misönek yanlış, kötü, hatalı.
3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net
misalliancei. uygunsuz izdivaç, yanlış evlilik; uygunsuz bir birlik.
misanthrope, misanthropist i. insanlardan nefret eden veya insanlara güvenmeyen kimse; insanlardan kaçan kimse, merdümgiriz kimse. misan- throp'ic s. insandan nefret eden; merdümgiriz. misan'thropy i. insanlardan kaçma veya nefret etme.
misapplyf. yanlış tatbik etmek veya istimal etmek, yerinde kullanmamak.
misapprehendf. yanlış anlamak. misapprehension i. yanlış anlama.
misappropriatef. haksız olarak almak veya kullanmak, emanete hıyanet etmek, çalmak. misappropria'tion i. emanete hıyanet, emniyeti suiistimal.
misbehavef. yaramazlık etmek; fena hareket etmek. misbehavior i. fena hareket; yaramazlık.
misbelievef. itikat etmemek, inan mamak, kâfir olmak. misbelief i. küfür, umumun kabul ettiğine aykırı itikat, yanlış kanaat. misbeliever i. kafir
misckıs. miscellaneous, miscellany.
miscalculatef. yanlış hesap etmek. miscalcula'tion i. yanlış hesaplama.
miscallf. yanlış isim vermek; spor yanlış karar vermek (hakem); Ing., leh. sövüp saymak.
miscarriagei. çocuk düşürme, düşük; işin boşa çıkması, işin ters gitmesi, başarısızlık; yanlış yere sevketme. miscarriage of justice adli hata.
miscarryf. başaramamak; boşa çıkmak, ters gitmek; çocuk düşürmek; yanlış yere götürülmek.
miscastf. tiyatroda yanlış rol vermek.
miscegenationi. ırkların ve bilhassa beyazlarla siyahların melezleşmesi.
mischiefi. yaramazlık; haylazlık; haylazca hareket veya tavır; haylaz kimse; zarar, ziyan, hasar; zararlı şey; k.dili şeytan. mis chiefmaker i. kavga -çıkaran veya fitnecilik eden kimse. get into mischief yaramazlık etmek. keep out of mischief yaramazlıktan kaçınmak.
mischievouss. yaramaz, haylaz; zarar verici. mischievously z. yaramazca; zarar vermek niyetiyle; zarar verecek şekilde.
misconceivef. yanlış kavramak. misconception i. yanlış kavrama; yanlış kavram. labor under a misconception yanlış kanalda olmak.
misconducti. kötü davranış; zina; suiistimal; kötü idare.
misconductf. kötü idare etmek. misconduct oneself ahlâkseca davranmak.
misconstruef. yanlış yorumlamak, yanlış anlamak, ters mana vermek.
miscountf., i. yanlış saymak, yanlış hesap etmek; i. yanlış hesap.
miscreanti., s. kötülükçü kimse, habis kimse; s. zalim, gaddar, vicdansız; eski imansız.
miscuei., f. bilardoda bileyi isteka ile yanllş vurma; k.dili yanlış, şaşkınlık veya dalgınlık eseri olan hata; f. tiyatro konuşmada hata yapmak.
misdealf. (-dealt) i. iskambil kâğıtlarının yanlış dağıtmak; i. yanlış dağıtma.
misdeedi. kötü ve ahlaksızca hareket, kötülük.
misdeemf., şiir yanlış hüküm vermek.
misdemeanf. kötü davranmak. misdemeanant i. kabahat işlemiş kimse, kötü hareketinden dolayı suçlanan kimse; suçlu kimse. misdemeanor i. hafif suç; kötü davranış.
misdirectf. yanlış salık vermek, yanlış yola sevketmek, yanltmak, yanlış yol göstermek, yanlış tarif etmek. misdirection i. yanlış salık verme, yanıltma.
misdof. yanlış yapmak; kötülük yapmak misdoer i. kötülük yapan kimse. mis doing i. kötü hareket.
misdoubtf., i., eski şüphe etmek; korkmak; i. şüphe; korku.
misemployf. kötüye kullanmak, suiistimal etmek.
