baccalaureate(i). bakalorya; mezuniyet törenlerinde yapılan dini ayin.
3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net
baccarat(i). iskambil kâgıdı ile oynanan bir Fransız kumarı, bakara.
baccate(s)., (bot). çileğe benzeyen etli ve çekirdeksiz meyva gibi; böyle meyva veren.
bacchanal(i)., (s). şarap tanrısı Baküs'e tapınan kimse; zevkine düşkün kimse; ayyaş kimse; (çoğ). Baküs şenliği, içki âlemi; (s). Baküs'e ait.
bacchanalia(i). Baküs şenliği; (k).(h). içki âlemi, içki meclisi. bacchanalian (s). içki eğlencesi kabilinden.
bacchante(i). Baküs rahibesi; Baküs'e tapan kadın; içki seven kadın
bacchic(s). Baküs'e veya Baküs ayinlerine ait; (k).(h). şen, neşeli, keyif ehli; sarhoş.
bacchus(i). Baküs, eski Yunan şarap tanrısı.
bacciferous(s)., (bot). çileğe benzer küçük ve etli meyva veren.
bacciform(s)., (bot). çileğe benzer küçük ve etli meyva şeklinde.
baccilliform(s). çubuk şeklinde, küçük çubuklardan ibaret; (tıb). basile ait, sebebi basil olan.
baccivorous(s).,(zool).çileğe benzer küçük ve etli meyva ile beslenen.
bach(f)., (k). dili bekâr hayatı yaşamak.
bachelor(i). bekâr erkek, evlenmemiş erkek; fen veya edebiyat fakültesi mezunu; bir başkasının bayrağı altında hizmet eden genç şövalye. bachelor'sbutton (i)., (bot). peygamber çiçeği. bachelordom, bachelorhood bachelorship (i). bekârlık. Bachelor of Arts degree edebiyat fakültesi diploması; (kıs). BA., A.B. Bachelor of Science degree fen fakültesi diploması; (kıs). B.S.
bacillus(i)., (tıb). çubuk seklinde mikroskobik bakteri, basil; herhangi bir mikrop.
back(f). bir şeye destek olmak, arka olmak, yardım etmek; tarafını tutmak, üzerine bahse girmek (at v.b.); ; geriye sürmek; sırtına binmek ; (den). güneşin aksi yönüne dönmek, dirise etmek (rüzgar). back down back out caymak, sözünden dönmek. back the oars, back water (den). siya etmek. back the sails (den). yelkenleri faça etmek back up geri sürmek, geri gitmek; desteklemek.
back(i). arka, sırt, geri; belkemigi; futbolda bek, müdafi. back to back arka arkaya, sırt sırta. be at one's back bir kimseye arka çıkmak. behind one's back birisinin arkasından, gıyabında. flat on one's back hasta, yatakta. get one's back up öfkeli veya dik başlı olmak. have one's back to the wall çıkmazda kalmak. turn one's back on a person veya a thing bir kimseye veya bir şeye sırt çevirmek; vazgeçmek; ihmal etmek.back scratcher kasağı.
back(z). geri, geriye; yine, tekrar. back and forth ileri geri. fall back upon a thing güvenmek sığınmak give back geri vermek; gerilemek, geri geri gitmek. keep back saklamak, gizlemek. look back geçmişi düşünmek, hayal etmek. back talk küstahça karşılaık verme.go back on inkar etmek, yerine getirmemek.
back(i). tekne, küçük havuz.
back(s). arkadaki, arkasında olan; arkaya doğru olan, evvelki; eski. back country taşra, memleketin uzak köşeleri; geri kalmış bölgeler. back formation (dilb). benzetme yolu ile bir kelimeden geriye gidilerek türetilen yeni kelime. back issue eski tarihli mecmua. back number günü geçmiş gazete, eski dergi; itibardan düşmüş şey veya kimse back taxes vergi borcu.
back-pedal(f). bisiklette ayak frenine basmak; sözünü geri almak, söyledigini değiştirmek.
backache(i). sırt ağrısı; (tıb). bel romatizması Iumbaqo.
backbite(f). gıyabındaçekiştirmek, arkasından konuşmak, iftira etmek. backbiter (i). dedikoducu kimse.
backboard(i). arka tahtası, arkalık; (den). filikada kıç aynalık tahtası, aynalık; basketbolde sepetin üzerine tespit edilmiş dikey tahta.
backbone(i)., (anat). omurga, belkemiği; görünüm veya görev itibariyle belkemiğine benzeyen herhangi bir ,şey; karakter kuvveti, metanet.
backdoor(s). gizli, el altından yapılan.
backdown(i). cayma; (fig). yelkenleri indirme; tam teslimiyet
backed(s). arkası olan, yardım edilmiş, himaye edilmiş; arkalıklı (iskemle v.b.); çifte dokunmuş.
backer(i). arka, yardım eden kimse, tarafını tutan kimse; yarışta bir ata para koyan kimse.
backfire(i)., (f). orman yangınını söndürmek için aksi yönde çıkartılan yangın; (mak). geri tepme; bunsen lambasında fitil yanmadan gazın tutuşması; (f). aksi yönde kasten yangın çıkarmak; geri tepmek.
backgammon(i)., (f). tavla oyunu; (f). tavla oyununda yenmek, özellikle mars etmek.
background(i). arka plan, zemin; (güz). (san). (fon).; bir kimsenin geçmişteki görgü, muhit ve tahsili. in the background gözden uzak; muğlak, belirsiz. keep in the background arka planda kalmak, kendini göstermemek.
