Sözlük
Sponsor Bağlantılar
Çevir

EN 'ac' sonuçları
Çeviri ac
(kıs). account.
 

3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net

 
Çeviri acacia
(i) akasya; aksalkım ağacı.
 
Çeviri academic
(s). eğitimle ilgili; ilmi; soyut, mücerret, pratiğe dayanmayan.
 
Çeviri academician
(i). akademisyen, terbiyeci.
 
Çeviri academy
(i). akademi, yüksek okul: ilim adamları cemiyeti.
 
Çeviri acanthus
(i). kenger otu, ayı yoncası,(bot), Acanthus;(mim). sütun başlıklarında kullanılan akantos yaprağı.
 
Çeviri acappella
(müz). çalgı eşliği olmadan söylenen (şarkı v.b.).
 
Çeviri acarid
(i). kene, sakırga.
 
Çeviri accede
(f). iktidara gelmek, iş başına geçmek; razı olmak, muvafakat etmek accede to the throne cülus etmek, tahta çıkmak accede to one's wishes birinin isteklerine razı olmak.
 
Çeviri accelerando
(z).,(it) , (müz). tedricen artan hız ile, accelerando.
 
Çeviri accelerate
(f). hızlandırmak, süratlendirmek , tacil etmek, hızlanmak, sürat kazanmak accelera'tion (i). hızlandırma, tacil etme, süratin artması accelerator (i)., oto gaz pedalı; (fiz). siklotron veya benzeri.
 
Çeviri accent
(i). aksan, telâffuzda bir heceye verilen kuvvet ; aksan i,sareti, vurgu; şive; hisleri belirtmek için cümlede belirli kelime veya hecelerin vurgulandırılması.
 
Çeviri accent
(f). aksan vermek, telâffuzda bir heceyi vurgulu olarak okumak ; önemle belirtmek.
 
Çeviri accentuate
(f). üzerine basarak okumak; önemle belirtmek accentua'tion (i). aksan koyma, vurgulama.
 
Çeviri accept
(f). kabul etmek, almak; icabet etmek; onaylamak, tasdik etmek, razı olmak; anlamak, mana vermek.
 
Çeviri acceptable
(s). kabul olunabilir, makbul be acceptable makbule geçmek.
 
Çeviri acceptance
(i). kabul; kabul edilme ; tasdik ve imza olunmuş tahvil, poliçe v,b non-acceptance (i), (huk). ademi kabul, ret.
 
Çeviri acceptation
(i). kabul; anlam, mana.
 
Çeviri access
(i). giriş, yol, methal, geçit; artma, Çoğalma; (tıb). nöbet have access yanına girebilmek, huzura kabul edilmek.
 
Çeviri accessible
(s). yanına girilebilir, içine girilebilir; kolay bulunur; kandırılabilir; alınır, bulunur accessibil'ity (i). yanına gitme imkânı, içine girilebilme imkanı, kolay bulunma imkânı.
 
Çeviri accession
(i). vasıl olma, ulaşma, varış; artma, Çoğalma; cülus, tahta çıkma; (müzeye, kütüphaneye) yeni gelen şey.
 
Çeviri accessory
(s). (i). yardımcı olan, muavenet eden; suç ortaklığı eden;(i). aksesuar, yardımcı şey; suç ortağı.
 
Çeviri accidence
(i). sarf usul ve prensipleri ; tasrif, çekim.
 
Çeviri accident
(i). kaza, arıza; (gram). sarf bölüğü; (fels). ilinek, âraz, accident insurance kaza sigortası acciden'tal (s)., (i). kaza eseri olan, arızi; rastlantı eseri olan, tesadüfi; esaslı olmayan;(i)., (müz). armür dö kle'den sonra tesadüfi olarak gelen bemol veya diyez. acciden' tally (z). kazaen,istemiyerek, rasgele, kazara.
 
Çeviri acclaim
(f). alkışlamak; bağırarak ilân etmek; bağırmak.
 
