Sözlük
Sponsor Bağlantılar
Çevir

EN 'her' sonuçları
Çeviri her
(zam)., (s). dişil onun, ona, onu.
 

3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net

 
Çeviri herald
(i)., (f). haberci, müjdeci; protokol görevlisi, teşrifatçı; (f). haber vermek, ilan etmek, teşrifini haber vermek; takdim etmek, huzura çıkarmak. Heralds College (ing). hanedan arma ve neseplerini tespit eden heyet.
 
Çeviri heraldic
(s). hanedan armacılığına ait.
 
Çeviri heraldry
(i). hanedan armacılığı.
 
Çeviri herb
(i). ot; yemeklere tat vermek için kullanılan bitki; şifalı bitki.
 
Çeviri herbaceous
(s). ot cinsinden; yeşil yaprağa benzer.
 
Çeviri herbage
(i). yeşillik, ot.
 
Çeviri herbal
(s). otlara ait, bitkisel. herbalist (i). şifalı bitki satan kimse.
 
Çeviri herbarium
(i). (çog iums, ia) kurutulmuş bitki koleksiyonu; böyle bir koleksiyonu saklamaya mahsus oda veya bina.
 
Çeviri herbicide
(i).bitkileri öIdüren ilâç.
 
Çeviri herbiferous
(s). ot hâsıl eden.
 
Çeviri herbivore
(i). otçul hayvan. herbivorous (s). otçul.
 
Çeviri herculean
(s). Herkül'e ait; Herkül gibi kuwetli; Herkül'ün yaptıkları gibi çok güç veya tehlikeli.
 
Çeviri hercules
(i). Herkül; çok kuwetli adam; (astr). kuzey burçlanndan biri, Herkül.
 
Çeviri herd
sonek çoban, sürücü: cowherd, shep herd, goatherd.
 
Çeviri herd
(i)., (f). hayvan surüsü, sürü, küme; davar sürüsü; avam, güruh; ayaktakımı; (f). sürü halinde gitmek; sürüye katılmak; sürü haline koymak. herd instinct sürü içgüdüsü. herdsman (i). çoban.
 
Çeviri herd
(f). sürüyü gütmek. herder (i). çoban, sıırtmaç.
 
Çeviri here
(z). burada; buraya; şimdiki halde, halihazIrda; bu noktada; bu dünyada, bu hayatta. here and there şurada burada; arasıra. Here goes! işte başlıyorum. Here you are. Buyur, al. Ha, geldin mi? işte! Look here. Buraya bak. Baksana. Thats neither here nor there. Bunun konu ile ilgisi yok.
 
Çeviri here
ünlem Bana bak. Baksana. Dur. Hazır. Burada.
 
Çeviri hereabouts
(z). buralarda.
 
Çeviri hereafter
(z). ileride, bundan sonra. the hereafter öbür dünya, ahret.
 
Çeviri hereat
(z). bunun üzerine, bundan dolayı.
 
Çeviri hereby
(z). bu vesile ile, bundan dolayı.
 
Çeviri hereditable
(s). kalıtsal, irsi. hereditabil'ity (i). kalıtsallık, irsi oluş.
 
Çeviri hereditament
(i). (huk). miras yoluyla kalabilen mal.
 
Çeviri hereditary
(s). miras yoluyla intikal eden; irsi, kalıtsal, soydan geçme. hereditar'ily (z). miras olarak.
 
Çeviri heredity
(i). irsiyet, kalıtım, soyaçekim.
 
Çeviri herein
(z). bunda, bunun içinde.
 
Çeviri hereinafter
(z). gelecekte, istikbalde; aşağıda (resml yazıda).
 
Çeviri heresiarch
(i). kabul olunmuş dinsel inançlara aykırı düşüncelere önayak olan kimse.
 
Çeviri heresy
(i). dince kabul olunmuş inançlara aykırı düşünce, dalalet; hakim olan felsefi veya siyasi doktrinlere karşı gelen düşünce.
 
Çeviri heretic
(i). kabul olunmuş doktrinlere karşı olan kimse; kendi kilisesinin itikatlarına karşı gelen kimse. heret'ical (s). kabul olunmuş doktrinlere aykırı olan. heret'ically (z). kabul olunmuş doktrinlere aykırı olarak.
 
Çeviri heretofore
(z). bundan evvel, şimdiye kadar.
 
Çeviri hereunto
(z). bu zamana kadar.
 
Çeviri hereupon
(z). bunun üzerine, binaenaleyh.
 
Çeviri herewith
(z). bununla; ilişikte.
 
Çeviri heritable
(s). miras yoluyla intikali mümkün.
 
