cog(i). çark dişi diş; dişli çark; ikinci derecede fakat önemli bir iş yapan kimse, sağ kol. cog rail dişli ray cog railway dişli raylı demiryolu. slip a cog hata etmek, yanlış yapmak.
3D Oyunlar
Türkiye'nin en güzel ve ilk 3d oyun sitesi - 3doyunlar.net
cog(i)., (f). hile; (f). zar tutmak; hile yapmak.
cogent(s). inandırıcı, ikna edici, kuvvetli. cogency (i). ikna kuvveti, inandırıcılık. cogently (z). ikna ederek.
cogitate(f). düşünmek, düşünüp taşınmak, tasarlamak. cogiteble (s). akla gelebilir, idrak olunur, anlaşılır, kavranabilir. cogita'tion (i). düşünme, düşünüp taşınma cogitative (s). fikir sahibi olan, düşünceli.
cognate(s)., (i). kan bağı ile bağlı olan; aynı kökten gelen (dil, kelime); aynı huyda, birbirine benzer; (i). akraba; aynı soydan veya cinsten olan şey. cogna'tion (i). aynı soydan veya kökten gelme.
cognition(i). bilme, vukuf; idrak, kavrama; aklın bilme veya idrak kabiliyeti.
cognizable,(ing).cognisance (s). idrak olunur, tanınabilir; mahkemenin yetki kapsamına giren.
cognizance, cognisance(i). idrak, kavrama; farkına varma; bilgi, malumat; (huk). mahkemenin davayı dinlemesi; itiraf; kaza hakkı; yetki alanı; bilgi veya gözlem alanı. It falls within my cognizance .Beni ilgilendirir. take cognizance of dikkat etmek, göz önüne almak; önem vermek, karışmak, yetkisi ve görevi dahilinde bulunmak (mahkeme). cognizant of haberdar, farkında olan, bilen.
cognize(f). bilmek, idrak etmek, kavramak; tanımak.
cognomen(i). soyadı; lakap. cognoscente, conoscente (konyoşen'tey, konoşen'tey) (i). (çoğ -ti) erbap, ehil, bir işe vakıf olan kimse.
cognovit(i)., (huk)., (Lat). itirafname, ikrar, davalınln yazılı ikrar ve kabulü.
Toplam 15 sonuç listeleniyor