Sözlük
Sponsor Bağlantılar
Çevir

EN 'NE' sonuçları
Çeviri ne
kıs. Near East, New England, North east.
 

3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net

 
Çeviri ne
kıs. Nebraska.
 
Çeviri ne'erdowell
hiç bir işi beceremeyen (kimse).
 
Çeviri neanderthal
s., antro. Orta Avrupa'da iskeleti bulunan ve kaba taşçağında yaşamış olan ilkel insana ait.
 
Çeviri neap
i., neap tide on beş günde bir meydana gelen ve alçalma ile yükselmenin en az olduğu gelgit.
 
Çeviri neapolitan
s., i. Napoli şehrine özgü veya onunla ilgili; i. Napolili. Neapolitan ice cream katmerli dondurma.
 
Çeviri near
z., s., (edat) yakın, yakında; hemen hemen, az daha, neredeyse; aşağı yukarı, yaklaşık olarak; şuracıkta; s. yakın; teklifsiz, sıkı, samimi; sadık (tercüme); soldaki (araba veya at); cimri, eli sıkı; (edat) bitişik, yakın. near at hand yakın. near beer hafif bira. nearby s., z. yakın; z. yanında. Near East Yakın Doğu. near rhyme yaklaşık kafiye. nearsighted s. miyop, uzağı iyi göremeyen. nearness i. yakınlık.
 
Çeviri near
f. yaklaşmak, yakına gelmek.
 
Çeviri nearly
z. yakından; az daha, neredeyse, hemen hemen. as nearly as I can tell yaklaşık olarak, bildiğim kadarıyle.
 
Çeviri neat
s. temiz ve düzgün, zarif, zevkli; katkısız, halis, su katılmamış (içki); zeki, hünerli; (argo) harika. neat as a pin son derece zarif. neatly z. temizce. neatness i. temizlik, düzgünlük.
 
Çeviri neath
(edat), leh. veya (şiir) altında.
 
Çeviri neatsfootoil
sığır paçasından alınan ve köseleyi yumuşatmak için kullanılan yağ.
 
Çeviri nebbish
s., i. zavallı (kimse).
 
Çeviri nebula
i. (çoğ. -lae) astr. pek uzak olduğundan bulut gibi görünen yıldızlar yığını, nebula; tıb. gözbebeğine arız olan duman. spiral nebula sarmal yapılı yıldız takımı, spiral nebula.
 
Çeviri nebular
s. bulut gibi görünen yıldız kümesine ait. nebular hypothesis güneş sisteminin aslında bulut şeklinde bir madde yığınından ileri gelmiş olduğu varsayımı.
 
Çeviri nebulous
s. bulutlu, dumanlı, bulanık; karışık; astr. bulutumsu, nebülöz. nebulos'ity i. bulutluluk, bulanıklık. nebulously z. belirsiz olarak. nebulousness i. belirsizlik.
 
Çeviri necessary
s., i. gerekli, zorunlu, lüzumlu, zaruri, lâzım; çaresiz, kaçınılmaz; i., gen. çoğ. gerekli şey. necessarily z. ister istemez; muhakkak.
 
Çeviri necessitate
f. gerektirmek, icap ettirmek; zorunlu kılmak.
 
Çeviri necessity
i., gen. çoğ. gerekli şey; ihtiyaç, zaruret, gerekseme, lüzum; kaçınılmaz durum. logical necessity mantıki ihtiyaç. of necessity zaruri olarak. physical necessity tabii ihtiyaç.
 
Çeviri neck
i., f. boyun; boyun gibi şey; iki kara parçasını birleştiren dil, kıstak; boğaz; müz. keman sapı; elbise yakası; f., A.B.D., (argo) sevişirken kucaklaşıp öpüşmek. neck and neck yarışta at başı beraber. break ones neck boynu kırılmak; azami gayreti sarfetmek. fall on one's neck birinin boynuna sarılmak. get it in the neck ağır darbe yemek. risk one's neck hayatını tehlikeye koymak. stiff neck tutulmuş boyun. wry neck eğri boyun.
 
Çeviri neckband
i. elbisede dik yaka.
 
Çeviri neckerchief
i. boyun atkısı.
 
Çeviri necking
i. A.B.D., (argo) sevişirken kucaklaşıp öpüşme.
 
Çeviri necklace
i. gerdanlık, kolye.
 
Çeviri necktie
i. kravat, boyunbağı.
 
Çeviri neckwear
i. boyuna takılan şeyler.
 
