enablef. muktedir kılmak, kuvvet vermek; yetki vermek, salâhiyet tanımak; imkân vermek, mümkün kılmak, kolaylaştırmak.
3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net
enactf. kanunlaştırmak; harekete geçirmek; karar vermek, hükmetmek; temsil etmek, canlandırmak, oynamak (rol). enactive s. yasama yetkisi olan, yapan, icra eden. enactment i. kanunlaştırma, kabul; kanun, kararname.
enameli. emay, mine; emay gibi şey; diş minesi; emay işi. enamelware i. emay işi.
enamelf. (-led, -ling) minelemek, mine ile kaplamak; değişik renklerle süslemek; parlaklık vermek. enamelling i. mine işi.
enamorf. âşık etmek, meftun etmek, büyülemek, teshir etmek, kendine bağlamak; k.dili aklını başından almak. enamored of someone birine âşık, tutkun, meftun.
enarthrosisi., anat. enartros, oynak eklemlerin bir cinsi, mafsal.
enates. anne tarafından akraba, anne soyundan gelen.
Toplam 7 sonuç listeleniyor