Çeviri acclamation
(i). alkışlama, alkış, bravo'' deme; açık oylamada lehte oy verme by acclamation oy birliği ile.
 
Çeviri acclimate,acclimatize
(f). bir yerin iklimine alıştırmak acclimatiza'tion (i). bir yerin havasına alışma veya alıştırma.
 
Çeviri acclivity
(i). yokuş, bayır.
 
Çeviri accolade
(i). şövalyelik rütbesi verilirken kucaklama, öpme veya kılıç yüzü ile omuza hafifçe vurma töreni; mükâfat; övme; (müz). rabıta.
 
Çeviri accommodate
(f). birbirine uygun hale getirmek; telif etmek, uzlaştırmak; bir başkasının işini görmek; sağlamak, temin etmek; yerleştirmek, yer tedarik etmek accommodate oneself uymak, intibak etmek accommodate oneself to circumstances ayağını yorganına göre uzatmak, şartlara uymak.accommodating (s).iltifatçı, lütufkar.
 
Çeviri accommodation
(i). uyma, intibak; birinin işini görmeye razı olma, Iütufkarlık; düzen; yerleşme; telif etme, uzlaştırma ; ödünç, istikraz. accommodations (i). yatacak yer, konfor, rahatı sağlayan şartlar accommodation train (ABD). birçok istasyonda duran yolcu treni.
 
Çeviri accompaniment
(i). eşlik eden şey, refakat eden şey; (müz). akompaniman.
 
Çeviri accompanist
(i)., (müz). piyanoda eşlik eden kimse, akompanist.
 
Çeviri accompany
(f). bir kimseye arkadaş olmak, yanında bulunmak, beraberinde gitmek veya gelmek, refakat etmek, rehberlik etmek; (müz). eşlik etmek; maiyetinde bulunmak ; ilâve etmek, eklemek.
 
Çeviri accomplice
(i). suç ortağı.
 
Çeviri accomplish
(f). başarmak, becermek , üstesinden gelmek; tamamlamak, ikmal etmek accomplished (s). ikmal edilmiş ; hünerli; nezaketli.
 
Çeviri accomplishment
(i). başarı, muvaffakiyet; icra, tamamlama.
 
Çeviri accord
(f). uzlaştırmak, telif etmek, uyum sağlamak, ahenk vermek; teslim etmek; uymak, mutabık olmak, ahenkli olmak accord with ahenkli olmak, uygun olmak.
 
Çeviri accord
(i). anlaşma, uzlaşma, itilâf, birleşme, ittifak, ittihat; uyum, ahenk; uygunluk ; istek; (huk). mahkeme haricinde uzlaşma, sulh with one accord hep birlikte of one's own accord kendiliğinden, kendi rızası ile.
 
Çeviri accordance
(i). uyum, ahenk, uzlaşma in accordance with (-e) göre, (-e) uygun olarak.
 
Çeviri according
(z). uygun olarak, binaen, göre according as göre, tıpkı, aynen according to göre, nazaran accordingly (z). binaen, binaenaleyh.
 
Çeviri accordion
(i). akordeon.
 
Çeviri accost
(f), yaklaşıp hitap etmek.
 
Çeviri accouchement
(i), Loğusalık; doğum.
 
Çeviri account
(f). hesap vermek, sebebini belirtmek; cevap vermek; saymak, itibar etmek account for hesap vermek, sebebini izah etmek.
 
Çeviri account
(i). hesap; pusula; tarif, beyan; rivayet, hikâye, izahat; önem, ehemmiyet, kıymet, değer; sebep, cihet. account book hesap defteri. accounts payable (tic). tediye olunacak hesaplar accounts receivable (tic). tahsil olunacak hesaplar account rendered (tic). borçlunun inceleyip ödemesi için ibraz edilen hesap. by all accounts herkesin dediğine göre. call to account cevap istemek, sorguya çekmek. cash account cari hesap. give an account of anlatmak, cevabını vermek, hesabını vermek. give an account of oneself nerede olduğunu ve ne yaptığını söylemek,hesap vermek. joint account müşterek hesap. make no account of saymamak, itibar etmemek. on account of için, hasebiyle, (-den) dolayı. on no account asla, katiyen, hiçbir suretle. pay an account hesabı kapatmak. profit and loss account kar ve zarar hesabı. running account açık hesap. settle an account hesabını görmek,hesaplaşmak.take into account göz önünde tutmak, düşünmek, hesaba katmak.turn to account kullanmak, zayi ekmemek.outstanding account tesviye edilmemiş hesap.
 
