Sözlük
Sponsor Bağlantılar
Çevir

EN 'res' sonuçları
Çeviri res
i., tek., çoğ., Lat. şey, belirli bir şey, mesele, konu. res judicata Lat., huk. mahkemece karar verilmiş mesele.
 

3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net

 
Çeviri rescind
f. lağvetmek, feshetmek, iptal etmek, kaldırmak.
 
Çeviri rescission
i. ilga, fesih, kaldırma.
 
Çeviri rescript
i. emir, tebliğ.
 
Çeviri rescue
f., i. kurtarmak, imdadına yetişip kurtarmak; i. kurtuluş; kurtarış, imdadına yetişme.
 
Çeviri research
i., f. dikkatle arama, derin araştırma, inceden inceye tetkik; tetkik neticesinde çıkarılan eser; f. dikkatle araştırmak, ince tetkikat yapmak.
 
Çeviri resect
f., tıb. yarıp parçasını çıkarmak. resection i., tıb. yarıp bir uzvun parçasını çıkarma.
 
Çeviri reseda
i. muhabbetçiçeği, bot. Reseda odorata.
 
Çeviri resemble
f. benzemek, müşabih olmak, andırmak. resemblance i. benzeyiş, müşabehet.
 
Çeviri resent
f. bir şeyden dolayı kızmak, gücenmek, bir şeye içerlemek.
 
Çeviri resentful
s. bir şeye kızmış, gücenik. resentfully z. içerleyerek.
 
Çeviri resentment
i. kızma, gücenme, darılma, içerleme.
 
Çeviri reserpine
i., ecza. rezerpin.
 
Çeviri reservation
i. yer ayırtma, ayırtılmış yer; açığa vurmama, fikrinin hepsini söylememe; hıfız, muhafaza, bilhassa şahsı için saklama; şüphe; şart, ihtiraz kaydı; A.B.D. bilhassa kızılderililer için ayrılmış arazi parçası.
 
Çeviri reserve
f. ihtiyaten saklamak, ilerisi için saklamak; hakkını muhafaza etmek.
 
Çeviri reserve
i. ihtiyat olarak saklanan şey; çekinip sıkılma ve açılamama; ilgisizlik, kayıtsızlık; ağız sıkılığı; ask., çoğ. yedek askerler; çoğ. yedek kuvvet; ihtiyat akçesi; orman olarak ayrılan araziç reserve air biyol. ciğerde daima bulunan hava kalıntısı. reserve fund ihtiyat akçesi. reserve of ficer yedek subay, ihtiyat zabiti. in reserve ihtiyat olarak saklanılmış. without reserve çekinmeyerek; şartsız.
 
Çeviri reserved
s. başka zaman veya muayyen bir kimse için saklanılmış; çekingen; ağzı slkı; vakur.
 
Çeviri reservoir
i., f. su haznesi, su deposu, sarnıç, bent; hazne; havza; depoda saklanan ihtiyat eşya; f. hazne veya depoda saklamak.
 
Çeviri reside
f. oturmak, ikamet etmek, sakin olmak, mukim olmak.
 
Çeviri residence
i. oturma, ikamet; ev, mesken, hane, ikametgâh; yer; ikamet müddeti. declaration of residence ikamet beyannamesi. residence permit ikamet tezkeresi.
 
Çeviri residency
i. bir sömürgede veya himaye altında bulunan bir memlekette hami devlet mümessilinin ikametgâhı; doktorluk ihtisas devresi.
 
Çeviri resident
s., i. oturan, sakin, mukim; yerleşmiş; aslında bulunan; gelip geçici olmayan (kuş); i. bir yerde oturan kimse, yerli; bir sömürgede veya himaye altında bulunan bir memlekette hami devlet mümessili.
 
Çeviri residential
s. ikamete yarar, içinde oturulur, ikamete mahsus. residential quarter bir şehirde ikametgahların çok olduğu semt.
 
