Sözlük
Sponsor Bağlantılar
Çevir

EN 'sen' sonuçları
Çeviri sen
kıs. senate, senator, senior.
 

3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net

 
Çeviri senate
i. senato.
 
Çeviri senator
i. senatör.
 
Çeviri senatorial
s. senatoya ait; senatorce; senatörlerden oluşan.
 
Çeviri senatorship
i. senatorlük .
 
Çeviri send
f. (sent) göndermek, yollamak; fırlatmak, atmak; sağlamak, bahşetmek; (A.B.D.),( argo) sevinçten coşturmak. send about one's business yol vermek, kovmak. send away kovmak, uzaklaştırmak. send back geri göndermek, iade etmek. send down (İng.) üniversiteden ihraç etmek send for aratmak, çağırtmak; biriyle ıs- marlamak send forth yaymak, neşretmek, çıkartmak. send in içeri göndermek; sunmak, arzetmek, takdim etmek. send off yollamak; uğurlamak, yolcu etmek. send out göndermek, dışarı göndermek; dağıtmak, neşretmek. send packing pılı pırtıyı toplatıp kovmak. send up k.dili hapis cezası vermek. send word haber göndermek. The telegram sent the household into a dither Telgraf evdekileri şaşkına çevirdi. send'er i. gonderici.
 
Çeviri send
f., i. dalga kuvvetiyle hareket etmek; i. dalga kuvveti, dalga itilimi.
 
Çeviri sendal
i. ortaçağda kullanılan ince bir ipekli kumaş.
 
Çeviri sendoff
i. yollayış; başlatma; teşvik; veda yemeği.
 
Çeviri senega ,snakeroot
sütotu bot. Polygala; sütotunun öksürük söktürücü kurutulmuş kökü.
 
Çeviri senegal
i. Senegal.
 
Çeviri senescence
i. yaşlılık, ihtiyarlık. senescent s. yaşlanan, ihtiyarlayan.
 
Çeviri seneschal
i. ortaçağda derebeyi kethüdası veya teşrifatçısı.
 
Çeviri senile
s. ihtiyarlığa mahsus; bunak.
 
Çeviri senility
i. ihtiyarlık, yaşlılıktan ileri gelen zafiyet, bunaklık.
 
Çeviri senior
s., i yaşça büyük (baba ile oğul aynı ismi taşıdıkları zaman babanın ismine eklenir, kıs. Sen. veya Sr.); kıdemli; i. yasça daha büyük adam, kıdemli kimse; son sınıf öğrencisi. senior citizen (A.B.D.), ( Kanada) yaşlı kimse. senior high school (A.B.D.) on, on bir ve on ikinci sınıfların karşılığı olan okul, lise. seniority i. yasça büyüklük, kıdemlilik; kıdem.
 
Çeviri senna
i. sinameki, bot. Cassia; sinamekinin iç sürdürücü olarak kullanılan yaprakları.
 
Çeviri senna
i. çok ince dokunmuş ufak Acem halısı.
 
Çeviri sennet
i., tiyatro eskiden oyuncuların sahneye giriş veya çıkışlarını belirten boru sesi.
 
Çeviri sennight
i., eski bir haftalık süre.
 
Çeviri sennit
i., den. tirnele.
 
Çeviri senor
i. (çoğ. senores) İsp. bay.
 
Çeviri senora
i., İsp. bayan (evli kadın ).
 
Çeviri senorita
i., İsp. bayan (kız).
 
Çeviri sensate
s. beş duyu ile algılanan.
 
Çeviri sensation
i. duyu duygu, his, seziş; duyarlık; hayret verici şey, heyecan uyandıran olay, sansasyon.
 
Çeviri sensational
s. duygusal, hissi; heyecanlı, merak uyandırıcı, sansasyonel.
 
Çeviri sensationalism
i., fels. duyumculuk; heyecan uyandırıcı yöntemlere baş vurma, sansasyonalizm; iyiliği duygulara bağlı olarak değerlendirme kuramı. sensationalist i. sansasyonalist.
 
Çeviri sense
i., f. duyu, his; gen çoğ. akıl, dirayet, zeki, muhakeme; şuur; fikir, karar, düşünce; anlam mana, meal, mefhum; f. idrak etmek, sezmek; k.dili anlamak. sense impression duyunun dimağa yaptığı etki, sezgi. sense organ duyu organı. sense perception duyum. bring one to his senses bir kimsenin aklını başına getirmek. common sense aklı selim, sağduyu .in a sense bir anlamda, yani. in one sense bir anlamda, bir taraftan. keen sense keskin duyu. make sense anlamı olmak; makul olmak. make sense out of mana cıkarmak. out of his senses aklı başından gitmiş, çıldırmış. sixth sense altıncı his. take the sense of a meeting bir toplantıya hakim olan genel fikri anlamak, nabız yoklamak. the five senses beş duyu.
 