Çeviri accountable
(s). sorumlu, mesul; tarif edilebilir, anlatılabilir accountabil ity (i). sorumluluk, mesuliyet.
 
Çeviri accountant
(i). muhasebeci, sayman accountancy (i). muhasebecilik accounting (i). muhasebe.
 
Çeviri accouter
(f). askeri giyecek vermek.
 
Çeviri accouterments
(i). (çoğ).asgari giyecekler ve teçhizat.
 
Çeviri accra
(i). Akra.
 
Çeviri accredit
(f). inanmak, güvenmek, itimat etmek, itibar etmek; itimatname vererek memur etmek accredita'tion (i),(ABD). (bir okul, yüksek okul veya üniversiteye teftişten sonra verilen) muadelet belgesi.
 
Çeviri accrescent
(s). büyüyen, çoğalan.
 
Çeviri accrete
(f), (s). birleşmek, yapışmak; eklenip büyümek; eklemek; (s). ekli; birleşmiş.
 
Çeviri accretion
(i). ilave, ek; gelişme, uzvi büyüme; katılma; yapışma; ilhak.
 
Çeviri accrual
(i). büyüme, artış; artış miktarı.
 
Çeviri accrue
(f). ziyadeleşmek, çoğalmak; hasıl olmak, gelmek; (huk). hak olarak hissesine düşmek; gerçekleşmek, tahakkuk etmek accrued expense tahakkuk etmiş masraf . accrued interest tahakkuk etmiş faiz.
 
Çeviri acculturation
(i). bir kültürün başka bir kültürden aldığı tesir.
 
Çeviri accumulate
(f). yığmak; toplamak , biriktirmek; birikmek, çoğalmak, yığılmak.
 
Çeviri accumulation
(i). yığma, biriktirme, toplama; toplanma, yığılma; biriktirilmiş veya toplanmış şeyler; biriktirilip sermayeye eklenen faiz.
 
Çeviri accumulative
(s). toplayıcı, biriktirici; toplanmış, birikmiş.
 
Çeviri accumulator
(i). toplayıcı şey veya kimse; su gücünü toplayan cihaz; (ing). akümülatör, akü .
 
Çeviri accuracy
(i). doğruluk, dikkat, titizlik, ihtimam, incelik.
 
Çeviri accurate
(s). doğru, sahi, tam; ince accurately (z). doğru olarak, kusursuz bir şekilde.
 
Çeviri accurateness
(bak). accuracy. ac.curs.ed (s). lanetlenmiş, melun,meşum, nefret uyandıran, menfur.accursedly (z). meşum olarak, uğursuzca.
 
Çeviri accursed
(s). Lânetlenmiş, melun, meşum; nefret uyandıran, menfur. accursedly (z). meşum olarak, uğursuzca.
 
Çeviri accusative
(s)., (i)., (gram) ) (-i) halinde; (i). (-i) hali.
 
Çeviri accuse
(f). suclamak, itham etmek, cürüm isnat etmek accusa'tion (i). cürüm isnadı, suçlama, itham; töhmet accused (s). sanık, maznun.
 
Çeviri accustom
(f). alıştırmak accustom oneself alışmak, âdet edinmek, itiyat peyda etmek be accustomed to itiyadında olmak , alışkın olmak.
 
Çeviri ace
(i). as, birli iskambil oyununda); zerre; beş düşman uçağı düşüren pilot; spor as oyuncu. ace in the hole (ABD). argo en son koz, yedek koz. He was within an ace of falling .Az daha düşecekti Düşmesine ramak kaldı.
 
