turkey
i. Türkiye. Turkey red kırmızı kökboyası. Turkey stone firuze; bileğitaşı.
 
Çeviri turki
s., i. Türk dilleri ailesine ait; bu dili konuşanlarla ilgili; i. Türk dilleri ailesi; bu dili konuşan kimse.
 
Çeviri turkic
i., s. Türkçe, Türk dilleri ailesi; s. Türkçe.
 
Çeviri turkish
i., s. Türkçe; s. Türk; Türkçe. Turkish bath alaturka hamam. Turkish carpet Türk halısı. Turkish delight lokum, lâtilokum. Turkish pound Türk lirası. Turkish tobacco Türk tütünü. Turkish towel havlu.
 
Çeviri turko-
bak. Turco-.
 
 
Çeviri turks-head
i. Türk cevizi denilen düğüm.
 
Çeviri turmaline
bak. tourmaline.
 
Çeviri turmeric
i. zerdeçal, bot. Curcuma longa. turmeric paper kim. zerdeçal kâğıdı, alkalik maddeleri muayene etmeye mahsus kağıt.
 
Çeviri turmoil
i. gürültü, karışıklık, dağdağa; telâş.
 
Çeviri turn
i. dönüş devir, deveran; sapış, yön değiştirme, yönelme, istikameti çevirme; sapak, dönemeç; viraj; oyun sırası; korkutma, ödünü koparma; gezme, dolaşma; gidip gelme; muamele; sıra, nöbet; kabiliyet, yetenek, istidat; biçim; yön; tarz, nevi; k.dili. sarsıntı, şok; kısa piyes; büklüm, kıvrım; dönüm; iş fırsatı; müz. grupetto, grupçuk, kümecik, işleme. turn about, turn and turn about nöbetle, sıra ile. turn bench torna. turn of phrase üslup. turn of the screw bir amaç uğruna baskı kullanma. at every turn her defasında, istisnasız. by turns nöbetleşe. done to a turn tam kararında pişmiş. in turn sıra ile, nöbetle. out of turn sıra beklemeden, sıra dışından. take turns nöbetleşmek, sıra ile yapmak. take a sudden turn birden fenaya veya iyiye dönüvermek (hastalık). It's your turn. Sıra sizde. This will serve my turn. Bu benim işimi görür.
 
