Sözlük
Sponsor Bağlantılar
Çevir

EN 'disc' sonuçları
Çeviri disc
(bak). disk.
 

3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net

 
Çeviri discard
(f)., (i). atmak, Iskartaya çıkarmak, ihraç etmek, tardetmek, kovmak; iskambil kağıt atmak, boş kağıt oynamak; (i). atma, çıkarma; boş kağıt.
 
Çeviri discern
(f). ayırt etmek, tefrik etmek; sezmek, görmek, anlamak, farkına varmak, idrak etmek. discernible (s). fark edilebilir, görülebilir. discernibly (z). görülecek surette, aşikar olarak.
 
Çeviri discerning
(s). idrak eden, anlayan, zeki. discerningly (z). idrak ederek, anlayarak.
 
Çeviri discernment
(i). idrak, akıl, muhakeme; görüş, seziş, basiret, feraset.
 
Çeviri discharge
(i). yük boşaltma; ateş etme (top ve tüfek), yaylım ateşi; sırtından yük atma, ödeme, ifa; azil, tart, ihraç, işten çıkarılma; terhis, izin; cereyan, akıntı, akış; cerahat, boru gibi şeyden akan madde; (elek). boşaltma; boyayı çıkaran madde, ağartıcı madde. discharge pipe akma borusu, boşaltma borusu.
 
Çeviri discharge
(f). yük boşaltmak (gemi); çıkarmak, akıtmak; top veya tüfekle ateş etmek; ödemek; ifa etmek (vazife); görevine son vermek, işten çıkarmak: terhis etmek; ihraç etmek; serbest bırakmak; (elek). cereyanı boşaltmak; ağartmak, rengini açmak.
 
Çeviri disciform
(s). plak veya disk şeklinde.
 
Çeviri disciple
(i). taraftar, mürit, talebe; havari. discipleship (i). taraftarlık, talebelik; havarilik.
 
Çeviri disciplinarian
(i). sert amir, disiplin taraftarı olan kimse.
 
Çeviri disciplinary
(s(b disiplinle ilgili, inzibata ait; tahsil ve terbiyeye ait.
 
Çeviri discipline
(i)., (f). disiplin, inzibat, terbiye, idare; talim; itaat, boyun eğme; cezalandırma, tekdir; ilim, bilim dalı; (f). terbiye etmek, yetiştirmek, idare etmek; disipline sokmak, yola getirmek; cezalandırmak.
 
Çeviri disclaim
(f). inkâr etmek, benim değil diye reddetmek, kabul etmemek; müsaade etmemek, feragat etmek; reddetmek, vazgeçmek; (huk). bir dilekten veya iddiadan vazgeçmek.
 
Çeviri disclaimer
(i). vazgeçen kimse; (huk). iddiadan vazgeçme, feragat, feragat name.
 
Çeviri disclose
(f). açmak, ifşa etmek; keşfetmek, göstermek, izhar etmek. disclosure (i). açma, ifşa etme, söyleme; ifşa olunan şey, ifşaat, haber.
 
Çeviri discography
(i). plak koleksiyonu, banda alınmış bilumum veya seçme müzik parçaları; banda alınmış veya plak haline getirilmiş müziğin düzenli bir şekilde sıralanması.
 
Çeviri discoiddiscous
(s). disk şeklinde, yassı ve yuvarlak.
 
Çeviri discolour
(f). rengini bozmak, soldurmak, lekelemek; rengini değiştirmek. discolora'tion (i). rengini bozma, rengi bozulma, solma; leke.
 
Çeviri discombobulate
(f)., (A.B.D)., argo Arap saçı gibi karıştırmak, altüst etmek.
 
Çeviri discomfit
(f). yenmek, mağlup etmek, bozguna uğratmak; sinirlendirmek, rahatsız etmek; şaşırtmak. discomfiture (i). rahatsızlık; şaşkınlık; bozgun, yenilgi, hezimet.
 
Çeviri discomfort
(i)., (f). rahatsızlık, huzursuzluk, sıkıntı, ağrı, keder; (f). sıkıntı vermek, rahatsız etmek, üzmek, canını sıkmak.
 
