Sözlük
Sponsor Bağlantılar
Çevir

EN 'sol' sonuçları
Çeviri sol
i. güneş; eski Romalıların güneş tanrısı.
 

3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net

 
Çeviri sol
i., kim. koloidal eriyik, koloit.
 
Çeviri sol
i., müz. sol noktası, gamda beşinci nota.
 
Çeviri sol-fa
f., i. gam notalarını sesle vermek; i. notaların isimleri.
 
Çeviri sola
bak. solus.
 
Çeviri solace
i., f. teselli, teselli sebebi; f. teselli etmek, kederini hafifletmek.
 
Çeviri solan
i. sümsük kuşu, zool. Sulidae.
 
Çeviri solar
s. güneşle ilgili; güneşe göre hesaplanan; güneş etkisiyle meydana gelen, şemsi. solar eclipse güneş tutulması, gün tutulması, küsuf. solar month ay. solar plexus anat. güneş sinirağı; k.dili. karın boşluğu. solar spectrum güneş tayfı. solar spots güneşin üzerinde görülen lekeler, solar system astr. güneş sistemi. solar wind güneşten çıkan yüklü zerrelerin cereyanı. solar year şemsi yıl, güneş yılı.
 
Çeviri solarium
i. güneş banyosu yapılan etrafı camla çevrili yer, solaryum.
 
Çeviri solarize
f. güneş ışığına maruz bırakmak; foto. klişeyi güneş ışığına fazla maruz bırakarak bozmak. solarization i. güneş ışınlarının etkisi; foto. klişeyi güneşe fazla maruz bırakarak bozma.
 
Çeviri solatium
i. (çoğ. -tia) tazminat.
 
Çeviri sold
bak. sell.
 
Çeviri solder
i., f. lehim; yapıştırıcı madde; f. lehimlemek; yapıştırmak. soldering iron havya.
 
Çeviri soldier
i., f. asker, nefer, er; karınca yuvasının bekçiliğini yapan iri karınca; f. askerlik yapmak; k.dili. işten kaçınmak, çalışır görünmek, kaytarmak. soldier of fortune bir çıkar veya macera için askerlik yapan kimse. an old soldier eski asker; tecrübeli ve bilgili adam. every inch a soldier sapına kadar asker. tin soldier oyuncak asker. soldierlike s. askere yakışır, askerce. soldierly s. asker gibi, askercesine.
 
Çeviri soldiery
i. askerler, asker sınıfı; askerlik.
 
Çeviri soldo
i. (çoğ. -di) eski bir İtalyan parası.
 
Çeviri sole
i., f. taban, ayak veya ayakkabı tabanı; f. ayakkabıya pençe vurmak. sole leather taban köselesi.
 
Çeviri sole
i. dilbalığı, zool. Solea vulgaris.
 
Çeviri sole
s. tek, yalnız, biricik, yegâne, başlı başına; huk. evlenmemiş, bekâr. solely z. yalnız, ancak, sadece.
 
Çeviri solecism
i. dilbilgisi kurallarının dışına çıkma; deyim hatası; aykırı tutum veya davranış.
 
Çeviri solemn
s. ağır başlı, vakur; heybetli; ciddi; kutsal veya aziz tutulan; dinsel, dini törenle yerine getirilen; resmi, kanuna uygun. solemnly z. ciddiyet ve vakarla.
 
Çeviri solemnity
i. ağır başlılık, vakar; ciddiyet; kutlama töreni; dini tören; heybet; heybet verici şey; huk. resmiyet.
 
Çeviri solemnize
İng. -nise f. resmen icra etmek; resmi ayin yapmak. solemnization i. resmen icra.
 
Çeviri solenoid
i., elek. solenoit, sarmal bobin.
 
Çeviri soleplate
i., mak. taban levhası.
 
Çeviri solfatara
i., jeol. kükürt benzeri gazlar yayan volkan ağzı; püskürme.
 
Çeviri solfeggio
i. (çoğ. -gi) müz. solfej.
 
Çeviri solicit
f. rica etmek, rica ederek istemek, rica ederek davet etmek; yalvarmak, kışkırtmak, tahrik etmek, teşvik etmek. solicitation i. isteme, talep, rica; davet, tahrik.
 
Çeviri solicitor
i. rica eden kimse, aracı; devlet dairesinde hukuk müşaviri; İng. davavekili. Solicitor General başsavcı, müddeiumumi.
 