Çeviri necrology
i. bir yer veya zamanda ölenlerin isim listesi; olmuş bir kimse hakkında yazılan yazı. necrological s. ölülerin isim listesine ait. necrologist i. ölmüş kimseler hakkında yazı yazan kimse.
 
Çeviri necromancy
i. ölülerle haberleşerek fala bakma; sihirbazlık, büyücülük. necromancer i. büyücü, sihirbaz. necroman'tic s. büyücülük yapan; büyü kabilin- den; şaşılacak, harikulade.
 
Çeviri necrophilia
i. psik. ölülere karşı şehvet duyma.
 
Çeviri necropolis
i. eski bir şehrin büyük kabristanı; mezarlık.
 
Çeviri necrosis
i. (çoğ. ses) tıb., bot. bir dokunun çürüyüp ölmesi, kangren, nekroz.
 
Çeviri necrotic
s. çürüyen.
 
Çeviri nectar
i., mit. nektar (tanrıların içkisi), abıhayat, bengisu; bot. balözü, nektar.
 
Çeviri nectarine
i. tüysüz şeftali, durakı.
 
Çeviri nee
s. evlenmeden evvelki soyadıyle.
 
Çeviri need
i., f. ihtiyaç, lüzum, gereklik; eksiklik; yolsuzluk, fakirlik zaruret; f. muhtaç olmak, gereksemek istemek; lâzım olmak . if need be icabında, gerekirse.
 
Çeviri needful
s. gerekli, lâzım, elzem, zaruri. needfulness i. gereklik.
 
Çeviri neediness
i. ihtiyaç hali, yoksulluk, fakirlik.
 
Çeviri needle
i., f. iğne; örgü şişi; tığ; iğne gibi şey, sivri şey; ucu sivri dikili taş veya kaya; pusula ibresi, ibre; çamlarda iğne yaprak;f. iğne ile dikmek veya tutturmak; iğne ile veya iğne gibi delmek; k.dili sinirlendirmek, iğnelemek; iğne ile deşmek; iğne şeklinde kristal haline koymak; A.B.D., k.dili alkol derecesini artırmak. needle bath çok ince delikli duş. needlefish i. zargana, zool. Belone vulgaris needle lace iğne ile yapılmlş dantel, oya işi. needle time ing., radyo plak müziği dinletilen saat. needle valve mak. karbüratör iğnesi. crochet needle dantel iğnesi, tığ. hypodermic needle enjeksiyon iğnesi, aşı iğnesi. look for a needle in a haystack saman yığınında iğne aramak, imkânsız şeyi bulmaya çalışmak. magnetic needle pusula ibresi. on the needle A.B.D., (argo) esrar tiryakisi, slang. metizmenos .
 
Çeviri needlepoint
i. çok ince uç; oya işi.
 
Çeviri needless
s. gereksiz, lüzumsuz, istenmeyen. needlessly z. gereksizce. needlessness i. gereksizlik.
 
Çeviri needlework
i. iğne işi.
 
Çeviri needs
z., (eski) ister istemez. must needs muhakkak.
 
Çeviri needy
s. muhtaç, fakir, yoksul.
 
Çeviri neer
z., (şiir) hiç, asla.
 
Çeviri nefarious
s. fena, kötü, yakışmaz, alçak. nefariously z. kötülükle, alçakça. nefariousness i. alçaklık.
 
Çeviri neg.
kıs. negative.
 
Çeviri negate
f. reddetmek, inkâr etmek; olmadığını ispat etmek; iptal etmek.
 
Çeviri negation
i. inkar, red; eksiklik, yokluk; olumsuz şey; hükümsüzlük.
 
Çeviri negative
s. olumsuz, menfi; mat. negatif, menfi; aksi, ters; elek. menfi, negatif; gram. olumsuz, onaysız. negative evidence olumsuz kanıt. negative in come tax hükümetin fakirlere para yardımı yapmasını öne en teklif. negative sign eksi işareti, eksi. negative vote aleyhte verilen oy.
 
Çeviri negative
i. olumsuz söz veya cevap; red cevabı; menfi taraf; olumsuzluk edatı; foto. negatif; mat. negatif sayı veya sembol.
 
Çeviri negative
f. red ve inkâr etmek; iptal etmek, hükümden düşürmek; çürütmek; tesirini kırmak; menetmek.
 
Çeviri negativism
i. karşı gelme eğilimi; şüphecilik.
 
