Sözlük
Sponsor Bağlantılar
Çevir

EN 'sou' sonuçları
Çeviri sou
i. eski bir ufak Fransız parası. I don't have a sou. Beş param yok.
 

3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net

 
Çeviri soubrette
i., Fr. operet ve güldürülerde oynak hizmetçi kız rolündeki oyuncu, subret; hoppa genç kadın.
 
Çeviri souchong
i. siyah çin çayı.
 
Çeviri souffle
s., i. içi boş, şişirilerek pişirilmiş; i., ahçı. sufle.
 
Çeviri souffle
i., tıb. vücudun bazı organlarında aletle işitilen hırıltı.
 
Çeviri sough
i., f. uğultu; f. uğuldamak.
 
Çeviri sought
bak. seek.
 
Çeviri soul
i. ruh, can; zenci müziğinin uyandırdığı heyecan veya his; fels. tin; hissiyat, maneviyat; öz, nüve; kök, temel; canlılık; şahıs, kişi, kimse. soul brother A.B.D. zenci soydaş. soul food A.B.D. Güneyli zencilere özgü yemek.
 
Çeviri soul-searching
i. kendi kendini inceleme, kendine eğilme.
 
Çeviri soulful
s. duygulu, hisli, anlamlı, manalı. soulfully z. duygulu bir şekilde. soulfulness i. duygululuk, hislilik.
 
Çeviri soulless
s. ruhsuz, hissiz, duygusuz, cansız.
 
Çeviri sound
i., f. ses, seda, avaz; ima, anlam, mesaj; gürültü, şamata; ses erimi; f. ses çıkarmak, ses vermek; yüksek sesle ilân etmek; gibi görünmek; çalınmak, ötmek; ses çıkarttırmak, çalmak, öttürmek; açıkça övmek, herkesin içinde methetmek; tıb. ses çıkarttırarak muayene etmek. sound and light açık havada tarihi konulu gösteri. sound barrier ses duvarı. sound effects (tiyatro, radyo) efekt, konuşma seslerinin dışındaki sesler. sound film sesli sinema filmi. sound off colloq. kükremek. sound track sinema filminde ses yolu. sound wave ses dalgası. within sound ses işitilebilecek mesafede. soundless s. sessiz, sedasız.
 
Çeviri sound
s., z. sağlam, kusursuz; sıhhatli, salim, esen; emin, emniyetli; doğru, sahih; iyi, tam; mükemmel; derin (uyku); geçerli, kanuni, sağlam; z. derin derin. soundly z. derin derin (uyku); mükemmelen; tamamen. soundness z. sağlamlık, sıhhat; doğruluk, geçerlik.
 
Çeviri sound
i. geniş boğaz; solungaç.
 
Çeviri sound
f., i. iskandil etmek, derinliğini yoklamak; bir kimsenin fikrini anlamaya çalışmak; tıb. sonda ile muayene etmek; çok derine dalmak; i. mil, sonda.
 
Çeviri soundboard
i., sounding board keman gövdesi gibi sesi aksettirme vasıtası; ses yansıtıcısı; tasarlanan şeyin etkisini ölçmek için denenen kimse.
 
Çeviri sounder
i. ses veren cihaz; telgraf alıcısı; iskandil; mil, sonda.
 
Çeviri sounding
i. iskandil etme, derinliğini yoklama, sondaj; çoğ. iskandil edilen suyun derinliği. sounding line iskandil ipi veya teli.
 
Çeviri soundproof
s., f. ses geçirmez, ses vermez; f. ses geçirmez hale koymak.
 
Çeviri soup
i. çorba; et suyu; kim. temel elemanların karışımı; foto. banyo eczası; (argo) yoğun sis; A.B.D., (argo) nitrogliserin. soup kitchen fakirlere parasız çorba dağıtılan mutfak, imaret. soup ticket parasız çorba almak için vesika. soup up A.B.D., (argo) (otomobil motorunu) güçlendirmek. from soup to nuts mükellef, iğneden ipliğe. in the soup (argo) başı dertte, sıkıntıya düşmüş. pea soup bezelye çorbası; koyu sis. soup'y s. çorba gibi sulu; duygusal.
 
Çeviri soupson
i., Fr. bir nebze, bir tadımlık.
 
Çeviri sour
s., f., i. ekşi; ters, huysuz, hırçın, titiz; (eski) tatsız; asitli (toprak); acı, acıklı; f. ekşitmek, ekşimek; kesilmek, bozulmak; i. ekşi şey; ekşi içki; asit mahlülü ile yıkama. sour cherry vişne. sour cream ekşi krema, smetane. sour grapes ulaşılamayan şeye pis deme (Kedi ulaşamadığı ciğere pis der). go sour ekşimek; değerini kaybetmek, kötüye gitmek, bozulmak. sour'ish s. ekşice, mayhoş. sourly z. tersçe. sourness i. ekşilik; terslik.
 
