Sözlük
Sponsor Bağlantılar
Çevir

EN 'ou' sonuçları
Çeviri ouaht
f. meli malı (Gereklik ve zorunluk belirtir.). I ought to go. Gitmeliyim. It ought not to be allowed. Buna izin verilmemeli. You ought to know better. Bu hareketin fena olduğunu bilmeniz gerekir. I ought to have gone. Gitmeliydim.
 

3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net

 
Çeviri oubliette
i. tepesi kapaklı yeraltı zindanı.
 
Çeviri ouch
ünlem Ah ! Of ! Aman !
 
Çeviri ought
i. sıfır, hiç, bak. aught.
 
Çeviri ouija
i. ispritizma seanslarına mahsus üstünde alfabe harfleri veya işaretler bulunan iki tahtadan ibaret tertibat.
 
Çeviri ounce
i. 28,3 gram, çarsı libresinin on altıda biri; kuyumcu libresinin on ikide biri, 31 gram; kıs. oz.
 
Çeviri ounce
i. tekir, zool. Leopardus uncia.
 
Çeviri our
zam., s. bizim.
 
Çeviri ours
zam. bizimki. a friend of ours dostlarımızdan biri, bir dostumuz.
 
Çeviri ourselves
zam., çoğ. kendimiz, bizler. We ourselves will help. Biz kendimiz yardım edeceğiz. We will help our selves. Biz kendimize yardım edeceğiz.
 
Çeviri ousel
, ouzel i. karatavuk, zool. Turdus merula; bir çeşit ardıçkuşu, zool. Turdus pilaris.
 
Çeviri oust
f. çıkarmak, defetmek, dışarı atmak, kovmak. ous'ter i., huk. zorla mülkünü alma, dışarı atma.
 
Çeviri out
önek fazlasıyle, (öbüründen) daha iyi, daha çok: outstay, outbid outdrink.
 
Çeviri out
z., edat, i., ünlem, s., f. dışarı dışarıda; dışarıya; dışında; arasından; meydana, ortaya; sız (kalmış); bütün bütün, tamamen: sonuna kadar; yüksek sesle; edat dışarıya, dışarıda; i. işinden çıkarılmış yenik parti üyesi; bahane, çözüm yolu; beysbol vurucunun sırasının bitmesi; muhalif kimse; matb. mürettip tarafından atlanmış kelime; ünlem Dışarı! Defol!; s. dışarıdaki, dış; top oyun larında vurucu olmayan; anormal; kullanılmaz; zararda olan; yanılmış; f., eski kovmak. kapı dışarı etmek; argo vurup düşürmek, nakavt etmek; meydana çıkmak, aşikâr olmak. out and away pek çok, fersah fersah. out and out bütün bütün, tamamen, her yönüyle. out of breath nefesi kesilmiş, soluk soluğa. out of commission bozuk. out of countenance utanmış. out of danger tehlikeyi atlatmış. out for a good time eğlence peşinde. out of order bozuk; düzensiz veya sırasız. out of patience sabrı tükenmiş. out of pocket sarfedilmiş, cepten çıkmış. out of print mevcudu bitmiş (kitap). out of reach el erişmez, uzak. out of season mevsimsiz, vakitsiz. out of sorts rahatsız, keyifsiz; dargın. out of spirits canı sıkkın, neşesiz. out of things uzaklaşmış, uzaklaştırılmış. out of time müz. vuruşa uygun olmayan. Out with it! Haydi söyle! Anlat! cry out yüksek sesle bağırmak, haykırmak. die out sönmek: nesli tükenmek. pass out dağıtmak; bayılmak; toplantıdan sıra ile çıkmak (öğrenciler). pour out boşaltmak. time out of mind öteden beri, eskiden beri. tired out çok yorgun, bitkin. at outs (with) dargın. far out, way out argo şahane, harika. He is out to lunch. Yemek için dışarı çıktı. Latin has gone out as a spoken language. Latince konuşma dili olmaktan çıktı. The fire is out. Yangın söndü. The stars are out. Yıldızlar görün- mekte.
 
Çeviri outasight
s., argo şahane.
 
Çeviri outbalance
f. daha ağır gelmek (tartı): geçmek, daha üstün gelmek.
 