Çeviri neglect
f., i. ihmal etmek, savsaklamak; bakmamak, yüzüstü bırakmak; kusur etmek; yapmamak, aldırmamak; i. ihmal; ihmal olunma. neglectful s. ihmalci, savsak kayıtsız. neglectfully z. ihmal edercesine. neglectfulness i. ihmalkârlık.
 
Çeviri negligee
i., Fr. uzun sabahlık.
 
Çeviri negligence
i. ihmal, gaflet; ihmalkarlık, kayıtsızlık, dikkatsizlik. gross negligence büyük gaflet. negligent s. ihmalci, savsak kayıtsız. negligently z. dikkatsizlikle, baştan savma olarak; lâubalice, saygısızca.
 
Çeviri negligible
s. ihmal edilir, önemsemeye değmez.
 
Çeviri negotiable
s. anlaşma ümidiyle tartışılabilir; tertip edilir, akdolunabilir; ciro edilebilir, devredilebilir (çek, bono). negotiabil'ity i. tertip veya akdolunma imkanı; satılabilme.
 
Çeviri negotiate
f. anlaşmayı müzakere etmek; tertip etmek, akdetmek; ciro etmek (çek, bono); üstesinden gelmek, başarmak, (engelleri) aşabilmek. negotiator i. delege; arabulucu.
 
Çeviri negotiation
i. müzakere, görüşme; tic. ciro edip satma; bir meseleyi tedbirle halletme.
 
Çeviri negrito
i., antro. Orta ve Güney Afrika ile bazı Pasifik adalarında bulunan cüce yapılı zenci kabilelerinden bir fert.
 
Çeviri negro , negro
i., s. zenci, Afrika zencisi; siyah derili insan; s. zencilere ait; siyah derili. Negress, negress i., asağ. zenci kadın. Negroid, negroid i., s. zenci ırka mensup kimse; s. zencimsi, zenciye benzer; zencilere mahsus.
 
Çeviri negus
i. Habeşistan hükümdarı, Negüs.
 
Çeviri neigh
f., i. kişnemek; i. kişneme.
 
Çeviri neighbor , ing -bour
i., f. komşu; yakın kimse veya şey; f. komşu olmak; yakın olmak; yaklaşmak, yaklaştırmak. good neighbor policy iyi komşuluk siyaseti. Howdy, neighbor! Merhaba kardeş! next door neighbor kapı komşu, yakın komşu. neighboring on komşu, yakın. neigh borly s. komşuya yakışır, dostça. neigh borliness i. komşu muamelesi, komşuya yakışır hal.
 
Çeviri neighborhood
i. civar, yöre, havali, semt, mahalle; yakın komşular. in the neighborhood of a hundred kilo meters yaklaşık olarak yüz kilometre.
 
Çeviri neither
s. zam., bağ. ikisinden hiç biri, ne bu ne öteki; bağ. ne , ne de. Neither of them knows Hiç birinin haberi yok. neither white nor red nor black ne beyaz ne kırmızı ne de siyah. It is neither here nor there Onun önemi yok Mesele onda değil.
 
Çeviri nematode
i., zool. nematod.
 
Çeviri nemesis
i. gözü korkutan düşman; hak ettiği cezayı veren vesile; b.h. eski Yunanlıların ceza ve öç alma tanrıçası, intikam tanrıçası.
 
Çeviri neocene
s., i., jeol. neogen.
 
Çeviri neoclassical
s. neoklasik.
 
Çeviri neolithic
s. antro. ikinci taş devrine ait, neolitik, cilâlı taş çağına ait.
 
Çeviri neologist
i. yeni anlam veya kelimeler bulan veya kullanan kimse; (özellikle tanrıbilimde) yeni bir öğretiyi benimseyen kimse. neolog'ic(al) s. yeni kelimeler veya ilkeler kullanmaya ait. neol'ogism neol'ogy i. yeni kelime, yeni uydurulmuş deyim; yeni kelimeler bulma veya kullanma; ilâhiyatta veya dini düşünüşte yenilik, türeç.
 
Çeviri neon
i., kim. neon.
 
Çeviri neophilia
i. yenilik merakı.
 
Çeviri neophyte
i. bir dini gruba yeni girmiş kimse; herhangi bir şeye yeni balayan kimse, acemi kimse.
 
Çeviri neoplasm
i., tıb. vücuttaki her hangi bir dokunun anormal büyümesi, neo plazma, tümör, ur. neoplastic s. tümöre ait.
 
