booti. çizme, potin; ing. bot; ayak ve bacağı sıkıştıran çizme benzeri işkence aleti; ing. arabanın bagajı; koruyucu tabaka; A.B.D. acemi deniz eri; tekme; (argo) azletme, işten çıkartma. get the boot azlolunmak, colloq. kapı dışarı edilmek. boottree çizme kalıbı. Bet your boots Emin olun. grow too big for one's boots mağrur olmak, yumurtadan çıkıp kabuğunu beğenmemek. lick the boot of çanak yalamak, dalkavukluk etmek. The boot is on the other foot Durum değişti Eski çamlar bardak oldu. wipe one's boots on hakaret eder şekilde muamele etmek; tepeleyip geçmek.
3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net
bootf. çizme giydirmek; çizme şeklindeki aletle işkence yapmak; (argo) tekmelemek, tekme ile uzaklaştırmak; futbolda tekme atmak; (argo) işten çıkarmak, kovmak.
bootf., i., (eski) veya (şiir) fayda etmek; yararlı olmak, işe yaramak; i., (eski) fayda; çare. What boots it? Faydası ne? Neye yarar?. to boot ilaveten, fazla olarak.
booteei. örgü bebek patiği; kadın botu.
boothi. kulübe, çadır, çardak, barınak; satış pavyonuç
bootlegi., s., A.B.D. kaçak içki; s. kaçak olarak imal, ithal veya nakledilmiş; kaçak, kanun dışı; kaçakçılıkla ilgili.
bootlegf. içki kaçakçılığı yapmak; kaçakçılık etmek; satmak üzere üzerinde kaçak eşya bulundurmak.
bootlesss. faydasız, boş, gereksiz. bootlessly z. boş yere, neticesiz olarak. bootlessness i. neticesizlik.
bootsi., ing. otelde boyacılık ve ayak işlerinde çalışan hizmetli.
bootyi. ganimet, yağma, çapul; kazanç.
Toplam 14 sonuç listeleniyor