Çeviri acedia
(i). halsizlik, kaygısızlık.
 
Çeviri acentric
(s). merkezsiz, merkez dışı .
 
Çeviri acephalous
(s). başsız, reissiz; (zool). asefala sınıfından; (bot). başsız.
 
Çeviri acerb
(s). acı, sert.
 
Çeviri acerbate
(f). acılaştırmak; sinirlendirmek.
 
Çeviri acerbity
(i). ekşilik, acılık; terslik, sertlik, huysuzluk.
 
Çeviri acetabulum
(i), (anat). hokka çukuru.
 
Çeviri acetanilide
(i). teskin edici ve ateş düşürücü bir ilâç, asetanelit.
 
Çeviri acetate
(i). bir nevi sentetik kumaş, rayon; asetik asit tuzu.
 
Çeviri acetic
(s). sirke gibi, ekşi. acetic acid asetik asit, sirke asidi.
 
Çeviri acetify
(f). ekşitmek, ekşimek.
 
Çeviri acetone
(i). aseton.
 
Çeviri acetylene
(i). asetilen.
 
Çeviri achaean,achaian
(s). Eski Yunanistan'a ait .
 
Çeviri ache
(i). (f). ağrı, sızı, acı; (f) ağrımak, sızlamak, acımak.
 
Çeviri achene
(i). (bot). aken, kapçık meyva, tek tohumlu, açılmaz ve sert kabuklu bir meyve tipi.
 
Çeviri achieve
(f). başarmak, yapabilmek, üstesinden gelmek; kazanmak, meydana getirmek muzaffer olmak achievement (i). başarı, muvaffakiyet; husule getirme, başarma; husule getirilmiş şey. achievement test başarı testi.
 
Çeviri achilles'tendon
(biyol). ökçe veteri, Aşil kirişi.
 
Çeviri achondroplasia
(i)., (tıb). cücelik, bodurluk.
 
Çeviri achromatic
(s). renksiz; renkleri tabii haliyle gösteren; (müz). perdesi değişmeyen; akromatik.
 
Çeviri achromatopsia
(i)., (Tıb). renk körlüğü, akromatopsi.
 
Çeviri acicular
(s). iğne ve diken şeklinde olan.
 
Çeviri acid
(i)., (s). asit, ekşi şey, ekşi; (s). asit niteliğinde; asit fazlalığı olan. acid'ity (i). ekşilik , ekşime, asidite.
 
Çeviri acidify
(f). asit etmek, ekşitmek.
 
Çeviri acidosis
(i)., (tıb). asidoz, özellikle şeker hastalığında kanın asitli hali.
 
Çeviri acidulate
(f). mayhoş etmek, biraz ekşitmek. acidulous (s) mayhoş, eksice.
 
Çeviri aciform
(s). iğne biçiminde.
 
Çeviri ack-ack
(i). uçaksavar ateşi.
 
Çeviri acknowledge
(f). doğruluğunu kabul etmek, teslim etmek, onaylamak, tasdik etmek; şükranla tanımak; gerçek veya kanuni olduğunu kabul etmek. acknowledgment (i). teslim, onaylama, tasdik, itiraf, kabul, teşekkür; senet, tasdikname, borç ikrarı.
 
Çeviri aclinic
(s). meyilsiz. aclinic line pusula iğnesinin meyilli olmayıp kendiliğinden yatay kaldığı mıknatıslı ekvator çizgisi.
 
Çeviri acme
(i). doruk, zirve, olgunluk zirvesi; (Tıb). buhran, kriz.
 
Çeviri acne
(i). sivilce; (Tıb). akne, bir çeşit cilt hastalığı.
 
Çeviri acock
(z), küstahça; eğri.
 
Çeviri acolyte
(i). kilisede rahibe yardım eden memur; yardımcı kimse.
 
Çeviri aconite
(i). kaplan boğan, bıldırcın otu,(bot). Aconitum napellus. wolfsbane aconite kurtboğan.
 
