punchi. punç, meşrubat. punch bowl içinde punç yapılan büyük kap. punch glass punç kadehi.
3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net
punchi. İngiliz kukla oyununda karısı ile daima kavga eden Karagöz'e benzer bodur ve kambur adam. Punch and Judy show İngiltere'de bir nevi kukla oyunu. pleased as Punch çok memnun.
punchf., i. yumruklamak, muşta ile vurmak; i. yumruk, muşta; (argo) kuvvet, enerji. punching bag boksörlerin antrenman yapması için şişirilmiş torba. punch line bir hikâyenin son ve en mühim cümlesi.
punchi., f. zımba, delgi, matkap, ıstampa; f. zımbalamak, ıstampa ile basmak; biz ile delmek. center punch delik açılacak yerleri işaret eden zımba.
puncheoni. şarap fıçısı; İng. 318 litrelik şarap ölçüsü.
puncheoni. çatı direği; zımba; mermer kesmeciliğinde kullanılan alet.
punctilioi. teşrifat ve resmiliğin en ince noktası; titizlik, merasim düşkünüğü.
punctiliouss. teşrifat ve resmiyette fazla titiz. punctiliously z. dikkatle,titizlikle. punctiliousness i. titizlik.
punctuals. her şeyi dakikası dakikasına yapan, tam vaktinde olan; bir noktadan ibaret. punctually z. tam vaktinde, dakikası dakikasına. punctual'ity, punc- tualness i. dakiklik, bir işi tam vaktinde yapma hususundaki titizlik.
punctuatef. noktalamak, cümleleri ayırmak için nokta koymak; üzerinde durmak; nokta gibi arasına girmek (söz).
punctuationi., gram. noktalama; noktalama işareti; cümleleri ayırma kuralı. punctuation marks noktalama işa- retleri.
puncturei., f. delme; iğne deliği gibi ufak delik; patlama (otomobil lastiği); f. delmek, delik açmak; değersizliğini ispat etmek. We had a puncture. Lastiğimiz patladı.
Toplam 14 sonuç listeleniyor