Çeviri senseless
s. duygusuz, hissiz, donuk; akılsız; saçma, anlamsız, manasız; baygın. senselessly z. manasızca, anlamsız olarak. senselessness i. şuursuzluk; saçmalık.
 
Çeviri sensibility
i. hassasiyet, duyarlık, seziş inceligi; çoğ. aşırı hassasiyet; anlayış.
 
Çeviri sensible
s. makul, akla uygun; hissedilir, sezilir, farkına varılır; hisseden; hassas, duygulu, etkilenebilir, ince sezişli; anlayıslı, akıllı. sensibleness i. makul oluş . sensibly z .makul bir şekilde, hissedilir şekilde.
 
Çeviri sensitive
s. hassas, duygulu, duyar, duygun; içli, alıngan; duygusal; kim. çabuk muteessir olan; bot. dokunulunca çabuk solan veya bozulan, duyulu. sensitive plant kustumotu bot. Mimosa pudica sensitively i. hassasiyetle sensitiveness, sensitiv'ity i. duyarlık, hassasiyet, hassaslık.
 
Çeviri sensitize
f., foto. (kağıt, filim) hassas hale getirmek; tıb. hassas duruma getirmek.
 
Çeviri sensitometer
i., foto. filim. veya levhanın hassaslık derecesini ölçme aleti.
 
Çeviri sensor
i., s. alıcı alet; s. sezici, alıcı.
 
Çeviri sensorium
i. (çoğ. -ria) anat. sinir sistemi.
 
Çeviri sensory , sensorial
s. duyumsal, duyusal.
 
Çeviri sensual
s. şehvani, şehvete ait; tensel, duyusal; duyumculukla ilgili. sensually z. şehvani bir şekilde.
 
Çeviri sensualism
i. şehvet düşkünlüğü; fels. duyumculuk; güzellik kavramında baş rolü duyuların oynadığını kabul eden kavram.
 
Çeviri sensuality
i. duyarlık; şehvet, kösnü.
 
Çeviri sensualize , (ıng.) ise
(f.) şehvanileştirmek.
 
Çeviri sensuous
(s.) hislere hitap eden, duyumsal, hislere ait, hissi. sensuously (z.) hislere hitap ederek. sensuousness (i.) duygusallık.
 
Çeviri sent
(bak.) send.
 
Çeviri sentence
(i.), (f.) cümle, tümce; (huk.) ilâm, karar, hüküm; (f.) mahkum etmek, hakkında hüküm vermek. complex sentence girişik cümle. compound sentence bileşik cümle. simple sentence yalın cümle.
 
Çeviri sententious
(s.) anlam ifade eden, manalı, vecize kabilinden, anlamlı sözlerle dolu; tumturaklı, ağır (ifade, ibare). sententiously (z.) vecize kabilinden. sententiousness (i.) vecizeli oluş.
 
Çeviri sentience
(i.) sezgililik; duygululuk; bilinçlilik; sezgi, sezi.
 
Çeviri sentient
(s.), (i.) sezgili; duygulu, duygun; (i.) duygulu kimse; akıl. sentiently (z.) duyarak, hissederek.
 
Çeviri sentiment
(i.) his, duygu, seziş; his inceliği, aşırı hassasiyet; (gen.) (çoğ.) fikir, düşünce; mütalaa.
 
Çeviri sentimental
(s.) hissi, hislerin etkisiyle yapılan; hassas, duygusal, içli. sentimentalism (i.) aşırı duygusallık. sentimentalist (i.) hislerine fazla kapılan kimse. sentimentally (z.) hissi bir şekilde.
 
Çeviri sentimentality
(i.) aşırı duygusallık.
 
Çeviri sentimentalize , (ıng.) ise
(f.) aşırı hassasiyet göstermek.
 
Çeviri sentinel
(i.), (f.) nöbetçi, gözcü; (f.) gözetlemek, nöbet beklemek; nöbetçi koymak.
 
Çeviri sentry
(i.) nöbetçi, nöbetçi asker. sentry box nöbetçi kulübesi.
 
Toplam 54 sonuç listeleniyor
Copyright © Dogrusozluk.comSponsor: ip adresim nedir cevaplar için doğru adres ipsorgu.com