Sözlük
Sponsor Bağlantılar
Çevir

EN 'sea' sonuçları
Çeviri sea
i. deniz; derya, umman, okyanus; dalga; deniz gibi geniş olan herhangi bir şey. sea anchor deniz demiri. sea anemone deniz şakayığı, zool. Actiniaria. sea bream izmarit, zool. Smaris alcedo; istrongilos, çipura. sea breeze denizden esen rüzgar, imbat, meltem. sea captain kaptan., süvari. sea chest gemici sandığı. sea cock den. deniz musluğu. sea cow denizayısı, deniz perisi, zool. Trichechus manatus. sea cucumbers denizhıyarları, zool. Holothuriae. sea dog fok, ayıbalığı; kurt denizci. sea elephant en iri cins ayıbalığı, deniz fili. sea eryngo keçisakalı, bot. Eryngium maritimum. sea fight deniz savaşı. sea foam denizköpüğü, lületaşı. sea food deniz ürünü, sea front sahil. sea green mavimsi yeşil, camgöbeği. sea gull martı. sea horse denizaygırı, zool. Hippocampus. sea kale. deniz lahanası. sea lawyer k.dili safsatacı ve daima kusur bulan gemici. sea legs fırtınalı havalarda güvertede dolaşabilme kabiliyeti. sea lettuce denizmarulu, bot. Ulva lactuca. sea level deniz seviyesi. sea lilies denizlaleleri, bot. Crinoidea. sea lion Buyük Okyanus'a mahsus iri ayıbalığı. sea mew martı. sea mile deniz mili. sea monster deniz canavarı. sea moss deniz yosunu; yosuna benzer deniz hayvanı; yeşil rengin birkaç tonu. sea nettle denizısırganı. sea onion adasoğanı, bot. Urginea maritima. sea ooze okyanus dibinde bulunan kemiksi çökelti. sea power donanması güç1ü devlet. sea purse köpekbalığı yumurtasının sert kabuğu. sea robin kırlangıç balığı, zool. Trigla. sea room deniz sahası, manevra sahası. sea rover korsan veya korsan ge misi. sea salt deniz tuzu. sea serpent deniz yılanı, efsanevi bir deniz ejderhası sea urchin denizkestanesi. sea wall deniz sularının basmasına engel olan duvar veya set. a heavy sea kaba dalga, fırtınalı deniz. arm of the sea körfez. a sea of faces insan kalabalığı. at sea denizde; saşkına dönmüş. by sea and land hem denizden hem karadan. follow the sea gemici ol mak. go to sea denizci olmak; deniz yol culuğuna çıkmak. half seas over sarhoş. inland sea iç deniz. on the high seas açık denizlerde, enginlerde. put to sea denize açılmak (gemi).
 

3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net

 
Çeviri seaboard
i., s. sahil, kıyı, yalı boyu; s. kıyıya yakın
 
Çeviri seacoast
i. deniz kıyısı, sahil.
 
Çeviri seafarer
i. gemici.
 
Çeviri seafaring
s., i. denizcilikle uğraşan; deniz yoluyle seyahat eden; i. deniz yolculuğu; denizcilik.
 
Çeviri seafowl
i. deniz kuşu.
 
Çeviri seagirt
s. etrafı denizle kuşatılmış.
 
Çeviri seagod
i. deniz tanrısı, Neptün.
 
Çeviri seagoing
s. açık denize çıkmaya elverişli (gemi).
 
Çeviri seal
i., f. ayıbalığı, fok, zool. Phoca; fok kürkü; f. ayıbalığı avlamak.
 
Çeviri seal
i., f. mühür, damga: teminat, taahhüt; mühürlü mum veya kurşun parçası; f. mühürlemek, mühür veya damga basmak, tasdik işaretini koymak: onaylamak, tasdik etmek; kapamak, yarıklarını doldurmak. seal one's fate yazgısını önceden tayin etmek. sealed orders denize çıktıktan sonra açılmak üzere kaptana verilen kapalı zarf içindeki emir. seal ring mühür yüzüğü. sealing wax mühür mumu, kırmızı balmumu. Great Seal resmi devlet mühürü. under seal mühürlenmiş, mühürlü. under the seal of secrecy gizli tutmak kaydıyle.
 
