abundance(i). bolluk, çokluk, bereket; servet.
3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net
abundant(s). bol, bereketli, mebzul abundantly (z). bol bol.
abuse(i). kötüye kullanma, suiistimal; kötü muamele; zarar; fesat, suç; küfür, sövüp sayma; Irza tecavüz.
abuse(f). kötüye kullanmak; suiistimal etmek; zarar vermek, incitmek; sövüp saymak, küfür etmek; şerefini lekelemek; Irza tecavüz etmek.
abusive(s). ağzı bozuk, küfürbaz; yolsuz, bozuk; fesatçı abusively (z). yolsuz olarak.
abut(f). dayanmak, bitişik olmak.
abutment(i). köprünün karada olan ayağı, mesnet; (mim). kemer veya kubbenin ağırlığını destekleyen kısım.
Toplam 7 sonuç listeleniyor