Sözlük
Sponsor Bağlantılar
Çevir

EN 'BR' sonuçları
Çeviri br
kıs. British.
 

3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net

 
Çeviri br'er
i., (Güney ABD) erkek kardeş, ağabey.
 
Çeviri bra
i., A.B.D., k.dili sütyen.
 
Çeviri brace
i., f. bağ, kuşak, raptetmeye mahsus herhangi bir şey; mak. matkap kolu; den. prasya; gen. çoğ., (dişçi) tel; tıb destek; ing., çoğ. askı, pantolon askısı; çift; iki veya daha çok satırı birbirine bağlayan işaret; f. sağlamlaştırmak, destek olmak; birbirine tutturmak, raptetmek; den. prasya etmek. brace up k.dili kuvvet vermek, kışkırtmak; sıkmak, sıkı tutmak.
 
Çeviri bracelet
i. bilezik; k.dili kelepçe.
 
Çeviri bracer
i. destek, kuvvet veren şey veya kimse; A.B.D., k.dili canlandırıcı bir içki, tonik; kol bağı; ok atarken sol bilek ve kolun alt kısmını korumak için takılan bağ.
 
Çeviri bracero
i. Meksika'dan ABD'ye getirtilen kontratlı tarla işçisi.
 
Çeviri brachial
s. kola ait, kol gibi.
 
Çeviri brachiate
s., bot. dalları geniş ve karşılıklı olan.
 
Çeviri brachiopod
i., zool. kolsu-ayaklılar.
 
Çeviri brachy-
önek kısa.
 
Çeviri brachyceph-alic, brachy- cephalous
s. kısakafalı, brakisefal.
 
Çeviri bracing
s., i. kuvvetlendirici, kuvvet verici; i. destek, dayanak.
 
Çeviri bracken
i. bir çeşit büyük eğreltiotu, bot. Pteridium aquilinum.
 
Çeviri bracket
i., f. dirsek, destek, kenet; altından destekle tutturulmuş raf; vergi değerlendirmesi için gelire göre yapılan ayırım; parantez, köşeli parantez; f. parantez içine almak; destek veya dirsek ile tutturmak; bir tutmak, eşit kabul etmek; hedefi makas içine almak.
 
Çeviri brackish
s. hafif tuzlu, acı; tatsız. brackishness i. tuzluluk.
 
Çeviri bract
i., bot. brakte, bürgü.
 
Çeviri bracteate
s., bot. brakteli, bürgülü.
 
Çeviri brad
i. ince ve küçük başlı çivi.
 
Çeviri bradawl
i. biz, kalem.
 
Çeviri brae
i., iskoç. bayır, yamaç
 
Çeviri brag
f., i. övünmek, kendini methetmek, yüksekten atmak; övmek, methetmek; i övünme, atma; övürlen kimse; ovünülecek şey.
 
Çeviri braggadocio
i. palavra; palavracı kimse.
 
Çeviri braggart
i övüngen kimse, yüksekten atan kimse.
 
Çeviri brahma
i. Brahma, büyük Hint ilahı.
 
Çeviri brahma
i. bacakları tüylü, kuyruğu ve kanatları kısa olan bir çeşit iri Asya tavuğu.
 
Çeviri brahman, brahmin
i. Brahma rahibi, Brehmen; bir cins inek Brahmin i. soylu ve kültürlü kimse
 
Çeviri brahmanism
i. Brahma dini.
 
Çeviri braid
f., i. örmek, örgü şeklinde dokumak; kurdele veya bant ile tutturmak, bağlamak (saç); şerit veya sutaşı ile süslemek; i. örgü, saç örgüsü; şerit, sutaşı; kurdele, bant, şerit (saç için). braiding i. saç örgüsü; saç örgüsü şeklindeki motif veya süs.
 
Çeviri brail
i., f., den. yelken ipi, istinga ipi; f. istinga etmek.
 
Çeviri braille
i. körlerin parmaklarıyla dokunarak okumaları için kabartma harflerden meydana gelen bir baskı sistemi.
 
Çeviri brain
f. kafasını yarmak, beynini patlatmak.
 
Çeviri brain
i. beyin dimağ; çoğ. kavrayış, zeka, akıl, zihin, kafa. brain child k.dili fikri eser, buluş. brain fever beyin humması. brainpan i. kafatası. brainsick s. deli, akıl hastası. brainstorm i. ani ve şiddetli gelen cinnet krizi; k.dili ani gelen ilham. brain trust bir grup danışman. brainwash f. beyin yıkamak. brain wave biyol. beyin akımı; k.dili birdenbire akla gelen parlak fikir. beat one's brain kafa yormak, kafa patlatmak. brainless s. akılsız, kuş beyinli. brainy s., k.dili kafalı, zeki.
 
Çeviri braise
f. eti veya sebzeyi yağda çevirdikten sonra kendi suyuyla yavaş yavaş pişirmek.
 
Çeviri brake
i. çalılık. braky s. çalıyla kaplı.
 
Çeviri brake
i., f. fren; keten ve kenevir liflerini ayırmak için kullanılan tokmak veya makina; f. fren yapmak, frenlemek; fren tertibatı takmak; iş1emek (keten veya keneviri). brake adjustment oto. fren ayarı. brake block tekerlek baskı takozu, fren takozu. brake drum oto. fren kasnağı. brake fluid oto. fren mayii, fren akarı. brake lining oto. fren astarı, fren balatası. brake pedal oto. fren pedalı. brake pulley fren kasnağı. brake rod oto. fren çubuğu brake shaft oto. fren mili. brake shoe fren çarığı. brakeman i., A.B.D. brakesman, ing. frenci. brakeless s. frensiz. hand brake el freni.
 
Çeviri brake
i. bir çeşit büyük eğreltiotu, bot. Pteridium aquilinum.
 
Çeviri bramble
i. böğürtlen çalısı, kaba diken, bot. Rubus fruticosus.
 
Çeviri brambling
i. dağ ispinozu, zool. Fringilla montifringilla.
 
