cop(i)., (k.dili). polis.
3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net
copf (-ped, -ping) (argo). aşırmak; yakalamak. cop out argo çekilmek, oyunbozanlık etmek
cop(i). konik iplik yumağı.
cop-out(i)., (ABD)., (argo). mesuliyetten kaçınma.
copal(i). vernik imalâtında kullanılan bir reçine, kopal
coparcenary(i)., (huk). müşterek vârislik; ortaklık; müşterek mülk sahipliği. coparcener (i). müşterek varis.
cope(f)., (gen). with ile başa çıkmak, başarmak; çaresini bulmak,... ile uğraşmak.
cope(i)., (f). papaz cüppesi; (f). cüppe giymek.
cope(f). marangozlukta (iki kirişi) birbirine uydurup birleştirmek; kaplamak.
coping(i)., (mim). duvar tepeliği veya üstlüğü. coping saw oyma testere.
copious(s). bol, mebzul, çok, velut, bereketli. copiously (z). mebzulen.
copper(f).bakır kaplamak; bakır rengi vermek; (argo). bahis tutuşmak. coppery (s). bakır gibi, bakırımsı, bakırlı.
copper(i)., (s). bakır; ufak para; (argo). polis; (çog)., (den). bakır kazan; (s). bakırdan yapılmış,bakıra benzer, bakır renginde; copperbottomed (s). bakır dipli, karinası bakır kaplı. copper-colored (s). bakır renginde. copperhead (i). Amerika'da bulunan bir çeşit zehirli yılan, (zool). Agkistrodon contortrix. copperplate (i). bir nevi ince el yazısı; bir nevi bakır klişe. coppersmith (i). bakırcı, ka zancı. copper sulphide (jeol). kalkopirit.
coppice(i). küçük koru, ağaçlık, çalılık.
copra(i). kurutulmuş hindistancevizi içi.
copt(i). Kıpti, Mısır asıllı Hıristiyan. Coptic (s)., (i). Kıpti; (i). Kıpti dili.
copula(i). rabıta; (gram). ingilizcede özne ve tümleci birleştiren be fiili; (müz). rabıta türünden kısa pasaj; (man). önermenin öznesi ile fiili arasındaki bağlantı.
copulate(f). cinsi münasebette bulunmak, çiftleşmek. copula'tion (i). bağlama, raptetme; cinsi yaklaşma; (man). bağ, rabıta. copulatory (s). bağlayıcı.
copulative(s)., (i). rapteden, birleştiren, atfeden (uzuv veya kelime). copulative conjunction atıf edatı. copulative proposition (man). bağlayıcı önerme.
copy(f). kopya etmek, suretini çıkarmak, istinsah etmek, taklit etmek; kopya çekmek.
copy(i). kopya, suret, nüsha, numune, örnek; müsvedde; asıl; (gazet). metin, yazı. copybook (i). yazı defteri, not defteri. copyboy (i). gazete idarehanesinde çalışan çocuk. copycat (i)., (kdili). başkalarının davranışlarını taklit eden kimse. good copy (gazet). basılmaya değer konu. rough copy müsvedde, karalama, eskiz.
copy-edit(f)., (gazet). bir metni baskıya vermeden evvel tashih etmek.
copyright(i)., (f)., (s). telif hakkı; (f). telif hakkını muhafaza etmek; (s). telif hakkı mahfuz olan.
Toplam 34 sonuç listeleniyor