backhand(i)., (s)., (z). elin tersi öne gelecek şekilde yapllan vuruş; geriye doğru veya sola yatık olan el yazısı; (s). elin tersi öne doğru olarak yapllan ; (z). dolayısıyle, dolaylı olarak.
backhanded(s). elin tersi öne doğru olduğu halde vurulan; samimi olmayan , sinsice, zıt anlamı ima eden. backhanded compliment tenkit niteliğinde olan kompliman.
backhouse(i). binanın dışında olan apteshane, tuvalet.
backing(i). yardım, müzaheret; tasdik; arka, arkalık, destek.
backlash(i). şiddetli geri itme; makinede boşluk veya salgı; yeniliğe karşı umumun aksi tepkisi.
backlog(i)., ABD ocakta arka tarafa konan iri kütük; destek veya yedek vazifesi gören herhangi bir şey.
backroom(s). gizli, el altından yapılan.
backsaw(i ) sırtı madeni bir çubukla kuvvetlendirilmiş ince dişli bir çeşit testere.
backscratch(f). birbirini yağlamak back-scratcher (i). sırt kaşıyıcısı; yagcılık yapan kimse. back-scratching (i). birbirini yağlama.
backset(i). sekte, aksilik, işin ters gitmesi; ters akıntı.
backside(i). arka taraf; insan veya hayvan kıçı.
backslide(f). fena yola sapmak; doğru yoldan tekrar günaha dönmek. backslider (i). fena yola sapan kimse; tekrar günaha dönen kimse.
backstage(i)., (s)., (z). kulis, soyunma odaları, perde arkası; (s). perde arkasında olan, kuliste bulunan; (z). kuliste, perde arkasmda.
backstairs(i)., (s). arka merdiven; gizli yol; (s). dolaylı, gizlice yapılan, el altından olan.
backstay(i)., (den). patrise; (mak). bir mekanizmada destek veya kontrol vazifesi gören parça.
backstitch(i)., (f). iğneardl dikiş; (f). iğneardı dikiş dikmek.
backstop(i)., A.B.D. topun kaçmasnı önlemek için arka plana gerilen ağ veya parmaklık.
backstrap(i). küskün, atın eyerine bağlı ve kuyruğunun altından geçirilen kayış.
backstroke(i). ters vuruş, geri tepme; sırt üstü yüzüş.
backsword(i). tek yüzlü kılıç; bu çeşit kılıcı kullanan eskrimci. backswordsman (i).kılıç kullanan eskrimci. back talk küstahça konuşma, karşllık verme.
backtrack(f). geriye dönüş yapmak; söylediğini değiştirmek veya sözünü geri almak.
backward, backwards(z)., (s). geriye doğru, tersine, geri geri; geçmiş zamanlara doğru, geri; (s). geç kavrayan , geç ve yavaş öğrenen; isteksiz, çekingen ; geç backwardly (z).geriye doğru olarak backwardness (i). geriye doğru olma; geç kavrama.
backwash(i). kayık küreklerinin veya gemi pervanesinin geriye attlğı su, serpinti; kendisini yaratan olayın bitiminden sonra da devam eden durum.
backwater(i)., (f). bir set vasltaslyle geri çevrilen su; dümen suyu, gemi pervanesinin geriye attlğı su; durgun su; durgunluk , ilgisizlik; (f)., (den). siya etmek, tersine kürek çekmek.
backwoods(i)., (s)., (çoğ). meskun yerlerden uzak veya ağaçlardan yarı temizlenmiş yerler; (s). kaba, basit, incelikten uzak. backwoodsman (i). böyle bir mıntıkada yaşayan kimse; kaba ve basit adam.
backyard(i).evin arkasındaki bahçe in his own backyard kendi çevresinde
bacon(i). beykin, hayvanın yan ve sırt tarafından elde edilen tuzlanmış veya tütsülenmiş domuz eti, domuz pastırması. bring home the bacon istediğini elde etmek, bir şeyde muvaffak olmak
baconian(s)., (i). İngiliz âlim ve filozofu Francis Bacon'a veya doktrinlerine ait; (i). Bacon felsefesine bağlı olan kimse. Baconian theory Shakespeare'in eserlerini yazanın Bacon olduğunu ileri süren kuram
bacteria(i)., (çoğ). bakteriler. bacterial (s). bakteriye ait, ondan ibaret olan veya ondan ileri gelen bacterially (z). bakteriyle ilgili olarak
bactericide(i). bakterileri yok eden bir madde, bakterisid. bacterici'dal s bakterileri yok eden maddeye ait
bacteriology(i). bakteriyoloji, bakterileri tetkik ilmi, mikrop ilmi, bakteri bilgisi. bacteriolog'ical (s). bakteriyoloji ilmine ait. bacteriolog'ically (z). bakteriyolojiyle ilgili olarak. bacteriol'ogist (i). bakteriyoloji uzmanı, bakteriyolog
bacteriolysis(i). bakteriler vasıtasıyla meydana getirilen kimyasal ayrışma; bakteri hücrelerinin imhası
bacterioscopy(i). bakteri yoskopi, mikroskopla bakterileri inceleme
bacteroid(s). bakteri şeklinde, bakteri biçim, bakterimsi. bacteroi'dal (s). bakteriye ait.
bactria(i). Batı Asya'da Amu Derya nehri ile Hindukuş dağları arasında bulunan eski bir ülke. Bactrian (s). bu ülkeye ait. Bactrian camel iki hörgüçlü deve
baculine(s). değneğe veya değnekle cezalandırmaya ait
Toplam 79 sonuç listeleniyor