Sözlük
Sponsor Bağlantılar
Çevir

EN 'fu' sonuçları
Çeviri fuchsia
(i). küpeçiçeği, (bot). Fuchsia hybrida.
 

3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net

 
Çeviri fuchsine
(i). galibarda, koyu kırmızı boya.
 
Çeviri fuck
(f)., (i)., kaba, vulgar sikmek; (i). sikme.
 
Çeviri fucus
(çoğ. fuci) (i)., (bot) esmer deniz alglerinden biri.
 
Çeviri fuddle
(f)., (i). şaşırtmak, sersemletmek, sarhoş etmek; sarhoş olmak, sızmak; (i). sersemlik, şaşkınlık, sarhoşluk.
 
Çeviri fuddyduddy
(i)., (k).dili geri kafalı kimse; müşkülpesent kimse.
 
Çeviri fudge
(i)., (f). yumuşak bir şekerleme; boş laf, saçma; (matb). son dakikada gazeteye konan parça; (f). uydurmak; acemice iş görmek; saçma söz söylemek; bilya oyununda eli fazla ileri götürmek.
 
Çeviri fuel
(i)., (f(. (ed, ing veya led, ling) yakacak, yakıt, mahrukat; (f). ateşe yakacak atmak; (den). yakıt yüklemek. fuel cell (mak)., (elek). hidrojen ve oksijen ile çalışıp elektrik akımı veren cihaz fuel cock gazocağı musluğu. fuel gauge (mak). akaryakıt göstergesi. fuel injector mazot enjektörü. fuel oil mazot, akaryakıt. fuel pump yakıt pompası. fuel tank yakıt deposu. add fuel to the flames yangına körükle gitmek.
 
Çeviri fugacious
(s). uçar, uçucu; çabuk geçen, ömürsüz, süreksiz; (bot). geçici, dayanıksız, çabuk dökülen. fugaciousness, fugac'ity (i). uçuculuk.
 
Çeviri fugal
(s)., (müz). füg türünden.
 
Çeviri fugitive
(s)., (i). kaçak, kaçkın, firari; tutulmaz, alıkonulmaz; derbeder; solan (renk); geçici, muvakkat; (i). kaçak, firari; mülteci; muhacir; serseri.
 
Çeviri fugleman
(i). (çoğ. -men) eski (ask). talim zamanında safların başında durup hareketleriyle askerlere ne yapacaklarını gösteren talimli nefer.
 
Çeviri fugue
(i)., (müz). füg.
 
Çeviri fuhrer
(i). Almanya'da lider. der Führer Hitler.
 
Çeviri fujiyama
(i). Fujiyama Dağı.
 
Çeviri fulcrum
(çoğ. -cra) (i)., (mak). dayanak noktası, dayanma noktası, manivela mesnedi.
 
Çeviri fulfill
, ing fil (f). nail olmak, yerine getirmek, icra etmek; yapmak; görmek, ifa etmek; bitirmek, itmam etmek, tamamlamak. fulfillment (i). nail olma, ergi; icra, ifa, yapma, tamamlama, yerine getirme.
 
Çeviri fulgent
(s). ,şiir çok parlak, şaşaalı.
 
Çeviri fulgid
(s). parlak.
 
Çeviri fulguration
(i)., (tıb). elektrik cereyanı ile siğil yakma.
 
Çeviri fulgurite
(i)., (jeol). yıldırımın gevşek kuma düştüğü yerde hâsıl olan cam cinsinden eğri boru.
 
Çeviri fuliginous
(s). isli, kurumlu, is gibi siyah.
 
