Sözlük
Sponsor Bağlantılar
Çevir

EN 'con' sonuçları
Çeviri con
(f)., (den). gemiyi yöneltmek.
 

3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net

 
Çeviri con
(i). öntakı ile, beraber.
 
Çeviri con
(i). ( A.B.D)., argo suçlu; dolandırıcılık.
 
Çeviri con
edat, (müz). ile. con brio, con spirito canlı olarak.
 
Çeviri con
(z)., (i). karşı, aleyhte; (i). aleyhtar, karşı taraf. pro and con lehte ve aleyhte. pros and cons lehte ve aleyhte olan noktalar (kimseler).
 
Çeviri con
(f). (-ned, -ning) atlatmak, yutturmak; okumak, tetkik etmek.
 
Çeviri con dense
(f)., (kim)., (fiz). yoğunlaştırmak, koyulaştırmak; özetlemek, kısaltmak. condensed milk teksif edilmiş süt. condensable (s). yoğunlaştırılabilir.
 
Çeviri con man
(A.B.D)., argo dolandırıcı.
 
Çeviri conation
(i)., (psik). teşvik edici kuvvet. conative (s). meram ve arzu ile ilgili; (gram). gayret ifade eden (fiil).
 
Çeviri concatenate
(f). sıralamak raptetmek. concatena'tion (i). neticelerin sıralanması.
 
Çeviri concave
(s)., (i). içbükey, obruk, konkav; (i). içbükey yüzey. concavo-concave (s). çift taraflı içbükey. concavo-convex (s). bir tarafı içbükey , diğer tarafı dışbükey olan. concavity (i). içbükeylik.
 
Çeviri concavity
(i). içbükeylik.
 
Çeviri conceal
(f). gizlemek, gizli tutmak, saklamak, örtmek. concealable (s). gizlenilebilir, saklanabilir. concealment (i). gizleme, saklama, sır tutma. in concealment saklı, gizlenmiş.
 
Çeviri concede
(f). teslim etmek, kabul etmek, ikrar etmek; vermek, bırakmak, ihsan etmek.
 
Çeviri conceit
(i). kendini beğenmişlik, kibir, gurur; garip fikir, fantazi kavram. self-conceit (i). kendini beğenmişlik. conceited (s). kibirli.
 
Çeviri conceivable
(s). akla uygun, havsalaya sığar. conceivably (z). belki, muhtemelen.
 
Çeviri conceive
(f). gebe kalmak; anlamak, kavramak, idrak etmek; tasavvur etmek; tasarlamak, aklına gelmek; izah etmek. conceive of kavramak, tasarlamak. I have conceived a dislike for him. Ona karşı içimde bir nefret uyandı.
 
Çeviri concentrate
(i). yoğun halde olan herhangi bir şey.
 
Çeviri concentrate
(f). toplamak; yoğunIaştırmak; özünü çıkarmak; koyulaştırmak; zihni bir noktaya toplamak; toplanmak.
 
Çeviri concentration
(i). toplanma, toplama; zihni bir noktaya toplama; (kim). yoğunlaşma, koyulaşma, kesafet. concentrationcamp temerküz kampı, toplama kampı.
 
Çeviri concentric
(s). merkezleri bir ortak merkezli. concentric'ity (i). merkezlerin bir olması.
 
Çeviri concept
(i). kavram mefhum anlayış görüş, fikir, telakki.
 
Çeviri conception
(i). gebe kalma, ana rahmie düşme; baylangıç; kavram, mefhum, fikir, anlayış görüş, telakki, düşünce.
 
Çeviri conceptual
(s). mefhumlarla ilgili, kavramsal; fikirlerin doğmasına ait.
 
Çeviri conceptualism
(i)., (fels). kavramcılık.
 
Çeviri concern
(i)., (f). ilgi, alâka; iş; endişe, tasa, kaygı, merak; şirket, ticarethane; (k).dili şey: (f). alâkadar etmek; ucu dokunmak; tesir etmek; ait olmak, ilgilendirmek, ilişiği olmak. concern oneself with karışmak, müdahale etmek.He is meddling in my concerns. Benim işime karışıyor. It is no concern of mine. Beni ilgilendirmez. with deep concern derin endişe ile.
 
Çeviri concerned
(s). ilgili, alâkalı; endişeli, düşünceli. be concerned for veya about endişe duymak, merak etmek.
 
Çeviri concerning
edat ilgili olarak -e dair, hakkında.
 
Çeviri concert
(f). bir araya gelerek karar almak, planlamak. concerted (s). kararlaştırılmış;birlikte yapılmış; (müz). bölümler halinde düzenlenmiş.
 
Çeviri concert
(i). konser; ahenk, uyum: birleşme; ittifak, ittihat. concert grant kuyruklu piyano. Concert of Europa 1815 tarihinde Avrupa Devletleri arasında yapılan anlaşma. concert pitch konser için kullanılan ton standardı (la=saniyede 440 devre). in concert hep birlikte, ittifakla.
 
Çeviri concertina
(i). akordeona benzer körüklü ufak bir çalgı.
 
Çeviri concerto
(i)., (müz). konçerto.
 
Çeviri concession
(i). kabul, teslim, itiraf; imtiyaz, devlet veya diğer bir yetkili makam tarafından tanınmış imtiyaz, ayrıcalık; mümessillik, bayilik.
 
Çeviri concessionaire
concessioner (i). imtiyaz sahibi; fuarda bir satış yeri sahibi; temsilci, bayi.
 
Çeviri concessive
(s). teslim veya kabul mahiyetinde; (gram). although bağlacı ile başlayan tamamlayıcı cumlelerde teslim ve kabul ifade eden.
 
Çeviri conch
(i). helezoni sedef kabuk; nefesli çalgı olarak kullanılan kabuk boru.
 
Çeviri concha
(i)., (mim. yarım kubbe; (anat). boynuzcuk, konka (burun boşluğunda); kulak kepçesinin çukuru.
 
Çeviri conchifera
(i)., (çoğ)., (zool). midye gibi kabuk hâsıl eden deniz hayvanları; kabuklular. conchiferous (s). kabuklu, kabuk hâsıl eden.
 
Çeviri conchoid
(i)., (mat). konkoid; sedef eğrisi.
 
Çeviri conchology
(i). konkoloji, yumuşak çalarla uğraşan zooloji dalı. conchologist (i). konkoloji bilgini.
 
Çeviri conchy
(i)., argo, (bak). conscientious objector.
 
Çeviri concierge
(i). kapıcı, odabaşı.
 
Çeviri conciliate
(f). gönlünü almak; uzlaştırmak, yatıştırmak, aralarını bulmak; teveccüh kazanmak. conciliatory (s). yatıştıncı.
 
Çeviri conciliation
(i). uzlaştırma, barıştırma, yatıştırma.
 
Çeviri concinnity
(i). ahenk; (kon). (san). uyum; tutarlık, insicam.
 
Çeviri concise
(s). az ve öz, kısa, muhtasar, veciz, özlü. concisely (z). az ve öz olarak, kısaca, muhtasaran.
 
Çeviri concision
(i). özetleme, az sözle çok şey anlatma.
 
Çeviri conclave
(i). özel toplantı; Roma'da Papa seçmek için toplanan kardinaller meclisi.
 
Çeviri conclude
(f). bitirmek, son vermek; neticelendirmek, sonuçlandırmak; bir karara varmak; netice çıkarmak, istidlâl etmek; bitmek, sona ermek; karar vermek.
 
Çeviri conclusion
(i). son, nihayet, sonuç, netice; karar; son kısım; (gram). şart cümlesinde ikinci kısım, ceza; (man). vargı; (huk). iddia veya müdafaanın son hulâsası. in conclusion sözu bitirirken..., son söz olarak... try conclusions with bir kimse ile yarışmaya girmek.
 
Çeviri conclusive
(s). kesin; kati, son, nihai; ikna edici.
 
Çeviri concoct
(f). birbirine karıştırarak hazırlamak, tertip etmek yapmak; uydurmak, kurmak (hikaye, yalan). concoction (i). karışım, tertip; birbiri ile uyuşmayan şeyleri karıştırma.
 
Çeviri concomitant
(s)., (i). bir arada vuku bulan, refakatinde olan, eşlik eden; birlikte bulunan; (i). tabii sonuç. concomitantly (z). aynı zamanda olarak.
 
Çeviri concord
(i). bağdaşma, imtizaç; uygunluk, ahenk; barış geçim; anlaşma, ittifak, ittihat; (gram). uyum; (müz). ses uyumu. Concord grape Kuzey Amerika'ya mahsus iri siyah üzüm.
 
Çeviri concordance
(i). uygunluk, ahenk, uyum, uyuşma; bir kitaptaki bütün kelimelerin metindeki yerini gösteren dizin. concordant (s). uygun, mutabık.
 
Çeviri concordat
(i). antlaşma,muahede; Papa ile hükümet arasında akdolunan antlaşma.
 
Çeviri concourse
(i). toplantı, bir araya gelme; kalabalık, izdiham; bir park içinden geçen araba veya gezinti yolu; istasyon binasındaki hol; atletizm sahası.
 
