namei., f., s. ad, isim; nam, şöhret, ün; ünvan; kızgınlık belirten hitap şekli; şöhretli kimse; dış görünüş; Tanrının kutsal ismi; f. ad koymak, isim vermek, ismiyle çağırmak; ismini vermek; belirtmek; tayin etmek; memur etmek; s. ismi olan; A.B.D., k.dili tanınmış; ismini veren. name plate tabela. Name your price. İstediğiniz fiyatı söyleyin. Ne isterseniz vereceğim. by name ismiyle, isminde; ismen. call one names birine sövüp saymak, küfürler savurmak; kızdırmak için isim takmak. Christian name vaftiz ismi; öz ad. family name soyadı, aile ismi. He has a bad name. Kötü şöhreti var. Adı kötüye çıkmış. I havent a penny to my name. Hiç param yok. I know him by name. İsmen tanıyorum. in name sözde, ismen. in the name of namına, yerine; başı için, hakkı için, aşkına. maiden name bir kadının evlenmeden evvelki soyadı. make a name for oneself ad yapmak. of the name of isminde, ismiyle, namında. the name of the game asıl sorun. to ones name kendine mahsus.