Çeviri bran
i. kepek. branny s. kepekli.
 
Çeviri branch
i., f. dal, kol, şube, bölüm; akarsu kolu: f. dal budak salmak; kollara ayrılmak, şubelere ayrılmak; bölmek, ayırmak; elişi ile süslemek. branch off ikiye ayrılmak; konu dışına çıkmak. branch out geniş1emek, yayılmak, dal budak salmak. root and branch baştan başa, tamamen. brartchleti i. ufak dal. branchy s. dallı budaklı.
 
Çeviri branchia
i., zool. solungaç, galsame. branchiate s. solungaş1ı.
 
Çeviri branchiopod
i. bir çeşit kabuklu deniz hayvanı.
 
Çeviri brand
i., f. marka, alamet, alameti farika; dağlama, dağ, nişan, damga, işaret; namus lekesi, ayıp; dağlamada kullanılan demir; yanan veya yarı yanmış odun parçası; (eski), (şiir) kılıç; f. dağlamak; lekelemek, damgalamak. brander i. dağlayan kimse.
 
Çeviri brand-new, bran-new
s. yepyeni, gıcır gıcır.
 
Çeviri brandish
f., i. sallamak, savurmak; i. sallama, savurma.
 
Çeviri brandling
i., ing. üzerinde sarı lekeleri olan. kızılkahverenkli ve daha çok gübre yığınlarında bulunan küçük solucan, zool. Helodrilus feotidus.
 
Çeviri brandy
i. konyak. brandied s. konyağa yatırılmış.
 
Çeviri brant
i. koyu renkli birkaç çeşit küçük kaz.
 
Çeviri brash
s., A.B.D. aceleci, atılgan, girgin; yüzsüz, küstah.
 
Çeviri brash
i. ufalanmış kaya parçaları; dalgaların sahile getirdigi buz parçacıkları; leh. hastalık krizi; sağanak.
 
Çeviri brasilia
i. Brasilia.
 
Çeviri brass
i., s. pirinç (madeni alaşım); pirinçten yapılmış alet veya eşya; müz. pirinçten yapılmış nefesli çalgılar, bando; A.B.D., (argo) yüksek rutbeli subaylar, omuzu kalabalıklar; (argo) para, (slang) mangır; kendine güven; küstahlık, yüzsüzlük; s pirinçten yapılmış, pirinç, brass band bando, mızıka. brass hat (argo) yüksek rütbeli kara veya deniz subayı. brass knuckles pirinç muşta. brass plate pirinç levha. brassware i. pirinç aletler. brass winds pirinçten yapılmış nefesli çalgılar. get down to brass tacks asıl meseleye gelmek, sadede gelmek. have a lot of brass (argo) fazla atak olmak.
 
Çeviri brassage
i. para basma ücreti.
 
Çeviri brassard
i. pazubent, kolun üst kısmına takılan bant; kol zırhı.
 
Çeviri brassie,brassy
i. baş kısmının altı pirinçten yapılmış golf değneği.
 
Çeviri brassiere
i. sutyen.
 
Çeviri brassy
s. pirinçten yapılmış, pirinç kaplama; sert ve madeni; k.dili yüzsüz, arsız, cüretkar; cırtlak. brassily z. arsızca. brassiness i. arsızlık.
 
Çeviri brat
i. yumurcak, velet.
 
Çeviri brattice
i. bir maden ocağında hava deliği meydana getiren tahta v.b.'nden yapılmış bölme.
 
Çeviri bratwurst
i. domuz etinden yapılmış ufak sosis.
 
Çeviri bravado
i. kabadayılık, kuru sıkı atma.
 
Çeviri brave
s., i., f. cesur, yürekli, yiğit; yağız, yakışıklı; i. yiğit kimse, kahraman; Kızılderili savaşçı; f. cesaretle karşı koymak, göğüs germek, karşı gelmek. bravely z. yiğitçe.
 
Çeviri bravery
i. cesaret, kahramanhk, yiğitlik; gösteriş, ihtişam.
 
Çeviri bravo
(ünlem) Aferin! Bravo!
 
Çeviri bravo
i. haydut, eşkıya, cani, suikastçı.
 
Çeviri bravura
i., müz. hareketli bir parça veya bölüm; yorumlamada hüner gösterisi.
 
Çeviri brawl
i., f. gürültülü munakaşa, ağız dalaşı, kavga; A.B.D., (argo) gürültülü ziyafet; eski bir Fransız halk oyunu; f kavga etmek; patırtı etmek; gürül gürül akmak.
 
Çeviri brawn
i. iyi gelişmiş adale; adale kuvveti; haş1anmış yabani domuz eti.
 
Çeviri brawny
s. kuvvetli, adaleli. brawniness i. kuvvetlilik, adaleli oluş.
 
Çeviri braxy
i., s. çogunlukla oldürücü olan sarı bir koyun hastalığı; s. bu hastalığa yakalanmış.
 
Çeviri bray
i., f. anırma, kulakları tırmalayan herhangi bir ses; f. anırmak; gürültülü ve hoşa gitmeyen sesler çıkarmak.
 
Çeviri bray
f. ezmek, ezerek ufalamak, dövmek.
 
Çeviri brayer
i. baskı iş1erinde mürekkebi düzgünce yaymak için elle kullanılan silindir.
 
Çeviri braze
f. pirinçle kaplamak; pirince benzer hale getirmek; pirinçten imal etmek; pirinç veya çelikle kaynak yapmak.
 
Çeviri brazen
s. pirinçten yapılmış; pirinç gibi; utanmaz, yüzsüz, arsız. brazenfaced s. yüzsüz, arsız. brazenly z. yüzsüzlükle. brazenness i. yüzsüzlük.
 
Çeviri brazen
f. yüzsüzlükle karşılamak; yüzünü kızdırmak. brazen a thing out işi pişkinliğe vurmak.
 
Çeviri brazier
i. pirinç işleri yapan kimse; mangal, maltız
 
Çeviri brazil
i. Brezilya. Brazil nut Brezilya kestanesi. Brazilian i., s. Brezilyalı; s. Brezilya ile ilgili.
 