Çeviri concrescence
(i)., (biyol). beraber büyüme, birleşme.
 
Çeviri concrete
(s)., (i)., (f). maddi; somut, müşahhas; belirli, muayyen; betondan yapılmış; (i). beton; betona benzer herhangi bir karışım; somut bir varlık; (f). bir bütün haline getirmek; beton dökmek; taşlaştırmak; donmak, sertleşmek; somutlaştırmak. reinforced concrete betonarme. concrete mixer betonyer.
 
Çeviri concretion
(i). donmuş madde; (tıb). şiş, taş.
 
Çeviri concubinage
(i). odalık olarak yaşama hali.
 
Çeviri concubine
(i). kapatma, odalık cariye.
 
Çeviri concupiscence
(i). şehvet, cinsel arzu. concupiscent (s). şehevi, nefsani.
 
Çeviri concur
(f). aynı fikirde olmak, mutabık olmak, uymak, razı olmak.
 
Çeviri concurrence
(i). uygun görme, muvafakat; aynı anda vaki oluş; aynı noktaya doğru ilerleyiş. concurrent (s). aynı zamanda vaki olan; uygun, mutabık, birbirine yardımcı olan. concurrently (z). aynı zamanda.
 
Çeviri concuss
(f). darbe vuruşu ile beyne tesir etmek; sarsmak.
 
Çeviri concussion
(i). sarsma; darbe vurma; çarpışma; çarpışma neticesi olan şiddetli sarsıntı; (tıb). sadme.
 
Çeviri condemn
(f). kınamak, ayıplamak; suçlu çıkarmak; mahkum etmek; kullanılamaz diye hüküm vermek; (huk). müsaderesine karar vermek; (A.B.D). istimlâk etmek. condemn to death idama mahkum etmek. condemnable (s). müsadere olunabilir; kınanmaya layık, mahkum edilir.
 
Çeviri condemnation
(i). kınama, ayıplama; kabahatli bulma; suçlu çıkarma; mahkumiyet; (A.B.D). istimlak. condem'natory (s). kınayıcı.
 
Çeviri condensation
(i). kısaltma, özet; (kim)., (fiz). yoğunlaştırma, sıklaştırma, koyulaştırma; buğu.
 
Çeviri condenser
(i). kondensatör, buhar sıkıştırma makinası, tazyik makinası; elektrik kondensatörü ; teksif adesesi.
 
Çeviri condescend
(f). tenezzül etmek, sözde alçak gönüllülük göstermek, Iütfetmek. condescending (s). tenezzül eden. condescen'sion (i). tenezzül.
 
Çeviri condign
(s). Iayık, müstahak (cezaya).
 
Çeviri condiment
(i). (tuz, biber, hardal, salça gibi) yemeğe çeşni veren şey.
 
Çeviri condition
(i). hal, durum, vaziyet; sağlık; şart, kayıt, sınırlama. favorable conditions uygun şartlar. in condition çalışır vaziyette; spor idman içinformunda; in good condition iyi durumda, bozulmamış (olarak). on condition that şartı ile. out of condition işe uygun durumda olmayan ; spor formundan diişmüş olan.
 
Çeviri condition
(f). uygun bir duruma getirmek; şart koşmak, kayıt altına sokmak; bütünleme sınavına tabi tutmak. conditioning machine tavlama makinası, ıslah makinası.
 
Çeviri conditional
(s). (i). şarta bağlı, kayıtlı; (i). ikmal imtihanı. conditional clause şart cümlesi. conditional mood şart kipi. conditional sale şarta bağlı satış. conditionally (z). şartlı olarak.
 
Çeviri conditioned
(s). uygun bir duruma getirilmiş; şarta bağlı. conditioned reflex, conditioned response (psik). şartlı refleks, şartlı davranış. air-conditioned (s). klimatize edilmiş.
 
Çeviri condole
(f).,with ile taziyede bulunmak, kedere ortak olmak. condolatory (s). taziye ifade eden. condolence (i). taziye, başsağlığı. Ietter of condolence taziye mektubu.
 
Çeviri condom
(i). prezervatif.
 
Çeviri condominium
(i). kat mülkiyeti, bir binanın kat sahiplerinin ayrı olması hali; bir üIke üzerinde birkaç devletin ortak hakimiyeti; (Roma huk). ortak malsahipliği.
 
Çeviri condone
(f). göz yummak, kusura bakmamak.
 
Çeviri condor
(i). Güney Amerika'ya mahsus bir çeşit büyük akbaba.
 
Çeviri condottiere
(i). Avrupa'da özellikle 14 ve 15 yüzylllarda prenslerin veya devletlerin hizmetine girmiş paralı askerlerin kumandanı.
 
Çeviri conduce
(f)., to veya toward ile sebep olmak, vesile olmak. conducive (s)., to ile yardım eden, sebep veya vesile olan.
 
Çeviri conduct
(f). davranmak; idare etmek, yürütmek; orkestra idare etmek; refakat etmek, yol göstermek, önderlik etmek; (fiz). nakletmek, geçirmek, iletmek. conduct oneself davranmak.
 
Çeviri conduct
(i). davranış, tavır, hareket; idare. safe-conduct (i). yolculukta emniyet vesikası.
 
Çeviri conductance
(i)., (elek). iletkenlik, nakil kabiliyeti, isal.
 
Çeviri conduction
(i). taşıma, nakletme, isal.
 
Çeviri conductive
(s). iletici, geçirici, iletken, geçirgen, isal edici.
 
Çeviri conductor
(i). kılavuz, önder, lider, şef; (A.B.D). kondoktör, biletçi; orkestra veya koro şefi; müdür, idareci; iletken madde, geçirgen şey. conductor ducts (bot). iletken damarlar. non-conductor (i). iletici olmayan madde, yalıtkan madde.
 
Çeviri conduetivity
(i). iletkenlik.
 
Çeviri conduit
(i). oluk, su yolu, kanal; (elek). cereyan tellerini muhafaza eden boru.
 
Çeviri conduplicate
(s)., (bot). uzunluğuna ortasından bükülmuş (yaprak).
 
Çeviri condyle
(i)., (anat). kondil, kemiğin ucunda olan yumru, lokma.
 
Çeviri condyloid
(s)., (anat). kondiloid, lokmamsı, lokma şeklinde. condyloid process alt çenenin arka tarafında olan yumrumsu tepe.
 
Çeviri cone
(i)., (geom). koni; (mak). koni biçiminde olan makara; koza, kozalak. cone coupling makina şaftlarını bağlayan konik cihaz. cone gear konik dişli. cone pulley konik makara. frustum of a cone kesik koni. ice cream cone dondurma külâhı. truncated cone kesik koni.
 
Çeviri conelrad
(i). radyo dalgalarını casuslara karşı korumak için kullanılan sistem.
 
Çeviri coney
(bak). cony.
 
Çeviri confabulate
(f). sohbet etmek, başbaşa vermek, konuşmak. confabula'tion (i). sohbet.
 
Çeviri confarreation
(i). eski Roma'da erkeğin kadın üzerindeki hâkimiyetinin belirgin olduğu evlilik.
 
Çeviri confect
(f). imal etmek, hazırlamak (reçel, tatlı).
 
Çeviri confection
(i). imâlat, hazırlama; bonbon, şekerleme; (ecza). şeker veya bal ile hazırlanan preparat; konfeksiyon, hazır elbise.
 
Çeviri confectionary, -ery
(i). şekerleme imalathanesi ; şekerleme.
 
Çeviri confectioner
(i). şekerci. confectioner's sugar pudra şekeri.
 
Çeviri confederacy
(i). çeşitli bağımsız devletlerin konfederasyon halinde bir araya gelmeleri, ittifak, birlik; kanunen yasak olan bir fiilin yapılması için çeşitli parti, grup veya kimselerin birlik olmaları. the Confederacy Amerikan iç harbi esnasmda Güney Eyaletlerinin meydana getirdikleri konfederasyon.
 
Çeviri confederate
(s)., (i). müttefik, müttehit, birleşik; (i). suç ortağı. Confederate (s)., (i). Amerikan iç harbi sırasında Güney Eyaletlerinin federasyonuna bağlı olan (kimse).
 
Çeviri confederate
(f). ittifak etmek, ittifak ettirmek, birleşmek, birleştirmek, (bak). federate confederated (s). birleşik, (bak). federated confederation (i). konfederasyon, birleşik devletler, (bak). federation.
 
Çeviri confer
(f). (-red, -ring) bağışta bulunmak, ihsan etmek, vermek, tevcih etmek, tevdi etmek; danışmak, görüşmek, müzakere etmek. I conferred with him on the matter. Meseleyi onunla görüştüm.
 
Çeviri conferee
(i). konferansa katılan kimse; şereflendirilen kimse.
 
Çeviri conference
(i). görüş ve fikir teatisi için toplantı, konferans; kongre; müzakere; verme. in conference toplantıda, meşgul.
 
