magazinei. dergi, mecmua; depo; cephane deposu; silahta fişek hazinesi.
3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net
magentai. galibarda, morumsu kırmızı boya veya renk.
maggoti. sürfe, kurt, kurtçuk, sinek kurdu, peynir kurdu; eski delice arzu, merak, sevda. woodboring maggot ağaç kurdu. maggoty s. kurtlu.
magii. çoğ. doğuda gördükleri yıldız aracılığıyle yeni doğmuş olan Hazreti isa'yı ziyarete gelen üç müneccim (Matta 2: 112); eski Medya ve iran'da ruhban sınıfı; Mecusiler.
magici., s. sihirbazlık, sihir, büyücülük, büyü; gözbağcılık, hokkabazlık; s. sihirle ilgili, büyücülükte kullanılan; sihirli, büyülü magic mirror bakılınca gaipten haber veren ayna. magic wand sihirli değnek. black magic cin ve şeytanlar aracılığıyle yapılan büyü. white magic melekler aracılığıyle yapılan büyü, zararsız büyü. magical s. büyü gibi, sihirle ilgili. magically z. büyülü surette, büyüleyerek.
magisterials. hakime ait, hakimane, amirane; tumturaklı; salâhiyetli maggisterially z. hâkimane surette. magisterialness i. amirane tavır.
magistracyi. hakimlik; hakimler; bir hâkimin nüfuz bölgesi veya vazifesi.
magistrals. eczanelerde hazır bulunmayıp reçeteye göre yapılan (ilaç).
magistratei. hükümetin baş makamlarını işgal eden yetkili sivil memurlardan biri; sulh hakimi.
magmai. (çoğ. -mata) yumuşak macun halinde madensel veya bitkisel bir bileşim; jeol. mağma
magna cartaKral John tarafından 1215'te çıkarılan ve halkın bireysel hak ve dokunulmazlıklarını tanıyan siyasal belge; kişisel özgürlüğü savunan herhangi bir anayasa.
magnanimouss. yüksek ruhlu, alicenap, yüce gönüllü, asil tabiatlı. magnanimity i. alicenaplık. magnanimously z. cömertçe.
magnatei. kodaman, büyük adam, nüfuzlu veya meşhur kimse; patron, sermayedar.
magnesiai. Manisa'nın eski ismi. Magnesian s. Manisa sehrine veya ahalisine ait.
magnesiai. magnezyum oksit, manyezi. milk of magnesia manyezi sütü. magnesian s. manyeziye ait.
magnesiumi. magnezyum. magnesium lamp magnezyumla yanan lamba. magnesium light magnezyumun yanmasından meydana gelen çok kuvvetli ışık. magnesium silicate magnezyum silikatı. magnesium sulphate ingiliz tuzu, magnezyum sülfatı
magneti. mıknatıs: mıknatıs gibi şeker şey. horseshoe magnet at nalı şeklinde mıknatıs.
magnetics. mıknatısi, mıknatıs özelliği olan, manyetik, mıknatısla çekilen; çok cazip, çekici (kimse); manyetizmaya ait. magnetic coil mıknatıs bobini magnetic field mıknatısın tesir alanı, manyetik alan. magnetic induction temas olmadan bir mıknatısın diğer bir madene tesir etmesi. magnetic needle pusula iğnesi, mıknatıslı ibre. magnetic north pusulanın gösterdiği kuzey yönü. magnetic pole bir mıknatısın iki kutbundan biri, mıknatıs kutbu; mıknatısi kutup, pusulanın işaret ettiği arz mıknatıs kutuplanndan biri. magnetic storm yeryüzünü çevreleyen manyetik alanda güneş etkisiyle meydana gelen ani değişiklik. magnetic tape teyp bandı. magnetic variation pu sula iğnesinin gerçek kuzeyden sapma derecesi. magnetically z. mıknatıs gibi; mıknaıtıs kuvvetiyle.
magnetismi. mıknatısiyet; manyetizma; mıknatısiyet husule getiren şey.
magnetizef. mıknatısiyet vermek, mıknatıslamak; cezbetmek, meftun etmek magnetization i. mıknatıslama.
magnetoi. (çoğ. s) mıknatısla elektrik meydana getiren makina, manyeto.
magneto-önek mıknatısiyetle ilgili, buna ait veya bununla meydana gelen. magneto electricity i. indükleme akımı. magneto generator i. daimi mıknatıslı jeneratör, manyeto. magnetom'eter i. manyetik kuvveti ölçme aleti manyetometre. magnetoscope i. manyetik kuvveti bulmaya yarayan alet, manyetoskop.
magnificati. Meryem Ana'nın Hamt ilahisi (Luka 1: 4655); bu ilahi için müzik parçası.
magnificents. ihtişamlı, görkemli, şaşaalı, debdebeli, tantanalı: fevkalade, nefis. magnificence i. ihtişam, görkem, azamet, debdebe. magnificently z. fevkalade olarak, mükemmel şekilde; ihtişamla.
magnificoi. Venedik asilzadelerine verilen ünvan; mevki ve servet sahibi adam.
magnifyf. büyük göstermek, büyütmek; mübalâğa etmek, abartmak; eski övmek, methetmek, göklere çıkarmak. magnifying glass pertavse, büyüteç.
magniloquents. tumturaklı, mübalaalı abartmalı (söz). magniloquence i. tantanalı ve belagatli söz söyleme. magniloquently z. mübalağalı bir şekilde.
magnitudei. büyüklük, boy; önem, ehemmiyet; astr. kadir. star of the first magnitude birinci kadirden olan yıldız.
magnoliai. manolya, bot. Magnolia grandiflora.
magnumi. şarap veya sert içkilere mahsus büyük şişe (1,5 litre). magnum opus edebiyat veya sanatta şaheser; bir şahsın en büyük eseri.
magpiei. saksağan, zool. Pica pica.
Toplam 35 sonuç listeleniyor