Çeviri brazil, brazilwood
i. bakkam ağacı, kızılağaç; bu ağaçtan elde edilen kızıl boya.
 
Çeviri brazzaville
i. Brazzaville.
 
Çeviri breach
i., f. kırık, yarık, gedik; ihlâl, riayetsizlik (kanun v.b.); bozulma; balinanın suda sıçraması; dalgaların sahile vurarak kırılması; (eski) yara; f. gedik veya rahne açmak. breach of the peace asayişi ihlâl etme, kavga. breach of promise sözünden dönme, özellikle evlenme vaadini tutmama. breach of trust emniyeti kötüye kullanma leap into the breach imdada yetişmek.
 
Çeviri bread
i. ekmek, yiyecek; maişet, geçim; (argo) para breadbasket i. ekmek sepeti; mec. tahıl ambarı; (argo) mide. bread crumb ekmek kırıntısı, ekmek içi. breadfruit i. ekmek ağacı, bot Artocarpus. bread line parasız ekmek veya yemek almak için meydana gelen kuyruk. breadroot i. yenilebilen bir bitki kökü. breadstuff i. ekmeklik tahıl. breadwinner i. kendisinin ve kendisine muhtaç olanların geçimini temin eden kimse. bread and butter tereyağlı ekmek; k.dili geçim, maişet. cast one's bread upon the waters karşılığını beklemeden iyilik etmek. know which side one's bread is buttered on gerçek çıkarının nerede olduğunu bilmek.
 
Çeviri breadth
i. genişlik, en, arz, enlilik. breadthways, breadthwisez enine, genişliğine.
 
Çeviri break
f kırmak, parçalamak; ihlâl etmek, riayet etmemek, uymamak (kanuna); bir yerini kırmak, yaralamak; bozmak, araya girmek; sona erdirmek, bitirmek; nüfuz etmek, içine girmek; iflâs ettirmek; bozdurmak (para); kaçmak, firar etmek; elek. devreyi bozmak, devreyi kapatmak; parçalanmak, kırılmak; kopmak (fırtına): kesilmek; birdenbire yön değştirmek; fırlamak; ilgisi kesilmek; sudan fırlamak (balık); top atmak, iflâs etmek. break bread yemek yemek; yiyeceği birlikte paylaşmak. break down işlemez hale gelmek; ruhen yıkılmak; kendinden geçmek; itiraf etmek; teslim olmak; yıkmak; tahlil etmek, kısımlara ayırmak; kısımlara ayrılmak. break a fall düşüşü hafifletmek. break ground inşaatın ilk kazısını yapmak; başlangıç yapmak. break a habit kötü alışkanlıktan kurtulmak. break in zorla girmek; lafa karışmak; araya girmek; alıştırmak. break into tecavüz etmek, zorla girmek. breaka journey seyahate aravermek. break the law suç işlemek, kanuna karşı gelmek. break the news haber getirmek; alıştıra alıştıra haber vermek. breakoff kırılıp ayrılmak; birdenbire durmak; ilişiğini kesmek. break open kırmak, zorla açmak. break out zuhur etmek, patlak vermek; tıb dökmek (sivilce, kızamık v.b.); (hapishane v.b.'den) firar etmek. break out in song birdenbire şarkı söylemeye başlamak. break a promise sözünden vaz geçmek. break a record rekor kırmak. break a strike grevi dağıtmak. break up dağılmak; dağıtmak; bozuşmak; (argo) kendini tutamayıp gülmek. break a will huk. vasiyetnameyi bozmak. break wind yellenmek, osurmak. break with ilgisini kesmek.
 
Çeviri break
kırık, çatlak, aralık, açıklık, fasıla; atılma; kaçış; ani kesiş, ani düşüş; az bir miktar, parça, kısım; k.dili fırsat, şans; k.dili gaf, pot; elek. devrenin bozulması, devrenin kapanması; cazda solo bölüm; borsada ani fiyat düşüşü; matb. paragraflar arasındaki fasıla; matb., çoğ. bir metinden bazı kısımların atlandığını gösteren noktalar(...). a bad break fena bir pot, şanssızlık. the break of day günün ağarması.
 
Çeviri break through
i., ask. cepheyi yarıp geçme; hamle.
 
Çeviri break up
i. kısılma, bozulma, dağılma, parçalanma; Kan. buzların çözülmeye başladığı zaman.
 
Çeviri breakable
s. kırılır.
 
Çeviri breakage
i. kırma, kırılma; kırılan şeylerin tutarı; ikt. kırılma payı, kırık bedeli.
 
Çeviri breakdown
i bozulma, durma (makina); asap bozulması, çökme; teferruatlı hesap; analiz.
 
Çeviri breaker
i. kırıcı şey veya kimse; sahile çarparak köpük haline gelen dalga; den. mancana, gemilerde kullanılan küçük su fıçısı.
 
Çeviri breakfast
i., f. kahvaltı, sabah kahvaltısı; f. kahvaltı etmek; kahvaltı çıkarmak, kahvaltı vermek.
 
Çeviri breaking
i. kırılma. breaking point kırılma noktası. breaking and entering huk. meskene tecavüz.
 
Çeviri breakneck
s. tehlikeli, kafa göz yarabilen.
 
Çeviri breakwater
i. dalgakıran.
 
Çeviri bream
i. çipura, karagöz, mercan gibi birkaç cins balık; çapak, zool. Abramis brama. fresh water bream sırtar balığı. sea bream karagöz balığı, zool Saryus; sarıgöz, zool. Cantharus lineatus; sarpa, zool. Padentus centrodontus. red sea bream mercan balığı, zool. Pagellus erythrinus.
 
Çeviri bream
f., den. karina yakmak,raspa etmek.
 