Çeviri confess
(f). itiraf etmek; ikrar etmek; teyit etmek, doğrulamak teslim etmek; günah çıkartmak; şiir belli etmek. confesedly (z). itiraf kabilinden, teslim ederek.
 
Çeviri confession
(i). itiraf, ikrar, doğrulama, teslim; günah çıkartma. confession of faith iman ikrarı. judicial confession mahkeme önünde yapılan itiraf.
 
Çeviri confessional
(i)., (s). günah çıkartma hücresi; (s). itiraf veya günah çıkartma ile ilgili.
 
Çeviri confessor
(i). günah çıkartan papaz; itiraf eden kimse.
 
Çeviri confetti
(i). konfeti.
 
Çeviri confidant
(i). sırdaş, dert ortağı.
 
Çeviri confide
(f). mahrem olarak söylemek, sır vermek. confide in itimat etmek, emniyet etmek, güvenmek. confide to teslim etmek, emanet etmek, tevdi etmek; sır vermek.
 
Çeviri confidence
(i). güven, emniyet, itimat; mahremiyet, gizlilik; sırdaşlık. confidence game dolandıncılık. confidence man dolandıncı. I have confidence in him. Ona itimadım var. Ona güvenirim. told in confidence mahrem olarak söylenmiş, sır olarak verilmiş.
 
Çeviri confident
(s). emin, inanmış, kani; cüretli, atılgan. confidently (z). güvenle, tereddüt etmeden.
 
Çeviri confidential
(s). mahrem, gizli; güvenilir. confidentially (z). güvenerek; Sır olarak.
 
Çeviri confiding
(s). güvenen, şüphe etmeyen.
 
Çeviri configuration
i şekil, suret, görünüş; gruplaşma; (astr). gezegenlerin birbirlerine oranla yerleri, yıldız kümesi.
 
Çeviri confine
(f). kuşatmak; hapsetmek; evde veya yatakta tutmak; sınırlamak, toplamak, hasretmek. confined (s). sınırlanmış; loğusa halinde.
 
Çeviri confinement
(i). kapanış, hapsedilme; hasta olup evde kalma; loğusalık.
 
Çeviri confines
(i). sınırlar, hudutlar.
 
Çeviri confirm
(f). teyit etmek, kuvvetlendirmek, sağlama bağlamak, tespit etmek, saptamak; geçerli bir hale koymak. confirmed bachelor müzmin bekâr.
 
Çeviri confirmable
(s). teyit olunur, tasdik olunur.
 
Çeviri confirmation
(i). tasdik, teyit, belgeleme, doğrulama; ispat; kilise üyesi olma merasimi.
 
Çeviri confirmative, confirmatory
(s). tasdik anlamında teyit edici (söz, vesika, delil).
 
Çeviri confiscate
(f). müsadere etmek; haczetmek; istimlâk etmek, kamulaştırmak. confisca'tion (i). müsadere, haciz. confis'catory (s) müsadere ve haciz kabilinden.
 
Çeviri conflagration
(i). büyük yangın, yangın felâketi.
 
Çeviri conflation
(i). bir metinde iki varyantın bir arada bulunması.
 
Çeviri conflict
(i). anlaşmazlık, ihtilâf, fikir ayrılığl; çekişme, çarpışma, zıtlaşma; mücadele, uğraşma. conflict of interests menfaat çatışması. conflict of laws kanunş ihtilaf.
 
Çeviri conflict
(f). çekişmek, ..,ile ihtilâfa düşmek; mücadele etmek; zıtlaşmak.
 
Çeviri confluence
conflux (i). kavşak, iki akarsuyun birbirlerine karıştıklarl nokta; kalabalık, izdiham.
 
Çeviri confluent
(s)., (i). birlikte akarak birleşen; (tıb). bir araya birikip karışmış, sık (çıbanlar); (i). birleşmiş akarsulann her biri. confluent smallpox (tıb). yaraları bitişikmiş gibi kabuk bağlayan çiçek hastalığı.
 
Çeviri conform
(f). uydurmak; umuma tabi olmak; to veya with ile uymak: itaat etmek, boyun eğmek.
 
Çeviri conformable
(s). uygun, yerinde, muvafık, benzer, mutabık; boyun eğen.
 
Çeviri conformation
(i). şekil; parçaları bir araya getirme düzeni; uygun olma.
 
Çeviri conformist
(i). geçerli olan fikirlere veya inançlara uyan kimse; toplum kurallarını çiğnemeyen kimse.
 
Çeviri conformity
(i). uygunluk, benzeyiş; biteviyelik. in conformity with mucibince,... e uyarak.
 
Çeviri confound
(f). ,şaşırtmak, zihnini karıştırmak; utandırmak, mahcup etmek karmakarışık bir hale sokmak; kahretmek. confounded (s). şaşırmış; (k).dili Allahın cezası. confusion worse confounded karmakarışık bir vaziyet.
 
Çeviri confraternity
(i). kardeşlik cemiyeti.
 
Çeviri confrere
(i). meslektaş; aynı kurumda çalışan kimse.
 
Çeviri confront
(f). karşı durmak, göğus germek; karşılaştırmak, yüzleştirmek. He confronted me with the problem. Beni mesele ile karşı karşıya bıraktı. confronta'tion (i). yüzleştirme.
 
Çeviri confucius
(i). Konfüçyüs.
 
Çeviri confuse
(f). karıştırmak, karmakarışık etmek ; ayırt edememek; şaşırtmak, zihnini karıştırmak, yanıltmak; utandırmak, mahcupetmek. confusion (i). şaşkınlık, bozulma, karışıklık, düzensizlik; mahcubiyet.
 
Çeviri confutation
(i). tekzip, çürütme (fikir, iddia).
 
Çeviri confute
(f). tekzip etmek, yalanlamak, aksini ispat etmek, (bir iddiayı) çürütmek; (karşısındakini) susturmak.
 
Çeviri conga
(i). Latin Amerika'dan gelmiş olan Kanga dansı ve bunun müziği.
 
Çeviri conge
(i). ayrılma; ayrılma izni; yol verme; eski reverans; (mim). bir çeşit silme.
 
Çeviri congeal
(f). dondurmak, donmak; pıhtılaştırmak, pıhtılaşmak.
 
Çeviri congener
(i). aynı cins, sınıf veya familya üyesi.
 
Çeviri congenial
(s). uygun; cana yakın, hoş.
 
Çeviri congenital
(s). doğuştan olan, fıtri.
 
Çeviri conger
(i)., conger eel mığrı, bir yılanbalığı, (zool). Conger conger.
 
Çeviri congeries
(i)., topluluk ismi yığın, küme, top.
 
Çeviri congest
(f). kalabalık etmek, doldurmak; tıkanmak.
 
Çeviri congested
(s). tıkanık, şişkin; (tıb). kan veya su toplamış, nefes alıp vermede zorluk çeken; tıkanık (yollar).
 
Çeviri congestion
(i). tıkanıklık, izdiham, kalabalık; (tıb). kan toplanması, kan hücumu.
 
Çeviri congestive
(s). kan veya su toplanması ile ilgili.
 
Çeviri conglobate
(f)., (s). küre şekline sokmak; (s). küre şeklinde.
 
Çeviri conglomerate
(s)., (i). küme halinde toplanmış; (i). küme; (tic). holding; (jeol). yığışım, konglomera (taş cinsi).
 
Çeviri conglomeration
(i). karışık birikinti, birbirinden ayrı unsurlardan meydana gelen yığın.
 
Çeviri conglutinate
(f). yapıştırmak; (tıb). kaynaştırmak.
 
Çeviri congo
(i). Kongo nehri. Congo Brazzaville (bak). Zaire. Congo Kinshasa Kongo Kinshasa Kongo'nun başkenti.
 
Çeviri congo eel, congo snake
(zool). yılanbalığı şeklinde küçük ön ayakları olan bir çeşit semender.
 
Çeviri congo red
(kim). asitlerde mavi alkalilerde kırmızı olan ve labaratuvarlada kullanılan bir boya.
 
Çeviri congratulate
(f). tebrik etmek, kutlamak. congrat'ulatory (s). tebrik mahiyetinde. congratula'tion (i). kutlama. CongratulationsI Tebrikler I Tebrik ederim.
 
Çeviri congregate
(f)., (s). toplamak birleştirmek, bir araya getirmek; birleşmek, bir araya gelmek; (s). toplantı ile ilgili, toplanmış.
 
Çeviri congregation
(i). toplama, toplantı; cemaat; (Kat). dinsel örgüt. congregational (s). cemaate ait, idaresi cemaatin elinde olan. congregationalism (i). her cemaati bağımsız sayan kilise idare sistemi.
 
Çeviri congress
(i). kongre, toplantı; meclis; (b.h). özellikle ABD'de Millet Meclisi. congres'sional (s). ABD Millet Meclisine ait. congressman (i). ABD Millet Meclisi üyesi, özellikle Temsilciler Meclisi üyesi.
 
Çeviri congruence
(i). uyma, uygunluk, ahenk congruent (s)., with ile uygun, muvafık, ahenkli; benzer.
 