Çeviri solicitous
s. meraklı, endişeli, vesveseli; istekli, arzulu. solicitously z. merakla, endişe ile. solicitousness i. meraklılık, endişelilik.
 
Çeviri solicitude
i. merak, kuruntu, vesvese; arzu, iştiyak; endişe konusu olan şey, dert.
 
Çeviri solid
s., i. katı; sağlam; som; pek, sıkı, yoğun; kesiksiz; bütün, tam; gerçek; birleşik; üç boyutlu; güvenilir, devamlı, kesintisiz, fasılasız; i. katı madde; üç boyutluluk. solid comfort ciddi ve sürekli rahat. solid food katı yiyecek. solid geometry uzay geometri. solid measure katı cisimlere mahsus ölçü birimi, oylum ölçüleri. a solid hour tam bir saat. a solid man sağlam adam. be solid for ittifakla bir kimsenin tarafını tutmak. solidity i. katılık; metanet, kuvvet, sağlamlık. solidly z. oy birliğiyle, ittifakla; sağlam. solidness i. katılık; sağlamlık.
 
Çeviri solid-state
s. transistorlu; radyo tüpü olmayan. solid-state physics katı maddelerle uğraşan fizik dalı.
 
Çeviri solidarity
i. dayanışma, tesanüt, birlik.
 
Çeviri solidification
i. katılaştırma; mücessem şekil verme.
 
Çeviri solidify
f. katılaştırmak, katılaşmak; tahkim etmek, kuvvetlendirmek.
 
Çeviri solidus
i. (çoğ. -di) Lat. Bizans İmparatorluğunda altın sikke; taksim işareti.
 
Çeviri solifidian
s., i., ilah. halas için yalnız imanın kafi olduğuna inanan (kimse).
 
Çeviri soliloquy
i. kendi kendine konuşma. soliloquize f. kendi kendine konuşmak.
 
Çeviri solipsism
i, fels. tekbencilik, solipsizm. solipsist i. tekbenci kimse.
 
Çeviri solitaire
i. tek taş mücevher; tek başına oynanılan kağıt oyunu.
 
Çeviri solitary
s., i. yalnız, münferit; ıssız, tenha; kasvetli; tek, bir; tek başına; i. münzevi kimse. solitary confinement hücre hapsi.
 
Çeviri solitude
i. yalnızlık, tek başına olma; ıssız yer, tenha yer.
 
Çeviri solleret
i. ortaçağda zırhı tamamlayan esnek çelik ayakkabı.
 
Çeviri solmization
i., müz. solfej, solfej yapma.
 
Çeviri solo
i. (çoğ.-s,-li) s., f. solo; iskambilde iki veya üç ortağa karşı tek başına oynanan oyun; s., müz. tek ses veya çalgı için, solo; f. tek başına uçak kullanmak (ilk olarak). soloist i. solist.
 
Çeviri solomon
i. Hazreti Süleyman. solomonic s. Hazreti Süleyman gibi dirayetli, hikmet sahibi.
 
Çeviri solomonsseal
i. mührü Süleyman, bot. Polygonatum.
 
Çeviri solon
i., Yu. tar. Atinalı kanun koyucusu Solon; dirayetle, kanun yapan kimse.
 
Çeviri solstice
i., astr. gündönümü, gün durumu. summer solstice yaz gündönümü. winter solstice kış gündönümü. solsti'tial s. gündönümüne ait.
 
Çeviri soluble
s. eritilebilir, halledilebilir; çözülebilir, halli mümkün. solubility, solubleness i. erime kabiliyeti.
 
Çeviri solus
( dişil) sola s., Lat. yalnız (özellikle sahnede yalnız bulunan oyuncu).
 
Çeviri solute
i., kim. erir madde.
 
Çeviri solution
i. eriyik; erime, hal; mahlul; çare, çözüm; izah, halletme; tıb. bir hastalığın kriz devresi veya nihayeti; huk. borcun tesviyesi; mat. çözüm.
 
Çeviri solve
f. halletmek, çözmek, cevabını bulmak; huk. tesviye etmek. solvability i. çözülebilirlik. solvable s. hallolunur, çözülür; erir.
 
Çeviri solvent
s., i. bütün borçlarını ödemeye muktedir; eritici; çözücü; i. çözümleyici şey; eritici sıvı. solvency i. bütün borçlarını ödeme iktidarı.
 
Toplam 56 sonuç listeleniyor
Copyright © Dogrusozluk.comSponsor: ip adresim nedir cevaplar için doğru adres ipsorgu.com