Çeviri discommode
(f). taciz etmek, rahatsız etmek; zahmet vermek, külfet yüklemek.
 
Çeviri discompose
(f). düzenini bozmak, şaşırtmak, sinirlendirmek; karıştırmak, rahatını bozmak. discomposure (i). telâş, sinirlenme.
 
Çeviri disconcert
(f). düzenini bozmak, karıştırmak; sinirlendirmek; şaşırtmak. disconcerted (s). düzeni bozulmuş, canı sıkılmış.
 
Çeviri disconformity
(i). düzensizlik.
 
Çeviri disconnect
(f). baglantısını kesmek, ayırmak, çıkarmak. disconnection, (ing). exion (i). bağlantının kesilmesi, ayrılma.
 
Çeviri disconsolate
(s). teselli kabul etmez, çok kederli; acıklı. disconsolately (z). kederle. disconsolateness (i). keder, teselli kabul etmez durum.
 
Çeviri discontent
(i)., (f)., (s). hoşnutsuzluk, memnuniyetsizlik, dargınlık; (f). memnuniyetsizliğe sebep olmak; (s). memnun olmayan, hoşnutsuz. discontentedly (z). hoşnutsuz olarak, memnuniyetsizlikle, istemeyerek. discontentedness discontentment (i). hoşnutsuzluk, memnun olmayış.
 
Çeviri discontinuanceation
(i). kesilme, inkıta, fasıla, aralık.
 
Çeviri discontinue
(f). kesmek, devam etmemek, yanda bırakmak, vazgeçmek, tatil etmek.
 
Çeviri discontinuity
(i). devamsızlık, fasıla, inkıta.
 
Çeviri discontinuous
(s). devamsız, fasılalı, ayrılmış, ayrı, aralıklı. discontinuously (z). fasıla ile, aralıklı olarak.
 
Çeviri discophile
(i). plak toplamaya ve incelemeye meraklı kimse.
 
Çeviri discord
(i). ahenksizlik, fikir ayrılığı, anlaşmazlık, ihtilâf, kavga; (müz). falso, gürültü. sow discord anlaşmazlık yaratmak, mesele çıkarmak.
 
Çeviri discord
(f). uymamak, uyuşmamak, çarpışmak. discordance (i). ahenksizlik, uyuşmazlık, anlaşmazlık, düzensizlik.
 
Çeviri discordant
(s). aralarında uyuşmazlık bulunan, karşı, muhalif, ahenksiz; (müz). uyumsuz, düzensiz. discordantly (z). ahenksizce, muhalif olarak.
 
Çeviri discotheque
(i). diskotek.
 
Çeviri discount
(i)., (f). iskonto, tenzilat, fiyat indirimi; kar oranı; (f). fiyat indirimi yapmak, tenzilat yapmak, iskonto etmek, hesaptan düşmek; kırdırmak, kırmak (senet, bono), sonucunu göz önünde tutarak hesaba katmak; aldırmamak; aslını saymamak. discount house daha ucuza mal satılan mağaza.
 
Çeviri discountenance
(f). utandırmak; tasvip etmemek, yüz vermemek, cesaretini kırmak.
 
Çeviri discourage
(f). hayal kırıklığına uğratmak, gözünü korkutmak, hevesini kırmak, cesaretini kırmak. discourage somebody from doing something birini bir işten vaz geçirmek; fikrini değiştirmek. discouraging ly (z). hayal kırıklığına uğratarak, hevesini kırarak. discouragement (i). cesaretsizlik, hevesin kırılması.
 
Çeviri discourse
(i)., (f). karşılıklı konuşma, mükâleme, muhavere; tez, makale, broşür; söz, hitabe, nutuk; (f). söylemek, bahsetmek, konuşmak, hitap etmek, bir konuyu sözle veya yazılı olarak işlemek.
 
Çeviri discourteous
(s). nezaketsiz, kaba, saygısız, hürmetsiz. discourteously (z). saygısızlıkla discourtesy (i). nezaketsizlik, kabalık.
 
