resti., the (ile) kalan miktar, kalanlar, geri kalan kısım. all the rest kalanların hepsi. as for the rest kalanına gelince.
3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net
restf. dinlenmek, nefes almak: rahat etmek, istirahat etmek; yatmak, oturmak; uyumak; ölmek; dayanmak, dayalı olmak; huk. bir davada taraflardan birinin davaya ait butün delilleri anlattığını bildirmek; güvenmek, itimat etmek; kalmak; dinlendirmek, rahat ettirmek; dayamak, yaslamak; koymak. His eyes rested on it Gözleri ona dikildi. rest'ingplace i. konak yeri; mezar.
resti. rahat, istirahat, dinlenme, yatma; oturma; sükun, hareketsizlik; uyku; asayiş, ruh sukunu; durak, dinlenme yeri; ölum; müz. fasıla, durak işareti, es; dayanak, dayanacak şey, mesnet .rest cure, rest treatment tıb. dinlenme usulü ile tedavi. rest day dinlenme günü (özellikle pazar günü). rest room tuvalet at rest hareketsiz; rahatta; olmuş. go to rest dinlenmek, yatmak lay to rest gömmek, defnetmek. whole rest müz. dörtlük es.
restfuls. rahat verici, dinlendirici; rahat, sakin. restfully z. rahat rahat, sükunetle. restfulness i. rahat, sükün.
restharrowi. kayışkıran, saban kıran, bot. Ononis hircina.
restitutioni. bir şeyi sahibine iade etme; zararı ödeme; onarma.
restives. inatcı; sabırsızlanan, rahat durmaz. restively z. sabırsızlanarak. restiveness i. sabırsızlık.
restlesss. hiç durmayan, dinmeyen, hiç rahat durmaz: uyuyamaz, uykusuz: rahatsız: vesvessli: değişiklik isteyen, hareketsiz kalamayan. restlessly z. rahat durmadan. restlessness i. hareketsiz kalamama.
restorationi. onarma ve düzeltme; restore etme; yenileme, eski haline getirme, eski mevkiini iade etme: iyileşme; bir şeyi sahibine iade etme: bir şeyin asıl şeklini gösteren model. the Restoration İngiltere'de Restorasyon devri: 18. Lui devrinde Borbonların tekrar iktidarı ele geçirmeleri
restoratives., i. onaran ve düzelten, iyi hale koyan; i. ayıltıcı ilaç.
restoref. iade etmek; geri vermek; eski haline koymak, onarmak, restore etmek, yenilemek: iyileştirmek, sıhhatini iade etmek, sağaltmak; eski mevkiini iade etmek; bozulmuş yerini onarmak (resim); zararı ödemek. restorable s. yeniden sağlanabilir; onarılabilir; iade edilir.
restrainf. tutmak, geri tutmak, zaptetmek, yasaklamak, sımrlamak. restrainable s. zaptedilebilir.
restrainti. menetme: tahdit, sınırlılık; tutukluluk: kendini tutma; sıkılma çekinme. restraint of trade ticareti kısıtlama veya narh koyma.
restrictf. kısltlamak, bağlamak, sınırlamak; elini bağlamak: tahdit etmek, hasretmek. restrictive s. kısıtlayıcı, bağlayıcı, sınırlayıcı.
restrictioni. sınırlayan kural, şart, hudut sınırlama, kısıtlama, tahdit.
Toplam 19 sonuç listeleniyor