Çeviri breast
i., f. göğüs, meme; sine, kalp, yürek, gönül, iç; f. göğüs germek, karşı durmak; göğüslemek. breastband i. eyerin göğüs kayışı, sinebent kayışı; den. iskandil atan neferin göğüs verip dayandığı halat. breastbone i. göğüs kemiği, kas kemiği, iman tahtası breast-deep s. göğüs boyu (su v.b.) breast drill göğüs matkabı. breastfast i. palamar, gemileri birbirine ve iskeleye bağlayan halat. breast-feed f. meme vermek. breast-high s. göğüs boyu, göğüs hizasına kadaryükselen. breasthook i., den. çatal,yatırma paraçolu. breastknot i. göğüse takılan kordele bağı. breastplate i. gögüslük zırh. breast rope den. korkuluk, halat, göğüs halatı. breast stroke kurbağalama yüzüş. breast wheel su seviyesi ,mihveri ile beraber olan su dolabı. breastwork i. siper, göğüs siperi. make a clean breast of itiraf etmek, içini dökmek.
 
Çeviri breasted
s. göğüslü. double breasted kruvaze, çift sıra düğmeli. single breasted tek sıra düğmeli.
 
Çeviri breath
i. nefes, soluk; bir nefeslik zaman, dem, an; fısıltı; hafif rüzgâr; ağızdan çıkan buhar, buğu. breathtaking s. heyecan veren, insanın nefesini kesen. catch one-s breath soluğu kesilmek, soluk almak, dinlenmek. in the same breath bir solukta, aynı zamanda. save one's breath boşuna nefes tüketmemek. out of breath soluğu kesilmiş, soluk soluğa. take one's breath away insanın nefesini kesmek, heyecan uyandırmak. under one's breath alçak sesle fısıldayarak.
 
Çeviri breathable
s. teneffüs edilebilir, nefes alınabilir.
 
Çeviri breathe
f. nefes almak, teneffüs etmek, soluk almak; hafifçe esmek; yaşamak, var olmak; koku neşretmek; nefes alıp vermek; fısıldamak; ifade etmek, belirtmek; agzından püskürtmek; hayat vermek, canlandırmak; nefes aldırtmak. breathe again veya freely rahat nefes almak.
 
Çeviri breather
i. nefes alan kimse; k.dili teneffüs, paydos, ara.
 
Çeviri breathing
i. teneffüs, nefes alma; nefes; bir nefeslik zaman, an; söyleme, ağza alma; ümit, hasret; hafifçe esiş; dilb. h'' harfinin sesi. breathing space rahatça nefes alma imkânı; dinlenme zamanı.
 
Çeviri breathless
s. nefes nefese, soluğu kesilmiş; nefesini tutmuş, sessiz; soluğu kesen, korkutucu; ölü, cansız; hareketsiz, kımıldamayan. breathlessly z. soluk soluğa. breathlessness i. soluksuzluk.
 
Çeviri breccia
i, jeol. breş, brike, birbirine yapışık köşeli parçalardan meydana gelmiş kaya.
 
Çeviri bred
bak. breed bred out dejenere olmuş, cinsi karışmış. ill-bred s. terbiye görmemiş .well-bred s. iyi terbiye görmüş.
 
Çeviri breech
f. kuyruk takmak (tüfeğe); pantolon giydirmek.
 
Çeviri breech
i. kıç, dip, arka; top kuyruğu. breech block topun kuyruk kapağı, kama gövdesi. breechcloth i. edep yerlerini örtmek için kalça etrafıyla bacak arasına sanlan örtü. breechloader i. kuyruktan dolma top veya tüfek.
 
Çeviri breeches
i., çoğ pantolon; dizlik, külot pantolon.
 
Çeviri breeches buoy
cankurtaran varagelesi.
 
Çeviri breeching
i. eyerin atın arkasından geçen kayışı.
 
Çeviri breed
f., i. doğurmak, yavrulamak; çiftleştirmek, üretmek; özel olarak yetiştirmek; sebep olmak, hâsıl etmek, kaynak teşkil etmek; gelişmek; hâsıl olmak; türemek; i. cins, soy, nesil; çeşit, tip. breeder reactor üretici reaktör.
 
Çeviri breeding
i. doğurma, üreme; yetiştirme; terbiye; bitki ve hayvan türlerini ıslah etme.
 
Çeviri breeze
i., ing. kok ve mangal kömürü artığı kul ve kömür parçaları.
 
Çeviri breeze
i., f. hafif rüzgâr, esinti, meltem; ing., k.dili münakaşa, huzur bozucu bir şey; f., k.dili coşarak gitmek, kolayca bitirmek. in a breeze (argo) kolayca.
 
Çeviri breeze, breese, brize
i. atsineği.
 
Çeviri breezeway
i. iki bina arasındaki yalnız üstü kapalı geçit.
 
Çeviri breezy
s. havadar, rüzgârlı; canlı, hareketli. breezily z. esintili olarak. breeziness i. rüzgarlı oluş.
 
Çeviri brethren
i. kardeşler; ihvan (dini konularda ve tarikatlarda).
 
Çeviri breve
i., müz. iki tam notaya eşit nota; huk. resmi yazı; sesli harflerin kısa okunması için üzerlerine konulan ^ işareti.
 
Çeviri brevet
i. subayların fahri ve salâhiyetleri sınırlı olarak atandıkları bir üst rütbe.
 
Çeviri breviary
i. Katolik kilisesinde okunan günlük dua ve okuma parçalarından ibaret kitap; diğer kiliselerde kullanılan buna benzer kitap.
 
Çeviri brevier
i., matb. 8 puntoluk harf.
 
Çeviri brevity
i. kısalık, kısa oluş; bir fikrin kısaca ifade edilmesi.
 
Çeviri brew
f., i. mayalama yoluyla bira gibi içkiler yapmak; hazırlamak, kaynatmak, sebep olmak (fesat, kötülük v.b.); i. bir defada çekilen miktar (bira); mayalanmak suretiyle hazırlanmış içki. be brewing patlamak üzere olmak.
 
Çeviri brewage
i. maya ile yapılmış içkiler.
 