Çeviri congruity
(i). uygunluk, uyum; (mat). benzeşim.
 
Çeviri congruous
(s). uygun, munasip, yerinde; (mat). benzer.
 
Çeviri conic
(s)., (mat). konik conic section konik kesit eğrisi, konik. conical (s). konik.
 
Çeviri conifer
(i). (çam, fıstık gibi) kozalaklılar familyasından ağaç kozalaklı ağaç. Coni'ferae (i). kozalaklılar. conif'erous (s). kozalak veren, kozalaklı.
 
Çeviri coniine
(i)., (kim). ağılı baldıran ruhu, çok zehirli bir alkaloit.
 
Çeviri conjectural
(s). tahmini, varsayılı,farazi. conjecturally (z). farazi olarak, tahminen.
 
Çeviri conjecture
(i)., (f). varsayı, tahmin, zan, farz; (f). tahmin etmek, zannetmek, farzetmek, tasavvur etmek.
 
Çeviri conjoin
(f). birleştirmek, birleşmek, bitiştirmek, bitişmek, bağlamak; (bak). join.
 
Çeviri conjoint
(s). birleşmiş, ortak. conjointly (z). birleşmiş olarak; (bak). joint, jointly.
 
Çeviri conjugal
(s). evlilik ile ilgili, karıkocalığa ait. conjugal affection karı koca sevgisi. conjugal rights eşlerin birbirlerine karşı haiz oldukları haklar.
 
Çeviri conjugate
(s)., (i). çift olan, birleşmiş birleşik; (mat)., (biyol). karşılıklı; birbirinin yerine geçebilen; (i). birleşik çiftin her biri.
 
Çeviri conjugate
(f)., (gram). çekmek, tasrif etmek: (biyol). birleşmek
 
Çeviri conjugation
(i)., (gram). fiil çekimi, tasrif; (biyol). birleşme.
 
Çeviri conjunct
(s). birleşmiş, bitişik, ortak, müşterek.
 
Çeviri conjunction
(i). birleşme; aynı zamanda vaki olma, rastlantı, tesadüf; (gram). bağlaç; (astr). konjonksiyon. in conjunction with ile bir arada, birlikte.
 
Çeviri conjunctiva
(i)., (anat). konjonktiv, göz küresini göz kapaklarıyla birleştiren ince zar.
 
Çeviri conjunctive
(s)., (i). bitiştiren, birleştiren; birleşik; (i)., (gram). bağlaç, atıf edatı.
 
Çeviri conjunctivitis
(i)., (tıb). konjonktivit, konjonktiv iltihabı.
 
Çeviri conjuncture
(i). çeşitli olay veya işlerin bir araya gelmesi; kritik durum, buhran, kriz.
 
Çeviri conjuration
(i). büyü, sihir, sihirbazlık; ruh çağırma.
 
Çeviri conjure
(f). büyü yoluyla (ruh veya cin) çağırmak. conjure up büyü kuvvetiyle meydana koymak ; zihinde bir fikir veya hayal uyandırmak; bir yolunu bulmak. conjuror, -er i sihirbaz, büyücü, hokkabaz.
 
Çeviri conjure
(f). yalvarmak, rica etmek. conjuror, -er (i). rica eden kimse; ortak bir ant ile bağlı olan kimse.
 
Çeviri conk
(i)., (f)., argo kafa; burun; (f). başına vurmak. conk out (k).dili birden stop etmek; argo aniden çökmek.
 
Çeviri connate
(s). doğuştan olan, fıtri; aynı asıldan, bir soydan gelen, aynı tabiatta olan; (biyol). bitişik.
 
Çeviri connatural
(s). doğuştan, fitri, tabii; (bak). natural.
 
Çeviri connect
(f). bağlamak, raptetmek, bitiştirmek, birleştirmek; aralarında ilgi kurmak; birleşmek, bağlı olmak, bağlanmak; (A.B.D).,'(k).dili topa vurmak;(A.B.D)., (k).dili başarmak. connecting link halka; (iki şey arasındaki) bağlantı, ilgi. connecting rod piston kolu.
 
Çeviri connection, connexion
(i). bağlantı, irtibat, ilgi, alâka, ilişki, münasebet; çevre, muhit; bağ, rabıta; akrabalık, hısımlık, dostluk; siyasi veya dini çevre; cinsel ilişki; argo uyuşturucu madde tedarik eden kimse. connection by marriage hısımlık, dünürIük. business connections iş veya ticaret münasebetleri. close connections sıkı ilişkiler; yolculukta bir taşıttan inip hemen diğerine yapılan aktarma. cut the connection bağlantıyı kesmek, irtibatı kesmek. family connections akrabalar in this connection bu münasebetle, bu hususta.
 
Çeviri connective
(s). rapteden, bağlayan. connective tissue (anat). bağ doku.
 
Çeviri connexion
(bak). connection.
 
Çeviri conning tower
harp gemilerinde kumanda kulesi.
 
Çeviri conniption
(i)., (k).dili isteri nöbeti.
 
Çeviri connivance
(i). göz yumma; suç ortaklığı.
 
Çeviri connive
(f)., at veya in ile suç işlenmesine göz yummak, görmezlikten gelmek; gizlice anlaşmak, suç ortağı olmak. We connived together in the plot. Komployu beraber hazırladık.
 
Çeviri connivent
(s)., (biyol). birbirine yaklaşmış, yaklaşan.
 
Çeviri connoisseur
(i). ehil, erbap, bir işten anlayan kimse, mütehassıs, uzman.
 
Çeviri connote
(f). akla getirmek, anlamına gelmek, demeye gelmek, göstermek, ifade etmek. connotation (i). bir şeyin sözlük anlamının yanı sıra akla getirdiği kavram, çağrışım. connotative (s). çağrışım meydana getiren.
 
Çeviri connubial
(s). evlilikle ilgili, karıkocalığa ait.
 
Çeviri connubial
(s). evlilikle ilgili, karıkocalığa ait.
 
Çeviri conoid
(s)., (i). konik (şekil).
 
Çeviri conquer
(f). fethetmek, zaptetmek; galip gelmek, zafer kazanmak, yenmek. conqueror (i). fatih.
 
Çeviri conquest
(i). fetih, zapt; zafer; kazanılmış şey veya kimse.
 
Çeviri conquistador
(i)., (isp). 16. yüzyılda Meksiko veya Peru fatihlerinden herhangi biri.
 
Çeviri consanguineous
(s). aynı soydan, aynı kandan, akraba.
 
Çeviri consanguinity
(i). kan akrabalığı,aynı soydan gelme.
 
Çeviri conscience
(i). vicdan; vicdanlılık. conscience clause vicdana riayet etmek şartıyla manasında bir ant veya kanuna ilâve edilen cümle. conscience money vicdanı rahatlatmak için verilen para. conscience-smitten (s). vicdanı azap içinde olan. clear conscience vicdan rahatlığı. guilty conscience vicdan azabı. in all conscience vicdanen ; mutlaka. on one's conscience vicdanını rahatsız eden.
 
Çeviri conscientious
(s). vicdanlı,vicdan sahibi, dürüst, insaflı; dikkatli; çalışkan. conscientious objector (kıs CO) vicdani ve dini inançlarına aykırı olduğunu ileri sürerek askerlik hizmetini ifa etmeyi reddeden kimse. conscientiously (z). vicdani olarak; dikkatle.
 
Çeviri conscionable
(s). vicdana uygun, dürüst, âdil.
 
Çeviri conscious
(s). bilinçli, şuurlu, vukuflu, müdrik, farkında olan; uyanık. self-conscious (s). mahcup, sıkılgan. consciously (z). bile bile, bilinçle, şuurla.
 
Çeviri consciousness
(i). bilinç, şuur; idrak, anlayış, akıl, his, vukuf. stream-of -consciousness (edeb). bilinçaltı akımı.
 
Çeviri conscript
(f). kur'a neferi kaydetmek, askere çağırmak.
 
Çeviri conscript
(s)., (i). askere alınmış; (i). askere alınmış nefer, kur'a neferi.
 
Çeviri conscription
(i). askere çağırma; mecburi askerlik.
 
Çeviri consecrate
(f). takdis etmek; tanrıya adamak , vakfetmek, hasretmek, tahsis etmek.
 
Çeviri consecration
(i). takdis ve tahsis merasimi; kendini adama, vakfetme, takdis, tahsis, ithaf.
 
Çeviri consecution
(i). birbirini takip etme, peşpeşe olma; dizi.
 
Çeviri consecutive
(s). birbirini takip eden, ardıl; (mat). ardışık.
 
Çeviri consensual
(s)., (huk). tarafların rızasıyla gayri resmi surette akdedilmiş (mukavele); (biyol). bilinçli hareketlerin uyardığı içgüdüsel ve tepkisel hareketleri belirten; (psik). his veya şuurla beraber giden gayri ihtiyari (hareket).
 
Çeviri consensus
(i). fikir veya oy birliği, umumun fikri; (biyol). uzuvların ahenkle işlemesi.
 
