pats., z. tamamen uygun; basmakalıp; yeterli; z. değişmez bir şekilde; kusursuz olarak. patly z. uygun olarak; basmakalıp bir şekilde. patness i. vaktinde oluş, uygunluk.
3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net
patf. (-ted, -ting) i. el ile veya yassı bir şey ile hafifçe vurmak; ayağı hafif hafif yere vurmak; hafif adımlarla koşmak; i. fiske, hafif vuruş; yalın ayağın çıkardığı ses; ufak kalıp (tereyağı). pat on the back tebrik etmek.
patagiumi. (çoğ. -gia) zool. yarasa veya uçan sincabın kanat zarı; kuş kanadının zarı.
patchi., f. yama; parça; eski zamanda kadınların süs olarak yüzlerine yapıştırdıkları ufak siyah ipek parçası; yapıştırma ben, leke; arazi parçası; f. yamalamak, yama vurmak; uzlaşmak. patch cord bağlama teli. patch panel bak. patch board. patch together, patch up acele ve kabaca düzeltmek, hale yola koymak, tamir etmek .patchedup s. derme çatma; uzlaşmalı.
patchworki. kumaş artıklarından dikilmiş yorgan; uydurma iş; yama işi.
patchys. yamalı; derme çatma yapılmış; huysuz; bozuk düzen, karman çorman.
patei., Fr. börek, talaş kebabı gibi içinde tavuk veya et bulunan börek. pate de foiegras kaz ciğeri ezmesi, pate.
patei., (alay) baş, kafa; beyin, akıl.
patellai., anat. diz kapağı; eski Roma'da ufak sahan veya herhangi bir yayvan kap.
patencyi. aşikarlık; tıb. açıklık, büyümüşlük.
patents. herkes tarafından anlaşılabilir, herkese açık, aşikar; tıb. açık.
patenti., f. patent, imtiyaz, ihtira beratı; imtiyazlı ihtira; arazi için verilen imtiyaz; imtiyazlı arazi; f. patent almak; imtiyazla temin etmek, imtiyazım vermek veya almak. patent rights patent hakkı.
patents. patenti olan, patent hakkından yararlanan; imtiyazlı. patent leather rugan (deri). patent medicine mustahzar, hazır ilaç; kocakarı ilâcı. patently z. açıkça, aşikar olarak.
pateri., ing., k.dili peder, baba.
paternals. babaya ait, babaya mahsus, babaya yakışır; baba tarafından olan; babadan kalma. paternally z. babaca, baba gibi, pederane.
paternalismi. (bir memleket, iş yeri, toplumu) pederane bir şekilde idare etme.
paternityi. babalık sıfatı, bir çocuğun babası olma; baba tarafı; kaynak; yazı sahibi.
paternosteri., Lat. Hazreti isanın öğrettiği Rabbin duası; tespih; tılsım olarak okunan herhangi bir dua.
pathi. yol, yaya yolu, patika, tarik; bir konuda takip edilen yol, hayat yolu. the beaten path herkesin geçtiği yol, işlek yol.
pathkıs. pathological, pathology.
pathetics. acıklı, dokunaklı, etkileyici, tesirli, heyecan verici. pathetically z. dokunaklı veya etkileyici bir surette; heyecanlandırarak.
pathogeni., tıb. hastalığa sebebiyet veren mikrop veya virüs.
pathologyi. patoloji, hastalıklar bilimi; bir hastalığın seyri. pathologist i. patolog, hastalıklar bilimi uzmanı. pathological s. patolojik. patholog'ically z. patolojik olarak.
pathosi. merhamet ve sempati gibi his uyandırma gücü veya yeteneği.
pathwayi. yayalara mahsus yol, patika.
patiencei. sabır tahammül, sebat, dayanma; informal dişini sıkma; ing. tek kişi tarafından oynanan bir iskambil oyunu. patience dock labada, bot. Rumex patientia.
patients., i. sabırlı, dayanıklı, mütehammil; azimli, sebatkâr; i. tedavi altında bulunan hasta. patiently z. sabırla, tahammülle.
patinai. (çoğ. -nae) tunç veya bakır eşya üzerinde hâsıl olan yeşil küf; zamanla ve kullanma dolayısıyle görünüşü güzelleşen herhangi bir yüzey.
patioi. evlerde üstü açık iç veya yan avlu, teras, veranda.
patoisi. bir bölgeye mahsus agzı; bozuk dil.
patriarchi. bir aile veya kabilenin ilk atası, cet, ata; yaşlı ve hürmete layık adam; b.h. patrik. patriar'chal s. patriğe ait; hürmete lâyık. patriarchate i. patriklik; ataerki, pederşahilik.
patricians., i. asilzadelere ait; i. asilzade, eski Roma'da soylular sınıfına mensup kişi.
patrimonyi. babadan intikal eden miras; kilise vakfı patrimo'nial s. bu yolla intikal eden miras kabilinden.
patrioti. vatanperver kimse, yurtsever kimse. patriot'ic s. yurtsever, vatanperver. patriot'ically z. vatanperverane. patriotism i. vatanperverlik, yurt sevgisi.
patristic, -icals. (eski) kilise ileri gelenlerine veya onların yazdıklarına ait.
patroli., f. (-led, -ling) karakol, askeri devriye; ileri karakol, keşif kolu; devriye gezme: f. devriye gezmek. patrolman i. polis, devriye polis. patrol wagon tutukluları karakola götürmeye mahsus polis arabası.
patroni. hami, veli; patron, efendi; daimi müşteri; sanatkar himaye eden kimse. patron saint bir kimse veya meslek veya kurumu himaye ettiği farzolunan aziz, koruyucu melek olduğu kabul edilen aziz. patronage i. hamilik, himaye, koruma, yardım; birisini göreve atama hakkı; müşteriler, müşteri oluş; hor görme. patronize f. himaye etmek, korumak; büyüklük taslamak, hor görmek; müşterisi olmak.
patronymics., i. baba veya soy ismine ait; i. şahıs isminden yapılan soyadı Peterson.
patsyi., (argo) avanak kimse; kadınsı erkek.
patterf., i. yağmur gibi pıtır pıtır ses çıkarmak, pıtırdamak; kısa ve süratli adımlarla yürümek; i. pıtrırtı, ses.
patterf., i. çabuk çabuk konuşmak; mırıldar gibi söylemek; i. bir komedyen veya sihirbazın kullandığı konuşma tarzı; çok çabuk söylenen şarkı.
patterni., f. örnek, numune, model, misal; kalıpla basılarak çıkarılan veya kalıp şeklinde olan model; şekillerin düzeni; şablon; A.B.D. bir elbiselik kumaş; kurşun saçmasının hedef üzerinde bıraktığı izler; f. bir örneği kopya etmek, modeline göre yapmak; şekillerle süslemek.
pattyi. yassı köfte; küçük börek. pattycake i. bebeklerin el çırpma oyunu. pattypan i. birkaç bölümü olan küçük börek tepsisi. patty shell içi sonradan doldurulacak pişmiş hamur veya tart.
Toplam 50 sonuç listeleniyor