Çeviri brewer
i. bira yapan kimse, biracı.
 
Çeviri brewery
i. bira fabrikası.
 
Çeviri brewis
i., leh. et suyu; tirit, et suyuna batırılmış ekmek.
 
Çeviri briar
bak. brier.
 
Çeviri bribe
i., f. rüşvet; f. rüşvet teklif etmek veya vermek. bribery i. rüşvetçilik.
 
Çeviri bric-a-brac
i. ufak tefek süs eşyaları, biblolar, antikalar.
 
Çeviri brick
i., f. tuğla, tuğla biçiminde şey; k.dili mert ve iyi bir kimse; f. tuğla döşemek, tuğla ile örmek veya kapamak. brickbat i. tuğla parçası, fırlatılan herhangi bir şey; k.dili hoşa gitmeyen söz veya tenkit, taş. brirck dust tuğla tozu, horasan. brickkiln i. tuğla fırını. bricklayer i. duvarcı, tuğla örücü. brick maker tuğlacı. brick red kiremit rengi. brickwork i. tuğla işi. brickyard i. tuğla harmanı. drop a brick pot kırmak, gaf yapmak, çam devirmek. brick up tuğla örmek.
 
Çeviri bricole
i. bilardo oyununda bir vuruş; beklenmedik bir darbe veya dolaylı bir hareket.
 
Çeviri bridal
s., i. gelin veya düğüne ait; i. düğün. bridal chamber zifaf odası, gerdek. bridal wreath bof Spiraea cinsinden küçük beyaz çiçekli birkaç ,ceşit bitki; keçisakalı.
 
Çeviri bride
i. dantel veya nakışta motifleri birbirine bağlayan bağ, atkı, ilmik v.b.; süslü kadın şapkası şeridi.
 
Çeviri bride
i. gelin, yeni evli kadın veya evlenmek üzere olan kız. give away the bride nikâhta gelini güveye teslim etmek.
 
Çeviri bridegroom
i. güvey, damat.
 
Çeviri bridesmaid
i. düğünde gelinin yanında bulunan genç kız.
 
Çeviri bridewell
i., ing. ıslahhane, hapishane.
 
Çeviri bridge
i., f. köprü; kaptan köprüsü; anat. burun kemiği; dişçi. köprü; müz. köprü; gözlüğün buruna oturan kısmı; f. köprü yapmak, köprü kurmak. bridgehead i., ask. köprübaşı mevzii. burn one's bridges ricat yolunu kesmek, geriye dönüş imkânını yok etmek. bridgework i., dişçi. köprü.
 
Çeviri bridge
i., iskambil briç, briç oyunu. bridge tournament briç turnuvası.
 
Çeviri bridging
i. destekleme.
 
Çeviri bridle
i. eyerin atın başına isabet eden kısmı; gem; bağ; den. iki gemi demirini birleştiren zincir veya halat. bridle hand dizgini tutan el, sol el. bridle path atlılara mahsus yol. bridle rein dizgin.
 
Çeviri bridle
f. gem vurmak, dizginlemek; hareketlerini sınırlamak; baş kaldırmak; karşı gelmek.
 
Çeviri brie cheese
Kuzey Fransa'da Brie bolgesinde yapılan tuzlu ve yumuşak bir cins peynir.
 
Çeviri brief
s., i., f. kısa, muhtasar, birkaç kelime ile ifade edilen; i. özet, hulâsa; huk. dava özeti; lâyiha, yazılı belge; üzerinde Papa'nın mührü bulunan mektup; f. özetlemek, hulâsa çıkarmak; ing., huk. avukat tutmak. I hold no brief for him Ben onu müdafaa etmiyorum. in brief kısaca, özet olarak. briefly z. kısaca. briefness i. kısa oluş.
 
Çeviri briefcase
i. evrak cantası.
 
Çeviri briefing
i. bir işe başlamadan evvel kesin ve ayrıntılı bilgi vermek için yapılan kısa toplantı.
 
Çeviri brier, briar
i. funda, bot. Erica arborea. brierroot, brierwood i. funda kokunun pipo yapımında kullanılan tahtası; bu tahtadan yapılmış pipo.
 
Çeviri brig
i., den. brik, iki direkli randalı kabasorta gemi; geminin hapishanesi.
 
Çeviri brigade
i., f. tugay, liva; ekip, yangın için organize edilmiş bir grup insan; f. bir araya getirmek, gruplar meydana getirmek; alayları tugaylara göre tanzim etmek.
 
Çeviri brigadier
i. tuğbay, albayla tuğgeneral arasında bir rutbe. brigadier general tuğgeneral.
 
Çeviri brigand
i. eşkıya, haydut, saki. brigandage i. eşkıyalık.
 
Çeviri brigantine
i. den.gulet (gemi); perkende.
 
Çeviri bright
s., z. parlak, ışıldayan, ışıklı, aydınlık; renkli; şeffaf, berrak; muhteşem, şaşaalı; zeki; canlı, hareketli; memnuniyet verici, mutlu; z. parlak bir şekilde. brightly z. parlak bir şekilde. brightness i. parlaklık.
 
Çeviri brighten
f. parlamak neşeli ve canlı olmak; parlatmak, aydınlatmak, canlandırmak, neşelendirmek. Bright's disease tıb. bir çeşit böbrek hastalığı.
 
Çeviri brill
i. kalkan cinsinden yassı bir balık, dikensiz kalkan, zool. Rhombus laevis.
 
Çeviri brilliance
i. fevkalade parlaklık; ihtişam; zekâ parlaklığı.
 
Çeviri brilliant
s., i. çok parlak, göz alıcı; çok zeki; i. pırlanta; matb. üç puntoluk harf. brilliantly z. parlak bir şekilde.
 
Çeviri brilliantine
i. briyantin; alpakaya benzer bir çeşit kumaş.
 
Çeviri brim
i., f. bardak veya fincan gibi çukur bir kabın ağzı, kenar; dışarı doğru taşan veya çıkıntılı olan kenar; f. ağzına kadar dolu olmak; ağzına kadar doldurmak. brimful s. ağzına kadar dolu. brimmer i. ağzına kadar dolu kadeh veya kâse.
 