Çeviri source
i. kaynak, menşe, köken; pınar, pınar başı, kaynak, memba; asıl, sebep, esas.
 
Çeviri sourdine
bak. sordine.
 
Çeviri sourdough
i. maya olarak kullanılan ekşi hamur; (argo) Alaska'da altın arayıcısı.
 
Çeviri sourpuss
i., (argo) mızmız kimse.
 
Çeviri souse
i., f. salamura; salamura turşusu; salamuraya bastırma; (argo) ayyaş kimse; f. tuzlamak, salamuraya bastırmak; sulu bir şeye batırıp çıkarmak, ıslatmak; (argo) kafayı çekmek, sarhoş olmak.
 
Çeviri souse
(eski), f., i., z. üstüne çullanmak; atmaca gibi üstüne atılmak; i. çullanma, üstüne atılma; z. baş aşağı hızla inerek, pike yaparak, dalarak.
 
Çeviri soutache
i., Fr. sutaşı, suyolu, harç, işlemeli kenar şeridi.
 
Çeviri soutane
i. papaz cüppesi.
 
Çeviri south
i., s., z., f. güney, cenup, kıble yönü; güney memleketi; b.h. (the ile) A.B.D.'nin güneydoğu eyaletleri; s. güneysel, cenubi, güneyden gelen; z. güneye doğru; güneyde; f. güneye yönelmek, güney tarafına dönmek. south by east kıble kerte keşişleme. south by west kıble kerte lodos. due south tam güneye doğru.
 
Çeviri south africa, republic of
Güney Afrika Cumhuriyeti.
 
Çeviri south america
Güney Amerika.
 
Çeviri south china sea
Güney Çin Denizi.
 
Çeviri south island
Güney Adası.
 
 
Çeviri south seas
Güney Pasifik Okyanusu.
 
Çeviri south vietnam
Güney Vietnam.
 
Çeviri south yemen
Güney Yemen.
 
Çeviri south-southeast
i., s., z. güney güneydoğu.
 
Çeviri south-southwest
i., s., z. güney güneybatı.
 
Çeviri southbound
s. güneye yönelen.
 
Çeviri southeast
i., s., z. güneydoğu, keşişleme; z. keşişlemeye doğru. southeasterly z., s. keşişlemeye doğru; keşişlemeden (esen). southeastern s. keşişleme yönünde olan.
 
Çeviri southeaster
i., den. keşişleme rüzgârı veya fırtınası.
 
Çeviri southeastwardly
z. keşişleme yönünde.
 
Çeviri souther
i. güney fırtınası.
 
Çeviri southerly
s., z. güneye doğru olan; z. kıble tarafından veya kıbleye doğru.
 
Çeviri southern
s. güneysel, cenubi, güneyden gelen veya güneye ait. southern lights güney yarımkürede geceleri gökyüzünde görülen renkli ışıklar.
 
Çeviri southerner
i. Güneyli; A.B.D.'nin güneydoğu eyaletlerinden olan kimse.
 
Çeviri southernmost
s. en güneyde olan.
 
Çeviri southernwood
i. kara pelin, bot. Artemisia abrotanum; kafuriye, bot. Artemisia arborea.
 
Çeviri southing
i. güneye doğru mesafe.
 
Çeviri southland
i. güney bölgesi.
 
Çeviri southpaw
i., s., k.dili. solak oyuncu; s. solak.
 
Çeviri southron
s., i., İskoç. güneyli; b.h. Güneyli, İngiliz.
 
Çeviri southwards
z. güneye doğru.
 
Çeviri southwest
i., s., z. güneybatı, lodos yönü; s. lodosa doğru; lodostan esen; z. lodostan veya lodosa doğru. southwester i. şiddetli lodos rüzgârı; geniş kenarlı gemici şapkası. southwesterly s. lodostan veya lodosa doğru. southwestern s. lodos tarafında olan. southwestward(ly) z. lodosa doğru veya karşı.
 
Çeviri southwest africa
Güney-batı Afrika, Namibia.
 
Çeviri souvenir
i. yadigâr hatıra, andaç.
 
Çeviri souwester
bak. southwester.
 
Toplam 60 sonuç listeleniyor
Copyright © Dogrusozluk.comSponsor: ip adresim nedir cevaplar için doğru adres ipsorgu.com