Çeviri consent
(f). muvafakat etmek, razı olmak, kabul etmek.
 
Çeviri consent
(i). rıza, muvafakat, uygun bulma; ittifak, oy birliği. by common consent umumun rızasl ile. Silence gives consent. Sükut ikrardan gelir. with one consent hep birden.
 
Çeviri consentaneous
(s). aynı fikirde, mutabık.
 
Çeviri consentient
(s). razı, muvafık birbirine uygun.
 
Çeviri consequence
(i). sonuç, netice, akibet; eser, semere; ehemmiyet, önem. in consequence of neticesinde, sebebiyle. of no consequence önemsiz. take the consequences cezasını çekmek.
 
Çeviri consequent
(s). (i). neticesi olan; bağlı, tabi; takip eden; (jeol). toprağın asıl meyline göre akan; (i)., (man). istidlâl, netice, istintaç; (mat). bir oranın ikinci rakamı.
 
Çeviri consequential
(s). önemli ehemmiyetli, kibirli, azametli; neticesinde meydana gelen , -den çıkan. consequentially (z). netice itibariyle.
 
Çeviri consequently
(z). netice olarak, binaenaleyh, bu sebeple.
 
Çeviri conservancy
(i). koruma; (ing). doğal kaynakları koruma teşkilâtı.
 
Çeviri conservation
(i). koruma, muhafaza, himaye, koruyuculuk; doğal kaynakları koruma (orman, toprak,, yabani hayvanlar). conservation of energy (fiz). kudretin baki kalması. conservation of matter (fiz). maddenin baki kalması. conservationist (i). doğal kaynakları koruma taraflısı kimse.
 
Çeviri conservative
(s)., (i). tutucu, muhafazakâr; ıIımlı, mutedil; (i). tutucu kimse; koruyucu madde. Conservative (i). (ingilterede) Muhafazakar Parti üyesi.
 
Çeviri conservatoire,conservatory
(i). konservatuvar, müzik ve tiyatro okulu.
 
Çeviri conservatory
(i). Iimonluk.
 
Çeviri conserve
(i). reçel, konserve.
 
Çeviri conserve
(f). korumak, muhafaza etmek; şeker ile muhafaza etmek, konserve yapmak.
 
Çeviri consider
(f). düşünmek; göz önünde tutmak; üzerinde düşünmek; mütalaa etmek, dikkate almak; saymak, hürmet etmek; merhamet etmek ; farz etmek. all things considered enine boyuna düşünülürse. not worth considering kale alınmaz, lafını etmeye değmez.
 
Çeviri considerable
(s)., (i). önemli, hatırı sayılır ; büyük, hayli, fazla, (i)., ABD, (k).dili fazla miktar. considerably (z). epeyce, oldukça.
 
Çeviri considerate
(s). düşünceli, saygılı, hürmetkar; nazik.
 
Çeviri consideration
(i). saygı, düşünce; gözönüne alma; karşılık, bedel; önem, ehemmiyet; itibar, saygınlık; (huk). borsada verilen pey akçesi. for a consideration para mukabilinde. in consideration of sebebiyle, itibariyle, hasebiyle; karşılığında. take into consideration göz önünde bulundurmak, hesaba katmak, düşünmek. under consideration gözden geçirilmekte, tetkik edilmekte.
 
Çeviri considering
edat hasebiyle, göre, nazaran, göz önünde tutulursa.
 
Çeviri consign
(f). göndermek, tahsis etmek, vermek, teslim etmek, tevdi etmek, emanet etmek. consignee (i). kendisine mal gönderilen kimse. consignment (i). mal gönderme, sevkiyat; gönderilen mal. on consignment konsiye olarak.
 
Çeviri consist
(f)., of ile ibaret olmak, -den meydana gelmek, mürekkep olmak; in ile içine almak, havi olmak.
 
Çeviri consistency
(i). bağlılık tutarlık, uyum, ahenk; yoğunluk, kesafet, kıvam, koyuluk.
 
Çeviri consistent
(s). birbirine uygun, aralarında mutabakat olan, birbirini tutan, insicamlı,tutarlı. consistently (z). devamlı olarak, mütemadiyen.
 
Çeviri consistory
(i). kilise idare heyeti; Papanın başkanlığındaki kardinaller kurulu.
 
Çeviri consociate
(f). ortak olmak.
 
Çeviri consociate
(s)., (i). ortak, müşterek, beraber çalışan; (i). arkadaş, ortak, refik. consocia'tion (i). beraber çalışma.
 
Çeviri consolable
(s). tesellisi mümkün.
 
Çeviri consolation
(i). teselli, avunç; teselli vesilesi veya sebebi. consolation prize teselli mükâfatı.
 
Çeviri consolatory
(s). teselli edici.
 
Çeviri console
(f). teselli etmek, avundurmak. be consoled avunmak.
 
Çeviri console
(i). konsol; radyo kasası; (mim). balkonlann altına konulan süslü destek, dirsek; (müz). orgun tuşlarını havi kısım. console mirror konsol aynası. console table konsol.
 
Çeviri consolidate
(f). birleştirmek, birleşmek; pekiştirmek, pekişmek, takviye etmek, saglamlaştırmak; (tic). konsolide etmek. consolidated debts (tic). konsolide borçlar, vadesi uzatılmış borçlar. consolidated school (A.B.D). ve Kanada'da birkaç mahallenin çocuklarının gittiği okul.
 
Çeviri consolidation
(i). birlik, birleşme, birleştirme, sağlamlaştırma, takviye; borçları birleştirme.
 
Çeviri consols
(i)., (ing). devlet tahvilâtı.
 
Çeviri consomme
(i)., (Fr). konsome, et suyu.
 
Çeviri consonance
(i). uygunluk, uyum, ahenk, mutabakat; (müz). ses uygunluğu; (fiz). titreşim uygunluğu.
 
Çeviri consonant
(i)., (s). konson, sessiz harf; (s)., to veya with ile uygun; aynı seslere sahip olan, ahenkli.
 
Çeviri consort
(i). arkadaş; eş, karı, koca; (den). yoldaş gemi; eski birleşme, ahenkli olma. prince consort hükümdarlık eden kraliçenin kocası. queen consort kralın karısı.
 
Çeviri consort
(f)., with ile arkadaşlık etmek; uymak muvafakat etmek; birleşmek, arkadaş olmak.
 
Çeviri consortium
(i). konsorsiyum; (huk). erkek veya kadının evlilikteki hakları.
 
Çeviri conspectus
(i). taslak, umumi plan; özet, hulâsa.
 
Çeviri conspicuous
(s). göze çarpan, aşikâr, bariz, dikkati çeken.
 
Çeviri conspiracy
(i). fesat maksadı ile yapılan gizli anlaşma, suikast; (huk). fesat tertibi.
 
Çeviri conspirator
(i). suikastçı.
 
Çeviri conspire
(f). fesat maksadı ile gizli ittifak yapmak, suikast hazırlamak; elbirliği ile çalışmak; anlaşmak.
 
Çeviri constable
(i)., (ing). kraliyet surlarının muhafızı veya valisi; polis; jandarma. Chief Constable (ing). bir vilâyetin polis müdürü. special constable geçici polis memuru.
 
Çeviri constabulary
(s)., (i). polise ait; (i). polis teşkilâtı, zabıta kuvveti; jandarma.
 
Çeviri constancy
(i). sadakat; değişmezlik, sabitlik.
 
Çeviri constant
(s)., (i). değişmez; sürekli, devamlı, sabit, daimi; sadık; (i). sabit olan şey; (mat). konstant, sabite. constantly (z). daima, hiç durmadan, biteviye.
 
Çeviri constantinople
(i). istanbulun eski ismi, Bizans, Kostantinya, Dar-i Saâdet, Asitane..
 
Çeviri constantsa, constanta
(i). Köstence.
 
Çeviri constellation
(i)., (astr). takımyıldız, burç.
 
Çeviri consternation
(i). şaşkınlık, hayret, korku, dehşet.
 
Çeviri constipate
(f)., (tıb). kabzetmek, inkıbaz vermek, sıkmak. constipa'tion (i). inkıbaz, peklik.
 
Çeviri constituency
(i). bir seçim bölgesindeki seçmenler; seçime iştirak edenler; seçimle ilgili olanlar; seçim bölgesi.
 
Çeviri constituent
(s)., (i). bileşiği meydana getiren; seçme hakkı olan: anayasayı değiştirme yetkisi olan;(i). seçmen; öğe, unsur.
 
Çeviri constitute
(f). teşkil etmek; meydana getirmek , kurmak, tesis etmek, terkip etmek; tayin etmek, atamak.
 
Çeviri constitution
(i). anayasa; tüzük, nizamname; beden yapısı, bünye; huy, yaradılış, tıynet; yapı; bileşim, terkip.
 
Çeviri constitutional
(s)., (i). anayasa ile ilgili, anayasaya uygun; sıhhi; bünyevi, yapısal; (i). sağlık için yapılan jimnastik veya yürüyüş. constitutionally (z). anayasaya göre; mizaç itibariyle. constitutional'ity (i). anayasaya uygunluk. constitutionalism (i). meşrutiyet taraftarlığı; meşrutiyet.
 
