dun(i)., (f). (ned, ning) sıkıştıran alacaklı; alacaklının parasını istemesi, alacak talebi; (f). alacağını istemek, borçluyu sıkıştırmak.
3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net
dun(s).,(i).esmer, kul rengine çalan kahve rengi, boz sıçan tüyü renkli; (i). boz renk; boz at. dun diver ördek.
dunce(i). ahmak veya kalın kafalı kimse. dunce cap eski devirlerde okulda tembel öğrencilerin ceza olarak başlarına giydikleri kâğıt külâh.
dune(i). rüzgârın yığdığı kum tepeciği .
dung(i)., (f). pislik, hayvan tersi, gübre; (f). gübrelemek. dung beetle zool Scara baeidae familyasından bokböceği, pabuç tartan böceği .dung fork gübre çatalı .dung heap, dunghill (i). gübre yığını, fışkılık.
dungaree(i). Hindistan'a mahsus bir çeşit kaba pamuklu kumaş; (çoğ.) bu kumaştan yapılmış işçi tulumu.
dunk(f). bir sıvıya batırmak; kurabiyeyi kahve veya çaya batırarak yemek.
dunlin(i). sırtı kırmızı bir çeşit kum çulluğu, (zool.) Erolia alpina.
dunnage(i)., (den.) ambardaki eşya ıslanmasın diye altına ve yanına konulan saman ve tahtalar; tayfaların özel eşyası .
Toplam 11 sonuç listeleniyor