Sözlük
Sponsor Bağlantılar
Çevir

EN 'sal' sonuçları
Çeviri sal
i., kim. tuz.
 

3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net

 
Çeviri salaam
i., f. selâm, temenna; f. selamlamak, selâm vermek, temenna etmek.
 
Çeviri salable , saleable
s. satılabilir, satılma imkanı olan. salability, salableness i. satılabilme, satılma imkanı.
 
Çeviri salacious
s. şehvani, şehvetli; müstehcen. salaciously z. şehvetli olarak, şehvetle. salaciousness, salacity i. şehvetlilik, şehvet: müstehcenlik.
 
Çeviri salad
i. salata. salad days gençlik çağı, acemilik. salad dressing mayonez; salata sosu.
 
Çeviri salamander
i. semender, zool. Salamandra maculosa; ateşte yanmayan efsanevi bir hayvan; sıcağa karşı dayanıklı kimse. salamandrine s. sıcağa dayanıklı; semendere ait.
 
Çeviri salami
i. salam. salammoniac nişadır.
 
Çeviri salary
i., f. maaş, aylık, ücret; f. maaş vermek, ücret vermek, aylık bağlamak. salaried s. aylıklı, maaşlı, ücretli.
 
Çeviri sale
i. satış, satım, satma; satılış; talep, revaç; alışveriş; mezat. sales clerk satış memuru, tezgâhtar. sales resistance alıcının isteksizliği. for sale, on sale satılık. put up for sale satılığa çıkarmak. saleable bak. salable.
 
Çeviri salep
i. salep.
 
Çeviri saleratus
i. sodyum bikarbonat.
 
Çeviri salesman
i. satıcı, satış memuru.
 
Çeviri salesmanship
i. satıcılık, satma kabiliyeti.
 
Çeviri salesroom
i. satış yeri.
 
Çeviri saleswoman
i. satıcı kadın.
 
Çeviri salicin
i., kim. söğüt ve kavak ağaçlarının kabuk ve yapraklarından çıkarılan ve ilâç olarak kullanılan bir tuz.
 
Çeviri saliclaw
bazı Germen kabilelerinin beşinci yüzyılda düzenlenen kanunnamesi; eskiden Fransa'da kadınların tahta geçmelerini yasaklayan kanun.
 
Çeviri salicylate
i., (ecza) salisilat. salicyl'ic s. salisilat kabilinden. salicylic acid salisilat asidi.
 
Çeviri salience , saliency
i. dikkati çekme; çıkıntı, çıkıntılı şey.
 
Çeviri salient
s., i. göze çarpan, dikkati çeken; çıkıntılı, çıkık, fırlak; i., ask. kalede dış açı. saliently z. göze çarparak.
 
Çeviri saliferous
s. tuz hâsıl eden; tuz ihtiva eden, tuzlu.
 
Çeviri salina
i tuzlu bataklık; tuzla, tuz ocağı, tuz madeni; tuzlu pınar.
 
Çeviri saline
s., i. bir çeşit maden tuzu ile dolu; tuzlu, tuz gibi; tuz hassası olan; i., tıb. birkaç çeşit maden tuzu.
 
Çeviri salinity
i. tuzluluk, tuzluluk miktarı.
 
Çeviri saliva
i. salya, tükürük. salivary s. tükürük hasıl eden, salyaya ait. salivate f. salya akıtmak; tıb. çok tükürük çıkarmak. salivation i. tükürük çıkarma.
 
Çeviri sallow
s. benzi sararmış, soluk yüzlü, solgun.
 
Çeviri sallow
i. keçi söğüt ağacı; bot. Salix caprea; sepetlik söğüt ağacı veya bu ağacın bir dalı.
 
Çeviri sally
i., f. kuşatma esnasında askerin hücuma geçmesi; ani hareket veya hamle; gezinti; espri, nükteli söz; f. dışarı fırlamak; hücuma geçmek; toplu halde geziye çıkmak. sally port ask. çıkış kapısı .
 
Çeviri sally lunn
küçük tatlı ekmek.
 
Çeviri salmagundi
i. soğuk et ve ançüez beraberinde yumurta ve soğan ile yapılmış bir yemek; herhangi bir karışım.
 
Çeviri salmon
i. som balığı, zool. Salmo salar; buna benzer alabalık; sarımsı pembe renk. salmon trout kırmızı etli alabalık.
 
Çeviri salmonella
i. zehirlenmeye sebep olan bir mikrop.
 
Çeviri salon
i. salon, misafir odası; sergi salonu.
 
Çeviri salonika
i. Selanik.
 
Çeviri saloon
i., A.B.D. meyhane; ing. bar; büyük salon; galeri; gemi salonu; lokanta. saloon deck gemi salonunun bulunduğu güverte. saloonkeeper i. meyhaneci.
 
Çeviri salpingitis
i., tıb. soluk borusu veya dolyolu iltihabı.
 
Çeviri salpinx
i. (çoğ. salpinges) anat. boru, nefir.
 
Çeviri salsify
i. tekesakall, bot. Tragopogon.
 