Çeviri constitutive
(s). kuran, teşkil eden, esas; anayasayı veya nizamnameyi hazırlamaya yetkili.
 
Çeviri constrain
(f). zorlamak, mecbur etmek, mecbur tutmak, zorla yaptırmak; bağlamak, sınırlamak, tahdit etmek; menetmek; zaptetmek. constrained (s). zorlanmış; yapmacık, suni.
 
Çeviri constraint
(i). sınırlama, tahdit; sıkıntı.
 
Çeviri constrict
(f). sıkmak, sıkıştırmak, büzmek, daraltmak. constriction (i). sıkma, büzme; boğaz, dar geçit. constrictive (s). sıkıcı, büzücü. constrictor (i)., (anat). sıkıcı adale; (zool). avını sıkarak öldüren yılan. boa constrictor boa yılanı.
 
Çeviri construct
(f). yapmak, bina etmek, kurmak, tertip etmek; geometrik olarak çizrnek, resmetmek.
 
Çeviri construct
(i). yapılan şey, bina edilen şey; (psik). daha basit izlenimlerden oluşan karmaşık bir eğilim.
 
Çeviri construction
(i). inşaat, yapı; inşa tarzı; yorumlama, tefsir; (gram). yapı, inşa, tertip; geometrik şeklin çizilişi, çizim. construction drawing proje çizimi. bear a construction belli bir anlam taşımak.
 
Çeviri constructionist
(i). kanun tefsircisi.
 
Çeviri constructive
(s). yapıcı, müspet, olumlu; yapısal; (huk). kanunen var sayılan.
 
Çeviri constructor, -ter
(i). inşaat müteahhidi, inşaatçı; yapan kimse.
 
Çeviri construe
(f). mana vermek, yorumlamak, tefsir etmek, anlamak; gramer kurallarınagöre cümle kurmak; cümleyi tahlil etmek.
 
Çeviri consubstantial
(s). özleri bir olan, aynı tabiattan. consubstantial'ity (i). cevher birliği.
 
Çeviri consubstantiate
(f). aynı cevherle birleştirmek; aynı esasa dayandığını farz etmek.
 
Çeviri consuetude
(i). örf, adet, alışkanlık, itiyat. consuetu'dinary (s). mutat, alışılagelen.
 
Çeviri consul
(i). konsolos; (eski Roma'da) konsül. consul general başkonsolos. vice consul konsolos muavini. consular (s). konsolosa ait ; konsüle ait. consular agent fahri konsolos. consulate (i). konsolosluk, konsoloshane.
 
Çeviri consult
(f). danışmak, baş vurmak, müracaat etmek, sormak; göz önünde tutmak, hesaba katmak; istişare etmek. consultant (i). müşavir, danışman, rehber.
 
Çeviri consultation
(i). danışma, müzakere, istişare; konsültasyon. consul'tative (s). istişari; müşavirlikle ilgili.
 
Çeviri consulting
(s)., (i). müşavirlik eden, danışman olan; (i). danışma. consulting room muayene odası.
 
Çeviri consumable
(s). tüketilir, istihlâk edilir, yanması mümkün; sarfolunur, kullanılır.
 
Çeviri consume
(f). tüketmek, istihlâk etmek; yakıp yok etmek, çürütmek, bitirmek; israf etmek, ziyan etmek; sarfetmek; yemek, yutmak; tükenmek, istihlâk edilmek, yanmak, uçmak; ziyan edilmek, israf edilmek. consumed with jealousy kıskançlıktan deliye dönmüş.
 
Çeviri consumedly
(z). çok fazla, yanarcasına.
 
Çeviri consumer
(i). tüketici, müstehlik; sarfeden kimse. consumer goods tüketim maddeleri. consumers' cooperative tüketim kooperatifi.
 
Çeviri consummate
(s). tam, mükemmel. consummately (z). mükemmelen.
 
Çeviri consummate
(f). tamamlamak, ikmal etmek. consummate a marriage nikâhtan sonra cinsel temas yolu ile izdivacı tamamlamak. consumma-tion (i). ikmal, itmam, yerine getirme; iyi sonuç.
 
Çeviri consumption
(i). tüketim, istihlak; yok etme; (tıb). verem.
 
Çeviri consumptive
(s)., (i). tüketilecek; (tıb)., eski vereme tutulmuş; (i). veremli kimse.
 
Çeviri cont
(kıs). contents, continent, continue.
 
Çeviri contact
(i). temas, değme, değiş, sürtünme, dokunma; ilişki, münasebet; görüşme; (elek). bağlantı; (tıb). bulaşıcı hastalık nakledebilen kimse, portör. contact flight (hav). görerek uçuş. contact lens kontakt mercek. contact print foto. negatif ebadırda basllan resim. in contact with ile temas halinde.
 
Çeviri contact
(f). temas etmek, dokunmak; (k).dili ile konuşmak.
 
Çeviri contagion
(i)., (tıb). sirayet, bulaşma, geçme; bulaşıcı hastalık; kötü tesir.
 
Çeviri contagious
(s)., (tıb). bulaşıcı, bulaşkan, sâri; mikroplu, zehirli; yayılan. contagious laughter herkesi coşturan gülme.
 
Çeviri contain
(f). kapsamak, içine almak, ihtiva etmek, havi olmak, şamil olmak; sınırlamak, tahdit etmek; kontrol altma almak. container (i). (sandık, varil, şişe gibi) kap; yük gemisine yükletilecek iri sandık veya mavna. container ship yükü iri sandıklarda veya portatif mavnalar içinde taşıyan gemi.
 
Çeviri contaminate
(f). bulaştırmak; geçirmek (hastalık, mikrop, pislik); lekelemek, kirletmek. contamina tion (i). bulaştırma; pislik.
 
Çeviri contemn
(f). hor görmek, küçük görmek, adam yerine koymamak.
 
Çeviri contemplate
(f). düşünmek, düşünüp taşınmak; niyetinde olmak, tasarlamak; seyretmek.
 
Çeviri contemplation
(i). tefekkür, düşünme; tasarlama; dalgınlık. in contem plation of düşüncesiyle,...ihtimalini göz önünde tutarak.
 
Çeviri contemplative
(s). dalgın, düşünceye dalmış.
 
Çeviri contemporaneous
(s). çadaş, muasır; aynı zamanda vaki olan.
 
Çeviri contemporary
(s). çağdaş, muasır; aynı yaşta olan; günümüze ait. contemporary with ile çağdaş.
 
Çeviri contempt
(i). küçük görme, hor görme, yukandan bakma; hürmetsizlik; zillet, ayıp; (huk). bilerek kurallara karşı gelme. contempt of court (huk). mahkemeye itaatsizlik. beneath contempt hor görmeye bile değmez. Familiarity breeds contempt. Fazla samimiyet hürmetsizlik doğurur. hold in contempt hakir görmek, hor görmek.
 
Çeviri contemptible
(s). aşağıllk, alçak, rezil.
 
Çeviri contemptuous
(s). hakir gören, hor gören, kibirli.
 
Çeviri contend
(f). çarpışmak, çekişmek, uğraşmak, mücadele etmek; iddia etmek, ileri sürmek, münakaşa etmek.
 
Çeviri content
(i). muhteva, içerik, esas, öz, gerçek anlam; (çoğ). içindekiler, muhteviyat; hacim, istiap. cubic contents kübik hacim.
 
Çeviri content
(s)., (i). hoşnut, memnun, razı; (i). memnuniyet, rahatlık, rıza, hoşnutluk, tatmin; (ing). Lordlar Kamarasında olumlu rey.
 
Çeviri content
(f). memnun etmek, hoşnut etmek, tatmin etmek. contented (s). halinden memnun, rahat, tatmin olunmuş.
 
Çeviri contention
(i). kavga, çekişme, mücadele, münakaşa; rekabet.
 
Çeviri contentious
(s). kavgacı, daima çekişen; ihtilâflı, çekişmeli; (huk). davaya ait.
 
Çeviri contentment
(i). memnuniyet, kanaat, rahatllk, gönül hoşluğu.
 
Çeviri conterminous
(bak). coterminous.
 
Çeviri contest
(f). karşı koymak, muhalefet etmek, itiraz etmek. contest with, contest against (bir kimse ile) mücadele etmek, çekişmek. contestable (s). münakaşa edilebilir,itiraz kaldırır. contested election yeterinden fazla aday bulunan seçim; (A.B.D). itiraz edilen seçim.
 
Çeviri contest
(i). müsabaka; mücadele, çekişme; tartışma, münakaşa; iddia, bahse tutuşma.
 
Çeviri contestant
(i). yarışmacı; bir seçimin sonucuna itiraz eden kimse.
 
Çeviri context
(i). sözün gelişi, bir söz veya davranışa anlam kazandıran içinde vuku bulduğu şartlar; şartlar ve çevre. contex,tual (s). sözün gelişine ait.
 
