Sözlük
Sponsor Bağlantılar
Çevir

EN 'can' sonuçları
Çeviri can
(i)., (f). (ed,-ning) konserve kutusu, teneke kutu; çöp tenekesi; ABD, argo hapishane; argo yüznümara; argo kaba et; (f). konserve yapmak; kutulara doldurmak; ABD, argo kovmak, işine son vermek, slang sepetlemek; argo filime veya teybe almak. Can it I Yeter be I
 

3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net

 
Çeviri can
(f). (could) (-ebil-)., yapmak imkânı (nda) olmak: Can you do thiswork ? Bu işi yapabilir misin? I couldn't find my tie. Kravatımı bulamadım. (Can fiilinin gelecek zamam yoktur; yerine will be able to kullanılır); (k).dili izinli olmak: Can I go ? Gideyim mi ?
 
Çeviri can
(kıs). Canada, Canadian.
 
Çeviri can buoy
koni biçiminde şamandıra.
 
Çeviri can't
(kıs). cannot.
 
Çeviri canaan
(i)., (K.M). Kenân Diyarı, vaat edilmiş üIke; cennet; Filistin.
 
Çeviri canada
(i). Kanada.
 
Çeviri canadian
(i)., (s). Kanadalı; (s). Kanada ile ilgili.
 
Çeviri canaille
(i). ayaktakımı, aşağı tabaka, sefiller.
 
Çeviri canal
(i). kanal; su yolu; (anat). içinden damar, sinir veya su geçen kanal. Canal Zone Panama Kanalı mıntıkası.
 
Çeviri canaliculus
(i)., (anat). kanalcık.
 
Çeviri canalize
(f). kanal açmak, çıkıs yolu açmak; kanallara sevketmek; (tıb) kanal açarak cerahati akıtmak. canaliza'tion (i). kanal açma.
 
Çeviri canape
(i). kanape, üzerine peynir, ançuez veya salam konmuş küçük ekmek.
 
Çeviri canard
(i). uydurma, asılsız haber.
 
Çeviri canary
(i). kanarya kuşu, (zool). Serinus canarius; kanarya sarısı; Kanarya adalarında yapılan bir çeşit tatlı beyaz şarap. canary flower kanarya çiçeği, (bot). Tropaeolum peregrinum. canary grass kanarya otu, (bot). Phalarus canariensis. canary seed kuş yemi. canary yellow kanarya sarısı. Canary Islands Kanarya adaları.
 
Çeviri canasta
(i)., iskambil kanasta.
 
Çeviri canberra
(i). Canberra, Avustralya nın başkenti.
 
Çeviri canc
(kıs). cancelled.
 
Çeviri cancan
(i). kankan, hareketli bir Fransız dansı.
 
Çeviri cancel
(f)., (i). üstüne çizgi çekmek, silmek; iptal etmek; geçersiz hale koymak; (matb). çıkarmak; (mat). kısaltmak; (i). çizgi çekme, silme, iptal; çıkarma. cancela,tion (i). iptal etme; işaretleme; iptal olunan şey; çıkarma.
 
Çeviri cancellate, cancellous
(s)., (anat). bünyesi sünger gibi olan.
 
Çeviri cancer
(i)., (tıb). kanser; (b.h)., (astr). Yengeç Burcu. cancera'tion (i). kanserleşme.cancerous (s). kanser gibi, kanserli.
 
Çeviri candelabrum
(i). (çoğ -bra, -brums) üstü işlemeli kollu şamdan.
 
Çeviri candent
(s)., eski ısıdan parlayan, hararetten beyazlaşmış.
 
Çeviri candid
(s). samimi, içten; tarafsız; dürüst, riyasız. candid camera photographs kusurları gizlemeyen fotoğraflar. candidly (z). samimiyetle, tarafsızca. candidness (i). samimiyet, dürüstlük.
 
Çeviri candidacy
(i). adaylık.
 
Çeviri candidate
(i). aday, namzet; talip. candidateship (i). adaylık, namzetlik.
 
Çeviri candied
(s). şekerlenmiş; şekerleme haline konmuş; şeker gibi kristalleşmiş; tatlı dilli, dil döken.
 
