Sözlük
Sponsor Bağlantılar
Çevir

EN 'at' sonuçları
Çeviri at
edat tarafında, -de, -da; -e, -a; üzere, halinde; başına, her birine, beherine; nezdinde ; yanında, evinde; ile meşgul; hususunda at all hiç, hiç bir suretle at and from den. sig. gerek limarda ve gerekse yolda(sigorta) at best nihayet, olsa olsa. at call talep edildiginde. at ease rahat. at first önce, evvela. at home evde; kabul günü. at large serbest. at last nihayet. at least hiç olmazsa. at most en çok. atoncederhal, hemen. at one aynl fikirde mutablk; saat birde. at par resmi değerinde. at sight göruldüğünde, ibrazında at that oldugu gibi; haliyle; hatta, bile. all at once hepsi birden, hep birden. all at sea şaşırmış, ne yapacağını bilmez bir halde. sick at heart kederli, uzgun, muteessir.
 

3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net

 
Çeviri at wt
(kıs). atomic weight.
 
Çeviri at-home
(i). samimi ev toplantısı, kabul günü.
 
Çeviri atabal
(i). davul
 
Çeviri atabeg
(i). atabey
 
Çeviri atabrine
(i)., (tıb). kinin gibi bir ilâç, atebri n.
 
Çeviri ataman
(i). Kazak reisi, hetman.
 
Çeviri ataractic
(s)., (tıb). sakinleştirici, yatıştırıcı, huzur verici.
 
Çeviri ataraxia
(i). ataraksiya; huzur, sukun, rahat oluş.
 
Çeviri atavic
(s). eski atalarla ilgili.
 
Çeviri atavism
(i). atacılık, atavizm, eski nesillerin bir özelliginin birkaç kuşak sonra tekrar belirmesi. atavis'tic (s). atalara ait, ataç.
 
Çeviri ataxia
(i)., (tıb). beden faaliyetlerinde düzensizlik, adalelerin koordinasyon bozuklugu.
 
Çeviri ate
bak. eat.
 
Çeviri ate
(i). eski Yunan fikrine göre insanı kör edip cinayete sürükleyen kuvvet. -ate sonek -miş: desolate terkedilmiş; ile: caudate kuyruklu; etken fiil: enumerate saymak; sonuç: mandate emir; kim oksijenli tuz: chlorate klorat. At easel! ask. emir Rahatl
 
Çeviri atelier
(i)., (Fr) imalâthane, atölye.
 
Çeviri atempo
(it)., (müz). evvelki tempoya dönüş.
 
Çeviri atemporal
(s) zamanla ilişkisi olmayan.
 
Çeviri atheism
(i). Allahın varlığını inkâr; Allahsızlık. atheist (i). Tanrının varlıgını kabul etmeyen kimse, ateist. atheistic, -al (s). Allahsız.
 
Çeviri atheling
(i)., (tar). asil kimse; kral naibi
 
Çeviri athena athene
(i)., (mit). Atena.
 
Çeviri athenaeum
(i)., fen ve edebiyat kulübü; genel kitaplık, okuma odası.
 
Çeviri athens
(i).atina şehri.athenian (s).,(i).atinalı.
 
Çeviri atherosclerosis
( i)., (tıp)damarlar ın tıkanması.
 
Çeviri athirst
(s). hevesli; istekli; eski susam ış, susuz.
 
Çeviri athl.
athlete;athlete;athletics.
 
Çeviri athlete
(i). atlet, sporcu, pehlivan. athlete's foot madura ayağı, (tıb). mantar.
 
Çeviri athletic
(s). atletik, atletlere ait. athletically (z). atletik bir şekilde.athleticism (i).atletizim sporculuk.athletics (i ). atletizm.
 
Çeviri athrob
(s)., (z). çarpan; (z). çarparak.
 
Çeviri athwart
(z)., edat çapraz; aykırı, tersine, karşı; edat bir taraftan karşı tarafa; karşı, zıt. athwartship (z)., (den), alabandadan alabandaya.
 
Çeviri atilt
(z)., (s). eğilmiş olarak, yan yatmış bir şekilde; hücuma geçme pozisyonunda; (s). eğilmiş, yan yatmış.
 