Çeviri residentiary
s., i. oturan, mukim (kimse), sakin.
 
Çeviri residual
s., i. fazla ve artakalan, artık; i. artık, artan şey; mat. iki hesap sonucu arasındaki fark; gözlem ve hesap sonuçları arasındaki fark; A.B.D. tekrar kullanılan bir filim veya plak için ödenen para.
 
Çeviri residuary
s. fazla ve artakalan, artık. residuary clause huk. bir vasiyetnamede malın taksiminden sonra geriye kalan kısmın tahsisi hakkındaki hüküm. residuary estate mal bölümünden sonra açıkta kalan mülk. residuary legatee malın taksiminden sonra kalan servetin vârisi.
 
Çeviri residue
i. kalan şey, artık, fazla şey; huk. ölmüş kimsenin bütün borçları ve vasiyetleri ödendikten sonra geriye kalan tereke.
 
Çeviri residuum
i. (çoğ -ua) artan şey; kimyasal bir işlemden artakalan madde, tortu; ölmüş bir kimsenin borç ve masrafları ödendikten sonra geriye kalan mal veya para.
 
Çeviri resign
f. istifa etmek, çekilmek; vaz geçmek, terketmek, el çekmek; bırakmak, teslim etmek iade etmek; istifa edip bırakmak, feragat etmek.
 
Çeviri resignation
i. istifa, çekilme; istifa mektubu; teslim, tevdi; uysallık, teslimiyet, tevekkül.
 
Çeviri resigned
s. baş eğmiş, uysal, teslimiyet göstermiş. resignedly z. baş eğerek, uysallıkla, teslimiyetle. resignedness i. teslimiyet, uysallık.
 
Çeviri resilience , resiliency
i. geri fırlama, seğirdim yapma; esneklik; çabuk iyileşme kabiliyeti.
 
Çeviri resilient
s. geriye fırlayan, seğirdim yapan; uzanıp kısalan, elastiki, esnek; çabuk iyileşir (bünye).
 
Çeviri resin
i. sakız, çam sakızı, reçine. resiniferous s. sakız hasıl eden, sakız verir. resinol i. renksiz reçineli alkol; cilt kaşınmasına karşı kullanılan sarı bir yağ. resinous s. sakız nevinden, sakızlı, sakızdan çıkan. resiny s. sakızlı, sakız gibi.
 
Çeviri resist
f., i. karşı durmak, mukavemet etmek; dayanmak, tahammül etmek; i. bir yüzeyi paslanma veya çürümeden korumak için sürülen bir madde; kumaş boyacılarının kullandığı tutkal gibi ve kimyasal tesire karşı gelen madde.
 
Çeviri resistant
s., i. karşı gelen, direnen, mukavemet eden (şey veya kimse).
 
Çeviri resistible
s. karşı konulabilir, dayanılabilir, mukavemet edilebilir. resistibil'ity i. mukavemet kuvveti, dayanma imkânı.
 
Çeviri resistive
s. mukavemet eden, mukavemet kabilinden, dirençli. resistivity i. mukavemet kuvveti, fiz. özdirenç.
 
Çeviri resistless
s. dayanılmaz, karşı durulmaz.
 
Çeviri resistsnce
i. mukavemet, direnme; karşı gelme; mukavemet eden kuvvet; elek. mukavemet, direnç, rezistans. resistance box elek. rezistans kutusu. resistance coil elek. rezistans bobini. passive resistance pasif direniş.
 
Çeviri resole
f. pençe vurmak.
 
Çeviri resoluble
s. erir, eritilebilir; çözülebilir.
 
Çeviri resolute
s. azimkar, kararlı, sebat ve metanet sahibi, kuvvetli; yiğit, cesur. resolutely z. azimle, kararlı olarak, sebat ve metanetle. resoluteness i. azimkârlık, azim, kararlılık, metanet; yüreklilik; cesaret.
 