Çeviri candle
(i)., (f). mum; (f). (yumurtaları) ışığa tutarak muayene etmek. Peter doesn-t hold a candle to Mary. Peter, Mary'nin eline su dökemez. burn the candle at both ends fazla çalışmak; gece gündüz eğlenmek.
 
Çeviri candle-power
(i). mum (ışık öIçü birimi).
 
Çeviri candlelight
(i). mum ışığı.
 
Çeviri candlestick
(i). şamdan.
 
Çeviri candlewick
(i). mum fitili.
 
Çeviri candor ing candour
(i). samimiyet, açık kalplilik; dürüstlük; tarafsızlık.
 
Çeviri candy
(i)., (f). şeker, bonbon, şekerleme, çikolata; (f). şekerleme yapmak; şerbet içinde kaynatmak; şekerleme haline getirmek. candy pull akide şekerine benzer bir şekerin yapılışı nedeniyle gençlerin toplanması.
 
Çeviri candytuft
(i). hardal çiçeğine benzeyen bir çiçek, iberide, (bot). Iberis amara.
 
Çeviri cane
(i)., (f). baston, değnek; kamış, bambu, şekerkamışı; boğürtlen veya ahududunun sapı; (f). baston ile dövmek; kamışla kaplamak, hasırlamak. canebrake (i). kamışlık. cane mill şekerkamışı değirmeni. cane sugar şekerkamışından yapılmış şeker. rattan cane benekli hintkamışı, (bot). Calamus rotang.
 
Çeviri canea
(i). Girit adasının merkezi olan Hanya şehri.
 
Çeviri canephora
(i). eski Yunan ayinlerinde başının üstünde sepet taşıyan kız; başında yastığa benzer bir şekil bulunan kız heykeli.
 
Çeviri cangue
(i). ,Cin'de eskiden mahkumların boyunlarına geçirilen bir çeşit boyunduruk.
 
Çeviri canicular
(s)., (astr). Köpek Burcuna ait; Ağustosun en sıcak günlerine ait.
 
Çeviri canine
(s)., (i). köpek ve kurt gibi, köpek cinsine ait; (anat). köpekdişine ait; (i)., (zool). köpekgillerden bir hayvan, köpek; köpekdişi. canine tooth köpekdişi.
 
Çeviri canis major
Büyük Köpek takımyıldızı.
 
Çeviri canister
(i). çoğunlukla madenden yapılmış olan çay, kahve vb kutusu.
 
Çeviri canker
(i)., (f)., (tıb). ağızda meydana gelen yara, pamukçuk; yozlaştıran herhangi bir şey; atların tabanlarında hâsıl olan yara; bitkilerin gövdelerinde görülen bir hastalık; (f). pamukçuk hâsıl etmek; çürütmek, tedricen mahvetmek; pamukçuğa tutulmak; çürümek, mahvolmak.
 
Çeviri cankerous
(s). yer yer çürümekte olan; pamukçuk cinsinden; pamukçuk hâsıl eden; yozlaştıran.
 
Çeviri canna
(i)., (bot). kana.
 
Çeviri cannabin
(i)., (kim). kannabin.
 
Çeviri cannabis
(i). kendir, kenevir, haşiş.
 
Çeviri canned
(s). konserve halinde muhafaza edilmiş; argo önceden hazırlanmış, önceden söylenmiş, bir yenilik getirmeyen; argo kovulmuş, yol verilmiş; argo banda alınmış, plağa doldurulmuş (müzik).
 
Çeviri cannel coal
linyit kömürü.
 
Çeviri canner
(i). konserveci, konserve yapan kimse.
 
Çeviri cannery
(i). konserve imalâthanesi, konserve yapılan yer.
 
Çeviri cannibal
(i)., (s). yamyam; kendi cinsinin etini yiyen herhangi bir hayvan; (s). yamyamlıkla ilgili. cannibalism (i). yamyamlık.
 
Çeviri cannibalize
(f). bir diğerini tamir etmek için bozulmuş araba, uçak vb'nden parçalar almak.
 
Çeviri cannikin
(i). ufak teneke kutu, küçuk su kabı; tahta kova.
 
Çeviri canning
(i). konserve yapma.
 