Çeviri brimstone
i. kükürt; cadaloz kimse, kavgacı kadın.
 
Çeviri brindle
i. gri veya kahverengi zemin üstüne benekli veya çizgili renk karışımı; benekli veya çizgili hayvan. brindled s. benekli, çizgili; gri; kahverengi.
 
Çeviri brine
i., f. tuzlu su, salamura; deniz, okyanus; deniz suyu; f. tuzlu suya bastırmak salamura etmek.
 
Çeviri bring
f. getirmek; hâsıl etmek; sevketmek; icbar etmek, mecbur tutmak. bring about sebep olmak, hâs etmek; beraberinde getirmek. bring an action, bring suit dava etmek. bring around, bring round kandırmak, ikna etmek; ayıltmak, kendine getirmek. bring down the house tavan yıkılırcasına alkışlanmak. bring forth hâsıl etmek, meydana getirmek; doğurmak; sebep olmak. bring forward ileri sürmek, ortaya atmak; hesap yekününü nakletmek. bring home to ikna etmek, gerçeği kabul ettirmek, ispat etmek. bring in ithal etmek; arzetmek; kazandırmak bring off başarı1ı olmak. bring on husule getirmek, sebep olmak. bring out meydana çıkarmak, göz önüne sermek, belirtmek; neşretmek. bring over kandırmak, ikna etmek. bring to den. gemiyi orsa alabanda etmek; aklını başına getirmek, ayıltmak. bring to bear etkilenmesine sebep olmak. bring to book hesap verdirmek. bring to pass yaptırmak husule getirmek. bring through hastalıktan kurtarmak. bring under ram etmek; kendi buyruğuna tabi etmek. bring up yetiştirmek büyütmek: yaklaşmasını sağlamak. bring up the rear bir sıranın sonuna gelmek.
 
Çeviri bringing-up
i. çocuk bakımı ve terbiyesi.
 
Çeviri brink
i. kenar (uçurum, felaket); kıyı. on the brink of destruction mahvolmak üzere. on the brink of the grave bir ayağı çukurda: ölmek üzere.
 
Çeviri brinkmanship
i. belirli bir gayeye ulaşmak için büyük bir rizikoyu göze almak (çoğunlukla siyasi hayatta).
 
Çeviri briny
s. tuzlu, salamura tadında.
 
Çeviri brioche
i., Fr. paskalya çöreği hamuru ile yapılmış tatlı çörek.
 
Çeviri briquette, briquet
i. briket, sıkıştınlmış kömür tozu.
 
Çeviri brisk
s., f. canlı, hareketli, uyanık: sert, kamçılayan (hava ve rüzgar); f. canlandırmak, hareketlendirmek; canlanmak, hareketlenmek. briskly z. canlı olarak. briskness i. canlılık, hareketlilik.
 
Çeviri brisket
i. hayvanın göğüs eti, döş.
 
Çeviri bristle
i., f. kalın ve sert kıl, domuz kılı; f. tüylerini kabartmak, öfkelenmek: dikelmek; diken diken olmak (saş, kıl,ve tüy); sert kılları andıran bir şeyle dolu veya kaplı olmak; dikeltmek. bristly s. kıllı; öfkeli.
 
Çeviri brit
i. ufak ringa balığı; bir cins kabuklu ufak deniz hayvanı.
 
Çeviri britain
i. Britanya, ingiltere adaları.
 
Çeviri britannia
i. Büyük Britanya, Britanya imparatorluğu. britannia metal bazen kaşık, çatal, bıçak yapımında kullanılan bir çeşit beyaz maden alaşımı, beyaz metal.
 
Çeviri britannic
s. Britanya'ya ait.
 
Çeviri britches
bak. breeches.
 
Çeviri briticism
i. ingiliz ingilizcesine has deyim veya söz.
 
Çeviri british
s., i. Britanya'ya ait; i. ingiliz, Britanyalı. Britisher i. ingiliz.
 
Çeviri briton
i. eski zamanlarda Britanya adasmın güneyini istila eden Keltlerden biri; Britanya imparatorluğunda oturan kimse.
 
Çeviri brittany
i. Bretanya.
 
Çeviri brittle
s., i. kolay kırılır, gevrek; i. içinde fındık v.b. bulunup soğuduğu zaman gevrekleşen ve erimiş şekilde yapılan tatlı.
 
Çeviri britzka, britska
i. üstü açılır kapanır uzun araba, brıçka.
 
Çeviri broach
i. matkap, sivri ve delici bir alet, siş, boşaltma tığı, rayma.
 
Çeviri broach
f. delmek, delik açmak; fıçı açmak; çekmek; ortaya atmak, öne sürmek (bira, şarap v.b.'ni); den. birdenbire orsaya gelip fazla yatmak.
 
Çeviri broad
s., i. geniş enli; hudutsuz; belli, açık; belli başlı, ana, genel, umumi; kaba; serbest, liberal; i. açıklık; (argo) kadın; (argo) fahişe. Broad Church i. ingiliz kilisesinde serbest fikirli zümre. broad bean bakla. broad daylight güpegündüz. broad jump uzun atlama. broad seal devletin resmi mührü. broadly z. geniş olarak. broadness i. genişlik.
 
Çeviri broad-gauge
s., d.y. raylar arasında 15 m'lik veya daha geniş mesafe olan, geniş hat meydana getiren; A.B.D., mec. her şeyi ilginç bulan.
 
Çeviri broad-minded
s. açık fikirli.
 
Çeviri broad-shouldered
s. geniş omuzlu.
 
Çeviri broadax
i. balta, savaş baltası.
 
Çeviri broadbrim
Kuveyker (kuaker) mezhebine bağlı kimse.
 
Çeviri broadbrim
i. geniş kenarlı şapka.
 