Çeviri full
(s). dolu; meşgul; boş olmayan, tutulmuş; tok; tam, tüm; azami derecede; met; dolgun, büyük, şişman, iri; tamam, bütün; dolun (ay); kalın, pes (ses); bol, geniş. full back (i)., futbol bek oyuncu. fullblooded (s). saf kan. fullblown (s). tamamen açmış; tam gelişmiş. fullbodied (s). kuwetli ve memnun edici derecede (içki). full brother öz erkek kardeş. full dress resmi elbise, frak. fullface (i). cepheden alınmış fotoğraf; (matb). kalın harf. fullfashioned (s). kesiksiz örülmüş. fullfledged (s). tüyleri büyümüş, tam olgunlaşmış; harekete geçmiş; tam yetkili. full gainer havada ters perende atarak suya dalma. full house tiyatro her yerin dolu olması; pokerde ful. fulllength (s). tam boy (portre). full membership tam üyelik asli üyelik. full moon dolunay. full nelson (güreşte) künde. full pay tam ücret veya maaş. full professor profesör. fullrigged (s). üç direkli tam armalı (gemi). fullscale (s). orijinal ebatta (suret, resim); bütün güçle yapılan (hücum, teşebbüs). full score (müz). her aletin çalacağı veya sesin okuyacağı notayı ayrı ayrı gösteren kitap. full speed tam sürat. full steam ahead son süratle ileri. full stop nokta; tam vuruş. full to overflowing, full to the brim ağzına kadar dolu, dopdolu. full up dopdolu. at full gallop dörtnala (at). chock full agzına kadar dolu. in full tam, etraflı. full blast in full swing bütün kuvvetiyle (çalışmak). in full view herkesin önünde, aleni olarak, görünürde. fully (z). tamamen; tamamıyle, tastamam, tam.
 
Çeviri full
(f). (çuhayı) dibek içinde kül ve sabunla dövüp yıkamak, çırpmak; bol bırakarak dikmek veya dikilmek (elbise).
 
Çeviri full
(i). bir şeyin dolusu, bir şeyin olgunluk mertebesi. to the full son haddine kadar, tamamıyle.
 
Çeviri full
(z). tam, tamamen; fazlasıyle, pek çok; doğru. fullgrown (s). kemale ermiş, tam gelişmiş. full many a flower bir dolu çiçek.
 
Çeviri fuller
(i). çırpıcı; demiri dövüp saç yapmakta kullanılan çekiç. fuller's earth kil, çamaşırcı toprağı. fullery (i). çırpıcı yeri.
 
Çeviri fullingmill
çırpıcı dibeği.
 
Çeviri fullness
i dolgunluk; tokluk; kemal, olgunluk, tam oluş, bütünluk; şişmanlık in the fullness of time vadesi gelince, zamam gelince
 
Çeviri fully
z tamamen, butünüyle; hiç olmazsa
 
Çeviri fulmar
i kutuplarda yaşayan martıya benzer bir çeşit deniz kuşu fu I
 
Çeviri fulminate
f, i gürlemek, top gibi patlamak; ateş puskurtmek; patlatmak; Iânet okumak; i, kim fulminat asidinin tozu inisyal patlayıcı madde fulmina'tion i pat lama; ateş puskürme, gürleme; Iânet okuma ful'minator'y s gürleyen, dehşet saçan; Iânet okuyan
 
Çeviri fulminic
s, kim fulminat asidine ait
 
Çeviri fulsome
s aşm, müfrit, taşkm (iltifat), dalkavukça fulsomely z aşln olarak ful someness i aşırılık, müfrit oluş
 
Çeviri fulvous
s kırmlzlmsl sam
 
Çeviri fumarole
i volkanik duman püs kürten küçük delik
 
Çeviri fumatory
s, i duman veya bu hara ait; i eşyayı tutsülemeye veya du man veya buhardan geçirmeye mahsus yer
 
Çeviri fumble
f, i el yordamıyle beceriksizce aramak, boş yere çabalamak; tutamamak; becerememek; konuşurken duraklamak; oyun da topu duşürmek; i tutamayış, becereme yiş; topu düşürme fumbler i beceriksiz kimse fumblingly z beceriksizce
 
Çeviri fume
i, f duman, buhar, pis kokulu duman, kurşun gibi madenlerin buğusun dan hâsıl olan toz; öfke, hiddet; f du man veya buhar çıkarmak, tütmek; tüt sülemek; buğusu çıkmak; kızmak, öfkelen mek fumeless s dumansız fumy s du man çıkaran, dumanlı
 
Çeviri fumigate
fbuharladezenfekteet mek fumiga'tion i buharladezenfekteetme; buhardan geçirme fum'igator i bu şekil de dezenfekte eden kimse
 