Çeviri cannon
(i)., (f), top; (mak). bir şaft üzerinde serbestçe hareket eden (mil); bilardo oyununda karambol; koşum takımında bir çeşit gem; (zool). incik kemiği; (f). topa tutmak, top atmak, bombardıman etmek; gülle gibi fırlatmak. cannon ball gülle. cannon bone incik kemiği. cannon fodder (ölmek ihtimali ile) savaşa giden askerler. cannon shot top ateşi; top menzili.
 
Çeviri cannonade
(i).,(f). top ateşi, bombardıman; (f). topa tutmak; bombardıman etmek.
 
Çeviri cannoneer
(i). topçu.
 
Çeviri cannot
(f). -amaz,-amam, -amazsın(ız), -amayız, -amazlar (Anlamı vurgulamak gerektiğinde can not olarak ayrılır; konuşma dilinde çoğu zaman can't şeklinde kullanılır.)
 
Çeviri cannula
(i)., (tıb). vücuttan su çek meye veya vücuda ilaç zerketmeye mahsus tup veya boru; kanül.
 
Çeviri canny
(s). dikkatli, uyanık; tedbirli ihtiyatlı; açıkgöz; zeki anlayışlı; hünerli, becerikli; tutumlu, idareli; sessiz, sakin; kuytu, rahat; cazip, çekici, zarif, hoş.
 
Çeviri canoe
(i), hafif sandal, kano. Paddle your own canoe. Kendi işini kendin gör.
 
Çeviri canon
(bak). canyon.
 
Çeviri canon
(i). kilise kanunu; kanun, nizam, düzen; miyar, ölçüt, kriter; Hiristiyan kilisesince Kitabı Mukaddes'in bir bölümü olarak kabul edilen kitapların toplamı; kilisece kabul edilen azizlerin listesi; herhangi bir dinin kutsal kitapları; (müz). kanon; 48 puntoluk matbaa harfi; bir katedral veya kilisenin ozel heyeti üyesi. canon law fıkıh, ahkâm-ı diniye.
 
Çeviri canonical
(s). kilise kanununa göre; dini esaslara ait; Kitabı Mukaddes'in bir kısmı olan; meşru, kabul edilmiş. canonically (z). dini esaslara uyarak.
 
Çeviri canonicals
(i). din adamlarının görev esnasında giydikleri kıyafet.
 
Çeviri canonicity
(i). bir yazının kilisece Kitabı Mukaddes'in bir bölümü olarak kabul edilip edilmemesi.
 
Çeviri canonist
(i). fıkıh bilgini, fakih.
 
Çeviri canonize
(f). öImüş bir kimseyi kilisece kabul edilen azizler listesine dahil etmek; takdis etmek, yüceltmek; muteber addetmek. canoniza'tion (i). azizlik mertebesine yükseltme.
 
Çeviri canonry, canonship
(i). bir katedral veya kilise özel heyeti üyeliği; bu üyeler grubu.
 
Çeviri canopener
teneke açacagı, konserve açacagı.
 
Çeviri canopy
i, f gölgelik, sayeban, sayvan, kubbe; gök kubbe; f gölgelemek; kaplamak, ustunü örtmek
 
Çeviri canorous
(s). ahenkli, uyumlu.
 
Çeviri canst
eski can yardımcı fiilinin ikinci tekil şahıs şekli.
 
Çeviri cant
(i)., (f). meyil; şiv; yatay kesit; (f). eğmek, şivlendirmek, meylettirmek; ani bir hareketle fırlatmak; eğilmek, meyletmek, bükülmek; dönmek.
 
Çeviri cant
(i),, (f). yapmacık; riyakârlık, samimiyetsizlik; belirli bir zümre, grup veya partiye mal olmuş kelime veya sözler; argo; (f). riyakâr bir şekilde konuşmak: dinsel konularda samimiyetsizce davranmak; murailik etmek; dilenmek, sesine bir ahenk vererek dilenmek.
 
Çeviri cant hook
kütükleri devirmeye mahsus ucunda madeni kancası olan tahta kaldıraç.
 
Çeviri cantabile
(s)., (müz). nağmeli.
 
Çeviri cantabrigian
(s). Cambridge ile ilgili; Cambridge üniversitesine ait.
 
