Sözlük
Sponsor Bağlantılar
Çevir

EN 'ap' sonuçları
Çeviri ap
(kıs). April, Apostle.
 

3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net

 
Çeviri apace
(z). çabuk, süratle.
 
Çeviri apache
(i). ABD' nin güneybatısında bulunan Kızılderili kabile gruplarından biri; (k.h.). pariste gece soyguncusu,külhanbeyi, apaş.
 
Çeviri apart
(z)., (s). ayrı, bir tarafa, bir yana, bir tarafta; münferit olarak, birbirinden ayrı; bağımsız olarak, müstakil bir şekilde; parça parça; (s). ayrı, farklı. drift apart sürüklenmek ; uzaklaşmak; tedricen ayrı düşmek.,set apart ayırmak, bir tarafa koymak, tahsis etmek. take apart sökmek, parçalara ayırmak. tell apart birbirinden ayırmak. tefrik etmek.
 
Çeviri apartheid
(i). Güney Afrika'da ırk ayırımı.
 
Çeviri apartment
(i). apartman dairesi. apartment house apartman.
 
Çeviri apathetic
(s)., duygusuz, hissiz, Iâkayt, kayıtsız, ilgisiz; soğuk, cansız.
 
Çeviri apathy
(i). duygusuzluk, duyumsamazlık , hissizlik, kayıtsızlık; soğukluk, cansızlık.
 
Çeviri ape
(i)., (f)b kuyruksuz veya kısa kuyruklu maymun; maymun; mukallit kimse, taklitçi; (f). taklit etmek.
 
Çeviri apeak
(z)., (den) dikey olarak, amudi olarak, apiko.
 
Çeviri apeman
insana benzeyen primat.
 
Çeviri apercu
(i). bakış, nazar; özet, hulâsa, plan.
 
Çeviri aperient
(s)., (i)., (tıb). müshil, laksatif; (i). müshil tesiri yapan ilaç veya yiyecek.
 
Çeviri aperitif
(i). aperitif, yemekten evvel içilen iştah açıcı içki.
 
Çeviri aperture
(i). delik, gedik, menfez; fotoğraf makinesinde merceklere giren ışığı ayarlamak için genişletilip daraltılabilen delik; (geom). birbirini çapraz kesen iki doğrunun arası.
 
Çeviri apery
(i). taklitçilik.
 
Çeviri apetalous
(s). yapraksız (çiçek).
 
Çeviri apex
(i). doruk, zirve, tepe, uç; (geom). açının tepesi; (astr). apeks, güneş hareketinin hedef noktası.
 
Çeviri aphasia
(i)., (tıb). afazi, söz yitimi. auditory aphasia söz sağırlığı.
 
Çeviri aphelion
(i)., (astr). bir gezegen veya bir kuyruklu yıldız yörüngesinin güneşten en uzak olan ucu, afel, evc, yeröte.
 
Çeviri aphid
(i)., (zool). yaprak biti.
 
Çeviri aphonia
(i)., (tıb). afoni, ses kısılması.
 
Çeviri aphorism
(i). vecize, darbımesel. aphoristic (s). darbımesel kabilinden.
 
Çeviri aphoristic
(s). darbımesel kabilinden.
 
Çeviri aphotic
(s). Işıksız.
 
Çeviri aphrodisiac
(s)., (i). cinsel arzu uyandıran; (i). cinsel arzu uyandıran ilaç veya gıda maddesi.
 
Çeviri aphtha
(i)., (tıb). pamukçuk.
 
Çeviri aphthousfever
aft, aft humması.
 
Çeviri aphyllous
(s). yapraksız.
 
Çeviri apian
(s). arılarla ilgili.
 
Çeviri apiarist
(i). arı yetiştiren kimse.
 
Çeviri apiary
(i). arı kovanlarının bulunduğu yer, arı kovanı.
 
Çeviri apices
(bak). apex.
 
Çeviri apiculture
(i). arıcılık.
 
Çeviri apiece
(z). parça başına, her biri, her birine, tane olarak.
 
Çeviri apish
(s). maymun gibi, maymunumsu; aşırı taklitçi apishly (z). maymun gibi; taklit ederek. apishness (i). taklitçilik.
 
Çeviri aplanatic
(s). sapmasız (mercek).
 
Çeviri aplasia
(i)., (fıb). bir uzvun tam gelişmemesi.
 