Çeviri contexture
(i). yapı, içyapı, bünye; düzen, tertip.
 
Çeviri contiguity
(i). hemhudutluk; yekpare bir saha veya kütle.
 
Çeviri contiguous
(s). bitişik, hemhudut.
 
Çeviri continence
(i). itidal, ılımlılık, öIçüIüIük, kendini tutma.
 
Çeviri continent
(i). kıta, anakara. the Continent Avrupa kıtası (ingiltere hariç) the dark Continent Afrika.
 
Çeviri continent
(s). ıIımlı, mutedil; ölçülü, kendine hâkim; iffetli.
 
Çeviri continental
(s). kıtasal; (b.h). Avrupa kıtasına ait; (b.h)., (s)., (i). (Amerikan istiklâl Harbinde) ihtilâlcilere ait (asker, meclis, değersiz para). continental climate kara iklimi. Continental Congress (A.B.D). 1774 ile 1781 yılları arasmdaki Amerikan milli meclisine verilen isim. continental divide bir kıtayı taksim eden su bölümü hattı. continental drift kıtaların yavaş yavaş kayıp yerlerini değiştirmesi. continental shelf kıtanın deniz suları altında kalan kısmı. not worth a continental beş para etmez.
 
Çeviri contingence
(i). bitişme, temas, değme.
 
Çeviri contingency
(i). ihtimal; beklenmedik olay. contingency fund bir bütçede beklenmedik ihtiyaçlara karşı ayrılan para.
 
Çeviri contingent
(i). ihtimal; olay, rastlantı; grup, asker grubu.
 
Çeviri contingent
(s). henüz belli olmayan sebeplere dayanan, şarta bağlı. contingent on dayanarak, bağlı; (huk). vuku bulup bulmayacagı şüpheli olan vakaya tabi.
 
Çeviri continual
(s). sürekli, ardı arkası kesilmez, daimi, mütemadi; sık sık. continually (z). mütemadiyen.
 
Çeviri continuance
(i). devam, süreklilik; (huk). talik, erteleme.
 
Çeviri continuant
(i)., (dilb). (f, v, s, r gibi) uzatılabilen ünsüz.
 
Çeviri continuation
(i). devam, devam etme, sürme; uzatma, temdit.
 
Çeviri continue
(f). devam etmek, sürmek; dayanmak; kalmak; üstünde durmak, ısrar etmek; uzatmak, temdit etmek; (huk). tehir etmek.
 
Çeviri continuity
(i). devamlıIık, süreklilik, ardı arkası kesilmeyiş; program metni; detaylı senaryo.
 
Çeviri continuous
(s). devamlı, sürekli, fasılasız. continuously (z). mütemadiyen.
 
Çeviri continuum
(i). değişmez ve arası kesilmez şey, bölünmemiş şey; (mat). sürekli dizi.
 
Çeviri contort
(f). burmak, bükmek, eğmek, çarpıtmak. contorted (s). buruşuk, bükük. contortion (i). burulma, bükülme, eğilme. contortionist (i). vücudunu türlü şekillere sokan akrobat.
 
Çeviri contour
(i)., (f). dış hatlar, çevre, şekil; (haritada) tesviye hattı, yatay sınır, düzey çizgisi; (f). şeklini meydana getirmek; düzenini takip etmek. contour line eşyükselti çizgisi. contour map düzey haritası.
 
Çeviri contra
önek karşı, zıt, aksi.
 
Çeviri contraband
(s)., (i). ithal veya ihracı yasaklanmış; (i). kaçak mal. contraband of war tarafsız bir ülkenin, harpte taraflardan birine sattığı kaçak harp malzemesi.
 
Çeviri contrabass
(i)., (müz). kontrbas.
 
Çeviri contraception
(i). gebelikten korunma. contraceptive (s)., (i). gebeliği önleyici (hap veya alet).
 
Çeviri contract
(i). anlaşma, mukavele, akit, kontrat; anlaşma metni, mukavelename; briç karar verilen oyun. on contract mukaveleli, anlaşmalı, mukavele ile. contract bridge briç oyunu.
 
Çeviri contract
(f). kasmak, kasılmak, daraltmak, kısaltmak, büzmek; buruşturmak,çatmak (kaş); yakalanmak, almak, duçar olmak (hastalık); anlaşma veya mukavele yapmak; ilişki kurmak.
 
Çeviri contracted
(s). kasılmış, çekilmiş, büzülmüş, kısalmış; pazarlığı edilmiş.
 
Çeviri contractile
(s). kasılabilir, büzülür, kısalır.
 
Çeviri contraction
(i). çekilme, büzülme, kısalma; doğum esnasında rahim adalelerinin gerilmesi; (gram). bir veya birkaç harfin atılması ile yapllan kısaltma; bu şekilde kısaltılmış kelime.
 
Çeviri contractive
(s). kasılabilir, büzüIür, kısalır; çeker, büzer.
 
Çeviri contractor
(i). müteahhit, mukavele yapan kimse; kasan şey, kısaltan şey daraltan şey büzen şey, çeken şey.
 
Çeviri contractual
(s). mukaveleden doğan; mukavele kabilinden, mukaveleye ait, anlaşmaya dair.
 
Çeviri contradict
(f). yalanlamak, tekzip etmek, aksini iddia etmek; karşı olmak, tezat teşkil etmek.
 
Çeviri contradiction
(i). aykırılık, çelişme; yalanlama. a contradiction in terms sözlerde çelişme.
 
Çeviri contradictory
(s). inkâr ve tekzip manasında; aykırı.
 
Çeviri contradistinction
(i). fark, zıt oluş, aksi. in contradistinction to -in aksine olarak.
 
Çeviri contradistinguish
(f). zıddı ile tefrik etmek, ayırmak.
 
Çeviri contrail
(i). jet uçaklannın bazan yüksek irtifada uçarken arkalarında bıraktıkları beyaz çizgi.
 
Çeviri contraindicate
(f)., (tıb). hastalığın mutat tedavisini tatbik etmenin münasip olmadığına delalet etmek. contraindica'tioni , (tıb). kontraendikasyon.
 
Çeviri contralto
(i)., (s). kontralto; (s). kontralto ile ilgili veya ona ait.
 
Çeviri contraposition
(i). karşı koyma; zıtlık.
 
Çeviri contraption
(i)., (k).dili belirli bir iş için kurulan mekanizma, tertibat; şey.
 
Çeviri contrapuntal
(s)., (müz). kontrpuana ait , iki veya daha çok sayıda melodinin bir arada çalınmasından meydana gelen; )bak). counterpoint.
 
Çeviri contrariety
(i). aksilik, zıtlık, tezat.
 
Çeviri contrariwise
(z). bilakis, aksine; ters istikamete.
 
Çeviri contrary
(s)., (i)., (z). ters, karşı, muhalif, aksi, zlt, aykırı; nahoş; aksi istikamette olan; (man). mütenake; (i). aksi ters; (z). aksine. contrary child inatçı çocuk. evidence to the contrary aksini ispat. on the contrary aksine, bilakis. to the contrary.. rağmen. contrarily (z). aksine, bilâkis. contrariness (i). inatçılık.
 
Çeviri contrast
(f). aradaki farkı göstermek üzere karşılaştırmak, mukabele etmek, birbirinin zıddı olmak, tezat teşkil etmek, tezat göstermek, benzememek.
 
Çeviri contrast
(i). tezat, zıtlık, fark ayrılık; tefrik; (fotoğrafta) açık ve koyu kısımlar arasındaki fark. contrasty (s)., (foto). açık ve koyu kısımlar arasında tezat olan.
 
Çeviri contravallation
(i),, (ask). kuşatan ordu tarafından kazılan hendekler hattı.
 
Çeviri contravene
(f). karşı gelmek, muhalefet etmek; itiraz etmek; bozmak, ihlâl etmek.
 
Çeviri contravention
(i). kanuna ve nizama karşı koyma ihlâl; mâni olma. in contravention of hilâfında, ragmen.
 
Çeviri contredanse
(i). halk oyunu.
 
Çeviri contretemps
(i). gaf, pot; insanı mahcup eden veya zor duruma düşüren bir olay.
 
Çeviri contribute
(f). bağışlamak, teberru etmek, iane vermek; katkıda bulunmak. contribute to yardım etmek, iştirak etmek; (gazeteye) yazı vermek. contributor (i). veren kimse, yardım eden kimse, katkıda bulunan kimse; dergi veya gazeteye yazı yazan kimse.
 
Çeviri contribution
(i). yardım, bağış, muavenet, iane; makale, yazı; (tic). vergi, mükellefiyet; aidat, prim; müştereken mesul olanlardan birinin hissesini vermesi hali.
 
Çeviri contributory
(s). yardımcı, iştirakçı; to ile dolaylı olarak sebep olan, katkıda bulunan. contributory negligence (huk). bir kaza vukuunda kazazedenin kısmen suçlu olması.
 
Çeviri contrite
(s). pişman, nadim, tövbekâr. contrition (i). pişmanlık, nedamet.
 
