eta(i.) Yunan alfabesinin yedinci harfi, ita.
3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net
etc(kıs.) et cetera (Lat.) vs, ve saire,vb, ve benzeri.
etch(f.) asitle yakmak; madeni veya başka bir levhayı asitle yakarak resim kalıbı çıkarmak.
etching(i.) azot asidi ile madeni levhayı aşındırmak suretiyle yapılan bir hak usulü; bu levha; bu levha ile basılmış resimveya yazı.
eternal(s.), (i.) ebedi ve ezeli, başı ve sonu olmayan; daimi, baki, ölümsüz; (i.), (b.h.) ebedi varlık, Tanrı, Allah. the Eternal City Roma the eternal triangle evli bir çift ile bunlardan birinin sevgilisi. eternally (z.) ebediyen, daima.
eternity(i.) edebiyet, ezel ve ebed, nihayetsizlik, sonsuzluk; ölümsüzlük; çok uzun bir zaman .
eternize(f.) ebedi kılmak, sonsuzluğa kavuşturmak, ebediyen uzatmak; şöhretini ebedileştirmek.
etesian(s.) devirli, senelik, senede bir olan veya meydana gelen, mevsime göre, etesian wind meltem, imbat .
etfluvium(çoğ. via) (i). fena koku gibi hafif ve gözle görülmeden ortaya yayılan madde; çürüyen cisimlerden çıkan fena koku.
ethsonek, eski, şiir fiil çekiminde üçüncü tekil şahıs: he knoweth bilir.
ethereal(s.) göklerle ilgili, havai, çok ince, ruh gibi; (kim.) eterik ethereally (z.) çok hafif olarak; narin bir şekilde.
etherize(f.) eter haline getirmek, eterle uyutmak etheriza'tion (i.) eterle uyutma, eterin verdiği uyku.
ethic(s.), (i) ahlâka uygun, ahlâki; (i.) ahlâk ilmi, ahlak sistemi. ethics (i.) ahlâk ilmi, ahlakiyat. ethical (s.) ahlaki, ahlâka ait, seciyeye ait, törel. ethically (z.) ahlâk prensiplerine uygun olarak.
ethiopia(i.) Habeşistan. Ethiopian (i.), (s.) Habeşistanlı, Habeş; (s.) Habeşistan'a ait. Ethiopic (s.), (i.) Habeşistan'a ait: (i.) Habeş dili.
ethmoid , ethmoidal(s.), (anat.) burun içinde bulunan kalbura benzer bir kemiğe ait. ethmoid bone (anat.) etmoid, kalbur kemiği. ethmoidal cells (anat.) etmoid hücreleri.
ethnarch(i.) kabile reisi, başkan, şef; vali.
ethnic , nical(s.) etnik, ırka ait, ırksal; Hıristiyan ve Musevî olmayan. ethnically (z.) etnik olarak, ırk bakımından.
ethnocentrism(i.) kendi ırkının üstünlüğüne inanış. ethnocentric (s.) kendi Irkının üstünlüğüne inanan.
ethnology(i.) etnoloji, budunbilim. ethnoloq'ical (s.) etnolojik. ethnolosl'ically (z.) etnolojik olarak. ethnologist (i.) etnolog.
ethnoslraphy(i.) etnografya, kavimler ilmi, budunbetim. ethnograph'ic (s.) etnografya ile ilgili. ethnoqraph'ically (z.)etnografya ile ilgili olarak.
ethos(i.), (sosyol.) bir kavmin özellikleri; toplumsal bir kurumun özelliği.
ethyl(i.), (kim.) etil: benzine konulan kurşunlu bir terkip. ethyl alcohol ispirto, saf ispirto.
etiolate(f.) ışıksızlıktan ağartmak veya ağarmak (bitki).
etiology(i.) sebepler bilgisi, sebep tayin etme; (tıb.) hastalıkların sebeplerini arama ilmi; sebepler.
etiquette(i.) görgü kuralları, adabımuaşeret, davranış bilgisi, topluluk töresi.
etna(i.) ispirto ateşinde bir şey ısıtmaya mahsus kab. Mt Etna Etna yanardağı.
eton(i.) ingiltere de bir kasaba ve bir özel okul. Etoncollar ceket yakası üzerine dönen geniş ve sert bir çeşit gömlek yakası. Eton jacket kısa kadın ceketi.
etruscan(s.), (i.) eski italya da Etrurya ya ait; (i.) Etrurya'lı, Etrurya dili. ette sonek küçültme eki: kitchenette: dişil isim yapmak için: farmerette: taklit anlamında: leatherette.
etymology(i.) (krs etym) etimoloji, kelimelerde asıl şekil; türeme, iştikak;türem, iştikak ilmi; kelime kökü bilgisi. etymolog'ical (s.) etimolojik istikaka ait etymolog'ically (z.) türeme ile ilgili olarak iştikaken etymol'ogist (i.) turem bilgini, iştikak âlimi etymol'ogize (f.) bir kelimenin aslınıaraştırmak veya vermek; iştikak ilmi üzerindeçalışmak.
etymon(i.) (çoğ ing. -mons, Lat. -ma) kelimenin en eski şekli.
Toplam 35 sonuç listeleniyor