Çeviri heritage
(i). miras, tereke; (biyol)., (psik). kalıtım.
 
Çeviri heritor
(i)., varis, kalıtçı.
 
Çeviri hermaphrodite
(i)., (s)., (biyol). hem erkek hem dişi cinsiyet organlan bulunan canlı veya bitki; (s). hünsa, erselik, ikicinslikli. hermaphrodit'ic (s). ikicinslikli, hünsa, erselik. hermaph'roditism (i). iki cinsiyet sahibi oluş, hünsalık.
 
Çeviri hermeneuticical
(s). tefsir eden, açıklayan tefsiri. hermeneutics (i). tefsir ilmi; dini kitapları tefsir ilmi.
 
Çeviri hermes
(i). (mit). tanrıların habercisi olan ilim ile seyahat ve belagat tanrısı.
 
Çeviri hermeticical
(s). hava geçirmez, sımsıkı kapalı; simya ilmine ait, büyüye ait. hermetically (z). hava geçmez bir şekilde (kapalı); simya ilmine göre.
 
Çeviri hermherma
(i). üstünde büst olan kısa kolon.
 
Çeviri hermit
(i). münzevi kimse, insanlardan uzak yaşamayı arzulayan kimse; pekmezli bir kurabiye. hermit crab başka bir hayvanın kabuğu içinde yaşayan bir çeşit yengeç, (zool). Pagurus. hermit thrush Amerikan ormanlarında bulunan bir ardıçkuşu, (zool). Hylocichla guttata.
 
Çeviri hermitage
(i). münzevi adamın hücresi, inziva yeri; zaviye.
 
Çeviri hernia
(i). fıtık, kasık yarığı, kavlıç. hernial (s). fıtıklı, fıtığa ait.
 
Çeviri hero
(i). (çoğ heroes) kahraman, yiit, bahadır; bir roman veya olay kahramanı; baş karakter; (mit). yarı tanrı kabul edilen çok kuwetli adam. hero worship bir kahramana ilah gibi tapınma, bir kimsenin taparcasına hayranı olma.
 
Çeviri heroicical
(s)., (i). kahramanca, cesur; kahramanlar devrine ait; (güz.san). muazzam (heykel veya resim), gerçek boyutlarından çok büyük (cisim); kahramanlardan bahseden (şiir), destansı, epik; (i). kahramanIık şiiri; (çoğ). abartmalı sözler. heroically (z). kahramanca. heroic couplet ingiliz edebiyatında mısraları kendi aralarında kafiyeli beyit, destan beyti.
 
Çeviri heroicomicical
(s). kahramanca ve gülünçlü.
 
Çeviri heroin
(i). eroin, morfin özü.
 
Çeviri heroine
(i). kadın kahraman.
 
Çeviri heroism
(i). kahramanlık.
 
Çeviri heron
(i). balıkçıl, (zool). Ardeidae. great white heron akbalıkçıl, (zool). Egretta alba. night heron gece balıkçılı, (zool). Nycticorax nycticorax. purple heron erguvani baIıkçıl, (zool). Ardea purpurea. squacco heron alaca balıkçıl, (zool). Ardeola ralloides. heronry (i). balıkçılların yumurtladığı yer.
 
Çeviri herpes
(i)., (tıb). kabırcıklar hâsıl eden bir deri iltihabı, uçuk. herpes zoster (tıb). zona. herpet'ic (s). uçuk gibi, uçuğa benzer.
 
Çeviri herpetology
(i)., (zool). sürüngenler ilmi. herpetologist (i). sürüngenler uzmanı.
 
Çeviri herring
(i). ringa, (zool). Clupea harengus. herringbone stitch (terz). ringa kemiğine benzer dikiş, çapraz dikiş, hıristo teyeli, iğne ardı dikiş. Pontic herring karagöz tirsi, (zool). Clupea pontica.
 
Çeviri hers
(zam). onunki (dişil)
 
Çeviri herself
(zam). kendisi (dişil). Ask her herself. Bizzat kendisine sorun. by herself kendi başına, kendi kendine. She has hurt herself. Kendini incitti. She is herself again. Kendine geldi. She is not herself. Tabii halinde değil. She said it herself. Bizzat kendisi söyledi.
 
Çeviri hertz
(s)., (fiz). elektromanyetik dalga frekans birimi, hertz. hertzian waves (fiz). elektromanyetik dalgalar, radyo dalgaları.
 
Çeviri herzegovina
(i). Hersek.
 
Toplam 61 sonuç listeleniyor
Copyright © Dogrusozluk.comSponsor: ip adresim nedir cevaplar için doğru adres ipsorgu.com