3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net
mascoti. uğur getirdiği farz olunan hayvan ile eşya veya kimse, maskot.
masculines., i. erkeğe ait; erkeğe mahsus; erkeksi, erkek gibi (kadm); gram eril; i. erkek; gram eril cins; gram eril kelime. masculin'ity i. erkeklik.
maseri., fiz. düzenli frekansı olan ve elektromanyetik dalgalar meydana getiren veya frekans ve görünüşü aynen muhafaza ederken bu dalgaları kuvvetlendiren herhangi bir tertibat, meyzer.
mashi., f. lapa; hayvanlara yedirilen sıcak lapa; bira yapmak için ezilmiş arpa ile su karışımı; f. ezilmiş arpayı su ile karıştırmak; ezip lapa yapmak; ezmek, püre yapmak. mashed potatoes patates püresi.
masheri ezen kimse veya şey; (argo) kadın peşinde koşan sahte aşık, çapkın erkek.
maski. maske; alçı veya balmumundan yapılmış yüz kalıbı; maskeli kimse; ask. bir bataryayı veya askeri harekâtı düşman gözünden saklamak için yapılan çeşitli tertipler, kamuflaj, alalama; köpek veya tilki başı. death mask ölünün alçıdan yapıl mış yüz kalıbı. throw off the mask maskesini indirmek, gerçek niteliğini ortaya koymak.
maskf. maske ile örtmek, maskelemek, gizlemek; ask. bir bataryayı veya askeri harekatı düşman gözünden saklamak, kamufle etmek, alalamak; maske takmak, kılık değiştirmek. masked ball maskeli balo. masking tape özellikle boyacılıkta kullanlıan yapışkan kağıt bant.
masliciani. sihirbaz, büyücü, af suncu; gözbağcı, hokkabaz.
masoni., f. duvarcı, taşçı; b.h. mason, farmason; f. taş veya tuğla ile örmek.
masonics. mason veya farmasonluğa ait.
masonryi. taşçılık veya duvarcılık sanatı veya işi; b.h. farmasonluk, masonluk.
masquei. aktörlerin maske giydikleri eski usul sahne oyunu; maskeli balo.
masqueradei., f. maskeli balo; maskeli balo kostümü; sahte tavır; f. maskeli eğlenceye katılmak; sahte tavır takınmak, olduğundan başka türlü görünmek. masquerader' i maskeli kimse, maskara, karnaval.
massi. Katolik kiliselerinde ekmek ve şarabın takdisi ayini (Aşai Rabbani); bu ayine mahsus müzik. High Mass bu ayinin müzikli ve eksiksiz merasimi. Low Mass bu ayinin basit şekli. Black Mass ölüler için yapılan ayin; küfür ile icra edilmiş Aşai Rabbani ayini, şeytana tapmak için düzen lenen ayin.
massi., f. parça, top, kütle, külçe, yığın, küme; çokluk; hacim, cisim; fiz. herhangi bir cisimde bulunan madde miktarı, kütle; f. yığın halinde toplamak; ask. asker yığmak. mass media kitle iletişim, halka bilgi dağıtmak için çeşitli vasıtalar. mass meeting çoğunlukla siyasi tartışma gayesiyle düzenlenmiş halka açık genel toplantı. mass movement geniş halk hareketi. mass production toptan üretim .the masses halk küt lesi, avam.
massacrei., f. kılıçtan geçirme, katliam, kırım; f. katletmek, kılıçtan geçirmek, kırıp geçirmek.
massagei., f. masaj, ovma, ovuşturma; f. masaj yapmak, ovmak.
massicoti boya maddesi olarak kullanılan sarı toz halinde kurşun oksidi.
massifi. dağ kitlesi; boyuna veya enine dereler olan dağlık bir bölgenin ortasındaki kütle; yerinden oynamış ve dört tarafı çatlaklarla donanmış yekpare yerküre parçası.
massives. ağır, iri, cüsseli, iri yapılı; min. som, yekpare; muazzam, tesirli massively z. yekpare halde; çok ağır olarak. massiveness i. ağırlık ve irilik.
massys. iri bir tek parçadan ibaret; ayrı ve büyük, içi dolu.
masti. direk, gemi direği. before the mast gemi tayfalığı mevkii.
masti. palamut veya kayın kozalağı ve kestane gibi ağaç yemişi (özellikle domuzlara yem olarak kullanılır).
masteri. efendi, sahip, patron, amir; usta; dini lider; üstat, büyük sanatçı; ing. erkek öğretmen; üniversitede bachelor'dan bir yüksek derece veya bu dereceyi alan kimse; yönetici; örnek, numune, kopya edilecek şey; teksir kalıbı; mumlu kâğıt; kü çük bey; kaptan. Master of Arts (kıs MA) bak. art master of ceremonies teşri fatçı, protokol görevlisi. Master of Science (kıs MS) teknik okulların verdiği Master derecesi veya bu dereceyi alan kimse; lisans üstü fen diploması be master of ustası olmak. be one's own master başına buyruk olmak. Grand Master şövalyeler ile masonlarda büyük üstat. old masters eski üstatlar (özellikle Rönesans devrindeki italyan ressamları). the Master Hazreti isa; üstat.
masters. baş, ana, temel, esas, asıl. master builder mimar; yapı ustası, kalfa. master copy teksir kalıbı; mumlu kâğıt; ana metin. master key aynı cinsten bir takım kilitleri açan anahtar, ana anahtar. master plan ana plan. master stroke çok ustalıklı iş, maharetli iş; kesin başarı. master switch elek. ana anahtar. master touch usta eli; yerinde söz veya davranış.
masterf. yenmek, galip gelmek, hakkından gelmek; iyice öğrenmek; idare etmek, hakim olmak.
masterfuls. amir, buyurucu; hükmeden; üstada yakışır; idare kuvveti olan. masterfully z. amirane. masterfulness i. amirlik.
mastermindi., f. baş yönetici, işi çeviren kimse; f çekip çevirmek.
masteryi. hüküm, idare; üstünlük, hakim olma; hüner, maharet; üstatlık.
mastheadi. direk ucu; gazete veya mecmuada yöneticiler listesi.
mastici. sakız ağacı, bot. Pistacia lentiscus; sakız: macun; sakızlı rakı, mastika.
masticatef. çiğnemek, dişlerle çiğneyip ezmek. mastica'tion i. çiğneme. mas'ticatory i., s. çiğnenen şey, çiklet, sakız; s. çiğnemekle ilgili
mastodoni. yalnız fosili bulunan mamuta benzer fil.
mastoids., i., anat. birçok memeli hayvanda kulak arkasındaki yuvarlak kemik çıkıntısına ait; bu kemik çıkıntısına yakın; kadın memesi biçiminde, meme başı şeklinde; i. şakak kemiğinin mastoid çıkıntısı; kulak arkasındaki çıkıntılı kemik. mastoid process mastoid çıkıntısı.
masturbatef. istimna etmek. masturba'tion i. istimna.
Toplam 48 sonuç listeleniyor