Çeviri aplomb
(i). kendine aşırı güven, nefsine itimat.
 
Çeviri apnoea
(i). soluk almanın dinmesi.
 
Çeviri apocalypse
(i). vahiy; keşif; ifşa olunma. apoc'alyp'tic (s). vahye ait. apocalyptically (z). vahiy şeklinde, vahiy ifade ederek.
 
Çeviri apocopate
(f). kelime sonundan bir veya birkaç harfi kaldırmak. apocopate (s). son harfi veya sesi kaldırılmış (kelime). apocope (i). kelime sonundan bir veya birkaç harfi kaldırma.
 
Çeviri apocope
(i). kelime sonundan bir veya birkaç harfi kaldırma.
 
Çeviri apocrypha
(i). Eski Ahit'e bağlı olup İbranice metinleri bulunmadığı için herkesSe Kitabı Mukaddes'in metnine dahil edilmeyen ve bazı kiliselerce mukaddes kabul edilen bir takım kitaplar, apokrifa. apocryphal (s). apokrifaya ait; doğruluğu kabul edilmeyen; sahte, uydurma, sonradan uydurulmuş.
 
Çeviri apodal
(s).ayaksız hayvanlarla ilgili.
 
Çeviri apodictic
(s). sabit, belli, itiraz kaldırmaz, müsellem.
 
Çeviri apodosis
(i)., (gram). şart cümlesinin ikinci kısmı, ceza.
 
Çeviri apogee
(i)., (astr). bir gök cisminin (özellikle ayın) yörüngesinin yeryüzünden en uzak noktası, apoje; doruk, zirve.
 
Çeviri apogeotropism
(i)., (bot). bitkinin topraktan yükseğe büyüme eğilimi.
 
Çeviri apollo
(i). Apollo; çok yakışıklı genç adam.
 
Çeviri apollyon
(i). cehennemin en derin çukuru Gayya-nın bekçisi, zebani.
 
Çeviri apologetic
(i). özür dileme. apologetic (s). özür dileyen, af talep eden, itizar beyan eden; savunma şeklinde olan. apologetically (z). özür diler gibi; mazeret beyan ederek. apologetics (i) dini inançları savunan ilahiyat dalı.
 
Çeviri apologia
(i). kendini mazur göstermek için yazılan yazı, savunma, müdafaa.
 
Çeviri apologist
(i). yazılı veya sözlü olarak bir şahıs veya fikri savunan kimse, müdafi, apolojist.
 
Çeviri apologize
(f). özür dilemek, tarziye vermek, itizar etmek, mazeret beyan etmek; yazılı veya sözlü olarak savunmak.
 
Çeviri apologue
(i). ahlâki hikâye, içinden kıssadan hisse çıkarılan hikâye; alegori.
 
Çeviri apology
(i). özür, tarziye, itizar; mazeret; savunma, müdafaa; yetersiz bir örnek veya taklit.
 
Çeviri aponeurosis
(i)., (anat). vücudun bazı yerlerinde bulunan mukavim bir deri, akderi, akortü.
 
Çeviri apophasis
(i)., (kon). san bir konu hakkında konuşmayı inkâr ederek bahsetme.
 
Çeviri apophthegm
(bak). apothegm.
 
Çeviri apoplectic
(s). inme veya felce ait; felce meyilli. an apoplectic fit inme gelmesi, felç inmesi.
 
Çeviri apoplexy
(i). inme, nüzul, felç.
 
Çeviri aport
(z).,(den). sol tarafa, sol tarafta, iskeleye, iskelede.
 
Çeviri aposiopesis
(i)., (kon). (san). sözünü birdenbire yarıda bırakma.
 
Çeviri apostasy
(i). irtidat, din değiştirme; bir partiden başka bir partiye geçme; esas doktrinden cayma, prensip ve inançlarında değişiklik yapma.
 
Çeviri apostate
(i). (s). din değiştiren kimse; siyasi parti veya inancını değiştiren kimse; s din değiştiren, mürtet.
 
Çeviri apostatize
(f). irtidat etmek, dininden dönmek; fikir veya prensiplerinde değişiklik yapmak.
 
Çeviri aposteriori
(Lat). (man). aposteriori, sonsal .
 
Çeviri apostil
(i). (not)., haşiye, derkenar.
 
Çeviri apostle
(i). oniki havariden biri, apostol; herhangi bir ahlaki reform hareketinin öncüsü; Mormon kilisesi idare heyeti üyelerinden biri.
 