Çeviri seam
i., f. dikiş yeri, dikiş; tıb. dikiş; derz; iki tahtanın yan yana birleştiği çizgi, bağlantı yeri; den. armuz; jeol. ince maden damarı; yara izi, kırışık; f. dikmek, birbirine dikmek; üzerine yara izi veya çizgi yapmak; ters ilmekle örgü örmek; çatlamak.
 
Çeviri seaman
i. denizci, gemici; deniz eri.
 
Çeviri seamanship
i. gemicilik.
 
Çeviri seamark
i. gemicilere yol göstermeye yarayan işaret.
 
Çeviri seamstress
i. kadın terzi.
 
Çeviri seamy
s. dikişli; çirkin görünüşlü, biçimsiz. the seamy side of life hayatın güçlüklerle dolu tarafı.
 
Çeviri seance
i. toplantı, oturum, seans; ruh çağırma seansı.
 
Çeviri seaplano
i. deniz uçağı.
 
Çeviri seaport
i. liman.
 
Çeviri sear
i. tüfek veya tabanca horozunun emniyet tetiği.
 
Çeviri sear
s., f. kurumuş (yeşillik), kuruyup sararmış; f. çok kurutup yakmak; kızgın tavada çevirmek; yakmak, dağlamak; hissini iptal etmek, körletmek.
 
Çeviri search
f., i. araştırmak, aramak; yoklamak, bakmak; dikkatle tetkik ve teftiş etmek, aletle içini muayene etmek; i. arama, araştırma; yoklama, bakma, muayene; teftiş, soruşturma; gemide araştırma yapma. search out araştırıp öğrenmek. search warrant huk. arama emri. in search of aramaya, peşinde. right of search huk. arama hakkı.
 
Çeviri searching
s. araştırıcı, inceden inceye araştıran; nüfuz eden; keskin searchingly z. arayarak.
 
Çeviri searchlight
i. ışıldak, projektör.
 
Çeviri seascape
i. deniz manzarası.
 
Çeviri seasickness
i. deniz tutması.
 
Çeviri seaside , seashore
i., s. sahil.
 
Çeviri seasnell
i. deniz kabuğu.
 
Çeviri season
i., f. mevsim; süre, müddet, vakit, zaman; uygun zaman; baharat; f. alıştırmak; alışmak; iyice kurutmak; iyice kurumak; lezzet vermek için baharat katmak; keskinliğini veya sertliğini yumuşatmak. hunting season avlanmanın kısıt lanmadığı müddet. in good season tam zamanında. in season kullanılabilir; bulunur; vaktinde, uygun zamanda; huk. avlanılabilir; çiftleşebilir. in season and out of season daimi, her zaman, vakitli vakitsiz. season ticket abonman kartı veya bileti.
 
Çeviri seasonable
s. mevsime göre olan, tam vaktinde olan; tam yerinde veya zamanında yapılan. seasonableness i. mevsimine göre olma, mevsiminde olma. seasonably z. mevsimine göre, mevsiminde, zamanında.
 
Çeviri seasonal
s. bir mevsime mahsus, mevsimlik.
 
Çeviri seasoning
i. yemeklere lezzet veren baharat; kullanışa uygun hale getirme.
 
Çeviri seat
i., f. oturulacak yer, iskemle, sandalye; insan kıçı; yer, mahal, mevki, kürsü; merkez, konut; meclis veya borsada üyelik hakkı; oturuş; mak. yatak; f. oturtmak, yerleştirmek, yerleşmek; oturacak yer temin etmek; oturacak yerini yenilemek. seat of a disease hastalık yeri veya merkezi. keep one's seat oturduğu yerden kalkmamak; millet meclisinde yerini muhafaza etmek. lose one's seat yerini kaybetmek. take a seat oturmak. Be seated. Oturunuz. The hall will seat fifty people. Salon elli kişiliktir.
 
Çeviri seaward
i., s., z. deniz yönü; s. denize doğru giden; denizden esen; z. denize doğru.
 
Çeviri seaway
i. deniz yolu; kaba dalgalı deniz.
 
Çeviri seaweed
i. deniz yosunu, su yosunu.
 
Çeviri seaworthy
s. denize karşı dayanıklı, denize açılabilir.
 
Toplam 38 sonuç listeleniyor
Copyright © Dogrusozluk.comSponsor: ip adresim nedir cevaplar için doğru adres ipsorgu.com