wadi., f. (-ded, -ding) tutam, tomar; tıkaç, tampon; tüfek sıkısı; topak; k.dili. büyük miktar, çok para; f. tıkaç koymak; tomar şekline getirmek. a wad of gum papuç kadar çiklet. bet one's wad k.dili. eldeki bütün parayı bahse yatırmak. shoot one's wad k.dili. bütün parayı har vurup harman savurmak.
3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net
waddlef., i. badi badi yürümek, paytak paytak yürümek; i. badi badi yürüyüş. waddly s. paytak.
wadef. sığ suda oynamak; sığ su veya çamur içinde yürümek. wade into k.dili. şiddetle girişmek. wade through (sığ su veya çamur) içinden geçmek; ağır ağır ve güçlükle ilerlemek; zorla tamamlamak. wad'ing i. suda yürüme. wading boots kalçaya kadar çıkan uzun çizme.
waderi. sığ su veya çamur içinde yürüyen kimse; uzunbacaklılardan herhangi bir kuş.
Toplam 6 sonuç listeleniyor