settle(f.), (i.) yerleştirmek, yerleşmek; düzeltmek; sakinleştirmek; dibe çökmek, posasını çöktürmek; durulmak; (k.dili) hesaplaşmak; karara varmak; ödemek, hesabı kapatmak; iskân ve imar etmek; bir karara bağlamak, halletmek; konmak (kuş); oturmak (temel); katileştirmek. settle accounts hesaplaşmak, hıncını almak. settle down yerleşmek, oturmak. settle in yerleşmek; (kış) bastırmak. settle on karar vermek; (huk.) (irat, nafaka) bağlamak. settle one's hash (k.dili) hakkından gelmek, göstermek, pes dedirtmek. settle the stomach karın ağrısını geçirmek. settle up hesap görmek. That settles it ! Tamam işte ! settled (s.) yerleşik; sabit; halledilmiş.
3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net
settlement(i.) yerleşme, oturma; kararlaştırma; halletme; hesap görme; duvarın veya toprak setin biraz çöküp oturması; yeni sömürge; yeni iskan edilmiş yer; ev, mesken; (huk.) irat bağlama. settiement house şehrin fakir semtlerinde kurulan yardım yurdu.
settler(i.) yeni bir yere yerleşen göçmen.
Toplam 3 sonuç listeleniyor