sads. kederli, üzgün, mahzun, gamlı; hazin, acınacak, esef edilecek; keder verici, kasvetli; bedbaht; hayırsız, yetersiz; çok kötü. sad sack A.B.D., (argo) miskin. sadly z. kederle, hüzünle. sadness i. keder, hüzün, üzüntü.
3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net
saddenf. kederlendirmek, keyfini kaçırmak, neşesini kaçırmak; kederlenmek, neşesi kaçmak.
saddlei., f. eyer, semer; sele, bisiklette oturacak yer; sırtın alt kısmındaki et (koyun); coğr. bel, semer, boyun; semere benzer şey; f. semer vurmak, eyerlemek; yüklemek. saddle a person with a task birine zor bir iş yüklemek. saddle horse binek atı . saddle soap semer gibi deri eşyayı temizlemek ve korumak için kullanılan sabun.
saddlebacki. sırtı çukur olan herhangi bir şey; sırtında semere benzer çizgileri olan kuş veya kelebek.
saddleryi. saraçlık; saraciye; saraçhane.
sadduceei. (eski) Musevilikte ahret ve ölümsüzlüğü yadsıyıp özdekçiliğe yönelen kimse, Saduki Saddu cean s. Sadukilere ait.
sadilei. (çoğ. sedilia) kilisede papazlara mahsus iskemle.
sadironi. iki ucu sivri ve sap çıkarılabilen eski bir çeşit ütü.
sadismi. sadizm. sadist i. sadist kimse. sadistic s. sadist.
Toplam 16 sonuç listeleniyor