Çeviri atingle
(s). sızlayan, titreyen.
 
Çeviri atlantes
(i)., (çoğ).(mim). erkek heykel şeklindeki sütunlar.
 
Çeviri atlantic
(i)., (s). Atlas Okyanusu; (s). Atlas Okyanusu ile ilgili.
 
Çeviri atlantis
(i). eski zamanlarda Cebelitar ık'ın batısında var oldugu ve sonradan zelzeleden battığı söylenen efsanevi bir ada.
 
Çeviri atlas
(i)., (mit). göklere destek olduğu söylenen bir yarı-tanrı. Atlas Mountains Atlas Dağları.
 
Çeviri atlas
(i). atlas (harita kitabı).;(tıb). boyun fıkra kemiklerinin birincisi, atlas, birinci omur; bir çeşit ipekli kumaş, atlas; buyük boy kâğıt.
 
Çeviri atm
(kıs).atmosphere, atmospheric.
 
Çeviri atman
(i). (Hindu dininde) can, ruh, nefes.
 
Çeviri atmometer
(i).atmometre, buhar ölçer.
 
Çeviri atmosphere
(i). havaküre, atmosfer; çevre, muhit; (fiz). havaküre (basınç birimi). atmospher'ic, -al (s). havaya ait, atmosferik. atmospher'ics (i).,(çoğ). radyoda parazit.
 
Çeviri atoll
(i). atol, mercanada.
 
Çeviri atom
(i). atom, zerre, cevher; çok küçük miktar.
 
Çeviri atomic
(s) atomik, atomal: çok küçük atomic bomb atom bombası. atomic energy atom enerjisi. atomic heat (kim). atomal ısı. atomic number (fiz). atomal sayı. atomic weight atomal ağırlık. atomics (i). nükleer fizik.
 
Çeviri atomism
(i). atomculuk. atomist (i). atomculuğu kabul eden kimse.
 
Çeviri atomize
(ing).-ise (f).atomlara ayırmak.
 
Çeviri atonal
(s)., (müz). atonal, ton ve makam temeline dayanmayan (beste). atonal'ity (i)., (müz).atonalite.
 
Çeviri atone
(f). telâfi etmek, (bir suç, kabahat v.b.'ni) affettirecek harekette bulunmak, kefaret etmek. atonement (i). kefaret, tazminat , özür dileme, tarziye.
 
Çeviri atonic
(s)., (tıb). dermansız takatsız, zayıf; gram. aksansız; vurgusuz.
 
Çeviri atony
(i)., (tıb). zafiyet, dermansızlık, kuvvetsizlik.
 
Çeviri atop
(z)., edat, (s). üstte, üstünde, üzerine, üzerinde; (s). üstündeki. -ator sonek -ici: narrator hikâyeci. -atory sonek netice veren, netice olan: mandatory zorunlu.
 
Çeviri atrabilious,
(i).(ar). ( s). kara sevdalı, hüzünlü, melankolik.
 
Çeviri atremble
(s). titreyen, korkan.
 
Çeviri atrip
(z)., (den). tırnağı denizin dibinden az yükselmiş (çapa).
 
Çeviri atrium
(i)., (mim). eski Roma evlerinde avlu veya giriş yeri; Orta Çağ'da kilisenin etrafı sütunlarla çevrili avlusu; anat. atriyum, kalpteki kulakçıklardan biri.
 
Çeviri atrocious
(s). çok fena, pek çirkin, iğrenç, menfur; gaddar, zalim, kalpsiz atrociously (z). zalimlikle, gaddarcasına; korkunç bir şekilde. atrociousness (i). zulüm gaddarlık, iğrençlik, menfur oluş.
 
Çeviri atrocity
(i). gaddarlık, kütülük şenaat , canavarlık. atrocities (i).(çoğ). mezalirn.
 
Çeviri atrois
(Fr). üç kişilik.
 
Çeviri atrophy
(i)., (tıb). gıdasızlıktan zayıflama, bedenin zayıflayıp kuruması; dumur,atrofi körelme.
 
