tootf., i. boru çalmak, boru gibi ses çıkarmak; i. boru sesi; düdük sesi; (argo) içki alemi.
3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net
toothi. (çoğ. teeth) f. diş; diş gibi çıkıntı, diş şeklinde şey; diş gibi kesen şey; belirli bir yemeğe olan aşırı düşkünlük; çoğ. keskin ve içine işleyen şey; f diş diş etmek, kenarına diş yapmak. armed to the teeth baştan tırnağa kadar silâhlı. a bone in his teeth gemi giderken önünde meydana gelen su fışkırması. by the skin of one's teeth ancak, güçbelâ. cast it in his teeth yüzüne vurmak, yüzüne karşı söylemek. cut a tooth diş çıkarmak. fight tooth and nail çok şiddetli dövüşmek. get one's teeth into kendini vermek (işine). in the teeth of karşı karşıya. show one's teeth tehdit etmek. It set my teeth on edge Dişlerimi kamaştırdı. They put teeth in that law. Koydukları madde ile kuralın etkisini artırdılar. toothed s. dişli tooth'y s. dişlek.
toothbrushi. diş fırçası. tooth brush tree misvak agacı, bot. Salvadora persıca.
toothsomes. lezzetli, tadı güzel, iştah açıcı; hoş. toothsomely z. lezzetle; hoşça. toothsomeness i. lezzetlilik; hoşluk.
toothworti. dişotugillerden herhangi bitki, bot. Dentaria; gizli otu, bot. Lathraea.
tootlef. nefesli sazlarda yavaş ve devamlı ses çıkarmak.
tootsi., A.B.D., (argo) kız; gen. ünlemle kullanılır: Hi, toots! N'aber kız?
Toplam 12 sonuç listeleniyor