Çeviri resolution
i. çözme; ayrışma; müz. çözüm; çözülüm; sebat, metanet, azim, karar; teklif, önerge, önerme, resmi karar; cesaret, mertlik.
 
Çeviri resolve
f., i. karar vermek, tasarlamak; karar vermesine sebep olmak; parçalara ayırıp incelemek; çözmek; halletmek, açıklamak; oy ile kararlaştırmak; iyi yönde değiştirmek; müz. çözmek; tıb. eritmek; i. karar, niyet, tasarlama. resolve on karara varmak. resolve one's doubts şüphelerini yok etmek. resolvable s. halledilebilir, çözümlenebilir.
 
Çeviri resolved
s. azimli, kararlı; kararvermiş veya verilmiş.
 
Çeviri resolvent
s., i. bir şeyi öğelerine ayırma gücü olan; i. eritici madde; tıb. bir şişi gidermeye yarayan hazır ilâç.
 
Çeviri resonance
i. sesi aksettirme, yankılama; sesi uzatıp şiddetlendirme özelliği, tınlama. resonance box keman gövdesi gibi sesi şiddetlendiren kutu. resonant s. sesi aksettiren, yankılayan; tannan.
 
Çeviri resonate
f. çınlamak, yankılamak.
 
Çeviri resonator
i. sesi aksettirici alet veya cisim; elektrik akımını yankılayan cihaz.
 
Çeviri resorb
f. tekrar emmek.
 
Çeviri resorcin , resorcinol
i., kim. reçineden alınıp boya veya ilâç imalinde kullanılan billursu bir bileşim.
 
Çeviri resorption
i. emme, emilme.
 
Çeviri resort
f. gitmek, sık sık gitmek; (to ile ) baş vurmak, müracaat etmek, başka çare kalmayınca kullanmak.
 
Çeviri resort
i. sık sık gidilen yer, ahalinin toplandığı yer, gezinti ve dinlenme yeri; mesire; çare, merci, baş vuracak yer, sığınacak yer; yardımına baş vurulan kimse; sık sık gitme. last resort son merci; son çare. summer resort sayfiye, yazlık, yazın gidilen yer.
 
Çeviri resound
f. çınlamak, ses vermek, sesle dolmak, yankılamak; yayılmak, yaygın olmak.
 
Çeviri resource
i. kaynak; çare; dayanak; çoğ. araçlar, olanaklar, mali vasıtalar; halletme yeteneği. inner resources manevi kuvvet. natural resources doğal kaynaklar.
 
Çeviri resourceful
s. becerikli.
 
Çeviri resp.
kıs. respective, respectively, respondent.
 
Çeviri respect
i. münasebet, yön, husus; hürmet, saygı, itibar, hatır sayma; uyma; çoğ. hürmetler, selâmlar, saygılar. pay one's respects saygılarını sunmak. with respect to, in respect to göre, konusunda, -e gelince .
 
Çeviri respect
f. hürmet etmek, hürmete lâyık saymak; saygı göstermek; ilgisi olmak. respecter of persons kişilere rütbesine göre değer veren kimse.
 
Çeviri respectability
i. hürmete lâyık olma, itibar, saygınlık.
 
Çeviri respectable
s. hürmete lâyık; namuslu; hatırı sayılır, epeyce, hayli; ahlâk veya davranışları iyi; dış görünüşü iyi. spectably z. hürmete lâyık şekilde, namusu ile.
 
Çeviri respectful
s. hürmet gösteren, saygılı, hürmetkâr. respectfulness i. hürmetkârlık.
 
Çeviri respective
s. her biri kendisinin olan, ayrı ayrı. They went to their respective homes. Her biri kendi evine gitti. respectively z. zikredildikleri sıra ile, birisi birine ve diğeri ötekine ait olmak üzere .
 
Çeviri respirable
s. teneffüs edilebilir. respirabil'ity i. teneffüs edilebilme .
 
Çeviri respiration
i. teneffüs, nefes alma, solunum; nefes, soluk.
 
