coin(i)., (f). madeni para, sikke; para; (mim). köşe, açı; köşe taşı; (f). madeni para bastırmak, basmak; icat etmek, bulmak; para kazanmak; (ing)., (k).(dili). kalp para basmak. coin money kısa zamanda servet yapmak. coin a phrase bir söz icat etmek. false coin kalp para; sahte şey. pay one in his own coin misli ile mukabele etmek, aynı şekilde karşılık vermek.
3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net
coinage(i). para basma; meskukât; tedavüldeki para, geçerli para; bir memleketin para sistemi; icat, imal edilmiş herhangi bir şey, yeni kelime. Ioose coinage bozukluk, bozuk para, ufaklık.
coincide(f)., with ile rastlaşmak, aynı zamanda meydana gelmek, tesadüf etmek; uymak, bir olmak. coin'cident (s). birbirine rast gelen, mütesadif; mutabık, birbirine uyan. coin'cidence (i). tesadüf, rastlantı. coinciden'tal (s). rastlantı eseri olan, tesadüfi. coinciden'tally (z). tesadüfen, şans eseri olarak.
coiner(i). para basan kimse; (ing). kalpazan; yeni kelime ve deyimler icat eden kimse.
coinheritance(i). müşterek miras, miras ortaklığı. coinheritor (i). miras ortağı.
Toplam 8 sonuç listeleniyor