Çeviri apostleship
(i). havarilik.
 
Çeviri apostolate
(i). havarilik makamı ve görevi.
 
Çeviri apostolic
(s). oniki havariden birine ait; havarilerin özelliğini taşıyan; Papa'ya ait. apostolically (z). havarilere has bir şekilde.
 
Çeviri apostrophe
(i). tepeden virgül, kesme, apostrof; (kon). (san) nutuk esnasında appeal orada bulunmayan belirli bir şahsa hitaben söylenen sözler.
 
Çeviri apostrophize
(f). bir söylevde hazır bulunmayan bir şahsa hitap etmek.
 
Çeviri apothecary
(i). eczacı. apothecaries' measure eczacı ölçüsü. apothecaries' weight eczacı tartısı.
 
Çeviri apothegm
(i). vecize.
 
Çeviri apothem
(i). (geom). iç yarıçap, yanal yükseklik.
 
Çeviri apotheosis
(i). ilâhlaştırma, tanrılaştırma; bir şahsı veya prensibi aşırı derecede yükseltme; kutsal kabul edilen fikir veya ideal.
 
Çeviri apotropaic
(s). kötülüğe karşı koruyucu.
 
Çeviri appalachian mountains
Appalaş dağları
 
Çeviri appall
(ing). appal (f). dehşete düşürmek , korkutmak, yeise düşürmek. appalling (s). korkunç, müthiş. appallingly (z). dehşete düşürecek kadar.
 
Çeviri appanage
(i). kral tarafından hanedana mensup olanlara irat ve maaş olarak tahsis olunan arazi veya para; has, tımar; bir kimsede yaradılıştan mevcut olan kabiliyetler , fıtri istidat.
 
Çeviri apparatus
(i). takım, aletler, cihaz, makine, levazım, aygıt; politik bir örgütün bir kısmı. apparatus criticus (Lat). edebi çalışmalarda kullanılan kitaplar vb; bir eserin derkenarı.
 
Çeviri apparel
(i)., (f). esvap, elbise, kıyafet, kılık, kisve: (f). giydirmek, donatmak, teçhiz etmek.
 
Çeviri apparent
(s). kolay anlaşılır, idrak edilir; açık, vazıh; gözle görülebilir, meydanda olan, ortada olan; zahiri, görünüşte olan. heir apparent taht, unvan vb'nin vârisi. apparent time mahalli saat. apparently (z). görünüşte, galiba; güya. apparentness (i). açıklık, vazıh oluş; meydanda oluş.
 
Çeviri apparition
(i). hayalet, görüntü, tayf; gözle görülen şey, vaka, olay, hadise; acayip bir cismin görünmesi.
 
Çeviri appeal
(i). münacat, yalvarış, yakarış; cazibe, çekicilik; daha yüksek bir makama baş vurma; (huk). temyiz, davayı daha yüksek bir mahkemeye devretme.
 
Çeviri appeal
(f). rica etmek, istirham etmek, yalvarmak; yardım talebinde bulunmak; (huk). davayı daha yüksek bir mahkemeye devretmek ; müracaat etmek, istida etmek; hoşuna gitmek, hitap etmek; baş vurmak. appeal from the chair meclis başkanının kararına karşı gelerek meclise baş vurmak. appeal to the country (ing). halkın oyuna baş vurmak. ıt appeals to the eye.Göze güzel görünür. Göze hitap eder. Göz doldurur.
 
Çeviri appealing
(s). hoş görünen, hitap eden, cazip, çekici, albenisi olan.
 
Çeviri appear
(f). gözükmek, görünmek; belirmek ; meydana çıkmak, zuhur etmek; aşikâr olmak, belli olmak; bizzat veya vekil vasıtasıyla mahkeme huzuruna çıkmak, ispatı vücut etmek.
 
Çeviri appearance
(i). görünüş, gösteriş; dış görünüş, zevahir; meydana çıkma, zuhur etme; hadise, olay; (huk). davalı veya davacının mahkeme huzuruna çıkması. for the sake of appearances ele güne karşı, gösteriş olsun diye, zevahiri kurtarmak için. keep up appearances zevahiri kurtarmak, durumu idare etmek. nonappearance (i) ispatı vücut etmeyeş, hazır bulunmayış.
 
