Sponsor Bağlantılar
|
Çevir
' fle' sonuçları
flea(i). pire, (zool). Pulex irritans. fleabite (i). pire ısırması, pire yeniği, hafif ağrı. fleabitten (s). pire ısırmış; (k).dili köhne; çok ufak doru veya kula benekli beyaz (at). fleabane, fleawort (i). pire otu, boğa yaprağı, karnı yarık, (bot). Plantago psyllium. put a flea in one's ear dostça uyarmak, ihtar etmek, kulağını bükmek.
3D Oyunlar Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net
fleck(i)., (f). nokta, benek, leke; çok ufak parça; (f). lekelemek, beneklemek.
fledge(f). tüyleri çıkıncaya kadar beslemek; tüylendirmek; uçmak için tüy çıkarmak, tüylenmek.
fledgling(i). tüyleri henüz bitmiş yavru kuş; acemi çaylak, bir işe yeni başlayan kimse.
flee(f). (fled, fled, fleeing) kaçmak,firar etmek, slang tüymek; gelip geçmek, güzden kaybolmak; bırakmak, terketmek.
fleece(i)., (f). koyun postu; bir koyunun bütün yapağısı; yün gibi yumuşak örtü; muflon; (f). koyunu kırkmak; (bir kimseyi) soymak, yolmak; yünle kaplamak, yün gibi kaplamak. fleecelined (s). içi muflonlu. fleecy (s). yün veya yapağı gibi (bulut); yünden; yünle kaplı.
fleer(f)., (i). alay etmek, terbiyesizce gülmek, eğlenmek; (i). istihza, eğlenme, alay.
fleet(i). donanma, filo. fleet of trucks bir firmanın bütün kamyonları.
fleet(s). çevik, çabuk, çabuk geçen.
fleet(f). çabuk geçmek; (den). gitmek, seyretmek, hareket etmek. fleeting (s). çabuk geçen, ömürsüz, fani. fleetingly (z). çabuk geçerek, fani olarak.
fleming(i). Flaman. Flemish (s)., (i). Flamanların oturduğu bölgeye ait; (i). Flaman dili.
flesh(i). et; kasaplık et; tavuk veya balık eti; beden, cisim, ten, vücut; beşer tabiatı, insaniyet; ten rengi; sişmanlık; nesil, soy, ırk; insan oğlu; canlı yaratıklar; meyvanın etli kısmı. flesh and blood nesil, kan, akraba; beşer tabiatı. flesh color ten rengi. flesh fly yumurtalarını etin üstüne bırakan karasinek. fleshpots (i). zevk; zevki tatmin için gidilen eğlence yerleri. flesh wound hafif yara. all flesh bütün canlı yaratıklar, beşeriyet. in the flesh kendisi, yaşayan, canlı. It makes my flesh creep. Tüylerimi ürpertiyor. fleshiness (i). şişmanlık, semizlik, etlilik. fleshless (s). etsiz. fleshly (s). bedene ait; etli, etten ibaret, şişman; dünyevi. fleshy (s). ete ait, ete benzer; şişman, etli, toplu.
flesh(f). et yedirmek, etle beslemek; kan dökmek; hırsını tahrik etmek; etle kaplamak; eti sıyırmak (deriden). flesh out dolgun olmak; şişmanlatmak; ayrıntılarıyla anlatmak.
fleshings(i). ten rengi dar pantolon; deriden sıyrılarak alınmış ve tutkal için kullanılan et parçaları.
fletch(f). okun üzerine tüy koymak.
fleurdelis(i). (çoğ. fleurs-de-lis) süsen çiçeği, susam; eski Fransız armasındaki zambak şekli.
flew(f)., (bak). fIy.
flews(i)., (çoğ). bazı köpeklerin aşağı sarkan üst dudağı.
flex(f). bükmek, eğmek, kasılmak (kas).
flexible , flexile(s). bükülebilir, eğrilebilir, esnek; uysal, yumuşak başlı, mülayim; uyabilir, kalıba girer. flexibil'ity (i). eğilme kabiliyeti, esneklik; uysallık. flexibly (z). bükülme suretiyle; uysallıkla.
flexion(i). bükülme, esneme, çevrilme, eğilme; bükülebilen yer, dirsek.
flexor(i)., (anat). bükülme hareketini yaptıran kas, fleksör kas.
flexuous(s). eğri, eğri büğrü, bükümlü, kıvrımlı. flexuosity (i). eğrilik, kıvrımlılık büküntü.
flexure(i). eğrilik, bükülme, dirsek, katlanma; kuş kanadının son mafsalı.
Toplam 28 sonuç listeleniyor
|