Çeviri neoplatonizm
i. üçüncü yüzyılda Eflatun'un fikirleriyle doğunun mistik düşünüşlerinin kaynaşmasından meydana gelmiş felsefe sistemi.
 
Çeviri nepal
i. Nepal.
 
Çeviri nepenthe
i., (şiir) eski Yunanlılarca acı ve üzüntüyü unutturduğu farzolunan bir ilâç; ıstırabı yok eden herhangi bir şey.
 
Çeviri nephew
i. kardeş oğlu, erkek yeğen. nepho- önek bulut.
 
Çeviri nephralgia
i., böbrek sancısı.
 
Çeviri nephrectomy
i., tıb. böbreği çıkarma ameliyatı.
 
Çeviri nephritic
s., i. böbreklere ait; tıb. böbrek hastalığına ait; i. böbrek hastalığı ilâcı.
 
Çeviri nephritis
i., tıb. böbrek iltihabı, nefrit.
 
Çeviri nephrotomy
i., tıb. böbrek taş ameliyatı
 
Çeviri nepotism
i. akrabalara yapılan iltimas, akraba kayırma; akrabasını işe alarak maaş bağlama. nepotist i. akraba kayıran kimse.
 
Çeviri neptune
i. (eski) Roma'da deniz tanrısı; astr. Neptün gezegeni. Neptune's cup kâse şeklinde iki çeşit çok iri süngerden biri.
 
Çeviri neptunian
s .tanrı Neptüne ait; astr. Neptünle ilgili; jeol. su tesiri ile meydana gelmiş.
 
Çeviri nereid
i., Yu., mit. su perisi; zool. uzun ve yassı deniz kurdu.
 
Çeviri neroli
i. portakal çiçeğinden çıkarılan bir esans, çiçek yağı.
 
Çeviri nerve
f. kuvvet ve cesaret vermek. nerve oneself metanetini takınmak, cesur olmak.
 
Çeviri nerve
i. sinir, asap; kuvvet; soğukkanlılık, metanet, cesaret; küstahlık, cüret; gen., çoğ. duyarlık, duysal dayanıklılık kaynağı; gen. çoğ. asabi buhran asap bozukluğu; biyol. kanat veya yaprak damarı. nerve agent ask. sinirleri altüst eden gaz. nerve center anat. işitme ve görme gibi belirli görevi olan sinir hücrelerinin toplandığı yer, sinir merkezi; yönetim ve haberleşme merkezi; komuta merkezi. nerve fiber sinir lifi. nerve gas sinir gazı. nerve impulse sinir akımı. nerve track özellikle beyinde ve belkemiğinde sinirlerin geçtiği yer. a fit of nerves sinir buhranı get on one's nerves birinin sinirine dokunmak, asabını bozmak. strain every nerve son derece gayret göstermek.
 
Çeviri nerveless
s. zayıf, cansız, güçsüz, dermansız; zayıf, tesirsiz (söz); sinirsiz, serinkanlı.
 
Çeviri nerveracking , nervewracking
s. sinirlendirici.
 
Çeviri nervine
s., i. tıb. sinirlere özgü; sinirleri yatıştırıcı; i. sinirleri yatıştırıcı ilaç.
 
Çeviri nervous
s. sinirli, asabi; korkak, ürkek, çekingen. nervous breakdown, nervous prostration sinir argınlığı, sinir bozukluğu, nevrasteni nervous impulse tıb. asabi tembih, sinirde uyarma. nervous system sinir sistemi. nervous temperament asabi mizaç. nervously z. sinirli olarak, heyecanlı olarak. nervousness i. sinirlilik, asabiyet.
 
Çeviri nervure
i., bot. yaprak damarı; zool. böcek kanadının siniri.
 
Çeviri nervy
s., A.B.D., k.dili küstah; ing., k.dili ürkek, sinirli.
 
Çeviri nescience
i. bilgisizlik, cahillik; fels. bilinemezcilik. nescient s. cahil, bilgisiz.
 
Çeviri ness
i. burun, çıkıntı, karanın denize doğru çıkıntısı.
 
Çeviri ness
sonek -lık, -lik anlamına gelen ek: fullness doluluk; kindheartedness iyi kalplilik.
 
Çeviri nest
i., f. yuva, aşiyan, kuş yuvası; hırsız yatağı; küme; iç içe konan irili ufaklı kutular takımı; f. yuva yapmak; yuvaya yerleştirmek; yuvaya girmek; yuva soymak. nest egg ihtiyat akçesi; fol feather one's own nest (argo) özellikle kendisine emanet edilen malı iç etmek, sebeplenmek. mares nest görünüşte önemli aslında değersiz veya yanlış olan bir buluş; bak. marenestingbox i. folluk.
 