Çeviri appease
(f). teskin etmek, yatıştırmak; tatmin etmek; bastırmak, susturmak. appeasable (s). teskin olunabilir, yatıştırılabilir, bastırılabilir. appeasement (i). yatıştırma; (pol). harp tehdidinde karşı tarafa taviz verme.
 
Çeviri appellant
(i)., (huk). davayı daha yüksek bir mahkemeye temyiz eden kimse, davanın yeniden görülmesini talep eden taraf.
 
Çeviri appellate
(s)., (huk). davaların yeniden görülmesine ait.appellate court temyiz mahkemesi.
 
Çeviri appellation
(i). ad, isim, nam, lakap, unvan, mahlas; isimlendirme, ad verme.
 
Çeviri appellative
(i)., (s). cins isim; lakap, mahlâs, unvan; (s). cins isme ait; tanımlayıcı, tavsif edici.
 
Çeviri appellee
(i)., (huk). dava temyizinde davalı.
 
Çeviri append
(f). ilave etmek, eklemek; iliştirmek.
 
Çeviri appendage
(i). ilâve, katkı, ek, zeyil, mülhakat; (biyol). uzantı.
 
Çeviri appendant
(s)., (i). asılı, takılı, muallakta ; ait olan, müteallik, mülhak, bağlı, merbut; (i). eklenen veya ilave edilen kimse veya şey.
 
Çeviri appendectomy
(i). apandis ameliyatı.
 
Çeviri appendicitis
(i)b apandisit körbağırsağın iltihaplanması.
 
Çeviri appendix
(i). ilave, ek, zeyil, lahika; (tıb). apandis, körbağırsağın solucanımsı uzantısı.
 
Çeviri apperceive
(f). kavramak, idrak etmek.
 
Çeviri apperception
(i). idrak, kavrama, intikal kabiliyeti.
 
Çeviri appertain
(f). ait olmak, bağlı olmak, merbut olmak appertaining (s). ait olan, ilgili, alâkadar, mensup, bağlı, merbut.
 
Çeviri appetence
(i). iştiha, şiddetli arzu; tabii eğilim, temayül, istidat. appetens (s). after veya of ile arzulu, istekli, iştahlı.
 
Çeviri appetite
(i). iştah; istek, arzu, şehvet. Iose one's appetite iştahı kesilmek. ravenous appetite aç kurt iştahı, azgın istek. sharpen one's appetite whet one's appetite iştah açmak.
 
Çeviri appetizer
(i). iştah açan şey, çerez, meze, iştah açıcı içki, aperitif, açar.
 
Çeviri appetizing
(s). iştah verici, iştah açıcı.
 
Çeviri applaud
(f). alkışlamak; takdir etmek, beğenmek, tasvip etmek. applause (i). alkış.
 
Çeviri apple
(i). elma. apple blossom elma baharı. apple butter elma marmelâdı. apple green elma yaprağı renginde. applejack (i). elma rakısı. apple juice elma suyu. apple of discord (mit). kavga tanrıçası tarafından tanrılara atılan ve Paris tarafından Venüs e hediye edilen elma. apple of the eve gözbebeği, çok değer verilen bir şey. in apple-pie order çok düzenli. apple polisher A.B.D., argo dalkavak, slang yağcı. applesauce (i). elma püresi; (k) dili saçma, boş laf. Adam's apple (anat) Ademelması, gırtlak çıkıntısı. bitter apple hanzal, ithiyarı, (bot). Citrullus colocynthis. upset the apple cart pişmiş aşa soğuk su katmak, bir işi bozmak.
 
Çeviri appliance
(i). alet.
 
Çeviri applicable
(s). uygulanabilir , tatbik edilebilir; uygun, münasip. applicabil'ity (i). uygulanabilme, tatbik edilebilme.
 
Çeviri applicant
(i). başvuran kimse, müracaat eden kimse, talip kimse, aday, namzet.
 
Çeviri application
(i). uygulama, tatbik; ilâç, merhem; itina, özen, dikkat; istida, dilekçe , müracaat, başvurma, talep.
 
Çeviri applicator
(i). aplikator.
 
Çeviri applied
(s). tatbiki, uygulamalı; denenmiş.
 
Çeviri applique
(s)., (f). aplike, bir kumaşın üzerine diğer bir kumaştan tatbik edilmiş (motif v.b.) ; (f). aplike etmek.
 
