makei. yapılış, yapı, şekil, biçim; mamulât, marka; hasılat, randıman, verim; elek. devrenin kapanması. be on the make k.dili kendi kazancı peşinde olmak; cinsi münasebet için eş aramak.
3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net
makeyaratmak, yapmak, meydana getirmek, atamak; anlamak, kazanmak, düzeltmek, mecbur etmek, sağlamak, (yol)almak ,ulaşmak, erişmek, elek. (devreyi) kapatmak, (argo) cinsel ilişkide bulunmak, kabarmak.make a clean breast of itiraf etmek, içini boşaltmak.make a difference fark etmek. make a face suratını buruşturmak,somurtmak, make a fire ateş yakmak
makebelievei., s. yalandan inanma; s. sahte, samimi olmayan, sahtekâr.
makefasti., den. palamarın bağlandığı iskele babası veya şamandıra.
makeri. yapan şey veya kimse; b.h. Allah; huk. bono imzalayan kimse.
makeshifti., s. geçici tedbir; s. geçici tedbir türünden.
makeupi. yapılış; makyaj, yüze düzgün sürme; matb. mizanpaj, tertip; bütünleme sınavı.
makeweighti. tartı tamam olsun diye ilâve edilen ağırlık; takım tamam olsun diye ilâve olunan değersiz kimse veya şey (okeye dördüncü).
Toplam 8 sonuç listeleniyor