extraönek dışarı, hariç; extra-legal kanun dışında kalan.
3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net
extra(s)., (z)., (i). fazla, gereksiz, zait, ayrı; üstün, âlâ, fevkalade; (z). fevkalade surette, ilâve olarak, ayrıca; (i). ekstra, zam, fazladan olan şey; ikinci, üçüncü v.s. baskı (gazete);(sin). ufak rollerde oynayan kimse. Dancingis an extra. Dans dersleri için ayrıca ücret ödenir.
extract(i). özet, hulâsa, öz, ruh; esans; seçilmiş parça, iktibas edilmiş kısım. beef extract et suyu özü. lemon extract limon özü.
extract(f). çıkarmak, çekmek; söyletmek, itiraf ettirmek; özetini veya özünü çıkarmak; seçmek; (bir kitap vb'nden bir parçayı) almak, iktibas etmek; suretini almak. extractable (s). çıkarılabilir. extractor (i). sökücü, çıkarıcı.
extraction(i). çıkarma, istihraç,çekme (diş); nesil, sülâle, nesep; özet, öz, hulâsa.
extractive(s). çıkarılabilir; çıkarıcı; doğal maddeleri işlemeye ait. extractive industries doğal maddeleri işleme endüstrisi.
extradite(f). suçluları iade etmek veya ettirmek. extraditable (s). iade edilebilir(suçlu). extradition (i). suçluları iade.
extrados(i)., (mim). bir kemerin dış çevresi; kemer sırtı, kubbe sırtı, bir kemerin tümsekli yüzeyi.
extramural(s). şehir veya okul duvarları dışında, okullar arası (karşılaşma).
extraneous(s). konu dışı mevzu haricî; dıştan gelen, yabancı, ecnebi. extraneously (z). konu dışı olarak; dıştan gelerek.
extraordinary(s). olağan üstü, fevkalade, nadir, garip,müstesna, özel bir durum için görevlendirilmiş. extraordinar'ily (z). fevkalade bir şekilde.
extrapolate(f). (mat). bir seride bilinen rakamları veya miktarları esas alarak bilinmeyenleri tahmin etmek, mana çıkarmak. extrapola'tion (i). bilinene dayanan tahmin.
extrasensory(s). bilinen duygulara dayanmayan. extrasensory perception altıncı his.
extravagant(s). tutumsuz, müsrif, aşırı, müfrit, çok pahalı, mübalâğalı, fazla. extravagantly (z). tutumsuzca, aşırı olarak,mubalâğa ile.
extravaganza(i). fantezi, zarif ve hayal gücüne dayanan müzik veya piyes.
extravagate(f). başıboş dolaşmak; müsrif olmak, haddi aşmak, ileri gitmek.
extravasate(f)., (tıb.) damarlardan dışarıya kan akıtmak veya akmak. extravasa'tion (i). bu çeşit akma; böyle akan kan.
Toplam 24 sonuç listeleniyor