Çeviri discover
(f). keşfetmek, bulmak; meydana çıkarmak. discoverable (s). keşfi mümkün. discoverer (i). kâşif, keşfeden kimse, bulan kimse.
 
Çeviri discovert
(s)., (huk). evlenmemiş veya dul (kadın).
 
Çeviri discovery
(i). keşif, ilk buluş, ilk görüş, meydana çıkarma; izhar, bildirme, tanıtma; keşfedilen şey, bulgu; (huk). ifşaat.
 
Çeviri discredit
(f). itibardan düşürmek, kötülemek; şüpheye düşürmek, güvenini sarsmak; inanmamak, kulak asmamak, itimat etmemek.
 
Çeviri discredit
(i). itibarsızlık; itimatsızlık, şüphe. be to somebody's discredit birinin şerefine halel getirmek, bir kimsenin şerefini lekelemek.
 
Çeviri discreditable
(s). ayıplanacak haysiyet kırıcı, şerefe halel getirici. discreditably (z). şerefe halel getirecek şekilde, yakışık almaz bir surette.
 
Çeviri discreet
(s). tedbirli, ihtiyatlı, akıllı, basiretli. discreetly (z). tedbirli olarak, basiretle, akıllıca. discreetness (i). tedbir, ihtiyat, basiret.
 
Çeviri discrepancy
(i). ayrılık, zıtlık, ihtilaf, başkalık. discrepant (s). farklı, zıt, muhalif.
 
Çeviri discrete
(s). ayrı, farklı, göze çarpan, temayüz eden; ayrı ayrı kısımlardan ibaret; (fels). munfasıl, soyut.
 
Çeviri discretion
(i). kibarlık, naziklik; şahsi karar verebilme yetkisi, takdir edebilme hakkı; dikkat; tefrik, ayırma. Discretion is the better part of valor. Basiret cesaretten sayılır. at your discretion istediğiniz zamanda. surrender at discretion kayıtsız şartsız teslim. years of discretion aklın hâkim olduğu yaşlar. discretional, discretionary (s). ihtiyari, bir kimsenin arzusuna bağlı.
 
Çeviri discriminate
(f). ayırmak, tefrik etmek, temyiz etmek, fark etmek, fark görmek, farkına varmak; fark gözetmek, ayrı tutmak, ayırım yapmak; bir kimse veya bir şeye karşı aleyhte hareket etmek. discriminately (z). tedbirle, muhakeme ile.
 
Çeviri discriminating
(s). fark eden, ayıran, tefrikeden; zevk sahibi olan, anlayarak takdir eden, görüş sahibi olan.
 
Çeviri discrimination
(i). aleyhte davranma; ayırım, tefrik, temyiz; ince farkları görebilme kabiliyeti, zevk sahibi oluş; fark gözetme, ayırım yapma.
 
Çeviri discriminative
(s). ince farkları görebilen, fark gözeten.
 
Çeviri discriminatory
(s). aleyhte davranan ile ilgili; ayırt edebilme kabiliyeti ile ilgili.
 
Çeviri discursive
(s). bir şeyden diğerine atlayan; tutarsız, ipsiz sapsız; infotmal daldan dala konan; mantıkî yoldan sonuca varan. discursively (z). bir şeyden diğerine çabuk atlayarak, tutarsızlıkla. discursiveness (i). bir şeyden diğerine çabuk atlama, tutarsızlık, ipsiz sapsızlık.
 
Çeviri discus
(i)., spor disk; disk atma sporu.
 
Çeviri discuss
(f). müzakere etmek, görüşmek, münakaşa etmek, tartışmak. discussant (i). bir toplantı veya seminere katılan kimse, konuşmacı. discussible (s). münakaşa edilebilir, müzakeresi mümkün.
 
Çeviri discussion
(i). müzakere, görüşme, münakaşa, sözlü veya yazılı tartışma.
 
Toplam 61 sonuç listeleniyor
Copyright © Dogrusozluk.comSponsor: ip adresim nedir cevaplar için doğru adres ipsorgu.com