miseri. cimri kimse, pinti kimse.
miserables. sefil, pek fakir; dertli, bedbaht, perişan; mutsuz; acınacak halde; zavallı; k.dili hasta; sefalet getiren; süfli, aşağılık, pek kötü; utanmaz. miserably z. pek fena.
misererei., Lat. Mezmurlar kitabında 51'inci Mezmur (Latince metin de bu kelime ile başlar); bu Mezmurun bestesi.
miseri'cordi. ortaçağda yaralı şovalyeyi azaptan kurtarmak için son darbenin vurulduğu hançer; manastırda oruç gibi bir vecibeden affedilme; manastırda böyle affedilenlere mahsus oda; kilisede ayakta ilâhi soyleyenlerin dayandığı küçük çıkıntı.
miserlys. cimri, hasis, pinti. miserliness i. cimrilik, pintilik.
miseryi. dert, ıstırap, acı; sefalet; bedbahtlık; leh. eziyet.
misfeasancei., huk. yolsuzluk, kötüye kullanma, kanunsuzluk, kusurlu hareket.
misfiref., i. ateş almamak (tüfek veya torpil); hedefe isabet ettirememek;ateş almama.
misfiti. uygun gelmeyiş; iyi uymayan şey; uyumsuz kimse, çevresine uymayan kimse.
misfortunei. talihsizlik; bedbahtlık; kaza, belâ, felâket.
misgivingi., gen.,çoğ. şüphe, kuşku, kuruntu; korku.
misgovernf. kötü idare etmek. misgovernment i. kötü idare.
misguidef. yanlış yola sevketmek, yanlış salık vermek; azdırmak,baştan çıkarmak. misguidance i. yanlış yola sevketme.
mishandlef. kötü kullanmak, kötü idare etmek.
mishavi. aksilik, talihsizlik.
misinformf. yanlış bilgi vermek, yanlış anlatmak. misinforma'tion i. yanlış bilgi.
misinterpretf. yanlış yorumlamak, yanlış mana vermek, yanlış anlamak. misinterpreta,tion i. yanlış yorum.
misjudgef. yanlış hüküm vermek; yanlış anlamak; yanlış fikir edinmek.
mislayf .(laid) yanlış yere koymak, kaybetmek.
misleadf. (led) yanlış yola sevketmek, yanlış yoldan götürmek; yanlış fikir vermek, aldatmak.
mismanagef. kötü idare etmek, idare edememek. mismanagement i. kötü idare.
mismatchf.,i.bir birine iyi uymamak; i.uygunsuz birleşme, uymama.
misnomeri.yanlış isim, isimde hata; yanlış isim kullanma.
misogamyi.evlilikten nefret. misogamist i.evlilikten nefret eden kimse.
misogynisti.kadından nefret eden kimse, kadın düşmanı.misogynous s.kadından nefret eden.
misoneismi.,psik. yenilik korkusu, değişiklik korkusu.
misplacef.yanlış yere koymak. misplace one's confidence yanlış kim seye güvenmek.misplacement i.yanlış yere koyma.
misplayi.yanlış oyun, hatalı oyun .
misprintf.,i.yanlış basmak; i.baskı hatası.
misprisioni.,huk.vazifeyi suiistimal; bir cürüme göz yumma suçu; yanlış, hata.
misquotef.yanlış aktarmak, birinin sözünü yanlış tekrarlamak.misquota'tion i.yanlış aktarma.
misreadf.(read) yanlış okumak, yanlış yorumlamak.
misreckonf yanlış saymak, yanlış hesap etmek.
misrepresentf. yanlış ve ya yalan yere anlatmak; kötü temsil etmek. misrepresenta'tion i. yalan.
misrulef., i. kötü idare etmek; i. kötü hükümet, kötü yönetim; karışıklık.
missf. vuramamak, vurmamak, isabet ettirememek veya etmemek; bulamamak, kaçırmak, yanlışlıkla atlamak, ele geçirememek; özlemek, yokluğunu hissetmek, aramak. miss fire ateş almamak. miss out atlamak, görmemek; gidememek, kaçırmak. miss the point meseleyi kavramamak. He just missed being run over ezilmekten zor kurtuldu.