Çeviri apply
(f). yaklaştırmak; uygulamak, tatbik etmek; atfetmek, vermek; tahsis etmek, hasretmek, (-e). ayırmak; mahsus olmak, ait olmak, taalluk etmek; müracaat etmek, başvurmak apply a match kibritle tutuşturmak. apply oneself to something kendini bir şeye vermek.
 
Çeviri appoggiatura
(i)., (it)., (müz). adi notanın yanına ilâve edilen ufak nota,.
 
Çeviri appoint
(f). atamak, tayin etmek, tahsis etmek, memur etmek; tesis etmek, vaz'etmek, koymak; kararlaştırmak, tayin etmek (zaman v.b.); donatmak, teçhiz etmek.
 
Çeviri appointee
(i). atanan kimse, tayin edilmiş kimse.
 
Çeviri appointive
(s). tayine bağlı, tayinle doldurulan.
 
Çeviri appointment
(i). atama, tayin; memuriyet, hizmet, görev, iş; randevu; emir; (çoğ).. donatım, teçhizat (gemi, otel v.b.)
 
Çeviri apportion
(f). eşit olarak bölmek, paylaştırmak, taksim etmek. apportionment (i). pay; paylaştırma, bölme, taksim, hisselere ayırma.
 
Çeviri apposable
(s). diğer parmakların uçlarına dokunabilen (baş parmak).
 
Çeviri appose
(f). yan yana koymak; yapıştırmak.
 
Çeviri apposite
(s). uygun, münasip, yerinde. appositely (z). uygun bir şekilde. appositeness (i). uygunluk, yerinde oluş.
 
Çeviri apposition
(i)., (gram). aynı şeyi açıklayan iki kelimenin yan yana konması; bir araya koyma, ekleme, ilave etme.
 
Çeviri appositive
(i). aynı şeyi açıklayan ve yan yana bulunan kelimelerin ikincisi.
 
Çeviri appraisal
(i). değer biçme, kıymet takdir etme, tahmin.
 
Çeviri appraise
(f). değer biçmek, kıymet takdir etmek, keşfini yapmak; tahmin etmek. appraisement (i). değer biçme, kıymet takdir etme; tahmin appraiser (i). muhammin.
 
Çeviri appreciable
(s). sezilebilir, tefrik edilebilir; değer biçilebilir, takdir edilebilir.
 
Çeviri appreciate
(f). paha biçmek, kıymet takdir etmek, değerlemek; kadrini bilmek, kıymet bilmek; fiyatı yükseltmek, değerlendirmek ; ayırt etmek, tefrik etmek; fiyatı yükselmek , kıymeti artmak, değerlenmek.
 
Çeviri appreciation
(i). takdir, değerlendirme , kıymet bilme; tenkit, özellikle lehte tenkit; (tic). kıymet artışı .
 
Çeviri appreciative
(s). kıymet bilen, takdir ettiğini gösteren, takdirkar.
 
Çeviri apprehend
(f). vesayet altına almak ; tutuklamak, tevkif etmek; anlamak, idrak etmek, kavramak; korkmak, endişe etmek.
 
Çeviri apprehensible
(s). anlaşılabilir, idrak olunabilir, fark olunabilir.
 
Çeviri apprehension
(i). korku, endişe, kuruntu, vesvese; (psik). ilk sezi; anlayış, kavrayış, idrak; zan, tahayyül; akıl, zihin; tevkif, tutuklama.
 
Çeviri apprehensive
(s). endişeli, vesveseli ; anlayışlı, müdrik; hassas, duygulu. apprehensively (z). vesveseli olarak. apprehensiveness (i). endişe, vesvese.
 
Çeviri apprentice
(i)., (f) çırak; (den). miço; (f). usta yanına çırak olarak vermek, usta yanına koymak. apprenticqship (i). çıraklık.
 
Çeviri appriseapprize
(f). haber vermek, bilgi vermek; paha biçmek, kıymet takdir etmek. apprizer (i). muhammin. apprizement (i). paha biçme; haber verme.
 
Çeviri approach
(f)., (i). yaklaştırmak, yakına getirmek, yaklaşmak, yanaşmak, yakına gelmek ; baş vurmak, müracaat etmek; başlamak, işe koyulmak; (i). yaklaşma, yanaşma; methal; başlangıç; spor golf topunu yeşil meydana sokan vuruş. approachable (s). müracaat edilebilir, yanına varılabilir, yaklaşılabilir, cana yakın.
 