Çeviri outbid
f. (-bade, -bidden, -bidding) açık artırmada fiyatı artırmak, fazla fiyat vermek.
 
Çeviri outboard
s., den. takma motorlu, dıştan motorlu. outboard motor takma motor.
 
Çeviri outbound
s. şehirden veya limandan dışarı giden (tren veya gemi).
 
Çeviri outbreak
i. feveran, patlama, patlak verme, isyan; baş gösterme, çıkma.
 
Çeviri outbuilding
i. ek bina.
 
Çeviri outburst
i. birdenbire patlayış, patlak verme; feveran.
 
Çeviri outcast
i., s. toplumdan atılmış kimse; serseri kimse; s. mahrum bırakılmış.
 
Çeviri outcaste
i. Hindistanda kast dışı olan kimse, parya.
 
Çeviri outclass
f. üstün olmak, üstün gelmek.
 
Çeviri outcome
i. sonuç.
 
Çeviri outcrop
i. bir arz tabakasının yeryüzüne çıkması; bu suretle çıkıp görünen kaya.
 
Çeviri outcry
i. haykırış, çığlık, bağırış.
 
Çeviri outcry
f. başkasından daha çok bağırmak, bağırarak başkasının sesini bastırmak.
 
Çeviri outdate
f. geçersiz kılmak.
 
Çeviri outdistance
f. geçmek.
 
Çeviri outdo
f. üstün gelmek, geçmek.
 
Çeviri outdoor
s. dışarıda yapılan.
 
Çeviri outdoors
z. i. dışarıya; dışarıda, açık havada; i. açık hava.
 
Çeviri outer
s., i. dıştaki; dışarıdaki; i. hedef merkezi çevresindeki dairenin dış kısmı.outer space yıldızlar ve gezegenler arasındaki boşlukç outermost s. en dıştaki.
 
Çeviri outface
f. birinin yüzüne yıldırıncaya kadar bakmak; karşı durmak, meydan okumak.
 
Çeviri outfield
i., beysbol, kriket iç sahanın dış tarafı veya orada oynayan oyuncular. outfielder i. dış saha oyuncusu.
 
Çeviri outfit
i., f. (-ted, -ting) takım donatısı; gereçler; A.B.D., k.dili askeri birlik; bir zaman için ihtiyacı karşılayan giyecekler; f. donatmak, gereçlerini sağlamak.
 
Çeviri outfitter
i. teçhizatçı; giyim eşyası satan kimse.
 
Çeviri outflank
f. yandan geçip arkasına varmak.
 
Çeviri outfox
f., A.B.D., k.dili daha atik davranıp galip gelmek, kurnazlık etmek.
 
Çeviri outgo
i. masraf, sarfedilen para.
 
Çeviri outgo
f. (-went, -gone) geçmek.
 
Çeviri outgoing
s., i. sempatik dost tavırlı; giden, çıkan; i. gidiş, çıkış.
 
Çeviri outgrow
f. (-grew, -grown) büyüdükçe giysileri küçük gelmek; zamanla bırakmak veya vaz gecmek.
 
Çeviri outgrowth
i. bir başka şeyden gelişerek büyüyen şey; fazlalık; doğal bir sonuç veya gelişme.
 
Çeviri outguess
f. önceden tahmin edip galip gelmek.
 
Çeviri outhouse
i. ayrı kulübede apteshane; çiftlikte asıl binadan ayrı ufak bina; çoğ. müştemilat.
 
Çeviri outing
i. gezinti. outing flannel fanila, fanilaya benzer pamuklu kumaş.
 
Çeviri outlandish
s. tuhaf, acayip; k.dili saçma, uzak.
 
Çeviri outlast
f. -dan çok dayanmak.
 
Çeviri outlaw
i., f. kanuna karşı gelen kimse; kanuni haklardan yoksun bırakılmış kimse, sürgün; f. yasaklamak; kanun dışı ilan etmek; kanuni haklardan yoksun bı- rakmak.
 
Çeviri outlawry
i. kanuna karşı gelme; kanun dışı kılma.
 
Çeviri outlay
i. masraf, giderler; harcama.
 
Çeviri outlet
i. dışarı çıkacak yer, kapı; yol, ağız, delik; elek fiş.
 