Çeviri atropine
(i). atropin, güzelavrato1undan çıkarılan ve hekimlikte kullanılan zehirli bir madde.
 
Çeviri att
kıs.attention, for the attention of dikkatine; attorney.
 
Çeviri attach
(f). takmak, raptetmek, iliştirmek, tutturmak; bitiştirmek, bağlamak; (huk). haczetmek , müsadere etmek; maiyete tayin etmek; vermek, hamletmek, isnat etmek; sevdirmek attached (s). bağlı, merbut, ilgili; ilişik; tutkun.
 
Çeviri attache
(i). ataşe attache case genellikle deriden yapılan, dik dörtgen ve menteşeli evrak koyacağı, çanta. naval attache deniz atasesi.
 
Çeviri attachment
(i). bağlılık, merbutiyet; ilgi, alaka; sevgi, muhabbet, dostluk; (huk). zapt ve müsadere, haciz; zapt ve müsadere ilamı; ek parça.
 
Çeviri attack
(f)., (i). hücum etmek, saldırmak, vurmak, basmak, tecavüz etmek; laf atmak, aleyhinde söylemek; işe koyulmak; tutmak, isabet etmek; (i). saldırı, hücum; (tıb) yakalanma , tutulma, nöbet; birbirinin aleyhinde söyleme; işe koyulma; (müz). bir notaya başlama tarzı.
 
Çeviri attain
(f). varmak, ulaşmak, ermek, erişmek, vâsıl olmak, yetişmek; kazanmak, bulmak, kespetmek. attainable (s). ulaşılabilir, erişilebilir, kazanılabilir, ele geçirilebilir, istihsali mümkün.
 
Çeviri attainder
(i)., (huk). idam hükmü verilmesi veya kanun dışı ilân edilmesi hallerinde bir kimsenin bütün vatandaşlık haklarını kaybetmesi; eski leke, şerefsizlik.
 
Çeviri attainment
(i).hüner, marifet; elde etme, erişme, edinme.
 
Çeviri attaint
(f)., (i). (huk). idam hükmü verilmesi üzerine bir kimsenin vatandaşlık haklarını kaldırmak; lekelemek, rezil etmek; (i). Ieke, ayıp; medeni hakların kaldırılması.
 
Çeviri attar
(i). ıtır attar of roses gülyağı.
 
Çeviri attemper
(f). mülayimleştirmek, yumu şatmak, sertligini gidermek;(içine bir şey katarak) ısıyı ayarlamak veya düzenli bir hale koymak; adapte etmek, uydurmak, intibakını sağ1amak.
 
Çeviri attempt
(f)., (i). kalkışmak, yeltenmek , teşebbüş etmek; çalışmak, gayret etmek, denemek, tecrübe etmek; hayatına kastetmek, suikast teşebbüsünde bulunmak; (i). teşebbüs, yeltenme, kalkışma; deneme, tecrübe attempt on one's life suikast teşebbüsü.
 
Çeviri attend
(f). (toplantıya) iştirak etmek, katılmak; kulak vermek, laf dinlemek; bakmak, mukayyet olmak; eşlik etmek, refakat etmek, maiyetinde bulunmak; hazır bulunmak; beklemek ; on ile hazır bulunmak; to ile bakmak, üzerine almak; ilgilenmek; meşgul olmak; kulak kesilmek, dikkat etmek.
 
Çeviri attendance
(i). devam, gitme; refakat; hazır bulunanlar, maiyet. dance in attendance on üzerine titremek.
 
Çeviri attendant
(i). hizmetçi, hizmetkar; refakat eden kimse, eşlik eden kimse; beraberinde olan şey; bir kimsenin maiyetinde çalışan memur; netice, akıbet
 
Çeviri attention
(i) dikkat, ihtimam, üzerine titreme, meşgul olma; teveccuh, iltifat,nezaket; (çoğ). aşığın sevgilisine gösterdiği ilgi. Attention I Hazır ol I attention span (psik). bir kimsenin konu degiştirmeden aynı şeye dikkat edebildiği müddet.
 