Çeviri respirator
i. teneffüs olunan havayı ısıtmak veya temizlemek için ağız veya buruna geçirilen alet, respiratör.
 
Çeviri respiratory
s. solunumla ilgili, solunumda kullamlan, solunumun sebep olduğu. respiratory system solunum sistemi.
 
Çeviri respire
f. teneflüs etmek, nefes almak, soluk almak; dinlenip tekrar kuvvet ve cesaret bulmak.
 
Çeviri respirometer
i. solunumu ölçen alet; tazyikli oksijen vasıtasıyle dalgıca temiz hava veren alet, respirometre .
 
Çeviri respite
i., f. mühlet, tehir, geçici olarak erteleme; huk. idam hükmünün infazını geçici olarak erteleme; dinlenme vakti, tatil, paydos; alacaklının borçluya tanıdığı zaman; f. mühlet vermek, tehir etmek ertelemek .
 
Çeviri resplendent
s. parlak, şaşaalı, göz alıcı resplendence, resplendency i. parlaklık, şaşaa .
 
Çeviri respond
i. Kitabı Mukaddes okunduktan sonra cevap yerine söylenilen sözler; mim. bir kemerin ağırlığını karşılamak amacı ile duvar içine konan yarım direk veya sütun.
 
Çeviri respond
f. cevap vermek; karşılık verme. respondence, respondency i. cevap verme, karşılık verme. respondent s., i. cevap veren, karşılık veren; i. cevap veren kimse; huk. savunan kimse (bilhassa boşanma davalarında).
 
Çeviri response
i. cevap; yanıtlama; tepki; papazın okuduğu şeye cevap olarak ahali veya okuyucuların terennüm ettiği veya soylediği parça.
 
Çeviri responsibility
i. mesuliyet, sorum, sorumluluk.
 
Çeviri responsible
s. mesul, sorumlu; sağduyulu; itimada layık; borcunu ödeyebilecek durumda olan; mesuliyetli. They are responsible to me for the results So nuçlardan onlar bana karşı mesuldür. responsibly z. itimada layık olarak.
 
Çeviri responsive
s. cevap vermeye hazır, hevesli; uyumlu; cevap kabilinden, mukabele gibi. responsively z. hevesli olarak. responsiveness i. heveslilik.
 
Çeviri rest
i., the (ile) kalan miktar, kalanlar, geri kalan kısım. all the rest kalanların hepsi. as for the rest kalanına gelince.
 
Çeviri rest
f. dinlenmek, nefes almak: rahat etmek, istirahat etmek; yatmak, oturmak; uyumak; ölmek; dayanmak, dayalı olmak; huk. bir davada taraflardan birinin davaya ait butün delilleri anlattığını bildirmek; güvenmek, itimat etmek; kalmak; dinlendirmek, rahat ettirmek; dayamak, yaslamak; koymak. His eyes rested on it Gözleri ona dikildi. rest'ingplace i. konak yeri; mezar.
 
Çeviri rest
i. rahat, istirahat, dinlenme, yatma; oturma; sükun, hareketsizlik; uyku; asayiş, ruh sukunu; durak, dinlenme yeri; ölum; müz. fasıla, durak işareti, es; dayanak, dayanacak şey, mesnet .rest cure, rest treatment tıb. dinlenme usulü ile tedavi. rest day dinlenme günü (özellikle pazar günü). rest room tuvalet at rest hareketsiz; rahatta; olmuş. go to rest dinlenmek, yatmak lay to rest gömmek, defnetmek. whole rest müz. dörtlük es.
 
Çeviri restaurant
i. lokanta.
 
Çeviri restaurateur
i. lokantacı.
 
Çeviri restful
s. rahat verici, dinlendirici; rahat, sakin. restfully z. rahat rahat, sükunetle. restfulness i. rahat, sükün.
 
Çeviri restharrow
i. kayışkıran, saban kıran, bot. Ononis hircina.
 