Çeviri fumitory
i şahtere, bot Fu maria officinalis
 
Çeviri fun
i, f (ned, ning) s eğlence, zevk; şaka, latife; f, k dili şaka etmek, eğlenmek; s, k dili eğlendirici, hoş for fun işin içine para katmadan (oyun oynamak); şaka ol sun diye in fun şakadan, latife olarak Like funl Yok canıml make fun of, poke fun at bir kimse ile alay etmek, eğlenmek What funl Aman ne hoşl Enfes
 
Çeviri funambulist
i ip cambazı
 
Çeviri function
i, f ic gr!rev, vazife, fonksiyon; kuvvet, hassa; toren, merasim, musamere; mat fonksiyon; f işlemek, go revini yapmak function word gram iki kelime arasındaki ilişkiyi gosteren kelime functioning s faal, işler durumda, icra edilmekte olan, yururlükte
 
Çeviri functional
s görevsel, vazifeye ait, kuvvete ait; pratik, ameli; vücut organ larının görev ve hareketlerine ait; biyol mutat vazifesini gören functional disorder tlb vucutta bir organın görevine tesir eden düzensizlik functionalism i görevselcilik, bir şeyin yapısının yapacağı göreve gore olması gerektiini ileri süren öğreti func tionally z görevsel bir şekilde, gorev ba kımından
 
Çeviri functionary
i memur, gorevli
 
Çeviri fund
i, f sermaye, mal, fon; stok; ser vet; ço para: f sermayeye tahvil etmek; eshama çevirmek; sermaye bulmak veya temin etmek funded debt birleştirilrrıiş dev let borçları mutual fund tic kendi hisse senetlerini satıp tedarik edilen para ile baş ka firmaların senetlerini alan anonim şirket raise funds para toplamak reserve fund tic ihtiyat sermayesi, ihtiyat akçesi sinking fund tic itfa sermayesi fundless s parasız
 
Çeviri fundament
i makat, anus, kıç; cogr bir bölgenin coğrafi yapısı
 
Çeviri fundamental
s, i esaslı, asli, önemli, mühim; birinci, temele ait, kaideye ait; muz esası bassoda bulunan; i esas, temel; müz en pes nota fundamental rights temel haklar fundamentally z esasen, esas itibariyle
 
Çeviri fundamentalism
i Pro testanllkta aşırı tutuculuk; Kitabı Mukaddesi harfi harfine tefsir etme fundamentalist i dini akidelerde aşırı tutucu kimse
 
Çeviri fundus
i, anat bir organın iç tarafı
 
Çeviri funeral
i, s cenaze tö reni; gömme, defin; s cenaze törenine ait funeral director cenaze törenini vöneten kimse funeral home öIülerin ylkardyy, yakıldığı veya cenaze törenlerinin yapıldığı bina funeral oration cenaze töreninde yapılan konuşma funeral pile uzerinde ce setlerin yakıldığı odun yığını funeral urn olu kulünün saklandığı kap That's your funeral argo Bu senin bileceğin iş Bun dan bana ne7
 
Çeviri funereal
s hazin, kasvetli; ce naze törenine ait, cenaze torenine yakışır funereally z kasvetli bir şekilde, huzunlu olarak fung, fungi onek, bot mantara ait
 
Çeviri fungicide
i mantarları öIdüren ilaç
 
Çeviri fungous
s, bot mantara benzer, mantara ait; birdenbire çıkan ve büyüyen fungos'ity i mantara benzerlik; birden bire büyüme
 
Çeviri fungus
i, bot mantar veya man tar türünden bitki; trb yara etrafında veya deri üzerinde peyda olan mantar veya sün gere benzer /sıs/; birdenbire büyuyen şey
 
Çeviri funicular
s, i tel tel, lifli; i inişli çıkışlı arazilerde kullanılan ve ara baları kablo veya halatla çekilen şimendi fer hattı, füniküler funicular railway kab lo ile işleyen dag demiryolu ve katarı
 