Çeviri broadcast
f., i., s., z. radyo ile yayınlamak, neşretmek; saçmak; etrafa yaymak (dedikodu v.b.); radyo ile yayın yapmak, haber iletmek; saçma suretiyle tohum ekmek; i. radyo yayını; neşriyat, radyo programı; s. yayınlanmış, neşredilmiş; neşriyata ait; saçılmış; z. geniş bir alana yayılmak üzere. broadcaster i. radyo ile yayın yapan kimse veya firma; etrafa yayan kimse.
 
Çeviri broadcloth
i. ince pamuklu,yünlü veya suni ipekten dokunmus kumaş.
 
Çeviri broaden
f. genişlemek, genişletmek.
 
Çeviri broadloom
i. eksiz halı.
 
Çeviri broadside
i., den. borda; borda ateşi: geniş taraf: kötü muamele: eskiden halka dağıtılan bir yanı basılmış el ilanı.
 
Çeviri broadsword
i. pala; geniş ağızlı kılıç.
 
Çeviri broadway
i., A.B.D. Broadway Caddesi: Broadway tiyatro dünyası. offBroadway i. deneysel tiyatro.
 
Çeviri brobdingnag
i. Swift'in ,Guliliver'in Seyahatleri adlı kitabında adı geçen ve herşeyin aslından çok büyük olduğu üIke.
 
Çeviri brocade
i., f. brokar, bir yüzü kabartmalı kumaş; f. desenli olarak dokumak.
 
Çeviri brocatel
i. yüksek kabartmalı bir çeşit kumaş; özellikle ispanya ve italya'ya has bir çeşit renkli süs mermeri.
 
Çeviri broccoli
i. karnıbahara benzer bir bitki: kıvırcık lahana; bu bitkinin yaprakları ve sapları yenen ve göbek vermeyen bir çeşidi.
 
Çeviri brochure
i. broşür, küçük kitap, risale.
 
Çeviri brogan
i. bir nevi kalın ayakkabı.
 
Çeviri brogue
i. bir nevi erkek ayakkabısı; bir çeşit kaba ve sağlam ayakkabı.
 
Çeviri brogue
i. ingilizce'de irlanda aksanı.
 
Çeviri broil
f., i. ızgara yapmak, ateşte pişirmek; kızartmak; fazla ısıya maruz kalmak; sabırsızlık v.b.'nden tutuşmak, kendi kendini yemek; i. ızgara. broiler i. et veya balık pişirmeye mahsus ızgara veya tava; ızgaralık piliç.
 
Çeviri broil
i., f. münakaşa, mücadele, kavga, kargaşalık: f. münakaşa etmek, patırtı etmek.
 
Çeviri broke
bak. break; s, k.dili meteliksiz, cebi delik.
 
Çeviri broken
bak. break; s. kırılmış, parçalanmış, yarılmış, yarık, kırık (çizgi); eksik, parçaları kırılmış (çay, yemek takımı); ihlâl edilmiş, çiğnenmiş, yer yer kesilmiş, inkıtaa uğramış; ruhça ve bedence zayıf düşmüş; terbiye edilmiş (at v.b.); bozuk, fena konuşulan (dil) : iflâs etmiş, mahvolmuş. broken lot sayısı yüzden az olan satılık hisseler (borsa) . broken-down s. çökük, bozuk, bitkin. broken-hearted s. kalbi kırık, ümitsizliğe kapılmış. broken-winded s. soluyan (at). be all broken up over (bir şeyden dolayı) çok üzgün olmak.
 
Çeviri broker
i. simsar, komisyoncu, tellal.
 
Çeviri brokerage
i. komisyonculuk, simsarlık; komisyon, simsarlık ücreti.
 
Çeviri bromate
i., f., kim. bromat asidinin tuzu; f. bromin ile karıştırmak.
 
Çeviri bromic acid
kim. bromür asidi, asit bromik.
 
Çeviri bromide
i., kim. bromür asidinin tuzu; (argo) soğuk ve sıkıcı bir kimse; tatsız ve bayağı söz. bromide paper fotoğraf kâğıdı.
 
Çeviri bromine
i., kim. brom.
 
Çeviri bronchi
i., çoğ., bak. bronchus.
 
Çeviri bronchia
i., çoğ., anat. bronşlar, ciğer kasabaları. bronchial s. bronşlara ait.
 
Çeviri bronchitis
i. bronşit, nefes borusu ile bronşların arasındaki zarın iltihaplanması.
 
Çeviri bronchopneumonia
i., tıb. bir çeşit zaturree; bronş1arın ve ciğerlerin iltihabı.
 
Çeviri bronchus
i., anat. bronş, akciğer borusu.
 
Çeviri brontosaurus
i. Juraik devrinde yaşayan dinozor cinsinden çok büyük bir hayvan.
 
Çeviri bronze
i. bronz, tunç; bronz rengi; bronzdan yapılmlş sanat eseri.
 
Çeviri bronze
f. bronzlatmak, bronzla kaplamak; güneşte yakmak, karartmak. Bronze Age ark. Tunç Devri
 
Çeviri brooch
i. broş, iğne.
 
Çeviri brood
f., s. kuluçkaya yatmak: derin derin düşünmek, düşünceye dalmak; s damızlık. brooder i. kuluçka makinası; arpacı kumrusu, düşünceli kimse. broody s. kuluçkaya yatmak isteyen; düşünceye dalan.
 
Çeviri brook
i. çay, ırmak küçük nehir. brooklime i. bakabunga, bot. Veronica beccabunga brookweed i. su sıçan kuyruğu bot. Samolus.
 
Çeviri brook
f. tahammül etmek, çekmek, dayanmak.
 
Çeviri brooklet
i. küçük çay veya dere.
 
Çeviri broom
i. saplı süpürge; katır tırnağı bot. Genista scoparia. butcher's broom Yalova mercam; tavşan memesi, yaban mersini, bot. Ruscus aculeatus. spiny broom şimşek ağacı, bot. Calycotome spinosa. broom corn süpürge darısı, bot. Andropogon sorghum. broomrape i. canavar otu, bostan bozan, bot. Orobanche. broomstick i. süpürge sopası.
 
