anti(önek). Karşı, zıt, ters, aksi.
3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net
anti-semite(i). Yahudi aleyhtarı. anti-Semit'ic (s). Yahudilerin aleyhinde olan. anti-Sem'itism (i). Yahudi aleyhtarlığı.
antiaircraft(s). uçaksavar. antiaircraft gun uçaksavar topu.
antibody(i). kana dışarıdan giren yabancı cisimlere karşı koyan madde, antikor.
antic(i). soytarılık, maskaralık, tuhaflık.
antichrist(i). Deccal, Sahte Mesih; Mesih düşmanı.
antichristian(s). Hıristiyan dinine karşı gelen veya çIkan; Deccal'e ait.
anticipate(f). beklemek, ummak; önceden tahmin etmek sezinlemek, geleceği görmek; önce davranmak.
anticipation(i). güvenle bekleme ; önceden yapma; evvelden farketme, sezinleme; evvelden yaşama; (müz). sonra çalmacak notalann birkaçmln evvelden çalmması.
anticlerical(s). papaz sınıfına muhalif, papazların siyasete karışmalarına karşı.
anticlimactic(s)., (kon). (san). ani bir değişiklikle daha az etkili bir hale gelen ifade ile ilgili; daha önemli bir olayın etkisiyle gölgelenen vaka ile ilgili.
anticlimax(i)., (kon). (san). ifadenin ani bir değişiklikle daha az etkili bir şekil alması; daha önemli bir olayın etkisiyle gölgelenen vaka.
anticline(i)., (jeol). bir eksenden zıt yönlere giden tabakaların bükülmesi veya kemeri, yukaç. anticli,nal (s). yukaça ait.
antidote(i). panzehir, hastalık etkisini giderici madde, ilâç, deva, çare; herhangi bir (bedeni veya akli). bozukluğun etkisini giderici madde. antidotal (s). panzehire ait.
antiebanon(i). Lübnan Suriye sınırında ve Lübnan dağlarının doğrultusunda bir dağ silsilesi.
antifreeze(i). bir sıvının donmasını önleyen alaşım, antifriz.
antihero(i). kibarlık ve Şereften uzak olan baş kahraman.
antiknock(i)., oto vuruntu kesici yakıt ilâvesi.
antimacassar(i). yüksek arkalıklı sandalyede oturulunca başın geldiği kısmı örten bez parçası; koltuk örtüsü.
antimatter(i)., (fiz). zıt zerrelerden oluşmuş madde.
antinomian(s)., (i). ahlâk kurallarına karşı gelen (kimse). antinomianism (i). ahlâk kurallarına karşı gelme,
antinomy(i). iki kanun veya iki felsefe prensibi arasındaki zıtlık.
antinovel(i). plan ve karakterlere önem vermeyip konuyu duygusal yönden ele alan roman.
antipathy(i). nefret, tiksinme, istikrah, karşıt duygu, antipati, tabiat zıtlığı.
antiphony(i). karşılıklı ilâhi okuma usulü; karşılıklı okunan ilâhi, dua vb,, antifoni antiphonal, antiphon'ic (s). karşılıklı okuma usulüne ait.
antiphrasis(i)., (kon). (san). bir kelimenin aksi anlamda kullanılması.
antipodes(i)., (çog).. yeryüzünün aksi tarafında bulunan yer; yeryüzünün aksi taraflarında oturanlar; tabiat, mizaç ve ahlâkça bir başkasına taban tabana zıt olan kimse yahut şey; birbirine zıt iki kimse yahut iki şey.
antipope(i). kanunlar gereğince seçilmiş Papaya muhalefet eden kanun dışı Papa.
antipyretic(s). (tıb). harareti teskin eden, ateş düşürücü.
antiquarian(i)., (s). antika meraklısı, eski eserler uzmanı; (s). antika şeylere ait. an'tiquary (i). antika meraklısı.
antique(s)., (i). eski zamanlara ait; eski devirlerden kalma, antika; (i). antika; sanatta eski Yunan ve Roma uslubu; bir çeşit matbaa harfi. antiqueness (i). antikalık, eskilik, eski zaman işi.
antiquity(i). eskilik, antikalık; eski zamanlar, eski zaman adamları, eski zaman medeniyeti; (gen). (çog).. eski zaman kalıntıları; çok ihtiyar kimse, çok eski şey.
antirrhinum(i). sıracaotları familyası (aslanağzı, kurt ağzı v.b.).
antiseptic(i)., (s). antiseptik. antiseptically (z). antiseptik suretiyle. antisepsis (i). antisepsi.
antisocial(s). toplumsal örgüt ve yararlara karşı.
antispasmodic(s)., (i)., (tıb). sinir krizlerini teskin eden veya önleyen (ilaç), kulunç giderici, kasınç giderici (ilaç).
antistrophe(i). eski Yunan tiyatrosunda koronun stropheden sonraki dönüş hareketinde okuduğu satırlar; dansta ters hareketler yapma.
antithesis(i). antitez, karşı tez, karşı sav; zıtlık.
antithetic(s). karşıt olan, tezatlı;tezat mahiyetinde .antithetically (z). tezat teşkil ederek.
antitoxic(s). (biyol). antitoksik.antitoxin i antitoksin.
antitrust(s)., (ekon). tröstlerin teşekkül etmesine karşı olan.
antitype(i). meydana geleceğine önceden işaret veya ima edilen olay.
Toplam 77 sonuç listeleniyor