Çeviri turn
f. döndürmek, çevirmek; devrettirmek, altüst etmek; torna tezgâhında biçim vermek; tersyüz etmek; burkmak; biçimini değiştirmek, bozmak, tahvil etmek, değiştirmek; kıvırmak; körletmek; uygulamak, faydalanmak; etmek yapmak; doğrultmak, tevcih etmek, yöneltmek; havale etmek, teslim etmek, nakletmek; ekşitmek; tercüme etmek, başka dile çevirmek; bulandırmak; geri çevirmek; dönmek, devretmek, deveran etmek; yönelmek; geçmek; dönüşmek; kesilmek, olmak; bulanmak, sersemlemek; geçmek doldurmak; sapmak, eğilmek; döneklik etmek; bozulmak, ekşimek; den. tiramola etmek. turn about öbür tarafa dönmek; evirip çevirmek. turn a deaf ear to işitmezlikten gelmek, kulak asmamak. turn adrift başıboş bırakmak. turn against aleyhine dönmek, aleyhine döndürmek. turn a hair kılını kıpırdatmak, aldırış etmek. turn a hand işe koyulmak, girişmek. turn an honest penny namusu ile ekmeğini kazanmak. turn a neat phrase hoş bir üslupla yazmak. turn aside bir yana dönmek; saptırmak, vaz geçirmek. turn away başka tarafa yöneltmek; kovmak; dönüp gitmek, sapmak; vaz geçmek. turn back geri çevirmek; geri dönmek. turn color renk değiştirmek. turn down kıvırmak bükmek; reddetmek, geri çevirmek; yüzünü aşağı çevirmek (iskambil kâğıtları); kısmak. turn in içine kıvırmak, içeriye doğru çevirmek; teslim etmek; yatmak. turn inside out içini dışına çevirmek, tersyüz etmek. turn into olmak, kesilmek, dönmek. turn loose salıvermek, serbest bırakmak. turn off kapamak; kesmek; lafa boğmak, sözü çevirip cevapsız bırakmak; sapmak; İng. yol vermek; (argo) ilgisini kaybetmek. turn on açmak; çevirmek; (argo) heyecanlandırmak, esritmek; (argo) esrar kullanmak; bağlı olmak, bakmak; düşman olmak. turn one's back on sırt çevirmek. turn on one's heels dönüp gitmek. turn out tersyüz etmek; dışarı atmak, kovmak; otlatmak için dışarıya çıkarmak (hayvan); dışına dönmek; yapmak, imal etmek, meydana getirmek; söndürmek; katılmak; k.dili. yataktan kalkmak; olmak, çıkmak. turn over çevirmek, devirmek; havale etmek, teslim etmek; devretmek; zihninde evirip çevirmek; altüst olmak, devrilmek, dönmek; alıp satmak (mal). turn over a new leaf yeni bir hayata başlamak. turn round çevirmek, çevrilmek, dönmek. turn tail kaçmak, tüymek, toz olmak. turn the corner köşeyi dönmek; krizi geçirmek, tehlikeyi atlatmak. turn the tables on one tersine çevirmek; altüst etmek. turn the trick işi halletmek. turn thumbs down on reddetmek.. turn to müracaat etmek, baş vurmak, yardımını istemek; işe koyulmak; (belirli bir sayfayı) açmak. turn traitor hain olmak, hainlik etmek. turn turtle den. alabora olmak, altüst olmak, ters dönmek. turn up yukarı çevirmek, çevirip kaldırmak; açmak, çevirmek; yüzünü yukarı çevirmek; ortaya çıkmak; gelmek, bulunmak. turn upside down altüst etmek veya olmak; devrilmek.
 
Çeviri turnabout
i. atlıkarınca; aksi yöne veya fikre dönüş.
 
Çeviri turnbuckle
i., den. liftin uskuru, germe donanımı.
 
Çeviri turncoat
i. dönek adam, prensip değiştiren kimse.
 
Çeviri turncock
i. musluk.
 
Çeviri turndown
s. devrik (yaka).
 
Çeviri turner
i. çeviren kimse, döndüren veya dönen şey; tornacı; bedeneğitimi uzmanı.
 
Çeviri turnery
i. tornacılık; tornacı işi; tornacı dükkanı.
 
Çeviri turnhall
i. jimnastikhane.
 
Çeviri turning
i. dönüş, dönme; yoldan sapma veya çıkma; dönemeç, dönüş yeri. turning point dönüm noktası.
 
Çeviri turnip
i. şalgam, bot. Brassica rapa.
 
Çeviri turnkey
i., s. zindancı, gardiyan; s. anahtar teslim usuluyle yapılan. turn-key job tamamlayıp teslim etmek üzere kontrat yapılan iş.
 
Çeviri turnknob
i. döner düğme.
 
Çeviri turnout
i. katılanlar toplantı mevcudu; istasyonlarda yan hat; mahsul, ürün, verim; trafikte sapma; İng. grev; sapak; malzeme; at ve koşum takımları ile beraber araba.
 
Çeviri turnover
i. devrilme; sermaye tedavülü, devir; sermaye ve bununla kazanılan meblâğ; meyvalı turta.
 
Çeviri turnpike
i. geçiş parası alınan yol.
 
Çeviri turnspit
i. kebapçı, döner çeviren kimse; eskiden ayak değirmenini çevirmekte kullanılan köpek.
 
Çeviri turnstile
i. turnike.
 
Çeviri turntable
i. pikapta plağın altındaki döner tabla; demiryollarında vagonları bir hattan diğerine geçiren veya lokomotifin yönünü değiştiren döner platform, döner levha.
 