Çeviri nestle
f. birbirine sokularak yatmak; barındırmak, sığındırmak; sıkı sarılmak, bağrına basmak.
 
Çeviri nestling
i. yavru kuş, yuvadan henüz çıkamayan yavru kuş; yavru.
 
Çeviri nestor
i. Truva savaşında Yunan başkanlarından biri; akıllı ve yaşlı öğüt verici kimse, kıdemli kimse.
 
Çeviri nestorian
s., i. Nesturi mezhebine ait (kimse).
 
Çeviri net
i., f. (-ted,- ting) ağ, şebeke; tuzak, tel kafes; hile; f. ağ veya tuzağa düşürmek, ağ ile tutmak; ağ ile örtmek; ağ örmek; ağ ile avlamak. net ball (tenis) ağa dokunduktan sonra rakibin sahası içine düşen top. tennis net tenis ağı.
 
Çeviri net
s., f. (-ted,- ting) safi, halis; net, kesintisiz; f. kazanmak, kar etmek.
 
Çeviri netball
i. voleybole benzer bir top oyunu.
 
Çeviri nether
s. alt, alttaki. nether milstone alt değirmen taşı. nethermost s. en alttaki. nether world ölüler diyarı; cehennem.
 
Çeviri netherlands
i. Hollanda, Felemenk
 
Çeviri netting
i. örme işi, ağ örme; ağ, cibinlik.
 
Çeviri nettle
i., f. ısırgan, bot. Urtica urens; ısırgangillerden herhangi bir ot; f. kızdırmak, sinirlendirmek; ısırgan gibi batmak. nettle rash kurdeşen, ürtiker hemp nettle kedi başı, bot. Galeopsis tetrahit.
 
Çeviri network
i.şebeke; ağ örgüsü; yayın istasyonları şebekesi.
 
Çeviri neural
s., anat., zool. sinire ait, sinirle ilgili, asabi. neural ganglions anat. sinir boğumları. neural tissue sinirdoku.
 
Çeviri neuralgia
i., tıb. şiddetli sinir ağrısı, nevralji. neuralgic s. nevraljiye ait.
 
Çeviri neurasthenia
i., tıb. sinir zayıflığı, sinir argınlığı, nevrasteni. neurasthen'ic s., i. nevrasteniye ait; i. nevrastenik kimse, sinir hastası.
 
Çeviri neuritis
i., tıb. sinir iltihabı.
 
Çeviri neurology
i. sinirbilim, nevroloji. neurolog'ical s. sinirbilime ait. neurol'ogist i. sinir mütehassısı, asabiyeci.
 
Çeviri neuron
i., anat. sinir hücresi, nöron.
 
Çeviri neuropath
i. sinir hastalığına maruz kalmış kimse, nevropat kimse.
 
Çeviri neuropathology
i. sinir sistemi patolojisi.
 
Çeviri neuroptera
i., çoğ. dantel gibi dört kanadı olan böcekler takımı, sinirkanatlılar. neuropteral, neuropterous s. sinir kanatlılara özgü.
 
Çeviri neurosis
i., tıb. sinirce, nevroz.
 
Çeviri neurotherapy
i., tıb. sinir hastalığı tedavisi.
 
Çeviri neurotic
s., i. nevrozlu, sinir hastalığı olan; k.dili evhamlı; sinirlere ait; nevrozlu kimse; fazla duygulu kimse.
 
Çeviri neurotomy
i., tıb. nevralji tedavisi için yapılan sinir ameliyatı.
 
Çeviri neut
kıs. neuter.
 
Çeviri neuter
s., i., gram. cinssiz; gram. geçişsiz (fiil); biyol. cinsiyetsiz; i. cinsiyet belirtmeyen kelime; iğdiş edilmiş hayvan; ne erkek ne de dişi olan hayvan.
 
Çeviri neutral
s., i. tarafsız, yansız; belirli bir niteliği olmayan; tarafsız memlekete ait; rengi belli olmayan; kim. ne asit ne de alkali niteliğinde olan, nötr; elek. ne müspet ne de menfi, nötr; bot., zool. erkeklik veya dişilik organı olmayan; i. tarafsız kimse veya memleket. neutralism i. tarafsızlık siyaseti. neu- tral'ity i. tarafsızlık. neutrally z. taraf tutmadan.
 
