palei. sivri uçlu kazık, parmaklık çubuğu; etrafı parmaklık veya çitle çevrilmiş yer; belirli kimselerin oturmasına tahsis edilmiş mıntıka; hudut, sınır; yetki; sınırlandırılmış herhangi bir şey. beyond the pale yetkisi dışında, salâhiyeti haricinde; toplum düzenine aykırı. within the pale sınırı içinde; yetkisi dahilinde.
3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net
pales. solgun; renksiz, soluk mat, donuk. palefaced s. beti benzi atmış rengi uçmuş. palely z. solgun bir şekilde renksiz olarak. paleness i. solgunluk, renksizlik, matlık.
palef. beti benzi atmak, sararmak, donuklaşmak; saranmak, donuklaştırmak.
palefacei. Amerika yerlilerinin beyazlara verdiği kabul edilen soluk benizli sıfatı.
paleographyi. eski devirlere ait yazı (kitabe, el yazması kitap); eski devirlere ait yazıları okuma veya inceleme ilmi. paleographer i. eski devirlere ait yazıları okuma bilgini. paleographic(al) s. eski devirlere ait yazılarla ilgili.
paleologyi. tarihten evvelki zamanlara ait incelemeler, arkeoloji paleolog'ical s. arkeolojik. paleologist arkeolog.
paleontologyi. eskivarlıkbilim, paleontoloji. paleontolog'ical s. paleontoloji ile ilgili. paleontol'ogist ' paleontoloji bilgini.
palestrai. eski Yunanistan'da spor salonu.
palettei palet, ressamların boyalarını karıştırmak için kullandıkları levha; bir ressam özgü renkler.
Toplam 14 sonuç listeleniyor