missi. nişanı vuramayış, isabet ettire meyiş; başarısızlık. A miss is as good as a mile Fırsatı kaçırdlktan sonra, iyi mi, kötü mü olduğu farketmez.
missi., k.dili genç kız; b.h. Matmazel, Bayan (soyadından evvel gelir).
missali., kil. Katolik kilisesinde Aşai Rabbani ayini kitabı; dua kitabı.
misseli. ökseardıcı, zool. Turdus viscivorus.
misshapef. (-shaped, -shapen) kötü biçim vermek, biçimsizleştirmek misshapen s. biçimsiz, kötü biçimli.
missilei. mermi, kurşun; ok, merak; atılan şey; güdümlü mermi.
missilryi. roket veya güdümlü mermi yapma ve kullanma sanatı.
missings. eksik, olmayan, kayıp. missinglink bak. link the missing savaşta kayıp askerler. There is a page missing bir sayfa eksik .
missioni. memuriyet veya vazife ile bir yere gönderilen kimseler; misyon, memuriyet, vazife, görev, hizmet; misyoner heyeti; misyonerlerin faaliyet sahası: A.B.D. sefarethane, elçilik; kilisede yapılan özel toplantı veya vaiz serisi; imaret, fakirlere yardım evi; en büyük arzu, hedef, amaç; aşk uçuş.
missisi., k.dili, the ile evin hanımı; eş, karı.
missourii. Amerikada Missouri nehri; Missouri eyaleti. from Missouri A.B.D., k.dili şupheci, delilsiz inanmayan.
misspellf. (-spelled veya -spelt) imlasını yanlış yazmak. misspelled s. imlası bozuk.
misspendf. (-spent) kötü harcamak, boş yere sarfetmek, boşuna geçirmek .
misstatef. yanlış ifade etmek, yalan katarak anlatmak. misstatement i. yanlış ifade, hata; yalan.
misstepi. yanlış adım; yanlış teşebbüs.
misti., f. sis, duman, pus; buğu; donukluk, karartı; f. sis ile kaplamak, sisli olmak; çiselemek.
mistakei. yanlış, hata, yanlışlık, yanılma. Make no mistake ,şüphe etme, yanılma.
mistakef. (-took, -taken) yanlış anlamak; yanlışlıkla benzetmek, başkası zannetmek; yanlış telakki etmek veya görmek; yanılmak. mistaken for benzetilmiş, başka birisiyle karıştınlmış mistakable s. yanlış anlaşılabilir.
mistakens. yanlış, yanlış fikre dayanan, hatalı mistakenly z. yanlışlıkla.
misteri. (kıs. Mr) Bay, Efendi (erkek soyadından evvel kullanılan ünvan).
mistimef. zamanı yanlış ayarlamak; zamanını yanlış tahmin etmek.
mistrali. Güney Fransa'ya ait çok soğuk karayel.
mistranslatef. yanlış tercüme etmek. mistranslation i. yanlış çeviri.
mistreatf. kötü kullanmak, incitmek, kötü davranmak.
mistressi. hanım, nüfuz sahibi kadın, aile hanımı, okul müdiresi; metres; eski, b.h. evli kadınlara verilen ünvan (şimdi kıs, Mrs).
mistriali., huk. işlem hatası yüzünden hükümsüz kalan muhakeme.
mistrusti., f. güvensizlik,itimatsızlık, şüphe; f. güvenmemek, hakkında şüphe etmek. mistrustful s. güvensiz, şüpheli, kuşkulu.
mistys. sisli, dumanlı; bulanık. mistiness i. sis.
misunderstandf. (-stood) yanlış anlamak, ters anlamak. misunder standing i. yanlış anlama; anlaşmazlık.
misusagei. yanlış kullanılış; fena muamele.
misusei. kötü kullanış; suiistimal.
misusef. kötü işte kullanmak, suiistimal etmek.
Toplam 126 sonuç listeleniyor