Çeviri neutralize
İng. -ise f. tesirini yok etmek, tesirsiz bırakmak; huk. tarafsız kılmak; kim. asit veya alkali niteliğini kaldırmak. neutraliza'tion i. asit veya alkali niteliğini yok etme.
 
Çeviri neutron
i., fiz., kim. nötron, atomun elektriksel bakımdan nötr bir parçası.
 
Çeviri never
z. hiç, hiç bir zaman, asla, katiyen. Never mind. Zararı yok. Boş ver.
 
Çeviri never-ceasing
s. hiç durmayan, bitip tükenmeyen.
 
Çeviri never-ending
s. hiç bitmez, ebedi.
 
Çeviri never-to-be-forgotten
s. asla unutulmayacak, unutulmaz, her zaman anılmaya layık.
 
Çeviri nevermore
z. asla, bundan böyle, hiç bir zaman.
 
Çeviri nevertheless
z. yine de, bununla beraber, mamafih.
 
Çeviri new
s. yeni; taze; yeni çıkmış, yeni keşfolunmuş; tazelenmiş, yenilenmiş; görülmemiş, alışılmamış. new moon yeni ay, ayça, hilal. New Testament İncili Şerif, Yeni Ahit. new town önceden düzenlenmiş plana göre kurulmuş şehir banliyösü. New World Yeni Dünya. New Year, New Year 's Day Yılbaşı. newness i. yenilik.
 
Çeviri new guinea
Yeni Gine.
 
Çeviri new-
(önek )yeniden.
 
Çeviri new-coined
s. yeni çıkmış, yeni icat edilmiş.
 
Çeviri new-fallen
s. yeni yağmış.
 
Çeviri new-fangled
s., k.dili yeni çıkmış, yeni model.
 
Çeviri new-mown
s. yeni biçilmiş (çim).
 
Çeviri newborn
s. yeni doğmuş.
 
Çeviri newcomer
i. yeni gelmiş kimse.
 
Çeviri newdelhi
Yeni Delhi.
 
Çeviri newel
i., mim. sarmal merdivenin orta direği; tırabzanın başındaki veya dibindeki direk. newel post tırabzan babası. New England Birleşik Amerika'nın kuzeydoğu kısmındaki eyaletlerine verilen ortak ad.
 
Çeviri newly
z. yakın zamanlarda; yeniden. newly-wed i. yeni evli kimse.
 
Çeviri news
i. haber, havadis. news media haber yayınlama araçları. news vender İng. gazeteci. break the news ilk haber vermek. newsy s., k.dili haberlerle dolu.
 
Çeviri newsboy
i. gazeteci, gazete satıcısı.
 
Çeviri newscast
i. ajans haberleri, haber yayını.
 
Çeviri newsletter
i. basılmış mektup şeklinde ve belirli aralıklarla çıkan gazete.
 
Çeviri newsmaker
i., A.B.D. bahsedilmeye değer kimse veya olay.
 
Çeviri newspaper
i. gazete.
 
Çeviri newspaperman
i. gazeteci, gazete yazarı; gazete sahibi.
 
Çeviri newsprint
i. gazete kâğıdı, üçüncü hamur kâğıt.
 
Çeviri newsreel
i. sinemada dünya haberlerini veren film.
 
Çeviri newssheet
i. tek sayfalık gazete.
 
Çeviri newsstand
i. satılacak gazetelere mahsus yer, gazete tezgâhı.
 
Çeviri newsworthy
s. bahsedilmeye değer.
 
Çeviri newt
i. ufak keler, su keleri, semender. smooth newt kaypak semender, zool. Lissotriton punctatus.
 
Çeviri newtonian
s., i. büyük İngiliz tabiat bilgini Newtona veya onun kanununa ait; i. Newton kanunu taraftarı.
 
Çeviri newzealand
Yeni Zeland.
 
Çeviri next
s., z., (edat) en yakın, yanı başındaki; sonra gelen; z. sonra, ondan sonra, hemen sonra; (edat) en yakın. next door yanındaki ev, bitişik komşu. next door to az daha, hemen hemen. next of kin en yakın akraba. next to hemen hemen. next to nothing hiç değerinde.
 
Çeviri nexus
i. (çoğ. nexus) bağ, rabıta.
 
Toplam 168 sonuç listeleniyor
Copyright © Dogrusozluk.comSponsor: ip adresim nedir cevaplar için doğru adres ipsorgu.com