Çeviri funiculus
i (ço li) ince lif
 
Çeviri funk
i, f, ing, kdili korku, dehşet; korkak adam; f çok korkmak, korkup çekil mek; korkaklık etmek, kaçınmak; onlemek
 
Çeviri funnel
i huni; baca, boru funnel cloud bulut hortumu, bazen kasırga esna sında görülen huni şeklindeki bulut
 
Çeviri funnies
i, ABD kdili gazetede çizgi romanlar
 
Çeviri funny
s eğlenceli, komik, güldürücü, kdili tuhaf, garip, acayip funny bone anat dirsekte bir şeye çarpınca kolun karın calanmasına sebep olan sinirin geçtiği yer funny business capraşık iş funny paper ABD k dili gazetenin çizgi roman ilâvesi
 
Çeviri fur
i, f (red, ring) kürk, kürk manto; post; f kürkle kaplamak; pas veya kir bağ lamak (dil); mim döşeme tahtalannın al tına parça koymak make the fur fly ABD, k dili kavga çıkarmak rub a per son's fur the wrong way sinirine dokun mak, asabını bozmak furry s kurk kaplı,kürke benzer; tuylü
 
Çeviri furbelow
i, f farbala, saçak; şa tafatlı süs, cicili bicili şey; f farbala ile süs!e mek
 
Çeviri furbish
f parlatmak, tazelemek, yeni gibi yapmak
 
Çeviri furcate
s, f çatallanmış, dallanmlş; f çatallanmak, aynlmak fur ca'tion i çatallanma, dallanma
 
Çeviri furfur
i kepek (saçta)
 
Çeviri furfuraceous
s kepekli
 
Çeviri furious
s öfkeli, kızgın, küplere binmiş, gözü dönmüş; şiddetli, sert furi ously z öfkeyle, hiddetle furiousness i öfke, hiddet kızgınlık
 
Çeviri furl
f (yelken, bayrak) sarmak
 
Çeviri furlong
i bir milin sekizde biri, iki yüz metrelik mesafe
 
Çeviri furlough
i, f sıla izni, sılaya gitme; f sıla izni vermek
 
Çeviri furnace
i f ocak, kalorifer ocağı; azap yeri veya vakti; çok slcak yer; f ocakta kızdırmak
 
Çeviri furnish
f teçhiz etmek, malzemesini vermek; döşemek, tefriş etmek; salamak, tedarik etmek, vermek furnished s möb leli, döşeli furnishings i mefruşat, mobilya, eşya
 
Çeviri furniture
i eşya, mefruşat, mobil ya, malzeme; matb yazılar arasındaki boş lukları doldurmak için kullanılan madent parçalar
 
Çeviri furor
i taşkınlık, heyecan; kızgınlık, kudurma, gazap
 
Çeviri furrier
i kürkçü
 
Çeviri furring
i kürk; dil üzerindeki kir; mim döşeme tahtasını düz tutmak için kirişin girintili yerlerine konulan tahta parçasl
 
Çeviri furrow
i, f sabanın açtığı iz, karık; kırışık; tahta veya maden üstüne kazılan ufak oluk; f saban izi yapmak; alında kırışık Iık hâsıl etmek
 
Çeviri further
s z, f ötedeki, uzaktaki, daha uzak; ilave olunan; (Further çogun lukla miktar ve derece, farther ise mesafe için kullaml/r) z daha öte; ilâveten, bun dan başka, ayrıca; f ilerletmek, yardım et mek furthermore z bundan başka, ayrıca furthermost s en ötedeki
 
Çeviri furtherance
i yardım, muavenet
 
Çeviri furthest
s en çok, en uzak, bak farthest
 
Çeviri furtive
s gizli, sinsi furtively z gizlice, sinsi sinsi furtiveness i gizlilik, sinsilik
 
Çeviri furuncle
i çıban, kan çıbanı
 
Çeviri fury
i hiddet, şiddet, çıIgınlık; taş kınlık; bh Yunan efsanelerinde suçluları ce zalandırmakla gorevli ve yılan saçlı uç tanrı çadan biri; çok öfkeli kadın, şirret kadın in a fury ofkeli Iike fury kdili hiddetle; çok hızlı
 