Çeviri acorn
(i). meşe palamudu.
 
Çeviri acoustic
(s). işitme duyusu ile ilgili, ses ilmine ait, işitmeye ait. akustik.
 
Çeviri acoustics
(i). akustik ilmi; akustik bina inşa etme ilmi. acoustics (i)., bir odanın akustik vasfı.
 
Çeviri acquaint
(f). haberdar etmek, bilgi vermek, malumat vermek. be acquainted with tanımak, şahsen bilmek. acquaint oneself with öğrenmek, aşinallk peyda etmek.
 
Çeviri acquaintance
(i). tanıdık, bildik; iyi bilme; haber, bilgi, malumat; tanış.
 
Çeviri acquaintanceship
(i). ahbaplık , tanışıklık, aşinalık.
 
Çeviri acquest
(i). ele geçen şey; (huk). verasetten başka bir şekilde ele geçen şey.
 
Çeviri acquiesce
(f). kabul etmek, razı olmak, muvafakat etmek. acquiescence (i). uysallık, razı olma, kabul etme. acquiescently (z). uysallıkla,
 
Çeviri acquire
(f). ele geçirmek, elde etmek, kazanmak, istihsal etmek, tedarik etmek. acquired (s). kazanılmış, müktesep. acquired characteristics doğuştan olmayıp sonradan kazanılan özellikler.
 
Çeviri acquirement
(i). kazanç, iktisap; ilim, marifet, hüner.
 
Çeviri acquisition
(i). kazanılan şey, iktisap; kütüphaneye yeni gelen kitap; müzeye yeni gelen eşya.
 
Çeviri acquisitive
(s). açgözlü; elde edilebilen. acquisitive instinct açgözlülük, kespetme eğilimi.
 
Çeviri acquit
(f). suçsuz çıkarmak, beraat ettirmek. acquit oneself görevini yapmak; davranmak hareket etmek. acquit oneself well vazifesini iyi yapmak. be acquitted beraat etmek, temize çıkmak.
 
Çeviri acquittal
(i). suçsuzluk hükmü, beraat.
 
Çeviri acquittance
(i). zimmetten kurtulma; ibra senedi, makbuz,
 
Çeviri acre
(i). bir arazi ölçü birimi, 0404 hektar, 0404 dönüm, 430 eski dönüm. God's acre mezarlık. acres (i)., (çoğ). emlak, arazi; (k). dili çok miktar.
 
Çeviri acreage
(i). dönüm miktarı, arazi alanı.
 
Çeviri acrid
(s). acı, ekşi, keskin, sert; zihni kurcalayan.
 
Çeviri acrimonious
(s). acı, ters, haşin, sert. ac'rimony (i). acılık, haşinlik, sertlik.
 
Çeviri acrobat
(i). akrobat, cambaz.
 
Çeviri acrobatics
(i). cambazlık, akrobasi.
 
Çeviri acromion
(i)., (anat). akromyon, omuz çıkıntısı.
 
Çeviri acronym
(i). birkaç kelimenin baş harflerinin veya ilk hecelerinin bir araya gelmesiyle oluşan kelime: NATO, U N ESCO.
 
Çeviri acropolis
(i). şehrin en yüksek noktasında bulunan iç kale veya hisar, akropol.
 
Çeviri across
(z)., edat ortasından, iSinden veya üstünden karşı tarafa geçerek; edat çaprazvari, öbür tarafa, karşı yakada. come across rast gelmek, tesadüf etmek; (k). dili görünmek. come across with (k). dili istemeyerek vermek.
 
Çeviri acrostic
(i). akrostiş.
 
Çeviri acrylic
(i). sıcakken yumuşak olan plastik.
 
Çeviri act
(i). yapılan şey, iş, fiil, ameliye; kanun; resmi yazı; tiyatro perde. act of God (huk). icbar edici sebep, insan kudretinden üstün afet(yıldırım inmesi gibi). caught in the act suçüstü (cürmü meşhut halinde) yakalanmış. put on an act poz yapmak.
 