Çeviri turnup
s., i. katlı; i. katlı kısım; (iskambil) yüzü çevrik kağıt; şans.
 
Çeviri turnverein
i. jimnastik kulübü.
 
Çeviri turpentine
i. neftyağı, terebentin. turpentine tree katran ağacı, bot. Pistacia terebinthus.
 
Çeviri turpeth
i. türbit kökü, müshil olarak kullanılan bir kök; müshil olarak kullanılan alkalik civa sulfat tuzu.
 
Çeviri turpitude
i. alçaklık, ahlaksızlık, kötücülük.
 
Çeviri turquoise
i. firuze, türkuvaz.
 
Çeviri turret
i., mim. ufak kule; ask. döner taret. turret deck den. taret güvertesi. turret gun taret topu. turret lathe torna tezgahı. turreted s. kule biçimindeki; kuleli, taretli.
 
Çeviri turriculate
s. ufak kuleli, ufak kuleye benzer.
 
Çeviri turtle
i. kaplumbağa, zool. Testudo. turtle neck balıkçı yaka. green turtle eti lezzetli ve iri yeşil bir deniz kaplumbağası.
 
Çeviri turtleback
i., turtle deck balık sırtı güverte.
 
Çeviri turtledove
i. üveyik, zool. Streptopelia turtur; yusufcuk, zool. Turtur auritus; kumru, zool. Turtur communis.
 
Çeviri tuscany
i. Toskana. Tuscan s., i. Toskana'ya ait; i. Toskana lehçesi; Toskanalı.
 
Çeviri tush
(ünlem) Sus! Vaz geç!
 
Çeviri tush, tusk
i., f. fildişi; denizaygırı veya yaban domuzunun uzun azı dişi; uzun sivri diş; f. azı dişi ile eşmek; uzun sivri dişle delmek veya kesmek. tusked, tusk'y s. uzun ve sivri dişleri olan.
 
Çeviri tusker
i. uzun ve sivri dişli fil veya yaban domuzu.
 
Çeviri tussis
i., tıb. öksürük.
 
Çeviri tussive
s., tıb. öksurüğe ait, öksürükten ileri gelen.
 
Çeviri tussle
i., f. güreşme; itişme, itişip kakışma; uğraşma, mücadele; f. mücadele etmek, uğraşmak.
 
Çeviri tussock
i. ot öbeği, çalı kümesi; top. tussock grass sazlık yerlerde demetler halinde büyüyen herhangi bir ot. tussock moth sürfesi uzun tüylü bir çeşit pervane. tussocky s. top top.
 
Çeviri tut
(ünlem) Sus! Adam sen de! Tut, tut! Vah,vah!
 
Çeviri tutelage
i. vasilik, vesayet; vasi idaresi altında olma; eğitim.
 
Çeviri tutelary
s. vasi olan, himaye eden; vasiye ait.
 
Çeviri tutor
i., f. hususi öğretmen; İng. öğretmen; huk. veli, vasi; f. özel ders vermek; hususi hocalık etmek; hususi hocadan ders almak. tutorage i. hususi hocalık. tuto'rial s. her öğrenciyle bir öğretmenin meşgul olduğu ders sistemine ait. tutorship i. hususi hocalık; vesayet.
 
Çeviri tutsan
i. koyun kıran, bot. Hypericum androsaemum.
 
Çeviri tutti
s., İt., müz. hep beraber (çalgıcı ve okuyuculara talimat).
 
Çeviri tutti-frutti
i. karışık meyvalı şekerleme veya dondurma.
 
Çeviri tutty
i. bir çeşit çinko oksit.
 
Çeviri tutu
i. balerinlerin giydiği çok kısa ve kat kat kabarık eteklik.
 
Çeviri tuxedo
i. smokin.
 
Çeviri tuyere
i. maden eritme ocağına hava veren boru.
 
Toplam 160 sonuç listeleniyor
Copyright © Dogrusozluk.comSponsor: ip adresim nedir cevaplar için doğru adres ipsorgu.com