Çeviri bros
kıs. brothers.
 
Çeviri broth
i. et veya balık suyu et suyuna çorba.
 
Çeviri brothel
i. genelev, umumhane .
 
Çeviri brother
i. erkek kardeş, birader; aynı cemiyette üye. brotherhood i. kardeşlik, birlik, beraberlik; bir kuruluş veya kuruma üye olanlar. brotherin-law i enişte; kayınbirader: bacanak. brotherliness i. kardeşçe oluş. brotherly s. erkek kardeşe özgü, ağabeyce.
 
Çeviri brougham
i. kupa arabası: elektrikle iş1eyen eski bir tip otomobil.
 
Çeviri brought
bak. bring.
 
Çeviri brow
i. kaş: alın: çehre, yüz: yamaç, sarp bir yerin kenarı.
 
Çeviri browbeat
f. sert bakış veya sözlerle gözünü korkutmak, yıldırmak.
 
Çeviri brown
i., s., f. kahve rengi; s. kahverengi, kahve renkli, esmer derili; güneşten yanmış; Malezya ırkına mensup; f. karartmak, kararmak; esmerletmek, esmerleşmek; kızartmak. brown bread siyah ekmek. brown paper kahverengi veya diğer koyu renk bir ambalaj kâğıdı. brown study derin ve ciddi düşünceler, sıkıntı sonucu olan dalgınlık. brown sugar rafine edilmemiş veya kısmen rafine edilmiş şeker, esmer şeker. do it up brown k.dili etraflıca yapmak, başarmak. be browned off ing., k.dili bıkmak, usanmak.
 
Çeviri brownie
i. halk masallarında gizlice ev iş1erine yardımcı olan iyi huylu bir peri; A.B.D. fındıklı ve çikolatalı bir çeşit kek. Brownie 7-9 yaş1arı arasında kız izci; bir çeşit ucuz fotoğraf makinası.
 
Çeviri brownout
i. kısmi karartma, voltaj duşüklüğü
 
Çeviri brownstone
i. kahverengi kumtaşı: bu taştan yapılmış ev.
 
Çeviri browse
f., i. (otlamak, yemek sığır, koyun v.b.); (kitabı) gözden geçirmek; i. fidanların ve ağaçların taze sürgünleri veya dalları.
 
Çeviri bruin
i. ayı.
 
Çeviri bruise
f., i. çürütmek, berelemek, ezmek; incitmek, kırmak; dövmek (havanv.b.'de); çürük peyda etmek,bir yerini çürütmek, berelemek; incinmek; i. çürük, bere ezik. bruiser i. boksör; k.dili kaba ve güclü adam.
 
Çeviri bruit
f. etrafa yaymak, sayialar çıkarmak.
 
Çeviri brummagem
s., i. gösteriş1i fakat değersiz; sahte, taklit; i. şatafatlı fakat değersiz olan şey.
 
Çeviri brunch
i., A.B.D., k.dili sabah ile öğle arasında yenen, hem kahvaltı hem de öğle yemeği yerine geçen öğün.
 
Çeviri brunet
i., s. koyu renk saç cilt ve göz; esmer oğlan veya adam; s. esmer.
 
Çeviri brunette
i. s. esmer kız veya kadın; s. esmer.
 
Çeviri brunt
i. darbe, hamle, yüklenme. bear the brunt asıl yükü taşımak.
 
Çeviri brush
i., f. fırça; fırçalama: çok tüylü kuyruk, özellikle tilki kuyruğu: kısa bir temas veya karşılaşma; müfreze çarpışması; elek. fırça; f. fırçalamak; süpürmek; hafifçe dokunmak, değinmek; aceleyle ve telâş1a hareket etmek. brush aside brush away bir kenara itmek, bertaraf etmek. brush off başından atmak, savmak; tozunu almak. brush up tazelemek.
 
Çeviri brush
i. çalıllk, fundalık: çalı çırpı; yer yer meskun olan ormanlık bölge. brushwood i. çalı çırpı; sık çalılık, fundalık.
 
Çeviri brushoff
i., k.dili olumsuz cevap.
 
Çeviri brusque, brusk
s. sert, ters kaba. brusquely z. kabaca. brusqueness i. kabalık terslik.
 
Çeviri brussa, brusa
i. Bursa şehri.
 
Çeviri brussels
i. Brüksel. Brussels carpet Brüksel halısı. Brussels lace el dokuması. Brüksel danteli. Brussels sprouts Brüksel lahanası, ufak lahana.
 
Çeviri brut
s. sek.
 
Çeviri brutal
s. vahşi, yabani; hayvani; merhametsiz, insanlıktan uzak; kaba, nezaketsiz; makul olmayan, mantıksız. brutally z. vahşi bir şekilde. brutal'ity i. vahşilik.
 
Çeviri brutalize
f. hayvanca veya gaddarca davranmak, böyle bir davranışa sebep olmak. brutaliza'tion i. vahşileştirme, vahşileşme.
 
Çeviri brute
i., s. hayvan; hayvan gibi adam; insanların hayvanca arzu ve duyguları; s. düşüncesiz, mantıksız; hayvan gibi vahşi; zalim; şehvete ait, bedensel by brute force beden kuvveti ve zorla.
 
Çeviri brutish
s kaba, hayvan gibi, insanlıktan uzak; bedensel, cinsel; uygarlıktan yoksun. brutishly z. hayvanca. brutishness i. hayvanlık, kabalık.
 
Çeviri bryology
i. botaniğin yosunlar kısmı, yosun bilgisi.
 
Çeviri bryony
i., bo.t şeytan salgamı. white bryony akasma, bot. Bryonia dioica.
 
Çeviri bryophyte
i., bot. yosun. bryophytic s. yosun cinsinden.
 
Toplam 271 sonuç listeleniyor
Copyright © Dogrusozluk.comSponsor: ip adresim nedir cevaplar için doğru adres ipsorgu.com