Çeviri attentive
(s). dikkatli, hizmete hazır; kibar, ince, nazik attentively (z). dikkatle, hizmete hazır olarak; nezaketle attentiveness (i). dikkat; nezaket, incelik
 
Çeviri attenuant
(s). hafifletici, sulandırıcı.
 
Çeviri attenuate
(s). ince, zayıf, azalmış, dar.
 
Çeviri attenuate
(f). inceltmek, hafifletmek , azaltmak, daraltmak, zayıflatmak; değerini düşürmek attenua'tion (i). inceltme, zayıflatma, azaltma; incelme, daraltmak, azalma, zayıflama.
 
Çeviri attest
(f).,( i). resmen ve açıkça söylemek, iddia etmek; şahadet etmek, tasdik etmek, ispat etmek, delil göstermek, beyan etmek; (i). şahadet, tasdik.
 
Çeviri attestation
(i) şahadet, tasdik; yemin.
 
Çeviri attic
(i). tavan arası; tavan arasındaki oda veya odalar; (mim). klasik mimari tarzda cephe üzerindeki kat veya süslu duvar.
 
Çeviri attic
(s)., (i ).Atinalı; ince, doğru; sade; (i ).Atina lehçesi.
 
Çeviri atticism
(i). Atik Yunanca'sına has dil özelliği; güzel ve ince ibare; Atinalılara baglılık.
 
Çeviri attire
(i)., (f) süslu veya gösterişli elbise , esvap, kıyafet, kisve; (f). giydirmek, donatmak attirement (i). giyim kuşam, esvap; tezyinat.
 
Çeviri attitude
(i). tutum, davranış, tavır; vaziyet alış; (hav). dünya ve ufka göre meyil (s).tutumla tutumla ilgili, vaziyete ait. attitudinize (f). tavır takınmak, vaziyet almak, çalım satmak.
 
Çeviri attorn
(f)., (huk). başkasının kiracısı olmaya razı olmak; devretmek.
 
Çeviri attorney
(i). vekil, dava vekili attorney at law avukat attorney general devletin en yüksek hukuk memuru (adalet bakanı gibi) ; başsavcı, baş müddeiumumi power of attorney vekâlet, temsil yetkisi; vekaletname attorneyship (i). vekâlet, avukatlık
 
Çeviri attract
(f). çekmek, cezbetmek attractile (s). çekici, cazip attractive (s). cazibeli, cazip, ,cekici, alımlı. attractively (z). güzel, alımlı surette attractiveness (i). çekicilik, cazibe.
 
Çeviri attractability
(i). çekicilik, cezbetme kabiliyeti attractable (s). cezbedilir, cezbedilebilir.
 
Çeviri attraction
(i). cazibe, çekici oluş, alımlılık; buyüleyici şey; eglence programı, atraksiyon; (fiz). çekim.
 
Çeviri attrib
(kis).attribute, attributive.
 
Çeviri attribute
(f) vermek, yüklemek, isnat etmek, atfetmek, hamletmek. attributable (s). isnat olunabilir, atfolunabilir. attribu'tion (i). isnat, verme, hamletme, atfetme; sıfat, nitelik; ozellik, hassa; yetki, salâhiyet attributive (s). verici, hamledici; (gram). niteleyici.
 
Çeviri attribute
(i). sıfat, nitelik, vasıf; (man). yüklem, mahmul; (gram). yüklem; sıfat veya benzeri.
 
Çeviri attrited
(s). sürtünmeyle aşınmış.
 
Çeviri attrition
(i). sürtüşme, yıpranma, aşınma.
 
Çeviri attune
(f). akort etmek; ahenk kazandırmak, uyum sağlamak.
 
Çeviri atty
(kıs). attorney.
 
Çeviri atty gen
(kıs). Attorney General.
 
Çeviri atwain
(z)., eski ikiye ayrılarak.
 
Çeviri atwitter
(s). heyecanlı; cıvıltılı.
 
Çeviri atypical
(s). tipik olmayan.
 
Toplam 102 sonuç listeleniyor
Copyright © Dogrusozluk.comSponsor: ip adresim nedir cevaplar için doğru adres ipsorgu.com