Çeviri furze
i katırtırnağına benzer bir bitki, bot Ulex europaeus
 
Çeviri fuscous
s grimsi kahverengi
 
Çeviri fuse
f eritmek, erimek; eriyip birbiriyle kaynaşmak, yapışmak
 
Çeviri fuse
i, f fitil, havai fişek fitili; patlayıcı maddenin patlama cihazı; elek sigorta; f sigorta takmak; fitil koymak
 
Çeviri fusee
fuzee i rüzgârda dahi kullanı labilen kibrit; saat kurgusu zincirinin sarıl dığı kuçük çark; demiryollarında kullanılan parlak işaret lambası; eczalı kav fusel
 
Çeviri fuselage
i, hav uçak gövdesi, gövde
 
Çeviri fusible
s eritilebilir fusibil'ity erime kabiliyeti
 
Çeviri fusiform
s iğ şeklinde, iğimsi
 
Çeviri fusil
i, ask bir çeşit eski tufek
 
Çeviri fusile
s eritilerek veya doküm yolu ile yapılmış
 
Çeviri fusileer
fusilier i, eskitüfek kul lanan asker; çog Ingiltere'de bazı alayların adına ilâve olunan isim
 
Çeviri fusillade
i, f yaylım ateşi; f yay Iım ateşi açmak
 
Çeviri fusion
i erime, eritme; eritip birleş tirme; birlestirme; pol partilerin birleşmesi; fiz atomlann kaynamasyndan meydana gelen reaksiyon
 
Çeviri fuss
i, f telas, yaygara, itiraz, tartlşma; aşırı övgü; f titiz davranmak ufak ayrıntılarla ilgilenmek; meraklanmak; yakınmak, sızlan mak; telâş etmek; telâşa vermek fussbudget i, kdili telâşlı veya yaygaracı kimse
 
Çeviri fussy
s kılı kırk yaran; titiz, tel3şçı; huy suz, clrlak; cicili bicili, fazla süslü fussily z titizlikle fussiness i titizlik, telâş
 
Çeviri fustanella
i Yunan Efsun asker lerinin giydikleri eteklik
 
Çeviri fustian
i, s dimi, pamuklu kadife; tumturaklı üslup; s dimiden yapılmış; tum turaklı; saçma, boş, değersiz
 
Çeviri fustic
i san boya veren bir ağaç; bu ağaçtan çIkan boya
 
Çeviri fustigate
f, saka sopa ile döv mek fustiga'tion i dayak, kötek
 
Çeviri fusty
s küflü; çürük kokan, kokmuş; köhne, modasl geçmiş fustiness i çürük kokma, kokmuşluk, küflülük; köhnelik, de modelik fut kys future
 
Çeviri futile
s boş, nafile, abes; değersiz futilely z abes şekilde, boş yere futil'ity i yararslzllk, faydaslz oluş, abes oluş
 
Çeviri futtock
i, den ahşap geminin dip kerestesi, döşek
 
Çeviri future
s, i gelecek, müstakbel, istikbalde olan, gelecek zamana ait; i istikbal, gelecek, yarın, ati; ömrün geri kalan kısmı; gram gelecek zaman kipi futures i, çog ileride teslim edilmek üzere satılan veya satın alman mal: vadeli işlemler future perfect gram gelecekte belirli bir zamandan evvel tamamlanacak olan bir ha reketi veya durumu gösteren fiil zamanı
 
Çeviri futurism
i fütürizm futurist i fütürist
 
Çeviri futurity
i istikbal, gelecek; ileride meydana gelecek bir olay fuze, fuzee bak fuse, fusee
 
Çeviri fuzz
i, f tüy gibi şeyler, tüy; hav; h vırcık saç; argo polis; f ufak parçalarla kaplamak; tüylenmek fuzzball i yabani mantar fuzzy s tuy ve hav dökuntüsü gibi olan: donuk belirsiz; kabank (saç) fy sonek yapmak: simplify, beautify; ol mak, kesilmek: liquify: etmek: unify, signify
 
Toplam 111 sonuç listeleniyor
Copyright © Dogrusozluk.comSponsor: ip adresim nedir cevaplar için doğru adres ipsorgu.com