Çeviri cantaloupe, cantaloup
(i). kantalup kavunu, üstünde dilim çizgileri olan çok lezzetli küçük bir kavun.
 
Çeviri cantankerous
(s). huysuz, aksi, geçimsiz. cantankerously (z). huysuzluk yaparak. cantankerousness (i). huysuzluk, aksilik.
 
Çeviri cantata
(i)., (müz). kantat, kısa bir oratoryoyu andıran beste; bestelemek için yazılan şiir.
 
Çeviri cantatrice
(i). (çoğ. -ci) kadın şarkıcı, şantoz.
 
Çeviri canteen
(i). matara; kantin, büfe; ordu satış kooperatifi; (ask). yemek takımlarının içinde durduğu göz veya sandık.
 
Çeviri canter
(i)., (f). eşkin gidiş (at); (f). eşkin gitmek; eşkin sürmek.
 
Çeviri canterbury bell
bir çeşit çançiçeği, (bot). Campanula medium.
 
Çeviri cantharis
(i). (çoğ -tharides) (ecza). kuduzböceğinden yapılan bir ilâç; kuduzböcegi, (zool). Cantharis.
 
Çeviri canticle
(i). mezmurların bestelenmiş şekli, ilâhi; (b.h)., (çoğ). Süleyman;ın neşideleri.
 
Çeviri cantilever
(i)., (mak). dirsek, yalnız bir ucu destekli olan kol; binanın dışarıya çıkık olan kısmı. cantilever bridge her biri bir ayak üzerinde dengeli oturan iki parçadan ibaret köprü.
 
Çeviri cantillate
(f). tilâvet etmek, Kur'an ı nağme ile okumak.
 
Çeviri cantle
(i). eyerin arka kaşı; köşe; parça bölüm.
 
Çeviri canto
(i). uzun bir şiirin bolumlerinden biri; kıta.
 
Çeviri canton
(f). idari bölümlere ayırmak, kantonlara ayırmak; (kanton ) askerleri konaklatmak. cantoral (s). kantonlara ayırmayla ilgili.
 
Çeviri canton
(i). Kanton. Canton crepe ince ve hafif bir cins krep ipekli kumaş. Canton flannel bir yüzü tüylü pamuklu kumaş. Cantonese' (i). Güney ,Çinli; Güney çin dili.
 
Çeviri canton
(i). kanton, eyalet; bir bayrağın bölümü.
 
Çeviri cantonment
(i). askerlerin sevkedildiği büyük kamp; askeri bölge veya karargâh; kışla.
 
Çeviri cantor
(i). sinagog ayinlerinde taganni edenlerin lideri.
 
Çeviri cantus
(i)., (müz). dini musiki; şarkı, melodi. cantus firmus (müz). çok sesli bir parçanın bölümlerinin eklendiği esas musiki parçası.
 
Çeviri canuck
(i)., argo Kanadalı, Kanadalı Fransız.
 
Çeviri canvas
(i). yelken bezi, çadır bezi; çadır; yelken; kanaviçe; (güz). (san). tuval; tuval üzerine yapılmış resim. canvasback (i). Kuzey Amerika'ya mahsus yabani ördek. under canvas ,çadırda; yelken açmış.
 
Çeviri canvass
(f)., (i). kapı kapı dolaşarak oy veya sipariş toplamak; tetkik etmek, incelemek; soruşturmak; muzakere etmek, tartışmak; (i). sipariş toplama; oy toplama; tetkik, inceleme; soruşturma; seçim kampanyası. canvasser (i). sipariş veya oy toplayan kimse; tetkik eden kimse.
 
Çeviri canyon, canon
(i). kanyon, sarp kenarları olan vadi, derin vadi.
 
Çeviri canzone
(i)., (it)., (müz). (çoğ. -ni) italyan tarzı bestelenmiş bir çeşit lirik şiir; balad veya şarkı.
 
Çeviri canzonet
(i)., (it)., (müz). kısa, hafif ve neşeli şarkı.
 
Toplam 106 sonuç listeleniyor
Copyright © Dogrusozluk.comSponsor: ip adresim nedir cevaplar için doğru adres ipsorgu.com