Çeviri salt
i., s., f. tuz, sodyum kloruru, maden tuzu; bir asit ile bir bazdan meydana gelen tuz; çoğ. mushil tuzu; tuzluk; lezzet, tat; nükte, hoş söz; k.dili, (informal) deniz kurdu; s. tuzlu; f. tuzlamak, tuz katmak, tuzda muhafaza etmek. salt a mine bir maden kuyusunu olduğundan kıymetli göstermek için içine altın tozu karıştırmak. salt away veya down tuzlayarak muhafaza etmek; (argo) biriktirmek, istif etmek (para). salt beef tuzlanmış sığır eti. salt fish tuzlu balık. salt lick yabani hayvanların tuz bulduklan yer. salt of the earth iyi kalpli kimse. salt rheum tıb. tuzlubalgam. salt well tuzlu su kuyusu. Attic salt ince espri. eat a person's salt bir kimsenin misafiri olmak, sofrasına oturmak. Epsom salts ingiliz tuzu. not worth his salt masrafım karşılamaz, beş para etmez. rock salt kaya tuzu. sea salt denizden çıkanlan tuz. smell ing. salts baygınlık hallerinde koklatılan amonyak ruhu. table salt sofra tuzu. with a grain of salt ihtiyat kaydıyle, süphe ile. salt'less s. tuzsuz, tatsız. salt'ness i. tuzluluk.
 
Çeviri saltation
i hoplama, sıçrama, zıplama; vurma, çarpma saltatory s sıçramaya benzer; sıçrama kabili yeti olan.
 
Çeviri saltbox
i., A.B.D. dik çatılı ufak ev.
 
Çeviri saltcellar
i. tuzluk.
 
Çeviri saltern
i. tuzla.
 
Çeviri saltigrade
s., zool. sıçrayarak yürüyen (hayvan).
 
Çeviri saltish
s. tuzluca. saltishness i. tuzluluk.
 
Çeviri saltpan
i. tuzla havuzu; tuz ayırma kabı.
 
Çeviri saltpeter , ing petre
i. güherçile.
 
Çeviri saltrising
i. patates mayasından yapılmış ekmek.
 
Çeviri saltwater
s. deniz suyuna ait, tuzlu suda yaşayan.
 
Çeviri saltworks
i. tuzla, tuz fabrikası.
 
Çeviri saltwort
i. üşnan, çorak, dikenli çöven, bot. Salsola kali.
 
Çeviri salty
s. tuzlu; denizi hatırlatan; keskin.
 
Çeviri salubrious
s. sıhhatli, sıhhate yarar, sıhhi. salubriously z. sıhhate yarar surette. salubriousness, salubrity i. sıhhatlilik, sıhhi oluş.
 
Çeviri salutary
s. sıhhate yaravan, sıhhi, faydalı, hayırlı, yararlı. salutarily z. sıhhate yararlı olarak, faydalı olarak. salutariness i. sıhhilik, faydalılık.
 
Çeviri salutation
i. selâm; selâm verme, hatır sorma. salutatory s. selâm niteliğinde, selâm veren. salutatorian i. diploma töreninde halka hoş geldiniz anlamında söz söyleyen öğrenci.
 
Çeviri salute
f., i. selam vermek, selâmlamak, aşinalık etmek; selâm göndermek; selâm çakmak; top atışı veya bayraklarla selâmlamak; i. selamlama, selâm verme; selâm; selam çakma; selâm duruşu, selâm merasimi. fire a salute top atışıyle selâmlamak. give a salute selâm vermek. return a salute selamını almak, selâma karşılık vermek. take the salute ask. selâm almak, selâm durmak .
 
Çeviri salvable
s. kurtarılabilir.
 
Çeviri salvage
i., f. kurtarılan mal; deniz kazasından veya yangından kurtarılan mal; deniz kazasından veya yangından kurtarma ücreti; sigortalı eşyanın yangından kurtulması veya bunların satışıyle temin edilen gelir; f. (eşya) kurtarmak. salvageable s. ka zadan kurtarılabilir.
 
Çeviri salvarsan
i., tic. mark. özellikle frengi için yakın zamana kadar kullanılan arsenikli bir ilâç, salvarsan.
 
Çeviri salvation
i. kurtarış, kurtarma; kurtuluş, halâs, necat; ilah mağfiret, gufran, yarlıgama. Salvation Army ing., A.B.D. fakirler için para toplayan bir Protestan grubu.
 
Çeviri salve
i., f. merhem; dinlendirici her hangi bir şey; övme, methiye; f. merhem sürmek; acısını: dindirmek, teskin etmek, iyi etmek.
 
Çeviri salve
f. denizden veya yangından kurtarmak.
 
Çeviri salver
i. tepsi.
 
Çeviri salvia
i. ateş çiçeği.
 
Çeviri salvo
i. yaylım ateşi, topçu bombardımanı; selâm topu; alkış tufanı.
 
Çeviri salvo
i. bahane.
 
Çeviri salvolatile
amonyum karbonat.
 
Çeviri salvor
i. kurtarma işlemine katılan kimse; kurtarma gemisi.
 
Toplam 68 sonuç listeleniyor
Copyright © Dogrusozluk.comSponsor: ip adresim nedir cevaplar için doğru adres ipsorgu.com