Çeviri approbate
(f). resmen tasvip etmek, onaylamak.
 
Çeviri approbation
(i). beğenme, tensip , tasdik.
 
Çeviri appropriable
(s). istimlâk edilebilir , mal edilmesi mümkün veya caiz olan.
 
Çeviri appropriate
(f). almak, kendine mal etmek; tahsis etmek, ayırmak.
 
Çeviri appropriate
(s). münasip, uygun, yerinde; mahsus, has. appropriately (z). uygun bir şekilde. appropriateness (i) uygunluk , yerinde oluş.
 
Çeviri appropriation
(i). tahsisat; ayırma, tahsis etme; mal etme.
 
Çeviri approval
(i). uygun bulma, onama, onaylama, tasvip, razı olma, resmi izin. on approval muhayyer olarak, beğenilmediği takdirde geri verilmek şartıyla.
 
Çeviri approve
(f). uygun bulmak, tasvip etmek, onaylamak, tasdik etmek, beğenmek, münasip görmek, tensip etmek; denemek, yoklamak. approvingly (z). beğenerek, tasvip ve tasdik ederek.
 
Çeviri approx
(kıs). approximate, -Iy.
 
Çeviri approximate
(s). yaklaşık olarak, takribi, tahmini, yakın. approximately (z). yaklaşık olarak, tahminen, takriben.
 
Çeviri approximate
(f). yaklaşmak, yaklaştırmak, yakın olmak, yakına gelmek, yakına getirmek. approxima'tion (i). tahmin; yaklaşma, yakın olma.
 
Çeviri appurtenance
(i). bağlı olan şey veya kimse; ilâve, ek, müştemilat.
 
Çeviri appurtenant
(s). bağlı, merbut, tabi, ait.
 
Çeviri apr
(kıs). April.
 
Çeviri apraxia
(i)., (tıb). apraksi, işlev yitimi.
 
Çeviri apricate
(f). güneşte ısınmak.
 
Çeviri apricot
(i). kayısı, zerdali, (bot). Prunus armeniaca.
 
Çeviri april
(i). Nisan. April fool Nisan birde aldatılan kimse.
 
Çeviri apriori
(Lat). apriori, önsel.
 
Çeviri apron
(i). önlük, göğüslük, önlük gibi kullanılan şey, peştamal; tiyatro sahnesinin ön kısmı; (hav). hangarın önündeki beton saha; makinelerin üzerindeki koruyucu metal kapaklar; kayışlı taşıyıcı; buzul eteği; örtü. tied to her apron strings aşırı derecede annesine veya karısına bağlı. aproned (s). önlüklü.
 
Çeviri apropos
(s)., (z). of veya to ile vaktinde olan, yerinde olan, uygun, münasip; (z). bu münasebetle, sırası gelmişken (söz veya fikir).
 
Çeviri apse
(i), (mim). bir binada ve bilhassa bir kilisede ekseriyetle yarım daire şeklindeki çıkıntılı kısım.
 
Çeviri apsis
(i)., (astr). gezegenin yerçekimi merkezine en uzak ve en yakın noktaları; elipsin tepeleri; (mim)., (bak). apse.
 
Çeviri apt
(s)....eğiliminde olan, muhtemel, mümkün; çabuk kavrayan, zeki, anlayışlı; uygun, yerinde, münasip. apt to believe inanmak eğiliminde. aptly (z). uygun bir şekilde yerinde. aptness (i). uygun oluş; çabuk kavrayış, yatkınlık.
 
Çeviri apt
(s) eğiliminde olan, muhtemel, mümkün ; çabuk kavrayan, zeki, anlayışlı; uygun, yerinde, münasip. apt to believe inanmak eğiliminde. aptly (z). uygun bir şekilde, yerinde., aptness (i). uygun oluş, münasip oluş; çabuk kavrayış, yatkınlık.
 
Çeviri aptera
(i)., (çoğ). kanatsız böcekler, (zool). Apterygota. apteral, apterous (s). kanatsız.
 
Çeviri apteryx
(i)., (zool). apteriks.
 
Çeviri aptitude
(i). istidat, yetenek, kabiliyet , meyil, anıklık.
 
Toplam 173 sonuç listeleniyor
Copyright © Dogrusozluk.comSponsor: ip adresim nedir cevaplar için doğru adres ipsorgu.com