maidi. genç kız, bakire kız, kız çocuk; hizmetçi kız. maid of all work her işi gören hizmetçi kadın maid of honor kraliçe veya prenses nedimesi; düğünde geline refakat eden kız. old maid evlenmemiş yaşlı kız; titiz ve telaşlı kimse.
3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net
maideni., s. genç kız, evlenmemiş kız; s. evlenmemiş, bekâr; tecrübesiz, bakir, yeni, taze; masum, nezih; ilk. maiden effort ilk teşebbüs. maiden name evli kadının bekarlık soyadı. maiden over kriket oyununda sayı kaydedilmeyen devre. maidenly s. kız gibi; mahcup.
maieutic. - icals. zihinde şekil almamış bir düşünceyi Sokrat tarzında sorgu usulü ile meydana çıkarmaya ait.
maigrei. sarıağız (balık), zool Sciaena aquila.
maigres. etten veya et suyundan meydana gelmeyen.
maili., f. halka veya zincirden yapılmış zırh; f. böyle zırh giydirmek. mailed fist saldırı tehdidi, baskı
maili., f. posta; posta arabası; f., A.B.D. postaya vermek, posta ile göndermek. mail train posta treni. firstclass mail en yüksek posta ücretine tabi adi mektup.
mailbagi. mektupların içine konup postalandığı torba.
maileri. posta gemisi; postalama işlerinde kullanılan makina; postaya gidecek mektup veya paketleri hazırlayan kimse; banyo edilmek üzere film postalamaya elverişli ufak torba.
mailorders. posta siparişiyle alınan. mailorder house posta ile sipariş kabul eden mağaza.
maimf. sakat etmek, sakatlamak.
mains. asıl, esas, başlıca, ana main bearing ana yatak. main body ask. asll kuvvet. main deck den. baş güverte. main reasons huk. mucip sebepler, gerektiren sebepler. Main Street bir kasabanın çarşı caddesi; taşra gelenekleri. main yard den. mayistra sereni. the main chance şahsi menfaat, kişisel çıkar. mainly z. başlıca,esasen.
mainlandi. ana kara, ada olmayan toprak parçası.
mainmasti., den. ana direk, geminin ortada bulunan büyük direği.
mainsheeti., den. mayistra yelkenini idare eden uskuta halatı.
mainspringi. büyük zemberek, ana yay; asıl sebep, baş sebep.
mainstayi., den. grandi çanaklarını pruva direğinin alt tarafına bağlayan payanda; başlıca dayanak.
maintainf. sürdürmek; korumak, muhafaza etmek; beslemek, bakmak; bakımını sağlamak; iddia etmek, teyit etmek. maintain a family aile geçindirmek. main tain a railroad demiryolunu işletip iyi halde muhafaza etmek. maintain one's reputation şöhretini muhafaza etmek, adını bozmamak. maintain that it is so böyledir diye iddia etmek.
maintenancei. bakım işi; idame, muhafaza; iddia, teyit; himaye; maişet, nafaka, yiyecek; huk. taraflardan birine yardım suretiyle davaya fuzuli müdahale.
maitredhotelmetrdotel, baş garson; (tereyağ, maydanoz ve limon suyu ile yapılan) soslu.
maizei., ing. mısır, darı.
Toplam 32 sonuç listeleniyor