Çeviri act
(f). rol yapmak, oynamak; taklit etmek; yapmak, işlemek; etkilemek, tesir etmek; hareket etmek, davranmak; temsil etmek, rolünü oynamak. act up yaramazlık etmek, gösteriş yapmak. act as başkasının vazifesini yapmak. act on a suggestion yapılan teklife göre davranmak.
 
Çeviri acting
(s). yapan, işleyen, temsil eden; vekil olan, vekâlet eden.
 
Çeviri actinic
(s). güneş vb. ışınlarının kimyasal değişiklikler meydana getirme özelliğine ait. actinic rays kimyasal değişiklikler meydana getiren ışınlar.
 
Çeviri actinism
(i). güneş vb ışınlarının kimyasal değişiklikler meydana getirme özelliği.
 
Çeviri actinium
(i). aktinyum.
 
Çeviri actinometer
(i). güneş ışınlarının kuvvetini ölçen araç, aktinometre.
 
Çeviri action
(i). iş, amel, çalışma, meşguliyet, faaliyet, fiil; hukuk davası; etki, tesir, kuvvet, nüfuz; tiyatro bir oyundaki olaylar dizisi; harekete geçme (asker,makina v.b.). actionable (s). dava edilebilir.
 
Çeviri activate
(f). faal hale getirmek, harekete geçirmek; (fiz). radyoaktif hale getirmek.
 
Çeviri activation
(i). faal hale getirme; lâğım sularının hava ve bakterilerle temas ettirilmesi sonucunda temiz su haline getirilmesi.
 
Çeviri active
(s). hareket kuvveti olan, etkin, değiştirebilen, fail; faal, çalışkan; pratik; hareketli, canlı, yerinde duramayan, çevik; (gram). etken, aktif; (tic). faiz getiren, paraya çabuk çevrilebilen (sermaye). active officer muvazzaf subay. active volcano aktif durumda olan yanardağ.
 
Çeviri activism
(i)., (fels). aktivizm, etkincilik ; güneş vb ışınlarının kimyasal değişiklikler meydana getirme özelliği; eylemcilik.
 
Çeviri activist
(i). etkinci; eylemci, özellikle politikada eylemciliğe meyilli olan kimse.
 
Çeviri activity
(i). faaliyet; fiil, amel; kuvvet; etki, tesir; faal oluş; tez canlılık, tetiklik.
 
Çeviri actor
(i). artist, aktör, oyuncu; yapan kimse.
 
Çeviri actress
(i). artist, aktris, kadın oyuncu.
 
Çeviri actual
(s) gerçek, hakiki, asli, asıl, fiili; şimdiki. actual'ity (i). hakikat ac'tualize (f). gerçekleştirmek, hakiki kılmak, kuvveden fiile çIkarmak. actually (z). hakikatte , gerçekten; bilfiil.
 
Çeviri actuar,y
(i). hayat sigortası istatistikleri uzmanı.
 
Çeviri actuate
(f). kuvveden fiile çıkarmak , harekete getirmek; olumlu bir şekilde etkilemek.
 
Çeviri acuity
(i). keskinlik, sivrilik.
 
Çeviri aculeate
(s). sivri; iğneli.
 
Çeviri acumen
(i). dirayet, feraset, çabuk kavrayış.
 
Çeviri acuminate
(f)., (s). açmak; (s). ucu uzun ve sivri.
 
Çeviri acupuncture
(i)., (tıb). iğne saplamak suretiyle teşhis ve tedavi.
 
Çeviri acute
(s). sivri, keskin, ince; zeki, zeyrek, açıkgöz; aşırı hassas; tiz, keskin (ses); (Tıb). akut; hâd, vahim, ağır, şiddetli. acute angle dar açı.acutely (z). zekâ ile; şiddetle. acuteness (i). zekâ keskinlik.
 
Toplam 157 sonuç listeleniyor
Copyright © Dogrusozluk.comSponsor: ip adresim nedir cevaplar için doğru adres ipsorgu.com