Çeviri outline
i., f. resim veya haritanın ana hatları; taslak; f. taslağını çizmek.
 
Çeviri outlive
f. birinden fazla yaşamak.
 
Çeviri outlook
i. görünüş, genel görünüş, manzara; seyredilen yer.
 
Çeviri outlying
s. uzakta bulunan, sınır dışındaki.
 
Çeviri outmoded
s. demode, modası geçmiş.
 
Çeviri outmost
s. en dışarıdaki.
 
Çeviri outnumber
f. sayıca fazla gelmek.
 
Çeviri outofdoors
z., i. dışarıda; i. dışarıda olan şey.
 
Çeviri outoftheway
s. uzak, zor ulaşılan, sapa; acayip.
 
Çeviri outpatient
i. ayakta tedavi edilen hasta.
 
Çeviri outpost
i. ileri karakol mevkii.
 
Çeviri outpour
i. dökülme, taşma, akma.
 
Çeviri output
i. randıman, verim; elektrik enerjisi.
 
Çeviri outrage
i. zulüm; rezalet; namusa tecavüz; hakaret.
 
Çeviri outrage
f. fena surette bozmak, kötü davranmak; sövüp saymak; tecavüzde bulunmak.
 
Çeviri outrageous
s. çok çirkin, pek fena; edebe aykırı; pek insafsız. outrageously z. fazlasıyle; taşkınca; rezilce. out rageousness i. rezalet.
 
Çeviri outre
s., Fr. mübalağalı, abartmalı; acayip, garip.
 
Çeviri outreach
i. uzama.
 
Çeviri outrider
i. bir arabanın yanı sıra giden atlı uşak.
 
Çeviri outrigger
i., den. avara demiri; patrisa mataforası; uskundra; dirsekli futa veya bunun ıskarmozu.
 
Çeviri outright
z., s. sınırsız olarak, birden, yekten; bütün bütün, tamamen; dosdoğru; doğrudan dogruya; s. sınırsız; tam, bütün; devam eden; karşılıksız; düpedüz.
 
Çeviri outrunner
i. bir arabanın önünde veya yanında koşan uşak.
 
Çeviri outset
i. başlangıç.
 
Çeviri outshine
f. başkasını gölgede bırakmak, daha fazla parlamak.
 
Çeviri outshoot
f., i. vuruşta geçmek; dışarı uzamak; i. dışarı çıkan şey.
 
Çeviri outside
i., s., z., edat dış taraf; dış görünüş; s. dış; azami, en fazla;z. dışarıda,dışarıya; edat dışında. at the outside k.dili azami, olsa olsa. outside of A.B.D., k.dili -dan başka.
 
Çeviri outsider
i. bir grubun dışında olan kimse.
 
Çeviri outsize
i., s. çok büyük boy; s. büyük boyda olan.
 
Çeviri outskirts
i. varoş, civar, dış mahalleler.
 
Çeviri outsmart
f., A.B.D., k.dili daha akıllı olup galip gelmek.
 
Çeviri outspoken
s. sözünü sakınmaz, doğru sözlü, samimi.
 
Çeviri outstanding
s. önemli, göze çarpan; kalmış (borç).
 
Çeviri outstretching
s. yayılmış, serilmiş, uzanmış.
 
Çeviri outstrip
f. (-ped, -ping) yarışta geçmek; herhangi bir şeyde üstün çıkmak.
 
Çeviri outward
s., z., i. dış, harici; z. dışarıya doğru; görünüşte; i. dış, dış kısım; dıştaki alem; dış görünüş.
 
Çeviri outwardly
z. dıştan; dışa doğru; dıştan görünüşe göre, görünüşte.
 
Çeviri outwards
z. dışarıya doğru.
 
Çeviri outwear
f. daha fazla dayanmak; yıpranmak; tüketmek.
 
Çeviri outweigh
f. daha ağır gelmek.
 
Çeviri outwit
f. daha akıllı olup galip gelmek.
 
Çeviri outworn
s. fazla eskimiş.
 
Çeviri ouzel
bak. ousel.
 
Toplam 97 sonuç listeleniyor
Copyright © Dogrusozluk.comSponsor: ip adresim nedir cevaplar için doğru adres ipsorgu.com