hail(f.), (i.) selâmlamak; çağırmak; seslenmek; (i.) selâmlama, seslenme. hail fellow well met samimi dost, yakın arkadaş; herkesle çabuk ahbap olan kimse, sıcakkanlı kimse, samimiyetten hoşlanan kimse. hail from den, ,,, Iimanından kalkmak. Where do you hail from? Nerelisin? Nereden geldin? within hail ses duyulacak mesafede, yakın.
hail(i.), (f.) dolu; dolu gibi yağan şey; (f.) dolu halinde yağmak veya yağdırmak; hızlı ve şiddetli gelmek (söz, yumruk). hailstone (i.) dolu tanesi. hailstorm (i.) dolu fırtınası.