Çeviri resthouse
i. dinlenme evi, konak yeri.
 
Çeviri restitutioinintegrum
Lat., huk. eski halin iadesi, eski hale getirme.
 
Çeviri restitution
i. bir şeyi sahibine iade etme; zararı ödeme; onarma.
 
Çeviri restive
s. inatcı; sabırsızlanan, rahat durmaz. restively z. sabırsızlanarak. restiveness i. sabırsızlık.
 
Çeviri restless
s. hiç durmayan, dinmeyen, hiç rahat durmaz: uyuyamaz, uykusuz: rahatsız: vesvessli: değişiklik isteyen, hareketsiz kalamayan. restlessly z. rahat durmadan. restlessness i. hareketsiz kalamama.
 
Çeviri restoration
i. onarma ve düzeltme; restore etme; yenileme, eski haline getirme, eski mevkiini iade etme: iyileşme; bir şeyi sahibine iade etme: bir şeyin asıl şeklini gösteren model. the Restoration İngiltere'de Restorasyon devri: 18. Lui devrinde Borbonların tekrar iktidarı ele geçirmeleri
 
Çeviri restorative
s., i. onaran ve düzelten, iyi hale koyan; i. ayıltıcı ilaç.
 
Çeviri restore
f. iade etmek; geri vermek; eski haline koymak, onarmak, restore etmek, yenilemek: iyileştirmek, sıhhatini iade etmek, sağaltmak; eski mevkiini iade etmek; bozulmuş yerini onarmak (resim); zararı ödemek. restorable s. yeniden sağlanabilir; onarılabilir; iade edilir.
 
Çeviri restrain
f. tutmak, geri tutmak, zaptetmek, yasaklamak, sımrlamak. restrainable s. zaptedilebilir.
 
Çeviri restraint
i. menetme: tahdit, sınırlılık; tutukluluk: kendini tutma; sıkılma çekinme. restraint of trade ticareti kısıtlama veya narh koyma.
 
Çeviri restrict
f. kısltlamak, bağlamak, sınırlamak; elini bağlamak: tahdit etmek, hasretmek. restrictive s. kısıtlayıcı, bağlayıcı, sınırlayıcı.
 
Çeviri restriction
i. sınırlayan kural, şart, hudut sınırlama, kısıtlama, tahdit.
 
Çeviri result
f., i., sık sık in (ile) çıkmak meydana gelmek, varmak: sonuçlanmak: i. netice, sonuç, son, akıbet, semere, mahsul.
 
Çeviri resultant
s., i. meydana gelen, neticesi olan; i. sonuç; fiz. iki ayrı kuvvetin bileşkesi.
 
Çeviri resume
i. hulasa, özet.
 
Çeviri resume
f. eski halini almak; yeniden başlamak veya devam etmek; geri almak: yeniden kullanmaya başlamak.
 
Çeviri resumption
i. yeniden başlama veya devam etme: geri alma.
 
Çeviri resurge
f. tekrar çıkmak, tekrar baş göstermek: yeniden dirilmek. resurgence i. yeniden dirilme. resurgent s. yeniden dirilen.
 
Çeviri resurrect
f. yeniden diriltmek; yeniden canlandırmak: mezardan çıkarmak; unutulmuş veya kaybolmuş şeyi yeniden meydana çıkarmak.
 
Çeviri resurrection
i. kıyamet, yeniden dirilme veya diriltme; yeni hayat bulma, canlanma.
 
Çeviri resuscitate
f .ölüyü diriltme ölü gibi olanı ayıltmak; batmış ve unutulmuş şeyi tekrar meydana çıkarmak. resuscita'tion i. canlandırma, canlandırılma, di- riltme. resuscitative s. diriltici, canlandırıcı .
 
Toplam 107 sonuç listeleniyor
Copyright © Dogrusozluk.comSponsor: ip adresim nedir cevaplar için doğru adres ipsorgu.com