Çeviri contrivance
(i). tertip, tertibat, icat; mekanizma; gizli plan, entrika.
 
Çeviri contrive
(f). kurmak, tertip etmek, düşünmek, icat etmek, yolunu bulmak, bir yol aramak. contrive to do uydurmak, becermek, başarmak. contrived (s). yapmacık, suni.
 
Çeviri control
(i). idare; idare etme, hâkim olma , hâkimiyet, egemenlik; spiritualizmde medyumu hareket ettiren ruh; istenilmeyen bir şeyin etkisini azaltacak program ve tedbir; (çoğ). kumanda cihazları, kontrol kolları ve düğmeleri. control group deney yapılan grupla karşılaştırmak üzere normal halde bırakılan grup. control tower (havaalanında) kumanda kulesi. birth control doğum kontrolu. flood control sel felâketine karşı tedbir.
 
Çeviri control
(f). (-led, -ling) idare etmek, hâkim olmak. controllable (s). idare edilebilir.
 
Çeviri controller
(i). idare eden kimse veya alet, regülatör; muhasebeci, murakıp, kontrolör bütçeye göre ödeme musaadesi vermeye yetkili şahıs.
 
Çeviri controversial
(s). ihtilâflı, çekişmeli; münakaşa edilebilir.
 
Çeviri controversy
(i). tartışma, münakaşa, munazara, ihtilâf, çekişme, mücadele.
 
Çeviri controvert
(f). tekzip etmek, yalanlamak; itiraz etmek; aksini ispat etmek.
 
Çeviri contumacious
(s). inatçı, asi, itaatsiz.
 
Çeviri contumacy
(i). hor görürcesine itaatsizlik; serkeşlik; inat, inatçılık.
 
Çeviri contumely
(i). hakaret, tahkir, küfür.
 
Çeviri contuse
(f). berelemek, ezmek. contusion (i). ezik, bere, çürük.
 
Çeviri conundrum
(i). cevabı kelime oyununa dayanan bir çeşit bilmece.
 
Çeviri conurbation
(i). şehirlerin genişleyip birleşmesi.
 
Çeviri convalesce
(f). nekahet devresinde olmak, iyileşmek. convalescence (i). nekahet. convalescent (s)., (i). nekahet devresi ile ilgili; (i). nekahet halindeki kimse.
 
Çeviri convection
(i)., (fiz). bir gaz veya sıvının ısınarak hafifleyip yükselmesi ve başka bir yerde soğuyup ağırlaşarak aşağı inmesi.
 
Çeviri convenance
(i). geleneğe uygunluk, yakışıklık; (çoğ). terbiye icabı olan şeyler, adap.
 
Çeviri convene
(f). toplamak; (huk). mahkemeye celbetmek ; toplanmak, bir araya gelmek.
 
Çeviri convener
(i). grupu toplantıya çağırıp oturumu açan kimse.
 
Çeviri convenience
(i). uygunluk, rahatIık, kolaylık, münasip oluş, elverişli oluş; (çoğ). konfor. at your convenience size uygun gelen bir zamanda, mümkün olduğu kadar yakın bir zamanda.
 
Çeviri convenient
(s). uygun, elverişli, münasip, müsait, rahat, kullanışlı; kolay ele geçer, kullanılmaya hazır.
 
Çeviri convent
(i). rahibelerin bulunduğu manastır.
 
Çeviri conventicle
(i)., (ing). (tar). gizli dini toplantı.
 
Çeviri convention
(i). kongre, toplantı; mukavele, anlaşma; kabul edilen düzen; âdet, gelenek; (fels). ulaşım. conventioneer (i). delege.
 
Çeviri conventional
(s). âdetlere uygun, göreneksel, geleneksel; beylik, basmakalıp; (güz. san). konvansiyonel. conventional warfare nükleer silah kullanılmayan harp. conventional usage kabul edilen düzen. conventionalism (i). âdetlere bağlılık. conventionalize (f). konvansiyonel hale getirmek. conventionality (i). toplumsal âdetlere bağIılık resmiyet, toplumsal kurallara uyan söz veya davranış.
 
Çeviri conventual
(s)., (i). rahibe manastırına ait; (i). manastıra bağlı rahip veya rahibe.
 
Çeviri converge
(f). bir noktada birleşmeye yüz tutmak; (geom). birbirine yaklaşmak (doğrular); (mat). yakınsak olmak; birbirine yaklaştırmak. convergence (i). birbirine yaklaşma; (fiz)., (geom). doğruların birbirine yakın gelmesi. convergent (s). birbirine yaklaşan.
 
Çeviri conversable
(s). hakkında konuşulabilir; sohbeti tatlı.
 
Çeviri conversant
(s)., with (ile). aşina olan, erbap, yakından bilen, iyi bilen.
 
Çeviri conversation
(i). konuşma, sohbet, muhavere mükâleme. conversation piece dikkati çeken ve kendisinden bahsettiren herhangi bir şey. criminal conversation (huk). zina.
 
Çeviri conversational
(s). konuşmaya ait , konuşmaya hazır, konuşabilir, konuşkan. conversationalist (i). iyi konuşan kimse, sözü sohbeti yerinde kimse.
 
Çeviri converse
(f)., (gen). with (ile). konuşmak, sohbet etmek.
 
Çeviri converse
(s)., (i). zıt, aksi, ters; karşıt; (i)., (man). karşıt olan şey; nakzedici önerme converse'ly (z). aksine olarak,tam tersine.
 
Çeviri conversion
(i). dönme, değişme, tebdil, değiştirme; ilah din değiştirme; ihtida; (huk). başkasının malını zapt etme; (man). önermelerin aksi; (mat). tahvil, hal.
 
Çeviri conversion table
(mat). eş değerleri gösteren cetvel.
 
Çeviri convert
(i). din veya inanç değiştiren kimse , dönme, ihtida eden kimse.
 
Çeviri convert
(f). değiştirmek, tebdil etmek, döndürmek, çevirmek; (tahvil) hisse senetlerine çevirmek ; (öIçü veya miktarı) başka bir sisteme göre göstermek; tahvil etmek; (huk). başkasının malını zapt etmek.
 
Çeviri converter
(i). değiştiren şey veya kimse; çelik imalâtında Bessemer usulünde kullanılan kap; (elek). cereyanı değiştiren alet, çevirgeç.
 
Çeviri convertible
(i)., (s). değiştirilebilen herhangi bir şey; üstü açılıp kapanabilen spor araba; (s). değiştirilebilir, tahvili mümkün. convertible bonds tahviii kabil bonolar. convertible money madeni paraya çevrilebilen kâğıt para.
 
Çeviri convex
(s)., (i). dışbükey, konveks, tümsekli; i yüzeyi dışbükey olan cisim. convex'ity (i). dışbükeylik.
 
Çeviri convey
(f). nakletmek, götürmek, taşımak; geçirmek; ifade etmek; (huk). başkasına terketmek, devretmek. conveyable (s). nakledilebilir; devredilebilir.
 
Çeviri conveyance
(i). nakletme; araba; (huk). terk, feragatname, temlik.
 
Çeviri conveyer, conveyor
(i). nakledici şey veya kimse. conveyor belt taşıyıcı kayış.
 
Çeviri convict
(i). mahkum kimse.
 
Çeviri convict
(f). mahkum etmek; suçlu bulmak.
 
Çeviri conviction
(i). kanaat, inanç; katiyet; ikna; mahkumiyet. carry conviction doğruluğunu belli etmek.
 
Çeviri convince
(f). ikna etmek, inandırmak. convinced (s). emin, kani convincing (s). inandırıcı.
 
Çeviri convivial
(s). şen, keyifli; şenlik ve ziyafete ait convivial'ity (i). şenlik ve ziyafet, eğlence.
 
Çeviri convocation
(i). toplantı, meclis; toplantıya davet; kilise temsiicileri meclisi.
 
Çeviri convoke
(f). toplantıya davet etmek, çağrıda bulunmak.
 
Çeviri convolute
(s). sarılmış, bukulmuş, dürülmuş, helezoni, helisel; karışık, zor anlaşılır.
 
Çeviri convolution.
(i). büklüm,sarılış,dürülüş.
 
Çeviri convolvulus
(i)., (bot). kahkahaçiçeği; sarmaşık gibi sarılan birkaç çeşit fidan. wild convolvulus köpek pençesi, (bot). Calystegia sepium.
 
Çeviri convoy
(i). konvoy.
 
Çeviri convoy
(f). konvoyu korumak; rehberlik etmek.
 
Çeviri convulse
(f). şiddetle sarsmak. be convulsed with laughter gülmekten katılmak. convulsion (i). ihtilâç, katılma, ıspazmoz. convulsive (s). ihtilâç nevinden, ihtilâç gibi.
 
Çeviri cony
(i). tavşan; tavşan kürkü; adatavşanı.
 
Toplam 461 sonuç listeleniyor
Copyright © Dogrusozluk.comSponsor: ip adresim nedir cevaplar için doğru adres ipsorgu.com