rap(i.), (f.) (ped, ping) darbe, vuruş; çalma, çalış; argo suçluluk; (f.) vurmak, çalmak, çarpmak beat the rap argo cezadan kurtulmak; beraet etmek. take the rap argo suçu üstüne almak.
3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net
rap(i.) yarım penilik eski İrlanda parası; bir nebze. I don't give a rap. Hiç de umurumda değil.
rapacious(s.) yırtıcı; haris, açgözlü, doymak bilmez; zorba. rapaciously (z.) zorbalıkla; açgözlülükle. rapacity, rapaciousness (i.) açgözlülük, zorbalık.
rape(f.), (i.) tecavüz etmek (kadına); yağma etmek; eski zorla alıp götürmek; (i.) zorla ırza tecavüz; eski zorla alıp götürme.
rape(i.) kolza, (bot.) Brassica napus. rape cake kolza küspesi. rape oil kolza yağı.
rape(i.) üzüm posası.
rapeseed(i.) kolza tohumu; kolza, (bot.) Brassica napus.
rapid(s.), (i.) pek çabuk, hızlı, tez, süratli; çabuk yapılmış; (i.), (gen.) (çoğ.) ivinti yeri.
rapier(i.) dar ve uzun kılıç, (meç.) rapier thrust meçle vuruş; iğneli söz.
rapine(i.) yağmacılık, soygunculuk, çapulculuk.
rapist(i.) (kadına) tecavüz eden adam.
rapparee(i.) 17. yüzyılda İrlandalı gerillacı; (nad.) haydut, korsan.
rappee(i.) kuvvetli bir çeşit enfiye, burunotu.
rappel(f.), (i.) dağcılıkta doruktan ip sallandırarak inmek; (i.) iple iniş.
rapper(i.) çalan veya vuran kimse veya şey; kapı tokmağı.
rapport(i.) dostça münasebet, dostça ilişki, ahenk, uyum en rapport (an rapor) (Fr.) birbiriyle anlaşmış, uyum halinde.
rapscallion(i.) haylaz kimse, çapkın kimse, serseri kimse.
rapt(s.) kendinden geçmiş, vecit halinde; çok dalmış, kendini vermiş.
rapture(i.) kendinden geçme, vecit hali, vecde dalma; aşırı sevinç. rapturous (s.) vecit halinde, kendinden geçmiş. rapturously (z.) kendinden geçerek.
Toplam 23 sonuç listeleniyor